Dizel sırası beklemek isteyemeyenler benzinli araca yöneldi

Türkiye'de benzinli araçların pazar payı bu yıl ilk kez yüzde 50'nin üzerine çıktı. Sektör temsilcilerine göre farklı sebepler olsa da temel neden, dizel araç için sıra beklemek istemeyen tüketicinin bayilerdeki hazır araçlara yönelmesi.

Kaynak : TRT
Haber Giriş : 08 Ağustos 2020 23:39, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:00
Dizel sırası beklemek isteyemeyenler benzinli araca yöneldi

Sertaç Aksan

Pandemi döneminin ardından kısa zamanda çok ciddi bir sıçrama yapan ve satış grafiğinde son derece hızlı bir yükseliş sergileyen otomotiv sektörü yoluna hızla devam ediyor.

Geçen temmuz ayındaki 87 bin 401 adetlik otomobil ve hafif ticari araç satışıyla bir rekora imza atan otomotiv sektörü, Avrupa pazarının yüzde 40 daraldığı bir dönemde yüzde 60 büyüme ile dikkatleri üzerine çekti.

Benzinli aracın pazar payı yükseldi

Satış rakamları yakıt tipine göre incelendiğinde veriler, Türkiye'de sadece satışların artmadığını, tüketicilerin alışkanlıklarında da değişimler olduğunu ortaya koyuyor. Bu yılın ocak-temmuz döneminde dizel araç satışının 114 bin 936 olduğu ve pazar payının yüzde 42,10 olduğu görülüyor.

Benzinli araçlar ise kısa zamanda ulaştığı satış rakamları ile dikkat çekiyor. Bu yılın ilk 6 ayında 137 bin 446 adet satışa ulaşan benzinli araçlar, bu rakamla pazar payını yüzde 50,34 seviyesine çıkardı. Geçen yıl aynı dönemde benzinli araçların pazar payı yüzde 36,68 olarak kayıtlara girmişti.

Tüketiciyi etkileyen farklı faktörler var

Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği (OYDER) Başkanı Murat Şahsuvaroğlu, Türkiye'nin otomotiv satışlarında yakaladığı başarılı grafiğe dikkat çekerek, "İhracatın yıldızı olan otomotiv sektörü, pandemi sonrasında yakaladığı satış grafiği ile ülkemiz ekonomisi için ne denli önemli olduğunu bir kez daha gösterdi" şeklinde konuştu.

Vatandaşın tercihlerini etkileyen farklı faktörler bulunduğunu ve bunların başında 'tedarik kolaylığı' olduğunun altını çizen Şahsuvaroğlu, şöyle devam etti:

"Üreticinin de ithalatçının da elinde en fazla bulunan araç türü benzinli olanlardı. Dolayısıyla tedarik kanalları benzinli araç için çok daha hızlı işledi, işliyor. Bu da tüketici için en önemli tercih meselelerinden biri haline geldi.

Araç sahibi olmak isteyenlerin kimi sıra beklemek istemedi, kimi kredi teşviki ve düşük faizi kaçırmaktan çekindi. Sonuç olarak bayide var olan araca talep arttı. Durum böyle olunca da benzinli araçların pazar payı bu yılın ilk ayında yüzde 50'nin üzerine çıktı. Satış rakamlarına baktığınızda geçen yıl aynı döneme göre yüzde 118'lik bir artış var.

Benzinli aracın yükselişi devam edecek

Tabii tüm bunların yanında 2025 itibarıyla Avrupa'da dizel araçların olmayacağı gerçeği, küçük hacimli dizel motor üretimlerindeki devamlılığın bitmesi durumu gibi etmenler Türkiye'de benzinli araca olan eğilimin artmasını beraberinde getirecek.

Pompa fiyatlarında dizel ile benzinlinin çok yakın bir duruma gelmesi, benzinli araçların daha düşük fiyata satılması, bakımlarının dizele göre daha ucuz olması gibi yan etkenler de tüketicinin kararını etkiledi. Pandemi sonrasında insanların metro, otobüs, uçak ya da benzer araçlardan kaçındığını, servise dahi binmek istemediğini biliyoruz. Tüm bunları alt alta koyunca ortaya yukarıda bahsettiğimiz tablo çıkıyor."

İkinci eldeki artış bir süre daha devam eder

Murat Şahsuvaroğlu, Türkiye'de son dönemde sıkça tartışılan ikinci el otomobil pazarındaki fiyat artışının farklı sebepleri olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Serbest piyasanın şartları belli. Anayasa ile sabit bu durum. Ancak ikinci el artışın temelinde şahısların alım satımları var. Yetkili satıcıların fiyatları bir liste ile sabit. Her ürünün de fiyatı net. Ama yetkili bayiden araç alan şahıs ya da oto galerici gidip bu araçları 10 bin ile 40 bin TL arasında değişen kar oranlarıyla satmaya çalışırsa buna bizim yapabileceğimiz bir şey yok.

Ancak ikinci eldeki artışın farklı sebepleri de var. Sıfırda fiyatlar yükseliyor, bu durum ikinci ele de yansıyor. Hurda teşviki bitti. Zaten 15 bin liraya yakın buradan bir artış var. Euro 6 emisyonunun bir üst modeline geçildi ve araç başı 600 euro maliyet artışı oldu. Sıfır araçlar bu sebeplerle yükselince ikinci el de onları takip etti.

Otomotiv piyasasında arz-talep dengesinin ekim ayında kendini bulacağına inanıyorum. Bu döneme kadar artış devam eder. Eğer söz konusu dönemde denge bulunamazsa artış da sürecektir.

Uygun faiz devam ederse, tüketiciye kolaylık sağlanırsa biz satış rekorları kırmaya devam ederiz. İhracatın yıldızı olmayı da vergi toplama merkezi gibi görev üstlenmeyi sürdürürüz. Otomotiv sektörüne yapılacak her türlü destek hükümetin kasasına nakit götüren bir lokomotif olarak görülmeli ve adımlar buna göre atılmalı."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber