Şahap Kavcıoğlu: Nisandan sonra enflasyon düşüşe geçecek

Şahap Kavcıoğlu: "Baz senaryomuzda nisan ayı enflasyonu verisinin zirveyi oluşturacağını öngörüyoruz. Bu aydan sonra enflasyonun aşağıya doğru geleceğini tahmin ediyoruz"

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 29 Nisan 2021 13:00, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:00

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu, "Baz senaryomuzda nisan ayı enflasyonu verisinin zirveyi oluşturacağını öngörüyoruz. Bu aydan sonra enflasyonun aşağıya doğru geleceğini tahmin ediyoruz." dedi.

Kavcıoğlu, "Enflasyon Raporu 2021-II" çevrim içi bilgilendirme toplantısında, ekonomistlerin ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bu yıl içerisinde faiz indiriminin olup olmayacağına ilişkin soru üzerine Kavcıoğlu, daha önce yaptığı açıklamada nisan ve sonrasındaki aylarda Para Politikası Kurulu (PPK) kararlarıyla ilgili hemen faiz indirecek şekilde önyargılı bir yaklaşımı doğru bulmadığını açıkladığını anımsattı.

Kavcıoğlu, para politikası kararlarının PPK tarafından makro ekonomik gelişmelere yönelik mevcut bilgi ve veri seti dikkate alınarak verildiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

"Kurulumuz eskiden olduğu gibi kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir. Piyasayı izliyoruz, piyasa bizi izliyor, kurumsallık içerisinde kararlarımızı vereceğiz. Hükümetle belirlenen orta vadeli yüzde 5 enflasyon hedefine sıkı sıkıya bağlıyız ve bunun da sürdürülebilir bir büyüme için ne kadar önemli olduğunun farkındayız. Bu kapsamda son PPK kararında 'enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar politika faizi güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturmaya devam edilecektir' cümlesiyle yönlendirme açısından net bir duruş sergiledik ve bunu da sürdürmeyi düşünüyoruz."

Kur geçişkenliğine yönelik soru üzerine Kavcıoğlu, yaptıkları analizlerin döviz kurunda fiyatlara geçiş etkisinin yüzde 20'nin bir miktar üzerinde olabileceğine işaret ettiğini aktararak, "Yakın döneme odaklanan kısa zaman aralıkları için yapılan analizler, geçişkenlik katsayısının sınırlı da olsa arttığı sonucuna işaret ediyor. Ancak tarihsel ortalamalara kıyasla 2021 yılında geçişkenliği fiili olarak düşük kılan unsurları mevcut. Bu unsurlar kamu maliyesi tedbirleri ile yakından bağlantılı. Bu konuya ilişkin daha önce Merkez Bankası olarak gerek enflasyon raporlarında yer alan kutularla gerek blok yazılar ile açıklamalar getirmiştik. Bu sorunun yanıtı için bu çalışmaya göz atabilirsiniz." diye konuştu.

Buradaki geçişkenliğin daha önceden de çalışmalarda paylaştıkları analizlerde mevcut olduğunu belirten Kavcıoğlu, buradaki gelişmeleri de yakından izlediklerini vurguladı.

- "Baz senaryomuzda nisan ayı enflasyonu verisinin zirveyi oluşturacağını öngörüyoruz"

Kavcıoğlu, baz senaryoda nisan ayı enflasyonu verisinin zirveyi oluşturacağını öngördüklerini anlatarak, bu aydan sonra enflasyonun aşağıya doğru geleceğini tahmin ettiklerini söyledi.

Para politikasını enflasyondaki düşüşün sürekliliğini temin edecek bir sıklık üzerinde belirlemeye devam edeceklerine dikkati çeken Kavcıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunun üzerinde çok tereddüt ediliyor ama bu konuda hiç taviz vermeden sıkı duruşumuzu sürdüreceğiz. Bu kapsamda enflasyon üzerindeki ithalat fiyatları ve döviz kuru kaynaklı birikimli etkileri önemli ölçüde zayıflayacağı bir görünüm öngörüyoruz. İlaveten salgına bağlı arz kısıtlarının kademeli olarak ortadan kalkacağı ve yurt içi talebin ılımlı seyrettiği bir çerçevede arz talep dengesinin enflasyona düşüş yönlü katkı yapacağı bir çerçevede tahminlerimizi ürettik. Sunumumda verdiğim tahmin muhasebesi de bu konuda daha fazla bilgi içeriyor. Sonuçta uygulamakta olduğumuz enflasyon hedeflemesi rejiminde Merkez Bankası para politikasını gerekli şekilde kullanacaktır."

Kavcıoğlu, politika faizini güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturmaya devam edeceklerini ifade ederek, "Para politikası duruşunu belirlerken gerçekleşen ve beklenen enflasyon üzerinde bir politika faizini dikkate alacağımızı her zaman ifade ettik. Mevcut görünümü değerlendirdiğimizde, enflasyon ve enflasyon beklentilerinin mevcut seviyeleri sıkı bir para politikası duruşu gerektirmektedir. Şu ana kadar atılmış olan politika adımlarının etkilerini gözlemleyeceğiz. Mevcut parasal duruşun krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkilerinin önümüzdeki dönemde belirginleşeceğini öngörüyoruz. Bu politikalar ışığında da yıl sonuna doğru gerekli adımları politika adımlarımız çerçevesinde atmaya devam edeceğiz." şeklinde konuştu.

- "Sıkı duruşumuzda herhangi bir değişiklik olmadığını çok net ifade edeyim"

Kavcıoğlu, son karar metnindeki değişikliklere bütüncül olarak bakmak gerektiğini vurgulayarak, karar metnine ekledikleri, "Enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar politika faizinin güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturmaya devam edecektir" cümlesiyle yönlendirme açısından daha net bir duruş sergilediklerine inandığını dile getirdi.

Mart ayından önden yüklemeli ve güçlü bir ilave parasal sıkılaştırmaya gidildiğini anımsatan Kavcıoğlu, şunları kaydetti:

"Bulunduğumuz noktada parasal duruşumuza ilişkin iletişimimizi güçlendirdiğimizi söyleyebilirim. Enflasyon hedeflemesi rejiminde doğru olan yapılır. Bu nedenle böyle bir cümlenin PPK duyurusunda olmamasına çok önem atfedilmesine açıkçası biraz da şaşırıyorum. Kurul eskiden olduğu gibi kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir. Daha önceki ifadeyi değiştirirken bunu özellikle ifade etmek istedim. Sıkı duruşumuzda herhangi bir değişiklik olmadığını çok net ifade edeyim. Daha önemlisi de bütün paydaşlarımıza çok net mesaj vermeye çalışıyoruz. Bunu da şeffaf ve öngörülebilir şekilde yapmaya çalışıyoruz. Değerlendirmelerimizi bu bağlamda alıp, sıkı duruşumuzda hiçbir şekilde taviz vermeyeceğimizi her seferinde ifade ettiğimiz noktayı daha fazla öne çıkarırsanız memnun olurum."

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu, mevcut parasal duruşun krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkilerinin gelecek dönemde belirginleşeceğini öngördüklerini belirterek, "Yılın ikinci yarısından sonra enflasyonda düşüş öngörüyoruz. Bu tahmin ışığında da gerçekleşen ve beklenen enflasyonun üzerinde bir reel getirinin korunacağını söyleyebilirim." dedi.

Kavcıoğlu, "Enflasyon Raporu 2021-II" çevrim içi bilgilendirme toplantısında, ekonomistlerin ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Enflasyonla ilgili baz senaryolarında nisan ayı enflasyon verisinin zirveyi oluşturacağını öngördüklerini anlatan Kavcıoğlu, enflasyonun nisanda mart ayındaki seviyesinin üzerinde, yüzde 17 civarında gerçekleşmesini beklediklerini söyledi.

Kavcıoğlu, nisandan sonra da enflasyonun aşağı yönlü geleceğini tahmin ettiklerini aktararak, "Bizim bütün çalışmalarımız nisan ayından sonra enflasyonun, özellikle yılın ikinci yarısından sonra aşağı yönlü olacağını öngörüyor. Dolayısıyla biz de bütün çalışmalarımızı ve politikalarımızı bu öngörü üzerinde değerlendirmeye devam ediyoruz." diye konuştu.

Enflasyonla gösterge faiz arasındaki makul marj seviyesinin sorulması üzerine Kavcıoğlu, şunları kaydetti:

"Son karar metninde de belirttiğimiz üzere, politika faizini güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde enflasyonun üzerinde bir seviyede oluşturmaya devam edeceğiz. Bu politikamızı sürdüreceğiz. Para politikasını belirlerken hedeflenen ve beklenen enflasyonu dikkate alacağız. Mevcut görünümü değerlendirdiğimizde enflasyon ve enflasyon beklentilerinin mevcut seviyeleri sıkı bir para politikası duruşu gerektiriyor. Diğer yandan şu ana kadar atılmış olan politika adımlarının etkilerini de gözlemleyeceğiz. Mevcut parasal duruşun krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkilerinin önümüzdeki dönemde belirginleşeceğini öngörüyoruz. Dolayısıyla yılın ikinci yarısından sonra enflasyonda düşüş öngörüyoruz. Bu tahmin ışığında da gerçekleşen ve beklenen enflasyonun üzerinde bir reel getirinin korunacağını söyleyebilirim."

- "Reeskont kredilerinden rezerv biriktirmede bir azalma yok"

Şahap Kavcıoğlu, Merkez Bankasının rezerv satışı hakkındaki bir soru karşısında, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Rezervlerle ilgili konu çok konuşuldu. Şunu belirtmek isterim ki finansal istikrara katkı sağlamak ve para politikası aktarım mekanizmasını güçlendirmek adına rezervlerin güçlendirilmesinin önemli olduğunu biliyoruz ve bu anlamda da rezervleri hem çeşitlendirecek hem de daha güçlendirecek çalışmalar yapmaya devam edeceğiz. Bu anlamda da Merkez Bankası olarak 2021 yılı Para ve Kur Politikası metninde belirlenen ve çizilen çerçeveye bağlı kalmaya devam edeceğiz. Rezerv biriktirme kapsamında reeskont kredileri ile halihazırda rezerv birikimi gerçekleştirilmektedir. Burada da reeskont kredilerinden rezerv biriktirmenin geçmiş yıllara göre azaldığı yönünde televizyonlarda bazen yapılan yorumlar dikkatimi çekiyor. Böyle bir azalma yok. Yine 21 milyar dolar civarında bu yıl da rezervlerimiz oluşacaktır. Bu azalma ifadesini nereden buluyorlar ona da şaşırdığımı ifade edeyim. Dolayısıyla en önemli kaynaklarımızdan biri reeskont kredileri ve onun dışındaki diğer kalemlerde de rezervlerimizi güçlendirmeye devam edeceğiz."

- "Tahminlerimizde tam kapanmanın enflasyon ve büyümeye etkisini dikkate aldık"

Kavcıoğlu, tam kapanma dönemi, emtia fiyatlarındaki dalgalanma ve küresel çapta artan enflasyonist risklerin yurt içi enflasyona ne şekilde etki edeceğine dair de görüşlerini paylaştı.

Tahminlerini belirlerken tam kapanmanın enflasyon ve büyüme üzerindeki etkilerini hesaplamalarında dikkate aldıklarını vurgulayan Kavcıoğlu, "Kapanma dönemini geçen yıl da yaşamıştık. Bu nedenle kapanma sürecinin enflasyon üzerindeki etkisi için 2020'ye bakarak kıyaslama yaptık. Geçen yılın nisan ayında enflasyonda geçici bir düşüş gözlemledik. Açılmayla birlikte mayıs-haziran döneminde ise işletmelerin gelir kayıplarını ve birim maliyet artışlarını hızlı bir şekilde fiyatlara maalesef hızlı bir şekilde yansıttığını gördük. Dolayısıyla net etki enflasyonist olmuştu diyebiliriz. İçinde bulunduğumuz dönemde ise bu etkilerin daha sınırlı kalmasını bekliyoruz. Zira salgına bağlı maliyetlerin önemli bir kısmının halihazırda fiyatlara yansıdığını öngörmekteyiz." ifadelerini kullandı.

Kavcıoğlu, gıda ve emtia fiyatlarındaki gelişmelerin enflasyon üzerindeki etkileri bakımından yakından takip edldiğini belirtti.

Tarım emtia fiyatlarının 2020'nin ikinci yarısından itibaren belirgin artış gösterdiğine, bu yılın ilk çeyreğinde ise yavaşladığına dikkati çeken Kavcıoğlu, tarımsal emtiada başta hububat ürünü olmak üzere fiyat artışlarının yurt içi gıda fiyatlarına yansıdığını söyledi.

Kavcıoğlu, Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Gıda Fiyatları Endeksi'nin mart itibarıyla son bir yılda dolar bazında yüzde 24,6 arttığını, alt endekslere bakıldığında, Türkiye'nin ithalatçı olduğu yağlar ve tahıllarda da önemli bir artış gözlemlendiğini bildirdi.

Yapılan çalışmalara göre, FAO Gıda Fiyatları Endeksi'ndeki bu artışın taze sebze ve meyve dışı gıda yıllık enflasyonunu yaklaşık 3,7 puan artırdığı bilgisini veren Kavcıoğlu, "Bu gelişmelerin enflasyon tahminlerimize ne kadar yansıdığına gelecek olursak; yüzde 12,2 olarak belirlediğimiz 2021 yıl sonu enflasyon tahminimizin hesaplanmasında TL cinsi ithal fiyatlarındaki yükselişi artı 1,8 puan, 2021 gıda enflasyonu varsayımındaki güncellemeyi ise artı 0,4 puan etki yapacak şekilde öngördük." dedi.

- "Zorunlu karşılıkların kredi büyümesiyle ilişkili kullanılmasına dönük bir çalışma yok"

Şahap Kavcıoğlu, "Bireysel krediler ile ticari krediler arasındaki gelişmelerdeki hassasiyete dikkat çektiniz. Geçtiğimiz dönemde olduğu gibi zorunlu karşılıklarda kredilere bağlı bir düzenleme söz konusu mu?" sorusunu, şöyle yanıtladı:

"Merkez Bankası, zorunlu karşılıkları temel para politikası aracı olan kısa vadeli faiz oranlarını destekleyici, ince ayar bir politika aracı olarak esnek ve etkin bir şekilde kullanabilmektedir. Mevcut durumda kredi büyümesi ile ilişkili olarak zorunlu karşılıkların kullanılmasına dönük bir çalışma bulunmamaktadır. Farklı kredi türlerinin enflasyon ve dış denge üzerinde farklı etkileri söz konusu olabiliyor. Bu itibarla özellikle bireysel kredilerdeki büyümeleri yakın mercek altına aldık. Bu çerçevede gerekmesi halinde bireysel kredilere dönük seçici ve hedefli makroihtiyadi tedbirler gündeme alabiliriz."

TCMB'nin kripto paraların ödeme aracı olarak kullanılmasına ilişkin düzenlemesi hakkında bir soruyu da cevaplandıran Kavcıoğlu, "Kripto varlıklara yönelik herhangi bir denetim ve gözetim mekanizmasının olmaması, merkezi muhatap bulunmaması ve yüksek fiyat oynaklığı gibi sebeplerle yaşanabilecek herhangi bir sorun, elektronik ortam başta olmak üzere ödemeler alanında kullanılan yöntem ve araçlara duyulan güvene zarar verme potansiyeline sahip bulunuyor. İlgili düzenleme ile kripto varlık ekosistemine getirdiğimiz bir yasak söz konusu değil. Kripto varlıklara ilişkin kapsamlı çalışma ilgili kurumların katılımıyla şu an devam ediyor. Bizim getirdiğimiz düzenlemenin temel amacı bu alandaki çalışmalar belirli bir olgunluğa ulaşıncaya kadar, kripto varlıkların ödemeler alanında yol açabileceği muhtemel sorunların önüne geçmek amacıyla, kripto varlıkların ödemeler alanında kullanılmamasına yöneliktir." deperlendirmesinde bulundu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber