Soruşturma sonrası yapılan yazılı ikaz, idari yargıya konu olur mu?

İzmir Bölge İdare Mahkemesi, davacıya soruşturma sonucunda ceza verilmemesine karar verilirken, bundan sonraki görev ve davranışlarında daha dikkatli olması aksi takdirde cezai işlemlerle karşılaşacağı hususunda uyarılmasına dair işlemin icrai bir nitelik taşımadığı, hukuki sonuçlarını kendiliğinden doğurmadığı, tek başına herhangi bir hüküm ve sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle incelemeksizin reddine dair ilk derece mahkemesini hukuka uygun buldu!

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 25 Mayıs 2021 00:05, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01
Soruşturma sonrası yapılan yazılı ikaz, idari yargıya konu olur mu?

Dava konusu olayda, bir yükseköğretim kurumunda öğretim üyesi olarak görev yapan davacı hakkında yürütülen disiplin soruşturması neticesinde daha önce disiplin cezası almamış olmasından dolayı disiplin cezası verilmesine yer olmadığına karar verilmekte birlikte, bundan sonraki görev ve davranışlarında daha dikkatli olması aksi takdirde cezai işlemlerle karşılaşacağına dair yazılı uyarı yapılmıştır.

Davacı her ne kadar idari soruşturma sonrası ceza almasa bile görev ve davranışlarında daha dikkatli olması konusunda yapılan ikazı idari yargıya taşımıştır. İlk derece mahkemesi, öğretim üyesi hakkındaki bu işlemin icrai bir nitelik taşımadığı, tek başına herhangi bir hüküm ve sonuç doğurmayacağı, dolayısıyla söz konusu işlemin idari davaya konu edilebilecek kesin ve yürütülmesi gerekli bir işlem niteliğinde olmadığından bahisle kararı incelemeksizin reddetmiştir.

İstinaf mahkemesi de ilk derece mahkemesinin kararını oyçokluğuyla hukuka uygun bulmuştur.

İZMİR BİM - 5. İDARE DAVA DAİRESİ

ESAS NO. : 2020/652

KARAR NO. : 2020/562

KARAR TARİHİ : 02.07.2020

İSTİNAF BAŞVURUSUNDA

BULUNAN(DAVACI) :......

VEKİLİ:Av.........

KARŞI TARAF (DAVALI) :..... Üniversitesi Rektörlüğü

VEKİLİ:Av .......

İSTEMİN ÖZETİ : ....... Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde öğretim üyesi olarak görev yapan davacı tarafından, hakkında yürütülen disiplin soruşturması neticesinde daha önce disiplin cezası almamış olmasından dolayı disiplin cezası verilmesine yer olmadığına, ancak sonraki görev ve davranışlarında daha dikkatli olması aksi takdirde cezai işlemlerle karşılaşacağı hususunda uyarılmasına ilişkin .... Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanlığı'nın 06/08/2019 tarih ve 2060 sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davada, dava konusu edilen işlemin davacının bundan sonraki görev ve davranışlarında daha dikkatli olması gerektiğine ilişkin uyarı mahiyetinde olduğu, icrai bir nitelik taşımadığı, hukuki sonuçlarını kendiliğinden doğurmadığı, tek başına herhangi bir hüküm ve sonuç doğurmayacağı, dolayısıyla söz konusu işlemin, idari davaya konu edilebilecek kesin ve yürütülmesi gerekli bir işlem niteliğinde olmadığından bahisle, söz konusu işleme karşı açılan davanın esasının incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15/1-b maddesi uyarınca davanın incelenmeksizin reddine karar veren İzmir 5. İdare Mahkemesi'nin 16/01/2020 gün ve E:2019/1269, K:2020/46 sayılı kararının; dava konusu işlemin şeklen disiplin cezası olmadığı, bu işlenin idarece özlük dosyasına konulup takdir yetkisini kullanacağı çeşitli işlemlerde dikkate alınması olasılığı karşısında, davacının hukuki durumunda ciddi etkiler yapabileceği, bu sebeple, idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olduğu, Danıştay kararlarının da bu doğrultuda olduğu, soruşturmaya başlama süresi bakımından zamanaşımı bulunduğu, disiplin cezasını gerektiren hiçbir fiili bulunmadığı, soruşturmada davacıya isnat edilen fiilin somut delillerle ortaya konulamadığı ileri sürülerek, istinaf yolu ile incelenerek kaldırılması istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ :Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu, dava konusu işlemin, bir disiplin cezası işlemi olmadığı, uyuşmazlığa konu yazının davacının sicil kaydına ve işlem dosyasına eklenmediği, davacının görevine devam ettiği, özlük haklarında değişiklik olmadığı ve akademik çalışmalarına devam ettiği, dava konusu işlemin davacının , doçent kadrosuna başvurusuna engel olmadığı, dava konusu uyarı yazısının usulüne uygun bir soruşturma neticesinde, Dekanın görev, yetki ve sorumlulukları kapsamında hukuka uygun olarak tesis edildiği, konunun önemi ve hassasiyeti dikkate alınarak benzer olaylara sebebiyet verilmemesi amacıyla uyarıda bulunulduğu, dava konusu soruşturmanın 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun disiplin hükümlerine ve 2547 sayılı Kanunun 53. maddesine uygun olduğu, soruşturma zamanaşımı süresinin dolmadığı gibi disiplin cezası verilmediğinden, zamanaşımı iddiasının hukuki değeri olmadığı, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu, istinaf isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren İzmir Bölge İdare Mahkemesi 5.İdari Dava Dairesi'nce işin gereği görüşüldü:

İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların istinaf yolu ile incelenip kaldırılmaları, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 2. fıkrasının göndermede bulunduğu aynı Kanunun 49. maddesinin 2. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.

İzmir 5. İdare Mahkemesi'nin 16/01/2020 gün ve E:2019/1269, K:2020/46sayılı kararının dayandığı gerekçe usul ve yasaya uygun olup, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle; istinaf başvurusunun reddine, aşağıda dökümü yapılan istinaf aşamasına ait 165,10-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, yatırılan posta ücretinin kullanılmayan kısmının Mahkemesince yatırana iadesine, 02/07/2020 gününde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

AZLIK OYU : Uyuşmazlıkta; yapılan soruşturma sonucunda davacının 657 sayılı Kanunun 125/A-a maddesi uyarınca uyarma cezası ile tecziyesinin önerildiği belirtildikten sonra daha önce disiplin cezası almadığından bahisle disiplin cezası verilmesine yer olmadığına ve bundan sonraki görev ve davranışlarında daha dikkatli olması ve aksi takdirde cezai işlemlerle karşılaşacağına ilişkin 06/08/2019 tarih ve 2060 sayılı ....... Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanlığı işlemine yönelik olarak İdare Mahkemesi tarafından, uyarı mahiyetinde olduğu, icrai bir nitelik taşımadığı, hukuki sonuçlarını kendiliğinden doğurmadığı, tek başına herhangi bir hüküm ve sonuç doğurmayacağı, dolayısıyla söz konusu işlemin, idari davaya konu edilebilecek kesin ve yürütülmesi gerekli bir işlem niteliğinde olmadığı tespiti yapılmış ve davalı idare tarafından uyuşmazlığa konu işlemin davacının sicil kaydına ve işlem dosyasına eklenmediği savunulmakta ise de; dava konusu işlemin hukuk aleminde ayakta olduğu, dolayısıyla da, davalı idarenin 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 63. maddesi uyarınca düzenlenmesi öngörülen sicil işlemleri, yine 2547 sayılı Kanunun 53/D maddesi uyarınca yapılan bir derece alt ceza değerlendirmesi işlemleri ve atama işlemleri gibi davacı hakkında takdir yetkisini kullanacağı çeşitli işlemlerde dava konusu işlemin dikkate alınması ihtimali karşısında, davacının hukuki durumuna ciddi etkileri olabileceği anlaşılan dava konusu işlemin idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır.

Bu durumda, davanın esasının incelenerek bir karar verilmesi gerektiğinden, dava konusu işlemin idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu bir idari işlem olmadığı gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddine dair İdare Mahkemesi kararında bu yönüyle hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, istinaf isteminin kabulüne, İdare Mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve 2577 sayılı Kanunun 45/3. maddesi uyarınca yeniden karar verilmek üzere dava dosyasının Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği oyuyla, çoğunluk kararına katılmamaktayım.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber