Danıştay, 2577'nin 10 ve 11. maddelerindeki dava açma sürelerini yorumladı

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 2577 sayılı Kanunun 10 ve 11. maddelerinde yer alan dava açma sürelerinin ne anlama geldiğine dair önemli bir karar verdi. Mahkeme bu kararıyla bölge idare mahkemeleri arasındaki görüş ayrılığını da sonlandırdı.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 13 Nisan 2021 14:06, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01
Danıştay, 2577'nin 10 ve 11. maddelerindeki dava açma sürelerini yorumladı

2577 sayılı Kanunun 10 ve 11. maddelerinde iki farklı durum düzenlenmiş ve dava açma süreleri tespit edilmiştir.

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, sözleşmesini fesih ettikten sonra sözleşmeli er pozisyonlarına geçen kililerin açtığı davada, dava açma sürelerine ilişkin olarak şu değerlendirmeyi yapmıştır:

"2577 sayılı Kanun'un 7. maddesinde; bir idari işleme karşı dava açma süresinin işlemin tebliğinden itibaren altmış gün olduğu belirtilerek genel dava açma süresi düzenlenmiş, 10. maddesinde; ilgililerin haklarında henüz idari davaya konu olabilecek bir işlem yokken o işlemin tesis edilmesi amacıyla idareye yaptıkları başvuru üzerine idarenin sessiz kalması halinde oluşan zımni ret işlemine hukuki değer atfedilerek bu işlem üzerine dava açma süresine ilişkin usuller özel olarak kurala bağlanmıştır.

Anılan Kanun'un 11. maddesinde ise; daha önce idare tarafından tesis edilmiş, hakkında idari davaya konu olabilecek bir işlem bulunan ilgililer için dava açmadan önce, dava açma süresi içinde kullanılabilecek özel bir hak öngörülerek, idareye başvurarak işlemin, kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması isteminde bulunması ve bu istemlerin reddi üzerine açılacak davanın süresinin hesaplanması hususu ayrıca hükme bağlanmıştır."

İŞTE DANIŞTAY İDDK'NIN KARARI

Başvuruya konu olan kararlardaki aykırılığın esasını, davacıların, sözleşmeleri feshedildikten sonra sözleşmeli er olarak görev yaptıkları sürelere ilişkin özlük haklarının ödenmesi istemiyle yaptıkları başvuruların reddi üzerine açılan davalarda dava açma sürelerinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 10. maddesi kapsamında mı 11. maddesi kapsamında mı değerlendirileceği hususu oluşturmaktadır.

Aykırılığın giderilmesi istemine konu bu davalarda, 2577 sayılı Kanun'un dava açma süresine ilişkin hangi maddesinin uygulanması gerektiğinin belirlenebilmesi için öncelikle idareye yapılan başvuruların niteliğinin tespiti gerekmektedir.

2577 sayılı Kanun'un 7. maddesinde; bir idari işleme karşı dava açma süresinin işlemin tebliğinden itibaren altmış gün olduğu belirtilerek genel dava açma süresi düzenlenmiş, 10. maddesinde; ilgililerin haklarında henüz idari davaya konu olabilecek bir işlem yokken o işlemin tesis edilmesi amacıyla idareye yaptıkları başvuru üzerine idarenin sessiz kalması halinde oluşan zımni ret işlemine hukuki değer atfedilerek bu işlem üzerine dava açma süresine ilişkin usuller özel olarak kurala bağlanmıştır.

Anılan Kanun'un 11. maddesinde ise; daha önce idare tarafından tesis edilmiş, hakkında idari davaya konu olabilecek bir işlem bulunan ilgililer için dava açmadan önce, dava açma süresi içinde kullanılabilecek özel bir hak öngörülerek, idareye başvurarak işlemin, kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması isteminde bulunması ve bu istemlerin reddi üzerine açılacak davanın süresinin hesaplanması hususu ayrıca hükme bağlanmıştır.

Dolayısıyla, kanun koyucu tarafından 2577 sayılı Kanun'un 10. maddesinde idarenin henüz iradesini ortaya koymadığı bir konuda sessiz kalması, 11. maddesinde ise, tesis edilen bir idari işlem, iptal davasına konu edilmeden önce başvurulabilecek bir yol düzenlenmiş, genel dava açma süresinin uygulanması anlamında farklılık arz eden özel kurallara yer verilmiştir.

Uyuşmazlık konusu olaylara bakıldığında, 6191 sayılı Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu'nun 7. maddesinin 5. fıkrasında, kendi kusurları olmaksızın veya ilk sözleşmesini yahut müteakip sözleşme süresini bitirmesinden dolayı Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayrılan sözleşmeli erbaş ve erlere, maddede belirtilen tutarda ödeme yapılacağının hüküm altına alındığı, Kara Kuvvetleri Komutanlığında sözleşmeli er olarak görev yapmakta iken başarılı oldukları sınav sonucunda Jandarma Genel Komutanlığı/Sahil Güvenlik Komutanlığına atanan sözleşmelerinin feshedildiği ve davacılar tarafından 6191 saylı Kanun'un anılan maddesi uyarınca özlük haklarının ödenmesi istemiyle davalı idareye başvurulduğu, bu başvuruların reddi üzerine işbu davaların açıldığı anlaşılmaktadır.

Somut olaylarda, uzman onbaşı/erbaş olarak atanan davacılar hakkında 6191 sayılı Kanun'un 7. maddesinin 5. fıkrası kapsamında henüz tesis edilmiş bir işlem bulunmadığı, yapılan başvurular ile davalı Milli Savunma Bakanlığından bu konuda bir işlem tesis etmesinin talep edildiği ve idarenin talebe cevap vermemek suretiyle zımnen ya da talebi reddedip açıkça iradesini ortaya koyarak davacılar hakkında idari davaya konu olabilecek işlem tesis ettiği görülmektedir.

Bu durumda, yukarıda da metnine yer verildiği üzere davacıların bu başvurularının mevcut bir işlemin kaldırılması, geri alınması veya değiştirilmesi istemini içermediği, 2577 sayılı Kanun'un 10. maddesi kapsamında haklarında idari işlem tesisine yönelik başvurular olduğu görüldüğünden, dava açma süresinin de bu maddede yer alan usul ve esaslara göre değerlendirilmesi gerekmektedir.

Bu haliyle, 2577 sayılı Kanun'un 10. maddesi kapsamında davalı idareye yapılan başvuruların reddi işlemlerinin tebliği üzerine anılan maddede öngörülen altmış günlük süre içinde açılan işbu davaların süresinde olduğu, İdare Mahkemelerince işin esasının incelenmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır.

Ayrıca, yapılacak yargılamalar sonucunda davacıların, 6191 sayılı Kanun'un 7. maddesinin 5. fıkrası kapsamında olup olmadıklarının ortaya konulacağı, bu haliyle davacılar için henüz tahakkuk etmemiş bir alacak bulunduğu dikkate alındığında, bu alacağın mülkiyet hakkı kapsamında olduğundan ve genel zaman aşımı süresinde talep edilebileceğinden söz etmek mümkün değildir.

Bu durumda, davacıların sözleşmeli er olarak görev yaptıkları süre için özlük haklarının ödenmesi istemlerinin reddine ilişkin işlemlerin iptali istemiyle açılan davaların süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin Mahkeme kararlarında hukuki isabet bulunmamaktadır

Kararın tam metni için tıklayınız.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber