İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

Memurların, çocuklarını sürekli işyerine getirmesi doğru mu?

Bir takipçimizin kamu kurumlarında başka seçenekler varken personelin çocuğunu sürekli işyerine getirmesinin yol açtığı rahatsızlıklar konusundaki değerlendirmelerine aynen yer veriyoruz.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 01 Eylül 2020 12:00, Son Güncelleme : 01 Eylül 2020 09:18
Memurların, çocuklarını sürekli işyerine getirmesi doğru mu?

Bir takipçimizin kamu kurumlarında başka seçenekler varken personelin çocuğunu sürekli işyerine getirmesinin yol açtığı rahatsızlıklar konusundaki değerlendirmelerine aynen yer veriyoruz.

"Biliyorsunuz ki kamuda çalışan bir sürü annemiz var. Bu annelerimiz (pandemi öncesinde de devam ediyordu pandemiye özgü durumları kastetmiyorum) bazı gerekçeleri bahane ederek tam gün veya yarım gün çocuklarını da kamu kurumuna getiriyorlar. Öyle ki bir önceki çalışma yerimde bir memur doğum izninden sonra işe bebeğiyle başlamış ücretsiz izin veya yarım gün çalışma hakkı varken bu hakkını kullanmamış 1 yılı aşkın süredir çocuğunu kamu kurumunda büyütmüştür ve hala büyütmektedir. Bazı zorunlu durumlar hariç olmak üzere memurlara verilen bu inisiyatiflerin artık birçok memur anne tarafından suistimal edilir hale gelmiş olduğunu gözlemliyorum. Kamu kurumu kimsenin kendi mülkü veya tapulu malı değildir. Bir memur eğer ki devletten maaş alıyorsa o maaşın hakkını veren çalışmayı yerine getirmek zorundadır. Çocuğuyla birlikte işe gelen memur çoğu zaman işte mesaisini doldurmaya geldiği gibi henüz daha bebek olan veya oyun çağında olan çocukları ister istemez diğer memurların da sağlıklı bir çalışma yerine getirmesini engellemektedir. Bu durum kamu kurumunda ciddiyetten ve disiplinden uzak bir ev ortamının oluşmasına sebebiyet vermektedir. Halbuki yöneticilerimiz çocuklarını bırakacak bir yer bulamayan annelerimize ücretsiz izin konusunda kolaylık sağlarlarsa hem annelerimiz çocuklarımızın bakımını daha sağlıklı yapabilir hem kamu kurumunda daha ciddi ve disiplinli bir ortamda sağlıklı bir çalışma gerçekleştirebilir hem de çocuğunu kuruma getiren annenin kuruma olan katkısı ciddi oranda azaldığı için kamu kurumu maddi anlamda zarardan kurtulabilir diye düşünüyorum. Öyle müdürlerimiz var ki bile isteye bu disiplinsiz ortama göz yumuyor ve kendisinin ayrı bir çalışma ortamı ve odası varken diğer memurları bir çeşit kreş ortamında çalışmaya mecbur bırakıyor.

Ben kamu kurumunda çocuk büyütmenin ve çalışma ortamına sık sık çocuk getirmenin herhangi bir yaptırımı olup olmadığını sormak istiyorum. Böyle bir durumla karşılaştığımızda hangi mercilere şikayette bulunmalıyız? Kamu kurumunu bu şekilde kendi evi gibi kullanan kişiler herhangi bir cezai yaptırıma tabi olurlar mı? Bu tür disiplinsizlikleri nereye ve nasıl bildirmeliyiz?"

İşi gereği doğup büyüdüğü yerlerden farklı şehirlerde, ailesinden uzakta yaşamak zorunda kalan anne ve babaların en çok zorlandıkları alanlardan biri çocuk bakımı. Kurumlara ait kreş sayı ve kapasitesi ihtiyacı karşılamaktan uzak, gözünüz arkada kalmadan çocuğunuzu emanet edebileceğiniz bir bakıcı bulmak zor, özel kreş ücretleri yüksek. Çekirdek aile yapısı ile büyük şehir yaşam koşulları ve çalışma hayatının şekli dikkate alındığında tam anlamıyla çözüm getirilmesi de zor bir alan.

657 sayılı Kanunda çocuk sayısına bağlı olarak verilen iki, dört veya altı aylık yarı zamanlı çalışma imkanı, süt izni uygulaması, 24 aya kadar aylıksız izin hakkı bebeği olan çalışanlar için sağlanan haklar arasında. Ayrıca 2016 yılında kanunlaşan ancak usul ve esasları halen belirlenemediği için uygulama imkanı olmayan ilkokul çağına kadar yarı zamanlı çalışma hakkı da bu alanla ilgili düzenlemelerden biri.

Kanunda yer alan yukarıda saydığımız haklar dışında fiili bir çözüm yolu da çocukların iş yerine getirilmesi. Kimsenin severek isteyerek çocuğunu çalışma ortamının içine soktuğunu sözleyemeyiz. Ancak işyeri öncelikle çalışanlara ve işi olan vatandaşlara ait belirli kuralları ve hizmet standartları olan bir yer. Çocukların bedensel ve ruhsal gelişimlerine uygun bir yer değil. İçinde bulunduğumuz pandemi sürecini bir tarafa bırakırsak sadece zorunlu ve geçici durumlar için kullanılması mümkün.

Başka seçenekler kullanılmaksızın çocuğun işyerine getirilmesinin sürekli bir hal alması, ister istemez çalışma ortamının havasını ve sükunetini bozmakta, insani bir durum olması sebebiyle kimse rahatsızlığını ifade edememekte. Bir bakıma mesai arkadaşlarının ve amirlerin iyi niyeti suistimal edilmekte, bir hak amacı dışında kullanılmaktadır.

Sorunun çözümü için öncelikle birim amirlerinin bu konuda önlem alması yerinde olacaktır. Personel ile nazikçe konuşulmalı, çözüm önerileri konusunda yardımcı olunmalı, işleri aksatmayacak ve diğer personelin iş yükünü artırmayacaksa mesai saatleri konusunda kolaylık sağlanmalıdır.

Çocuğun sürekli ve rahatsızlığa yol açacak şekilde işyeri ortamında bulundurulması 657 sayılı Kanunda doğrudan bir disipline aykırı fiil olarak düzenlenmemekle birlikte, bu davranışın dolaylı olarak;

- 125/A maddesinde yer alan; verilen emir ve görevlerin tam ve zamanında yapılmasında, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasların yerine getirilmesinde, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçlerin korunması, kullanılması ve bakımında kayıtsızlık göstermek veya düzensiz davranmak,

- 125/B maddesinde yer alan; Devlete ait resmi araç, gereç ve benzeri eşyayı özel işlerinde kullanmak, kurumların huzur, sükün ve çalışma düzenini bozmak,

fiilleri kapsamına alınabileceğini değerlendirmekteyiz.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber