Aile hekimlerine ilişkin 4 onama kararı

Danıştay'ın Aile hekimlerine ilişkin 4 onama kararını yayımlıyoruz

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 26 Aralık 2020 00:02, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01
Aile hekimlerine ilişkin 4 onama kararı

Birinci Kararda:

5258 sayılı Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Kanun uyarınca aile hekimi statüsüne geçen davacıya, talebi doğrultusunda eski kadrosuna iadesi söz konusu olmadığı sürece, Atama ve Nakil Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasına ve "aile hekimi" statüsünü re'sen sona erdirecek şekilde işlem yapılamayacağı yönündeki ilk derece mahkemesi kararı onanmıştır.

İkinci Kararda:

29/08/2014 tarihinde ilanda da (ikinci ilan) nüfus bilgisinin "1.649" olarak gösterildiği, ikinci ilana ilişkin yerleştirme işleminin 30/09/2014 tarihinde yapıldığı ve davacı tarafından tercihte bulunularak dava konusu yerleştirme işleminin yapıldığı, ancak, davacı tarafından söz konusu yerde göreve başlanıldığında, anılan yerin nüfusunun "1.143" olduğunun görüldüğü ve davalı idarenin ilanındaki yanıltıcı nüfus rakamı ile iradesinin fesada uğratıldığı gerekçeleriyle atama işleminin iptalini istemiş ve ilk derece mahkemesi işlemi iptal etmiştir. Karar onanmıştır.

Üçüncü Kararda:

Davacının, aile sağlığı merkezinin ortak giderlerine katılmadığı, bu yüzden diğer iş arkadaşları ile tartışma yaşadığı açık olmakla birlikte, tartışmaların tehdit veya hakaret niteliğinde bulunmadığı, alınan ifadelerde buna ilişkin bir beyanda bulunulmadığı, başkaca hakaret ya da tehdit içeren söz ve fiilin tespit edilmediği, bir fiilin hakaret ya da tehdit olarak algılanabilmesi için somut bir ifade, bir saldırı veya bir fiilin bulunması gerektiği, salt tartışma yaşanmasının, bir tehdit ya da hakaret sayılamayacağı, bu durumda, hakaret ya da tehdit niteliğinde eylemi tespit edilemeyen davacının (20) ihtar puanı ile cezalandırılmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline hükmedilmiştir. Karar onanmıştır.

Dördüncü Kararda:

Davacının görev yaptığı aile sağlığı merkezinde, mesai denetimi konusunda herhangi bir mesai takip cihazı, kart okuyucu ya da mesai imzalama cetvelinin bulunmadığı ve mesai kontrollerinin kimin tarafından ve nasıl yapılacağı konusunda da bir açıklık bulunmadığı göz önüne alındığında; davacının, davaya konu edilen zamanda mesaiye geç geldiği hususunun, yalnızca davacı hakkında tutanak düzenleyen aile hekimlerinin ifadesi dikkate alınarak değerlendirilemeyeceği, kaldı ki, disipline konu fiilin şüpheden uzak bir şekilde ortaya konulabilmesi için, konu ile ilgili lehe ve aleyhe olan bütün ifadelerin alınması gerektiği, davalı idare tarafından, davacının belirtilen saatte işyerinde olup olmadığının, muayenesi yapılan ve reçetesi yazıldığı belirtilen hastaların ve dinlenilmesini istediği tanıkların ifadesi alınmak suretiyle tam olarak ortaya konulması gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak davacının, mesaiye geç geldiğinden bahisle (5) ihtar puanı cezası ile tecziyesine yönelik tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline hükmedilmiştir.

T.C.

DANIŞTAY

İKİNCİ DAİRE

Esas : 2016/4411

Karar : 2020/915

Tarih : 18.02.2020

TEMYİZ EDEN (DAVALI): ...

VEKİLLERİ: ...

KARŞI TARAF (DAVACI): ...

VEKİLİ: ...

İSTEMİN KONUSU: ... İdare Mahkemesince verilen ... günlü, E: ...; K:... sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava Konusu İstem: Dava; ... ili, ... No'lu Aile Sağlığı Merkezinde aile hekimi olarak görev yapan davacının, Devlet hizmet yükümlülüğü kurası sonucu ... ili, ... Devlet Hastanesine atanmasına ilişkin 14/01/2015 günlü, 215 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Uzmanlık eğitimini tamamlayarak uzman tabip olan davacının, annesinin rahatsızlığı sebebiyle, 29/04/2014 tarihinde çekilen 56. Devlet Hizmet Yükümlülüğü Mazereti Kurasına binaen Devlet hizmet yükümlüsü olarak ... Halk Sağlığı Müdürlüğüne atanarak göreve başladığı, annesinin 18/09/2014 tarihinde vefat ettiği, sonrasında davacının, 04/11/2014-31/12/2015 tarihleri arasındaki dönem için ... Halk Sağlığı Müdürlüğü ile sözleşme imzalayarak, ... No'lu Aile Sağlığı Merkezinde aile hekimi olarak görev yapmaya başladığı, davalı idarece, annesinin vefat ettiğinin tespit edilmesi üzerine, 25/12/2014 tarihinde çekilen 60. Dönem Devlet Hizmet Yükümlülüğü Kurası ile ... ili, ... İlçe Devlet Hastanesine atamasının yapıldığı, olayda, annesinin sağlık mazereti sebebiyle ... iline ataması yapıldıktan sonra, 5258 sayılı Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Kanun uyarınca aile hekimi statüsüne geçen davacıya, talebi doğrultusunda eski kadrosuna iadesi söz konusu olmadığı sürece, Atama ve Nakil Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasına ve "aile hekimi" statüsünü re'sen sona erdirecek şekilde, anılan Yönetmeliğin 18. maddesi uyarınca atamasının yapılmasına imkan bulunmadığı, bu sebeple, aksi yönde tesis edilen işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline hükmedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacının, annesinin vefatını bildirmesi gerekirken, bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeksizin Türkiye Halk Sağlığı Kurumu ile aile hekimliği sözleşmesi imzaladığı, sağlık mazeretine binaen ... iline atanmış olan davacının, mazeretinin sona ermesi üzerine, Atama ve Nakil Yönetmeliği'nin 18. maddesi uyarınca, ... ili, ... İlçe Devlet Hastanesine atamasının yapıldığı, hukuka aykırılık taşımayan dava konusu işlemin iptali yolundaki Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmüştür.

KARŞI TARAFIN CEVABI: Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ: ...

DÜŞÜNCESİ: Usul ve hukuka uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay Beşinci Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 01/08/2016 günlü, K:2016/32 sayılı kararının "Ortak Hükümler" kısmının 1. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada; Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,

2. ... İdare Mahkemesince verilen ... günlü, E: ...; K: ... sayılı kararın ONANMASINA,

3. Temyiz yargılama giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılmasına,

4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere 18.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

DANIŞTAY

İKİNCİ DAİRE

Esas : 2016/4515

Karar : 2020/916

Tarih : 18.02.2020

Dava; ... Halk Sağlığı Müdürlüğünde aile hekimi olarak görev yapan davacının, ... ili, ... ilçesi ... No'lu ... Aile Sağlığı Merkezi bünyesindeki ... No'lu Aile Hekimliği Birimine aile hekimi olarak yerleştirilmesine ilişkin 30/09/2014 günlü ... Halk Sağlığı Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

TEMYİZ EDEN (DAVALI): ...

VEKİLİ: ...

KARŞI TARAF (DAVACI): ...

VEKİLİ: ...

İSTEMİN KONUSU: ... İdare Mahkemesince verilen ... günlü, E: ..., K: ... sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava Konusu İstem : Dava; ... Halk Sağlığı Müdürlüğünde aile hekimi olarak görev yapan davacının, ... ili, ... ilçesi ... No'lu ... Aile Sağlığı Merkezi bünyesindeki ... No'lu Aile Hekimliği Birimine aile hekimi olarak yerleştirilmesine ilişkin 30/09/2014 günlü ... Halk Sağlığı Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Davacının yerleştirildiği aile hekimliği biriminin, ilk olarak 06/08/2014 tarihinde ilan edildiği ve bu ilanda, anılan birimin nüfusunun "1.649" olarak gösterildiği, söz konusu birimin kimse tarafından tercih edilmemesinden dolayı yerleştirme yapılamaması üzerine 29/08/2014 tarihinde yeniden ilana çıkıldığı ve bu ilanda da (ikinci ilan) nüfus bilgisinin "1.649" olarak gösterildiği, ikinci ilana ilişkin yerleştirme işleminin 30/09/2014 tarihinde yapıldığı ve davacı tarafından tercihte bulunularak dava konusu yerleştirme işleminin yapıldığı, ancak, davacı tarafından söz konusu yerde göreve başlanıldığında, anılan yerin nüfusunun "1.143" olduğunun görüldüğü ve davalı idarenin ilanındaki yanıltıcı nüfus rakamı ile iradesinin fesada uğratıldığı gerekçeleriyle, dava konusu yerleştirme işleminin kendisi ile ilgili kısmının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı; davalı idare tarafından, ikinci ilana çıkıldığı 29/08/2014 tarihinde, dava konusu aile hekimliğinin nüfusunun kaç kişi olduğu yolunda hiçbir araştırma ve inceleme yapılmadığı, ilk ilanda yer alan nüfus bilgisinin (1649 kişinin) aynen ikinci ilana geçirildiği, bu şekilde nüfus ile ilgili olarak araştırma ve inceleme yapılmayıp güncelleme yoluna gidilmeyerek, davacının tercihte bulunurken yanılmasına ve iradesinin fesada uğramasına sebebiyet verildiği, bu sebeple, dava konusu işlemde hakkaniyete ve hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline hükmedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: ... ili, ... ilçesi ... No'lu ... Aile Sağlığı Merkezinde bulunan ... No'lu birimin iki ay boyunca hizmet vermemesi sebebiyle nüfusunun azalmasının olağan olduğu, davacının atamasının yapılmasından sonra, dava konusu birimin nüfusunda artma olduğu, birimin kapatılmasının söz konusu olmadığı, hasta sayısında (nüfusta) düşme olmasının en büyük gerekçesinin birimin boşalmasından sonra iki ay boyunca atama yapılmamış olması olduğu, iki aylık süre içerisinde hizmetin devam etmemesi sebebiyle mevcut nüfusun bir kısmının diğer aile hekimlerine geçtiği ve nüfusun bu sebeple azaldığı, mevzuat çerçevesinde ek yerleştirme ilanına çıkılması sırasında nüfus parametrelerinin açıklanması gibi bir zorunluluk ve yükümlülük olmadığı, ilanda belirtilen nüfusların tahmini veriler olduğu, işlemin mevzuata ve hukuka uygun olduğu, bu sebeple hukuka aykırılık taşımayan dava konusu işlemin iptali yolundaki Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmüştür.

KARŞI TARAFIN CEVABI: Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ: ...

DÜŞÜNCESİ: Usul ve hukuka uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay Beşinci Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 01/08/2016 günlü, K:2016/32 sayılı kararının "Ortak Hükümler" kısmının 1. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada; Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,

2. ... İdare Mahkemesince verilen ... günlü, E: ..., K: ... sayılı kararın ONANMASINA,

3. Temyiz yargılama giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılmasına,

4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere 18.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

DANIŞTAY

İKİNCİ DAİRE

Esas : 2016/5473

Karar : 2020/917

Tarih : 18.02.2020

TEMYİZ EDEN (DAVALI): ...

VEKİLİ : ...

KARŞI TARAF (DAVACI): ...

İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesince verilen .. günlü, E:..., K:... sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava Konusu İstem : Dava; ... ili, ... ilçesi, ... Aile Sağlığı Merkezinde aile hekimi olarak görev yapan davacının, "İş arkadaşları veya hizmet alanlara hakarette bulunmak ya da bunları tehdit etmek" fiilinden dolayı (20) ihtar puanı cezası ile tecziye edilmesine ilişkin 27/07/2015 günlü, 15624 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Muhakkik tarafından düzenlenen raporda; davacının, aile sağlığı merkezinin ortak giderlerine katılmadığı, bu yüzden diğer iş arkadaşları ile tartışma yaşadığı açık olmakla birlikte, tartışmaların tehdit veya hakaret niteliğinde bulunmadığı, alınan ifadelerde buna ilişkin bir beyanda bulunulmadığı, başkaca hakaret ya da tehdit içeren söz ve fiilin tespit edilmediği, bir fiilin hakaret ya da tehdit olarak algılanabilmesi için somut bir ifade, bir saldırı veya bir fiilin bulunması gerektiği, salt tartışma yaşanmasının, bir tehdit ya da hakaret sayılamayacağı, bu durumda, hakaret ya da tehdit niteliğinde eylemi tespit edilemeyen davacının (20) ihtar puanı ile cezalandırılmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline hükmedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği uyarınca işlem tesis edildiği, davacı hakkında yürütülen soruşturma sonucunda, sürekli iş arkadaşları ile tartışma yaşadığının tespit edildiği, idare tarafından verilen disiplin cezaları ile ceza hukukuna göre verilen cezaların farklı olduğu, ceza hukuku anlamında "hakaret ve tehdit suçu" ile Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği'nde yer alan "hakaret ve tehdit eylemlerinin" aynı nitelikte olmadığı, bu sebeple, hukuka aykırılık taşımayan dava konusu işlemin iptali yolundaki Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmüştür.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...

DÜŞÜNCESİ : Usul ve hukuka uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay Beşinci Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 01/08/2016 günlü, K:2016/32 sayılı kararının "Ortak Hükümler" kısmının 1. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada; Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,

2. ... İdare Mahkemesince verilen ... günlü, E:..., K:... sayılı kararın ONANMASINA,

3. Temyiz yargılama giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılmasına,

4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere 18.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

DANIŞTAY

İKİNCİ DAİRE

Esas : 2016/5661

Karar : 2020/918

Tarih : 18.02.2020

Dava; ... ili, ... ilçesi, ... Aile Sağlığı Merkezinde aile hekimi olarak görev yapan davacının, "Çalışma saatleri planına uymamak" fiilinden dolayı (5) ihtar puanı cezası ile tecziye edilmesine ilişkin 06/10/2015 günlü, 20047 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

TEMYİZ EDEN (DAVALI): ...

VEKİLİ: ...

KARŞI TARAF (DAVACI): ...

İSTEMİN KONUSU: ... İdare Mahkemesince verilen ... günlü, E: ..., K: ... sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava Konusu İstem : Dava; ... ili, ... ilçesi, ... Aile Sağlığı Merkezinde aile hekimi olarak görev yapan davacının, "Çalışma saatleri planına uymamak" fiilinden dolayı (5) ihtar puanı cezası ile tecziye edilmesine ilişkin 06/10/2015 günlü, 20047 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Davacının görev yaptığı aile sağlığı merkezinde, mesai denetimi konusunda herhangi bir mesai takip cihazı, kart okuyucu ya da mesai imzalama cetvelinin bulunmadığı ve mesai kontrollerinin kimin tarafından ve nasıl yapılacağı konusunda da bir açıklık bulunmadığı göz önüne alındığında; davacının, davaya konu edilen zamanda mesaiye geç geldiği hususunun, yalnızca davacı hakkında tutanak düzenleyen aile hekimlerinin ifadesi dikkate alınarak değerlendirilemeyeceği, kaldı ki, disipline konu fiilin şüpheden uzak bir şekilde ortaya konulabilmesi için, konu ile ilgili lehe ve aleyhe olan bütün ifadelerin alınması gerektiği, davalı idare tarafından, davacının belirtilen saatte işyerinde olup olmadığının, muayenesi yapılan ve reçetesi yazıldığı belirtilen hastaların ve dinlenilmesini istediği tanıkların ifadesi alınmak suretiyle tam olarak ortaya konulması gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak davacının, mesaiye geç geldiğinden bahisle (5) ihtar puanı cezası ile tecziyesine yönelik tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline hükmedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği uyarınca işlem tesis edildiği, davacı hakkında, mesai arkadaşları tarafından tutulan tutanaklara dayanılarak inceleme başlatıldığı, soruşturmanın usule ve hukuka uygun olduğu, davacının mesaiye geç geldiği 22/05/2015 tarihine ilişkin olarak sunduğu hasta kayıtlarının, sonradan sisteme girilmesinin mümkün olduğu ve listede kayıtlı görünen hasta adresleri ve telefon kayıtlarının teyit edilmediği, soruşturma kapsamında ifadesi alınan tanıkların, muhakkik tarafından yeterli görülmesi nedeniyle başka tanık dinlenmediği, hukuka aykırılık taşımayan dava konusu işlemin iptali yolundaki Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmüştür.

KARŞI TARAFIN CEVABI: Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ: ...

DÜŞÜNCESİ: Usul ve hukuka uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,

2. ... İdare Mahkemesince verilen ... günlü, E: ..., K: ... sayılı kararın ONANMASINA,

3. Temyiz yargılama giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılmasına,

4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere 18.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber