FETÖ'nün 'Türkiye eğitim danışmanı' 15 Temmuz sonrası ülkeye dönmüş

Davanın iddianamesinde, FETÖ'nün sözde "Türkiye eğitim danışmanı" Mesut Yıldırım'ın, 15 Temmuz darbe girişiminden 5 gün önce yurt dışına çıkıp, darbe girişiminden bir gün önce tekrar Türkiye'ye döndüğüne dikkat çekildi-

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 22 Temmuz 2020 11:20, Son Güncelleme : 22 Temmuz 2020 11:22
FETÖ'nün 'Türkiye eğitim danışmanı' 15 Temmuz sonrası ülkeye dönmüş

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) sözde "Türkiye Eğitim Danışmanı" Mesut Yıldırım ile örgütün Anadolu Yakası'ndaki kadınlardan sorumlu üst düzey yöneticisi olan eşi Gülseren Yıldırım hakkında açılan davanın dosyasının Ankara'ya gönderilmesine karar verildi.

İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, sanıklar Mesut ve Gülseren Yıldırım tutuklu bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Duruşmada sanıkların avukatı da hazır bulundu.

Sanıkların avukatı duruşmada söz alarak, müvekkilleri hakkında Ankara'da benzer suçlardan yargılama olduğunu belirterek, görülmekte olan dava dosyasının Ankara'daki dosyayla birleştirilmesini isteyerek, akabinde savunma yapacaklarını ifade etti.

Mahkeme heyeti, sanıklar Mesut Yıldırım ve Gülseren Yıldırım'ın mevcut delil durumunu dikkate alarak tutukluluk hallerinin devamına hükmetti.

Sanıkların benzer suçlardan Ankara'da davalarının olduğunu göz önüne alan heyet, dava dosyanın Ankara'daki dosya ile birleştirilmesine karar vererek, duruşmayı erteledi.

- İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sanık Mesut Yıldırım'ın FETÖ'nün sözde Türkiye eğitim danışmanı olduğu ve örgütün haberleşme ağı olan ByLock kullandığının tespit edildiği anlatıldı.

Sanık Yıldırım'ın hücre evinde 27 Ağustos 2019 sahte kimlikle yakalandığı belirtilen iddianamede, sanığın 15 Temmuz darbe girişiminden 5 gün önce yurt dışına çıkıp, darbe girişiminden bir gün önce tekrar ülkeye döndüğü vurgulandı.

FETÖ'nün sözde "Türkiye Eğitim Danışmanı" olan sanığın tüm ülke çapında örgüt tarafından yürütülen her türlü öğrenci faaliyetinden, öğrenci evlerinden, yurtlardan, dershanelerden, özel öğretim kurumlarından sorumlu olduğunun belirlendiği anlatılan iddianamede, bu örgütün bel kemiğinin öğrenci evleri/dershaneler/özel okullar olduğu, küçük yaşlarda bu birimlerde yetiştirilen, örgüt propagandası ile beyinleri yıkanan çocukların/gençlerin ilerleyen aşamalarda devletin değişik birimlerine yerleştirildiği ve hatta mahrem yapılanmalar içerisinde yer aldıkları düşünüldüğünde, şüphelinin üstlendiği görevin öneminin görüldüğü kaydedildi.

İddianamede, sanık Mesut Yıldırım'ın örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in örgüt mensuplarına 17-25 Aralık sürecinden sonraki günlerde Bank Asya'ya hesap açılması veya mevcut hesapların arttırılması talimatı üzerine Bank Asya hesabındaki para miktarını kademeli şekilde arttırdığı, bunu yapabilmek için mali anlamda zarar etmek pahasına başka bir bankadan kredi çekip bu bankaya yatırdığı, bu nedenle örgüt elebaşından gelen talimatlara uyduğu aktarıldı.

Sanık Mesut Yıldırım'ın Bylock yazışmalarının yer aldığı iddianamede, 2016 yılı başlarında halen örgüt adına yoğun şekilde faaliyet gösterdiği, farklı illerdeki örgüt üyelerine çeşitli talimatlar ilettiği, sürekli dikkatli davranmaları konusunda uyardığı, toplantıları organize ettiği, örgüt yapılanması içerisindeki aksaklıkları gidermeye çalıştığı, FETÖ elebaşı Gülen'den "büyüğümüz" olarak bahsettiği, bu kişiden doğrudan talimat aldığı ve alt birimlere ilettiğinin anlaşıldığı kaydedildi.

İddianamede, Mesut Yıldırım'ın eşi olan ve sahte kimlikte birlikte aynı evde yakalanan sanık Gülseren Yıldırım'ın da Bylock kullanıcısı olduğu, bu programda ''Nurefşan Yıldırım'' adını kullandığı, örgütün Anadolu Yakası'ndaki kadınlardan sorumlu olduğu anlatıldı.

Sanıklar Mesut ve Gülseren Yıldırım'ın ''silahlı terör örgütü kurma veya yönetme'' ve ''resmi belgede sahtecilik'' suçlarından 18'er yıldan 30'ar yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları isteniyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber