Disiplin cezası verilmesine dayanak Kanun maddesi iptal olursa nasıl bir işlem yapılır?

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, disiplin cezası verilmesine dayanak olan düzenlemenin iptal olması sonrasında yeni bir düzenlemenin yürürlüğe konulması halinde, işlenen fiillerin cezasız kalmaması amacıyla, yeni düzenlemeye göre ceza verilmesi gerektiğini belirtti.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 24 Mayıs 2021 00:04, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01
Disiplin cezası verilmesine dayanak Kanun maddesi iptal olursa nasıl bir işlem yapılır?

Türk Standardları Enstitüsü Belgelendirme Merkezi Başkanlığı İzmir Belgelendirme Müdürlüğünde başaraştırmacı olarak görev yapan davacının, Türk Standardları Enstitüsü Personel Yönetmeliğince "kınama cezası ile cezalandırılmıştır.

Davacı hem kınama cezasına hem de dayanak kanun maddesine dava açmıştır.

Anayasa Mahkemesinin 12/02/2019 tarih ve 30684 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 20/12/2018 tarih ve E:2018/107, K:2018/114 sayılı kararıyla; itiraz konusu kural iptal olmuştur.

Danıştay Onikinci Dairesi de, bu iptal kararı neticesinde hem işlemi hem de Yönetmeliğin ilgili maddelerini iptal etmiştir.

Anayasa Mahkemesinin yukarıda anılan iptal kararında sonra 7226 sayılı Kanun'un 3. maddesiyle, 132 sayılı Kanun'un 10/A maddesine eklenen hüküm ile Türk Standardları Enstitüsü personeline uygulanacak disiplin hükümleri yönünden 657 sayılı Kanun'a atıf yapılmıştır.

İdari Dava Daireleri Kurulu, idarenin temyiz talebini kabul ederek daire kararını bozmuştur.

Anayasa Mahkemesince ilgiliye disiplin cezası verilmesine dayanak olan bir Kanun maddesi iptal edildikten sonra yasama organınca yeni bir yasal düzenleme yapılırsa, uyuşmazlık bu düzenlemeye göre çözümlenmesi gerekir. Aksi yaklaşım, işlenen fiillerin cezasız kalması neticesini doğurur.

T.C. DANIŞTAY

İdari Dava Daireleri Kurulu

Esas No:2019/2980

Karar No: 2020/1350

Temyiz Eden (Davalı) : Türk Standardları Enstitüsü Vekili : Av. .

Karşı Taraf (Davacı) : .

İstemin Konusu: Danıştay Onikinci Dairesinin 17/06/2019 tarih ve E:2017/3043, K:2019/4649 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Yargılama Süreci :

Dava Konusu İstem: Türk Standardları Enstitüsü Belgelendirme Merkezi Başkanlığı İzmir Belgelendirme Müdürlüğünde başaraştırmacı olarak görev yapan davacının, Türk Standardları Enstitüsü Personel Yönetmeliği'nin 109. maddesinin 1. fıkrasının (B) bendinin (a) alt bendi uyarınca tesis edilen kınama cezası ile cezalandırılması gerekmekte ise de geçmiş çalışmalarının olumlu olması ve daha önce disiplin cezası almamış olması nedeniyle bir alt ceza olan uyarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 16/11/2016 tarih ve 454952 sayılı işlem ile bu işleme yapılan itirazın reddine ilişkin işlemin ve disiplin cezasına dayanak teşkil eden Türk Standardları Enstitüsü Personel Yönetmeliği'nin 109. maddesinin 1. fıkrasının (A) bendinin iptali ile 132 sayılı Türk Standardları Enstitüsü İle İlgili Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun'un "Personel" başlıklı 10/A maddesinin 7. fıkrasında yer alan, "Enstitü personelinin izin, disiplin, intibak işleri ile diğer hususlar yönetmelikle belirlenir." şeklindeki hükümde geçen "disiplin" ibaresinin itiraz yolu ile iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması istenilmiştir.

Daire Kararının Özeti: Danıştay Onikinci Dairesinin 17/06/2019 tarih ve E:2017/3043, K:2019/4649 sayılı kararıyla; Dairelerinin 20/02/2018 tarih ve E:2017/3047 sayılı kararıyla; 22/11/1960 tarih ve 10661 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 132 sayılı Türk Standardları Enstitüsü İle İlgili Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun'un "Personel" başlıklı 10/A maddesinin 7. fıkrasında yer alan "disiplin" ibaresinin Anayasa'nın 38 ve 128. maddelerine aykırı olduğundan bahisle iptali istemiyle itiraz yolu ile Anayasa Mahkemesine başvurulmasına karar verildiği, Anayasa Mahkemesinin 12/02/2019 tarih ve 30684 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 20/12/2018 tarih ve E:2018/107, K:2018/114 sayılı kararıyla; itiraz konusu kuralın, yaptırım türlerini ve yaptırım konusu eylemleri belirlemediğinden ilgililerin hangi somut fiil ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun uygulanacağını belirli bir açıklık ve kesinlikte öngörebilmelerine yasal çerçevede imkan tanımadığı, bu nedenle kuralın, suçun ve cezanın kanuniliği ilkesinin düzenlendiği Anayasa'nın 38. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle "disiplin" ibaresinin oybirliğiyle iptaline karar verildiği, Anayasa'nın 153. maddesine göre; yasama, yürütme ve yargı organları için bağlayıcı olan Anayasa Mahkemesinin söz konusu kararının, bu karardan önce açılmış bulunan ve henüz sonuçlanmamış olan tüm davalara uygulanması gerektiği, Bu durumda; davacıya verilen disiplin cezasının yasal dayanağı olan 132 sayılı Kanun'un 10/A maddesinde yer alan "disiplin" ibaresinin Anayasa'ya ve hukuka aykırı olduğu Anayasa Mahkemesi kararı ile ortaya konulduğundan, Türk Standardları Enstitüsü Personel Yönetmeliği'nin dava konusu edilen maddesinin de hukuksal dayanaktan yoksun kaldığının görüldüğü, Ayrıca; hukuksal dayanaktan yoksun kalan Yönetmeliğe dayanılarak davacıya disiplin cezası verilmesine ilişkin işlemde de hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu disiplin cezasının ve dayanağı Yönetmelik hükmünün iptaline karar verilmiştir.

Temyiz Edenin İddiaları: Davalı idare tarafından, Daire tarafından verilen kararın hem davacı tarafından işlenen fiillerin cezasız kalmasına neden olacağı hem de halihazırda ilgili Yönetmelik maddesine aykırı fiil gerçekleştiren personel hakkında disiplin soruşturması yapılması ve ceza verilmesi ihtimalini ortadan kaldıracağı, Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararlarının geriye yürütülemeyeceği, dava konusu edilen Yönetmeliğin asıl dayanağının 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu olduğu, 132 sayılı Kanun'da disiplin suç ve cezaları açıkça gösterilmemiş olsa da Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren dava konusu Yönetmelik'te bu hususların yeterli açıklıkta düzenlendiği ve aleniyet kazandığı, Yönetmeliğin 132 sayılı Kanun'un verdiği yetki çerçevesinde hazırlandığı, bu nedenle Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

Karşı Tarafın Savunması: Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi Bünyamin Canbolat'ın Düşüncesi: Daire kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

İnceleme ve Gerekçe:

Maddi Olay:

Türk Standardları Enstitüsü Belgelendirme Merkezi Başkanlığı İzmir Belgelendirme Müdürlüğünde başaraştırmacı olarak görev yapan davacı, hakkında yapılan soruşturma sonucunda Türk Standartları Enstitüsü Personel Yönetmeliği'nin 109. maddesinin 1. fıkrasının (B) bendinin (a) alt bendi uyarınca tesis edilen 16/11/2016 tarih ve 454952 sayılı işlemle kınama cezası ile cezalandırılması gerekmekte ise de geçmiş çalışmalarının olumlu olması ve daha önce disiplin cezası almamış olması nedeniyle aynı Yönetmeliğin 111. maddesi uyarınca bir alt ceza olan uyarma cezası ile cezalandırılmıştır.

Davacının bu cezaya yaptığı itirazın reddedilmesi üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.

İlgili Mevzuat:

132 sayılı Türk Standardları Enstitüsü İle İlgili Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun'un işlem tarihinde yürürlükte olan haliyle "Personel" başlıklı 10/A maddesinin 7. fıkrasında, "Enstitü personelinin izin, disiplin, intibak işleri ile diğer hususlar yönetmelikle belirlenir." düzenlemesine yer verilmiştir.

Anılan fıkra, 09/07/2018 tarih ve 30473 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 02/07/2018 tarih ve 703 sayılı Anayasada Yapılan Değişikliklere Uyum Sağlanması Amacıyla Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 96. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış, 15/07/2018 tarih ve 30479 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 4 sayılı Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum Ve Kuruluşlar İle Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin Türk Standardları Enstitüsünü düzenleyen 39. bölümünde yer alan "Personel" başlıklı 561. maddenin 5. fıkrasında aynı haliyle yeniden düzenlenmiştir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin 1. fıkrasının (B) bendinin (a) alt bendinde, "Verilen emir ve görevlerin tam ve zamanında yapılmasında, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasların yerine getirilmesinde, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçlerin korunması, kullanılması ve bakımında kusurlu davranmak" fiili, kınama cezasını gerektiren bir fiil olarak düzenlenmiştir. Aynı maddenin 3. fıkrasında, "Geçmiş hizmetleri sırasındaki çalışmaları olumlu olan ve ödül veya başarı belgesi alan memurlar için verilecek cezalarda bir derece hafif olanı uygulanabilir." düzenlemesine yer verilmiştir. 14/07/2002 tarih ve 24815 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Türk Standardları Enstitüsü Personel Yönetmeliği'nin 109. maddesinin 1. fıkrasının (B) bendinin (a) alt bendinde de, "Verilen emir ve görevlerin tam ve zamanında yapılmasında, görev mahallinde Enstitüce belirlenen usul ve esasların yerine gerilmesinde, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçlerin korunması, kullanılması ve bakımında kusurlu davranmak" fiili, kınama cezasını gerektiren bir fiil olarak düzenlenmiştir.

Aynı Yönetmeliğin 111. maddesinde, "Geçmiş hizmetleri sırasındaki çalışmaları olumlu olan personel için verilecek cezalarda bir derece hafif olanı uygulanabilir." kuralı yer almaktadır.

Hukuki Değerlendirme: Anayasa Mahkemesinin 12/02/2019 tarih ve 30684 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 20/12/2018 tarih ve E:2018/107, K:2018/114 sayılı kararıyla; 132 sayılı Kanun'un "Personel" başlıklı 10/A maddesinin mülga 7. fıkrasında geçen "disiplin" ibaresinin, Anayasa'nın 38. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmesinden sonra, 26/03/2020 tarih ve 31080 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 3. maddesi ile, 132 sayılı Kanun'un 10/A maddesine son fıkra olarak, "2/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında istihdam edilenler haricindeki Enstitü personeline uygulanacak disiplin cezaları ile ceza gerektiren fiil ve haller hususunda 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125'inci maddesi uygulanır. Ancak aynı maddede yer alan aylıktan kesme cezası brüt ücretten 1/30-1/8 arasında kesinti yapılması; Devlet memurluğundan çıkarma cezası Enstitüye bir daha atanmamak üzere işten çıkarma şeklinde uygulanır. Enstitü personelinin disiplin ile ilgili işlemlerini yürütmek üzere merkezde disiplin kurulu ve yüksek disiplin kurulu kurulur. Bu personelin disiplin işlemlerine ilişkin diğer hususlarda bu Kanunda yer alan hükümler dışında, Enstitünün teşkilat yapısı ve personelinin statüsü göz önüne alınarak, 657 sayılı Kanunun Dördüncü Kısmının "Disiplin" başlıklı Yedinci Bölümünde yer alan hükümler uygulanır." düzenlemesi eklenmek suretiyle, Türk Standardları Enstitüsü personeline uygulanacak disiplin hükümleri yönünden 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na atıf yapıldığı görülmektedir.

Anayasa Mahkemesi bir Kanun maddesini iptal ettikten sonra yasama organınca yeni bir yasal düzenleme yapılırsa, uyuşmazlığın bu düzenlemeye göre çözümlenmesi gerekmektedir. Aksi yaklaşımın, işlenen fiillerin cezasız kalması neticesini doğuracağı açıktır.

Nitekim uyuşmazlık özelinde de Anayasa Mahkemesinin yukarıda anılan iptal kararında sonra 7226 sayılı Kanun'un 3. maddesiyle, 132 sayılı Kanun'un 10/A maddesine eklenen hüküm ile, Türk Standardları Enstitüsü personeline uygulanacak disiplin hükümleri yönünden 657 sayılı Kanun'a atıf yapıldığından, uyuşmazlığın yeni yasal düzenlemeye göre çözümlenmesi gerekmektedir.

Bu durumda, Dairece, dava konusu disiplin cezası ve dayanağı Yönetmelik hükmünün, 657 sayılı Kanun'un 125. maddesine uygun olup olmadığı, davacı tarafından işlendiği iddia edilen fiillerin, sübut bulup bulmadığı ve disiplin cezasını gerektirip gerektirmeyeceği yönlerinden işin esasına girilerek bir değerlendirme yapıldıktan sonra varılacak sonuca göre yeniden bir karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Bu itibarla, dava konusu işlemlerin iptali yolundaki Daire kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

Karar Sonucu: Açıklanan nedenlerle;

1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne;

2. Dava konusu işlemlerin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Danıştay Onikinci Dairesinin temyize konu 17/06/2019 tarih ve E:2017/3043, K:2019/4649 sayılı kararının Bozulmasına,

3. Kullanılmayan 73,10 TL yürütmeyi durdurma harcının istemi halinde davalı idareye iadesine,

4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Danıştay Onikinci Dairesine gönderilmesine,

5. Kesin olarak, 06/07/2020 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber