MEB, okullara açtığı soruşturmada çok şey öğrenecek
MEB soruşturma sonunda, 'tebeşiri kimin satın aldığını' öğrenecek
Milli Eğitim Bakanı Sayın Ömer DİNÇER yayımladığı 2011/40 nolu genelgede, okullarda kayıt parası ve diploma parası alınmamasını emretmişti.
Okullarda kayıt yada diploma parası almanın zaten mümkün olmadığını tekrar hatırlatalım. Okullarda sadece velilerin bağış yapmaları mümkündür ve bunu toplamaya da Okul Aile Birlikleri yetkilidirler.
Bu yetki Okul Aile Birliği yönetmeliğinden öteye 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun 16.maddesine dayanmaktadır.
Sayın bakan yayımladığı genelgeye rağmen 20 Temmuz-20 Eylül 2011 tarihleri arasında Okul Aile Birliği hesaplarında hareketlilik yani para girişi olan okullar hakkında soruşturma açılmasını emretmiştir.
2011/40 nolu genelgenin yayımlanmasının ardından Okullara bağış kandırmaca mı? başlığıyla konuyu ele almış ve bu genelgenin sadece kayıt döneminde para alınmasını durdurmaya yönelik bir çıkış olmaması gerektiğini okullarda para ile ilgili hiçbir konunun konuşulmaması gerektiğini vurgulamıştık.
Daha sonra Okullarda bağış sorunu çözümsüz mü? başlığıyla konuya değinmiş ve çözüm önerilerini örnekleriyle açıklamıştık.
Bu süreçte yapılan en büyük hata yıllardır söylendiği gibi okullarda para toplanmaması talimatına devam edilmiş olmasından ziyade bu talimata okulların zorunlu ve acil ihtiyaçlarının nasıl karşılanacağına dair güven verici bir açıklamanın yapılmamasıdır.
Bakanlık bu genelge ile beraber çözüm yolunu da, okulların eğitim öğretime nasıl hazırlanacağını da açıklaması gerekirdi.
Aksi yaklaşımı ve vatandaşta uyandıran durumu özetlemek için Okul müdürleri hırsız, arsız, yalancı değil başlığıyla konuya açık açık değinmiştik
Bakanlığın yönetmelik hazırlığında olduğu bilgileri ulaşmaktadır. Yönetmelikte birliğin oluşumunda değişiklik yapılacağı belirtilmektedir. Bu değişikliğin acele yapılması gerekir çünkü mevcut düzenlemeye göre Okul Aile Birliği Genel Kurullarının Ekim ayı sonuna kadar tamamlanma zorunluluğu vardır. Bakanlık ya bir emirle genel kurulların yapılmamasını sağlamalı yada yeni yönetmelik konusunda acele hareket etmelidir.
Yeni çıkarılacak mevzuatta Aile Birliklerinin para toplama işlevinin kaldırılarak okulların ihtiyaçlarının nasıl karşılanacağı da hüküm altına alınmalıdır. İşte o zaman saysın bakanın 2011/40 nolu genelgesi de anlam kazanacaktır.
Bu noktada sayın bakana son bir sözümüz olacak;
Attığınız adım anlamlı fakat bu adımın devamı gelerek okulların ihtiyaçlarının nasıl karşılanacağını da açıklamalısınız.
Bugün on binlerce okulumuz eğitim öğretim sürecine nasıl hazır hale getirilmiştir?
Okullardaki küçük onarımlar nasıl tamamlanmıştır?
Temizlik işleri nasıl yaptırılmıştır?
Öğretmen ve öğrencilerin kullanacağı tebeşiri kim satın almıştır?
Fotokopi, bilişim malzemeleri nasıl karşılanmıştır?
Yangın tüpleri nasıl doldurtulmuştur?
? saymakla bitmez.
Ve
Şu anda okullarımız güven ve hijyenik ortamda nasıl eğitim öğretim yapmaktadırlar? Bu işler parasız olmayacağına, devlet tarafından ödenek gönderilmediğine göre bu çark nasıl dönmektedir?
Sorularının cevabı vicdani muhasebe ile cevaplandırılmalıdır.
Cevabı biz verelim maalesef; daha önceki dönemlerde olduğu gibi bu dönemde de Okul Aile Birlikleri tarafından karşılanmıştır ve karşılanmaktadır. 2005'ten önce de Okul Koruma Dernekleri.
Sayın bakanın hızlı bir şekilde bir çalışma yaptırarak örneğin 2010-2011 Eğitim Öğretim Yılında Okul Aile Birliklerince toplanan paralar ne kadardır? Bu paraların harcama kalemleri nasıldır ve bu kalemlerin en büyük oranını oluşturacak hizmetli personel için harcanan tutar nedir ve Aile Birliklerince kaç personel çalıştırılmıştır?
Sorularının cevabını inceledikten sonra durumu yeniden değerlendirmesi en yerinde yaklaşım olacaktır.
Bu gerçekler ortada iken eğitim adına, geleceğimiz adına risk alarak okulları eğitim öğretime hazırlayan ve halen çevirmekte olan okul aile birliklerinin sadece bir üyesi olan okul müdürlerine soruşturma açılması onları yaralamakta, sahip çıkanları olmadığı için üzülmektedirler.
Sayın bakan bu soruşturma süreci devam ettiği taktirde görülecektir ki maddi durumu iyi velilerimizin bulunduğu okullarda gönüllü bağışlar vardır ve bu velilerden en küçük serzeniş dahi olmayacaktır.
Asıl sorun zor imkanlarla bağış yapan velilerin bulunduğu ve zor imkanlarla okulu çevirmeye çalışan okul yöneticilerinin bulunduğu kurumlarda çıkacaktır ki onlardan da istisnalar dışında zoraki bağış alınmadığı görülecektir.
Bu okulların genel durumları ve yıllardır yalnız bırakılışları düşünüldüğünde değil onlara ceza vermek devletimizin onlara teşekkür etmesi ödüllendirmesi gerekir.
Tabii ki bu konuyu istismar eden bol keseden toplayıp harcayanlar olmuştur. Onlar da hesapsız kalsın, sorgulanmasın demiyoruz ama kanunun verdiği bir yetkiye dayanarak okulun bugünü ve geleceği için Okul Aile Birlikleri tarafından toplanan paraların tek sorumlusu, hesap vericisi ve günah keçisi kıt kanaat okulu döndüren okul müdürleri olmamalıdır?
Birileri çıkıp ben artık yokum diyebilir fakat bu kez de ?bakın para alınmasın denilince yöneticiliği terk ettiler, bunlar zaten para için o makamda idiler? yaftası yemekten korkmaktadırlar.
Bugün gelinen soruşturma sürecine varan duruma rağmen bakanlık gelecek aylarda okulların ihtiyaçlarının nasıl karşılanacağını dahi açıklamamaktadır. Para toplansa bir dert toplanmasa bin dert?
Saygılarımla?
Maksut BALMUK
Eğitim Yöneticisi