AYM'den, tanık beyanıyla mahkum olan polis için önemli karar

Anayasa Mahkemesi tanık beyanlarıyla mahkum olan polis memurunun bireysel başvurusunda adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verdi.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 29 Eylül 2021 07:49, Son Güncelleme : 29 Eylül 2021 08:12
AYM'den, tanık beyanıyla mahkum olan polis için önemli karar

Bir polis memuru hakkında, FETÖ'den yapılan ceza soruşturması sırasında, 2 tanığın beyanları nedeniyle 8 yıl hapis cezası verilmiştir. Mahkum olan polis memuru ve avukatı, tanık beyanlarının huzurda alınmadığı ve tanığa soru soramadıkları gerekçesiyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini belirtmişlerdir.

Anayasa Mahkemesi, tanık beyanları mahkumiyette belirleyici olması nedeniyle, tanıkları sorgulama imkanı verilmemesinin Anayasa'nın 36. maddesindeki adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verdi. AYM, ihlalin giderilmesi için dosyayı Artvin Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi.

AYM Karar gerekçesinin ilgili bölümü şu şekildedir:

52. Başvurucu hakkındaki gerekçeli karar incelendiğinde tanıkların başkaca soruşturma ve kovuşturmalarda başvurucu aleyhine verdiği ifadelerin ağırlığı hususunda derece mahkemesince herhangi bir değerlendirme yapılmadığı görülmektedir. Yargılayın onama kararındaki ByLock isimli programa İlişkin değerlendirme ve Mahkemenin gerekçeli kararındaki diğer değerlendirmeler nazara alındığında adı geçen tanıkların başvurucu aleyhine verdiği ifadelerin tek olmamakla birlikte belirleyici nitelikte delil olarak kabul edildiği görülmektedir.

53. Başvurucu, yargılama sırasında F.S. ve D.B.C.nin beyanlarının doğru olmadığını belirtmiş; bu kişilerin duruşmada dinlenmesi yönünde talepte bulunmuştur. Mahkeme, tanık D.B.C.nin adresinin bulunduğu yerdeki mahkemeye talimat yazmış; talimat mahkemesi belirtilen adreste tanığa ulaşılamadığı gerekçesiyle talimatı bila ikmal iade etmiştir. Mahkeme ise tanığa ulaşmak İçin yeterince çaba sarf etmeden ve tanık özelinde bir değerlendirme yapmadan, tanığı dinlemeksizin kararını vermiştir. Tanık F.S.nin ise duruşmada dinlenmesi hususunda herhangi bir değerlendirmede dahi bulunmamıştır. Başvurucu, tanık D.B.C. ve F.S.nin beyanlarının belirleyici delil olmasına rağmen dinlenmediğini belirterek mahkümiyet kararına karşı kanun yoluna başvurmuş; Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay, başvurucunun bildirdiği bu itirazlarla ilgili bir değerlendirme yapmaksızın hükmü onamıştır.

54. Başvurucu, aşamalarda tanıklar D.B.C. ve F.S.nin beyanlarım kabul etmediğini ifade etmiştir. Başvurucu, tanıkların beyanlarım kabul etmeyerek beyanların güvenilirliği konusundaki şüphelerini dile getirmiştir. Öte yandan derece mahkemesinin duruşmada dinlenmeyen tanıkların ifadelerine ek olarak başvurucunun Bylock programını kullandığına yönelik tespite dayandığı görülmektedir. Ancak Yargıtay kararında başvurucunun ByLock programını kullanıp kullanmadığına dair yeterince araştırma yapılmadan karar verildiğine yönelik tespit karşısında Mahkemenin net bir şekilde ortaya koymadan dayandığı delilin, ifadesi mahkümiyette belirleyici olan tanığın duruşmada dinlenmemesini telafi etmeye yeterli olduğu söylenemez. Somut olayda Mahkemece tanık beyanlarının güvenilirliği hususunda başvurucudaki şüphenin giderilmediği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla somut olayda duruşmada dinlenmeyen tanığın ifadesine dayanılmak suretiyle mahkümiyet hükmü kurulmasının bir bütün olarak yargılamanın hakkaniyetini zedelediği sonucuna ulaşılmıştır.

55. Beyanları mahkümiyetle belirleyici ölçüde esas alınan tanıkları sorgulama veya sorgulatma imkanı başvurucuya verilmediğinden başvurucunun hakları Anayasa'nın 36. maddesindeki güvencelerle bağdaşmayacak ölçüde kısıtlanmıştır.

Mahkeme kararının tam metni için tıklayın.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber