Tarım ilacındaki riskler raporda

Alman ilaç ve kimya şirketi Bayer, ABD'de satılan "glifosat" etken maddeli tarım kimyasalı Roundup'a karşı açılan davalarda anlaşma yoluna gitmiş, kansere yol açtığı iddiasıyla açılan 125 bin davanın dörtte üçünün, 10 milyar 900 milyon dolar tazminat karşılığında geri çekileceğini duyurmuştu.

Haber Giriş : 07 Temmuz 2020 08:07, Son Güncelleme : 07 Temmuz 2020 08:08
Tarım ilacındaki riskler raporda

Milliyet'ten Paşa Alyurt'un haberine göre: ABD'deki davaların ardından söz konusu ilaca yönelik Türkiye'de açılan ilk davada yeni bir gelişme yaşandı. 10 Temmuz'da Ankara 18. İdare Mahkemesi'nde görülecek duruşma öncesinde Ankara Üniversitesi (AÜ) Veteriner Fakültesi'nce hazırlanan ve dava dosyasına giren raporda, çarpıcı tespitlere yer verildi.

Ölüme varan etkiler

Birçok kaynaktan yararlanılan raporda, "glifosat" maddesinin hayvanlardaki etkilerine yer verildi. Raporda, glifosatın yüksek doz kullanımının bazı hayvanlarda kısırlığa yol açabileceği, farklı organların etkilenerek ölüme varan etkilere neden olabileceği ifade edildi. Ayrıca bazı kaynakların savunduğu, suda yaşayan hayvanlarda da söz konusu maddenin metobalizma bozukluklarına, ağır böbrek hasarlarına neden olabileceğine ilişkin iddialar da raporda yer aldı. Raporda, suda yaşayan bazı hayvanların Roundup'a maruz bırakıldıklarında karaciğer hücreleri ve mitokondrilerinde olumsuz sonuçlar görülebileceği ifadelerine de yer verildi.

'Arılar büyüyemiyor'

Raporda, bal arılarına yönelik çalışmalarda glifosatın özellikle erken dönem bal arısı larvalarının büyümesini geciktirdiği tespitine de yer verildi. Raporda, "Bu etkinin glifosatın arı larvalarında stres kaynağı olarak davrandığı ve bazı bağışıklık sistemi genlerini değiştirdiği ifade edilmektedir" denildi.

Raporun sonuç bölümünde, "Zirai mücadele amacıyla kullanılan 'glifosat' ve formülasyonlarının hayvanlarda akut zehirlenmeye yol açmayabileceği, bununla beraber tekrarlanan dozlarda sürekli alınmasına bağlı olarak (kronik maruziyet) evcil hayvanlarda ciddi ve geri döndürülemeyecek nitelikte bozukluklara neden olabileceği, gerek karada ve gerekse suda yaşayan hayvanlarda da benzer olumsuzluklara yol açabileceği görülmektedir" denildi.

Avukat Senih Özay, bir çiftçi arkadaşı tarafından çekilen ve ilacın kullanıldığı ürünle, kullanılmadığı ürünü gösteren fotoğrafları Milliyet'le paylaştı.

'Bilim dünyası bölünmüşse bir mahzur var demektir'

Konuya ilişkin Milliyet'e değerlendirmelerdede bulunan Avukat Senih Özay şunları söyledi:

"Mahkeme ara kararı ile çeşitli kurumlara yazı gönderdi. Hacettepe Eczacılık Bölümü Fakültesi, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü, Ankara Üniversitesi Veterinerlik Bölümü, Ziraat odaları, Ziraat Mühendisi Odaları ve bir Onkoloji Derneği'nden bilirkişi raporu istedi. Bu yazıların ise birçoğuna yanıt geldi. Onkoloji Derneği; 'ABD ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) bu ilacın mahzuru var diyor ama AB kesin değil' gibi bir görüş sundu. Bitki Koruma Bölümü ise, 'Bu ilaç çok tehlikelidir, yasaklanmalıdır' diye görüş açıkladı. Bilim insanları bölünmüşse, biri 'mahzur var', biri 'mahsur yok' diyorsa, burada bir mahzur vardır."

Ordu ilinin söz konusu ilacın en fazla tüketildiği ve en fazla zararın yaşandığı bölge olduğunu savunan Özay, "Antalya, Alanya, Debre, gibi bölgelerde bu ilaç yoğunluklu olarak kullanılıyormuş. Ancak özellikle Manisa Salihli'deki üzüm bağlarında bu ilaç çok sık kullanılıyor" dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber