İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

Polis Akademisinin 'Kovid-19' raporunda 'biyolojik terör tehdidi' uyarısı

Polis Akademisi Başkanlığınca "Kovid-19 Salgını ve Sonrası Psikolojik ve Sosyolojik Degerlendirmeler" başlıklı rapor hazırlandı. Raporda, terör örgütlerinin, Kovid-19'la mücadele eden devletlerin bu alandaki olası zayıflıgını kullanarak gelecek yıllarda terör eylemlerinde biyolojik silahlara yönelebileceği, buna karşı güvenlik teknolojilerinin önem kazanacağı tespitine yer verildi

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 01 Mayıs 2020 11:54, Son Güncelleme : 01 Mayıs 2020 12:04
Polis Akademisinin 'Kovid-19' raporunda 'biyolojik terör tehdidi' uyarısı

- Polis Akademisi Başkanlığınca hazırlanan "Kovid-19 Salgını ve Sonrası Psikolojik ve Sosyolojik Degerlendirmeler" raporunda, terör örgütlerinin, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadele eden devletlerin bu alandaki olası zayıflıgını kullanarak terör eylemlerinde biyolojik silahlar kullanabileceği öngörüsünde bulunuldu.

Çin'in Vuhan kentinde 2019'un aralık ayında baslayan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının etkilerinin, sosyoloji ve psikoloji disiplinlerinin penceresinden ele alındığı raporda, salgın sonrasında toplumsal yapıda ve psikolojik düzeyde ortaya çıkabilecek degisimlere ilişkin bazı öngörülere yer verildi.

- Yabancı düşmanlığı artabilir

Salgının kitlesel psikoloji üzerindeki önemli anlık etkilerinden birinin, korku ve kaygı düzeylerindeki artıs olduğu vurgulan raporda, buna baglı olarak tutum ve davranıs kalıplarında degisiklikler beklenebileceği belirtildi. Salgınla birlikte görülme sıklıgı artacak ölüm korkusu ve yaygın dehset hissi insanların benlik saygılarını etkileyeceğinden bu saygıyı tamir etmek için insanların kültürel degerlerine ve inanç sistemlerine daha fazla sahip çıkmaya yönelecekleri tespitine yer verilen raporda, salgın sırasında kültürel içe kapanma söz konusu olabileceginden komplo teorilerine inanma durumunda ve yabancı düsmanlıgında artış olabileceğine işaret edildi.

- Nöropsikolojik etkileri olabilir

Salgın sırasında ise gitmek zorunda olanlardan salgından korunma imkanları ortalamanın altında bulunanlar, yakınlarını veya tanıdıklarını salgın nedeniyle kaybedenler gibi kırılgan gruplar arasında çaresizlik, umutsuzluk ve yas durumunun dirençli psikolojik sorunlara yola açabileceği kaydedilen raporda, salgın karsısında ciddi bir önlem olan sosyal izolasyonun, zaman içerisinde bireyler üzerinde nöropsikolojik açıdan olumsuz sonuçlar dogurma potansiyeline sahip olduğu ifade edildi.

- "Aile bağlarının güçlenmesi beklenebilir"

Raporda, Kovid-19 salgınına ilişkin tespit ve öngörüler şöyle sıralandı:

"Salgın, teknolojik araçlarla yaygın iletisim kurmanın önemli oldugunu göstermistir. Öte yandan sosyal medyanın ve iletisim teknolojilerinin günlük yasamdaki rolünün artmasıyla orta yaslarda teknolojik bagımlılık oranında artıs beklenebilir.

Salgının olumsuz etkilerinin yanında olumlu birtakım sonuçları da olabilir. Örnegin aile baglarının güçlenmesi, dayanısma, yoksullara yardım, sınıflar arası empati gibi konularda kalıcı birtakım gelismeler beklenebilir.

Diger bir olumlu sonuç da salgın karsısında rasyonel tutumlar gelistirmek bakımından bilimsel arastırmaların önemine ve genel anlamda bilime karsı kütlesel düzeyde ilginin ve saygının artması olarak görülebilir.

Salgın sonrasında bazı teknolojik uygulamaların hızla yaygınlasması öngörülmektedir. Yapay zeka, kisisel verilerin depolanması ve paylasımı, bireylerin izlenmesi, bu uygulama alanlarının basında gelmektedir.

Salgının, uluslararası örgütlenmeler üzerinde köklü etkileri olacagı öngörülmektedir. Örnegin Dünya Saglık Örgütünün varlıgı ve fonksiyonları ciddi anlamda sorgulanmaya baslanmıs, örgüte önemli finansal kaynak saglayan ABD, 2020 yılının nisan ayında bu kaynagı durdurdugunu açıklamıstır. Bu durum, yeni ve daha islevsel bir küresel saglık örgütlenmesine dogru geçisin ilk isareti olarak görülebilir.

Salgının insanların hijyen, sosyal mesafe, tüketim ve tasarruf alıskanlıklarında ve davranıslarında kalıcı degisiklikler getirmesi ve bu alanlarda yeni normların gelismesine aracılık etmesi öngörülmektedir.

Salgın, sosyal güvenlik anlayısında ve uygulamalarında degisiklikler getirecektir. Kovid-19 salgınıyla birlikte özellikle ABD gibi bireyciligin ön planda oldugu ülkelerde ekonomik imkanlardan yoksun bireylerin sosyal güvenceden de yoksun olmasının aslında bireysel bir konu olmadıgı, toplumun tamamını ilgilendiren bir sistemik soruna kolaylıkla dönüsebildigi görülmüstür."

- Pandeminin psikolojik etkileri 3 boyutta değerlendirildi

Pandeminin psikolojik etkilerinin, "sosyal iliskiler", "belirsizlik" ve "yasamsal kırılganlık" olmak üzere 3 boyutta değerlendirildiği raporda, Kovid-19 ile insanların hayatına giren fiziksel izolasyon ve monoton aktivitelerin, sosyal iliskileri olumsuz etkiledigi ifade edildi.

Raporda, fiziki izolasyon sürecindeki tekdüze hayat tarzı ve salgındaki belirsizlik etkileriyle süreç içerisinde bazı insanların komplo teorilerine daha fazla inanabileceklerine, bireyler arası siddetin yanı sıra zihinsel, duygusal bozukluklar ve davranıs bozukluklarında artıs görülebileceğine dikkat çekildi.

- "Sürecin yönetilmesinde verilen mesajlar kısa ve anlaşılır olmalı"

Belirsizliğin, kendilerini evlerinde izole eden insanları psikolojik olarak zorlayan en önemli faktörlerden biri olduğu belirtilen raporda, "Insanlar tehlikeli ve belirsiz durumlara tepkilerini olustururken verileri rasyonel olarak degil hızlı, otomatik ve hayatta kalma hedefiyle algılamaya meyillidir. Dolayısıyla verilen mesajların kısa, anlasılması kolay sekilde çerçevelenmesi sürecin yönetilmesine yardımcı olabilir." önerisinde bulunuldu.

İnsanların bu süreçte yasamsal kırılganlık (ölüm dehseti) ile yüzlesmek zorunda kaldıkları belirtilen raporda, kısa vadede insanların kisisel hayatta kalma mücadelelerine odaklanırken aynı zamanda kültürel degerlerine daha sıkı baglanmalarının beklenebileceği bildirildi.

- "Terör örgütleri, bu alandaki zayıflığı avantaja dönüştürebilir"

Ülkelerin salgına baglı saglık sorunları karsısında düstükleri zayıf durumun, tehdit tanımlamalarında ve güvenlik yaklasımlarında belirgin bir degisimi beraberinde getireceğine işaret edilen raporda, "Bu degisim iki yönlü olabilir. Terör örgütleri, devletlerin bu konudaki zayıflıgını degerlendirerek kendi açılarından bu durumu bir avantaja dönüstürebilir ve gelecek yıllarda terör eylemlerinde biyolojik silahlara yer verebilirler. Ikinci olarak terör örgütlerinin bu tür yollara basvurma ihtimalinin belirmesi, devletlerin tehdit anlayıslarında degisimi beraberinde getirebilir. Bu degisim, intihar bombalarının güvenlik anlayısı ve güvenlik teknolojileri üzerindeki etkisine benzer bir etkiyle kendisini gösterecektir. Nano-teknolojinin, biyokimyasal temelli teknolojilerin ve yapay zekanın kullanıldıgı güvenlik teknolojilerinin büyük önem kazanacagı söylenebilir." ifadeleri kullanıldı.

- Kovid-19'a karşı en önemli silahlar

Küresellesme, nüfus artısı, savaslar ve terör olayları, sanayilesme ve tüketimin atmosfer ve çevre saglıgı üstündeki etkileri, uluslararası seyahat ve ticaretin giderek artması, antimikrobiyal ilaçların yanlıs ve yaygın kullanımı ve asılara süpheyle yaklasan kesimin dünyada sayıca artmaya baslamasının Kovid-19 salgınından sonra da salgınların ortaya çıkma olasılıgını artıran faktörlerden birkaçı olduğuna işaret edilen raporda, insanoğlu ile Kovid-19'un "savaş"ında tıbbi gelismeler ve teknoloji kullanımının en önemli silahlar oldugu kaydedildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber