'Trump FETÖ'nün iadesi konusunu çok ciddiye alıyor'

Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın, "FETÖ'nün Türkiye'ye iade edilmesinde Sayın Trump konuyu çok ciddiye aldıklarını ifade ettiler." dedi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 08 Şubat 2017 15:44, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Trump FETÖ'nün iadesi konusunu çok ciddiye alıyor'

Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın, NTV'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Astana süreci sonrasında "anayasa taslağı" iddiasının ortaya çıktığı hatırlatılarak, taslakla ilgili görüşü sorulan Kalın, "Onları kabul etmemiz mümkün değil. Biz, Astana sürecini çok şeffaf bir şekilde yürüttük. Sayın Putin'in, Sayın Cumhurbaşkanımız ile yaptığı görüşmelerde bu konunun ana çerçevesi çizildi." diye konuştu.

"Washington ve bölgedeki diğer ülkelerle konuşmaya devam edeceğiz"

Güvenli bölge meselesine de değinen Kalın, ABD Başkanı Donald Trump'ın da bu konuyu gündeme getirdiğini hatırlattı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Trump ile yaptığı telefon görüşmesinde de bu konunun gündeme geldiğini vurgulayan Kalın, şöyle devam etti:

"Özellikle Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle 'terörden arındırılmış güvenli bölge oluşturulması', hem bu mülteci akımını önleyecek temel tedbirlerden bir tanesi hem de Suriyelilerin kendi şehirlerine dönmeleri için en makul çözüm aslında. Şimdi Trump bu konuda birtakım açıklamalar yaptı.

Bizim öngördüğümüz şey, Azez-Cerablus-El Bab hattının 5 bin kilometrekarelik bir alana çıkartılması ve öncelikli olarak bu bölgenin terörden arındırılmış güvenli bölge ilan edilmesi. Buna olumlu baktıklarını ifade ettiler. Bunların da yine operasyonel detayları çalışılacak ama hem Suriye'deki sivil vatandaşların nefes alabilmesi hem göç dalgasının durdurulabilmesi açısından ortaya kararlı bir tavrın konması gerekiyor. İşte bunu da önümüzdeki günlerde hem Washington'daki yeni yönetimle hem bölgedeki diğer ülkelerle konuşmaya devam edeceğiz."

"Beklentimiz çok açık ve net"

"FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in iadesinin ABD Başkanı Trump ile konuşulup konuşulmadığının" sorulması üzerine Kalın, "Dün konuşulan önemli başlıklardan bir tanesi de buydu. Bizim bu konudaki beklentimiz çok açık ve net. Öncelikle bu terör elebaşının Türkiye'ye iadesidir." yanıtını verdi.

İki ülke arasında suçluların iadesi anlaşması bulunduğunu hatırlatan Kalın, Türkiye'de yargılanması gereken bir kişinin bu şartlarda iade edilmesi gerektiğini söyledi.

Türkiye'nin yaptığı uyarılar karşısında, bazı ülkelerin FETÖ'ye karşı aldığı tedbirleri anlatan Kalın, "Anlaşma çerçevesinde FETÖ'nün Türkiye'ye iade edilmesi, hukuki süreç devam ederken de birtakım tedbirlerin alınmasının mümkün olduğunu Amerikan makamlarına ilettik. Bunların bir kısmı idari karardır, illa hukuki yargı kararı gerektirmiyor. Sayın Trump da bu konuyu çok ciddiye aldıklarını, gerekli çalışmaları da derhal başlatacaklarını ifade ettiler, biz de tabii ki bunun takipçisi olacağız." diye konuştu.

Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın, "Rakka'nın DEAŞ'tan temizlenmesi konusunda Türkiye'nin sunduğu somut bir plan var. Şu anda El Bab'da mücadele eden Özgür Suriye Ordusu mensupları da buralar güvence altına alındıktan sonra Rakka operasyonu için hazır hale gelecekler. " dedi.

Kalın, NTV'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Bir soru üzerine Kalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump'ın, telefon görüşmesine ilişkin açıklamalarda bulundu. Trump göreve geldikten sonra iki liderin ilk resmi görüşmeyi gerçekleştirdiğini hatırlatan hem yapılan görüşmede hem öncesinde kendisinin Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı ile yaptığı telefon görüşmesinde ittifak ilişkisinin güçlendirilmesi konusunda mutabık kalındığını söyledi.

Kalın, ikili ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi başlığının kısa da olsa ele alındığını ve "Bu konu üzerinde mutlaka çalışalım, daha detaylı bir plan ve program üzerinde mutabık kalalım." denildiğini ifade etti.

Türkiye-Amerika ilişkilerinde ekonomi ayağının hep zayıf kalan bir ayak olduğunu, şu anda iki ülkenin ekonomik hacminin 17,5 milyar dolar civarında bulunduğunu kaydeden Kalın, iki ülkenin potansiyeli düşünüldüğünde bunun çok yetersiz olduğuna işaret etti.

Görüşmenin genel manada olumlu geçtiğini belirten Kalın, "Bölgesel konular konuşuldu, DEAŞ ile mücadele, terörle mücadele, PKK ile mücadele, Suriye ve Irak konuşuldu." dedi.

Kalın, Obama yönetiminden kalan iki temel sorun bulunduğuna dikkat çekerek, bunları "PYD politikası, PYD ve YPG'ye verilen destek" ile "FETÖ meselesi" olarak sıraladı.

Bu iki konuyu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gayet açık ve net bir şekilde dile getirdiğini vurgulayan Kalın, "Zaten Trump bu konuda bilgilendirilmiş. Fazla detayına girmeden 'Bu konuda ekiplerimiz mutlaka çalışsın, gerekli talimatları verelim.' denildi." diye konuştu.

"ABD'nin artık PYD'yi kullanmama yönünde bir tavrı mı var?" sorusu üzerine Kalın, telkinlerinin bu yönde olduğunu söyledi.

Kalın, "Ama bu sadece bir telkin ya da temenniden ibaret değil. Biz önlerine somut bir plan koyuyoruz. Fırat Kalkanı Harekatı ile 'Suriye'de DEAŞ'a karşı etkin olarak mücadele veren tek güç PYD/YPG'dir' efsanesi çökmüş oldu. Bugün DEAŞ'a karşı gerçek manada mücadele veren ülkeleri sayacak olursanız bunların başında kesinlikle Türkiye gelir." ifadesini kullandı.

Kalın, bu konuda sorumluluk almaktan kaçınmayan bir Türkiye olduğunu bütün dünyanın gördüğünü belirterek, şunları kaydetti:

"Yakın zamanda batı medyasında 'Fırat Kalkanı Harekatı devam etmeyecek, yürümüyor.' gibi bunu moralman çökertmeye yönelik birtakım propagandist yayınların yapıldığını görüyoruz. Dün Hastane Tepesi ve civarını ele geçirmemiz şu anlama geliyor; artık şehrin içindeler. Bir anlamda şehir içi temizlik şu anda yürüyor. Cumhurbaşkanımız dün Sayın Trump ile bu konuları konuştu. Sadece El Bab'a indirgenen bir mücadeleden bahsetmiyoruz. El Bab'ın alınması daha önce Azez'in, Cerablus'un DEAŞ'tan temizlenmesi gibi bir defa DEAŞ'a vurulmuş büyük bir darbe olacak, ikincisi de Rakka'ya yönelik yürüteceğimiz müşterek bir harekatın hem zeminini hazırlayacak hem de süresini hızlandıracaktır.

Rakka'nın DEAŞ'tan temizlenmesi konusunda Türkiye'nin sunduğu somut bir plan var. Şu anda El Bab'da mücadele eden Özgür Suriye Ordusu mensupları da buralar güvence altına alındıktan sonra Rakka operasyonu için hazır hale gelecekler.

Bu konuyu kendi muhataplarımızla detaylı bir şekilde biz de konuştuk, konuşmaya da devam edeceğiz. Önümüzdeki haftalarda Dışişleri Müsteşarımız Washington'a gidecek. Yarın Washington'dan önemli bir misafir geliyor. Bu konu yine detaylı bir şekilde ele alınacak."

- "Operasyonel detaylar konuşulmadı"

"Bu ortaya koyduğumuz somut öneri karşısında Trump'tan ne yanıt geldi?" sorusuna ise Kalın, "O konudaki genel tepkileri olumlu ama tabii operasyonel detaylar bu telefon görüşmelerinde konuşulmaz. Bunları ekipler otururlar, çalışırlar gerekli siyasi talimatı aldıktan sonra. Dün bu talimat alınmış oldu. Böylece bu konu etrafından detaylı planlamalar şu anda zaten bizim tarafımızda vardı, şimdi bu, eş güdüm içerisinde yürütülecek." yanıtını verdi.

"Dışişleri Bakanlığı Müsteşarının Washington ziyaretinde bu somut plan üzerinde konuşulacak mı?" sorusu üzerine İbrahim Kalın, "Bunlar da konuşulacak. Devletler arası konularda bu yoğun istişareler sonucunda bu planlar netleşir, ortaya çıkar." dedi.

- CIA Direktörünün Türkiye ziyareti

Kalın, CIA Direktörü Mike Pompeo'nun ziyaretine ilişkin soru üzerine Pompeo'nun, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın misafiri olarak Türkiye'ye geleceğini anımsatarak, "Bölge turuna çıkıyor ve ilk durağı Türkiye. Bu konular da yarın detaylı bir şekilde ele alınacak. Onlar detaylı çalışmalarını yapacaklar. Daha sonra da siyasilere bu konu arz edilecek." değerlendirmesini yaptı.

"Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump'ın yüz yüze görüşme, konuşma ihtimali, bir ziyaret planı var mı?" sorusu üzerine Kalın, şunları söyledi:

"Telefon görüşmesinde 'Yakın vadede yüz yüze görüşelim' diye mutabık kaldılar. Bunun zamanı, yeri çalışılacak. Şu anda hemen bir şey söyleyemem ama yakın bir vadede bir yüz yüze görüşme Washington'da olabilir, burada olabilir, başka bir yerde olabilir. Bir görüşme üzerinde çalışıyoruz. Bu konu önemli. Çünkü birçok konu, başlık var. Biz PYD ile başladık ama PKK terörüyle mücadele dün gene somut olarak konuştuğumuz konulardan birisiydi. Çünkü terör örgütleri arasında ayrım yaparak bir mücadele yapamazsınız. Teröre karşı mücadele, ancak tutarlı ve kararlı olursanız başarılı olur. PKK terörüne karşı mücadelede de işbirliğinin imkanları daha da artırılacak."

- "Türkiye'nin Kürtlerle bir meselesi yok"

"Cumhurbaşkanı Erdoğan PYD'nin desteklenmemesi konusunda talebini, şikayetini iletti. Oradan nasıl bir dönüş alındı?" sorusuna Kalın, şu yanıtı verdi:

"Biz bu konuda pozisyonumuzu çok net bir şekilde ifade ettik. Bazı çevrelerde özellikle PKK'nın propaganda ortamlarında 'İşte bakın Türkiye Kürtler'in kazanımlarına karşı hamle yapıyor.' falan gibi yine bu tür propagandist şeyler yayınlayacaklardır. Türkiye'nin Kürtlerle bir meselesi yok. Türkiye'nin ne Türkiye Kürtleri ne Suriye Kürtleri ne Irak Kürtleri ne İran Kürtleri ne de dünyanın başka yerlerinde yaşayan Kürtlerle bir sorunu yok. Bizim burada mücadele ettiğimiz, terör örgütleridir, PKK terör örgütüdür, onun Suriye'deki uzantılarıdır.

Fırat Kalkanı Harekatı'yla ortaya konulan mücadele şekli DEAŞ'ten bu bölgelerin nasıl temizlenebileceğini ve bunun için meşru ve yerel güçlerin etkin bir şekilde kullanılabileceğini gösterdi. Bu modeli aynen biz Rakka'da uygulayabiliriz. Bunu DEAŞ ile mücadelenin ana eksenine oturttuğumuz zaman, özellikle şimdi Trump yönetiminin de öncelikli bir konu olarak gördüğü DEAŞ terörüyle mücadele, bu konuda hemfikiriz, orada bir ihtilafımız söz konusu değil, daha somut ve uzun vadeli neticeler alabiliriz."

"El Bab'daki operasyonda şehir merkezine kadar inildi ama rejim güçleri de o hedefe doğru ilerliyor. Bir risk görüyor musunuz? Bir temas ihtimali var mı ya da bunun ortadan kalkması için Rusya ile temas yürütülüyor mu?" sorusu üzerine Kalın, bu ihtimalin ortaya çıkmaması, bir karşı karşıya gelme ya da sürtüşmenin olmaması için Rusya ile yakın bir koordinasyon içerisinde olunduğunu kaydetti.

Bunun da son dönemde Rusya ile yürütülen normalleşme politikasının çok önemli neticelerinden bir tanesi olduğunu ifade eden Kalın, "Orada zaman zaman Rus uçakları da gelip El Bab'ın güneyindeki DEAŞ hedeflerini vuruyorlar. Bu bir hafta 10 gün içerisinde Amerikan uçakları da gelip bizim gösterdiğimiz DEAŞ hedeflerini vurmaya başladılar. Son bir hafta 10 gündür koalisyonla o koordinasyon ve eş güdüm çok daha iyi bir şekilde yürüyor. Astana sürecinin, Cenevre sürecinin başarılı olması açısından da Rusya ile o koordinasyonu yürütmemiz lazım. Belki Trump yönetiminin Rusya ile yakın çalışması arzusunu da bu çerçevede değerlendirip bir fırsata çevirmek söz konusu olabilir." dedi.

"El Bab operasyonunun sonuna doğru yaklaşılıyor diyebilir miyiz?" sorusuna karşılık Kalın, "Şehre girdikten sonra da yapılacak birçok şey var. Onu söylemek için henüz erken olur. Çünkü bu terör örgütü şehir içinde birçok mayınlama yapıyor. Tam manasıyla bir temizlik yapılıp orası güvence altına alınmadan 'El Bab operasyonu bitti' diyemeyiz." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Anayasa Değişikliği Kanunu'nu onaylamasıyla ilgili, "Önümüzdeki birkaç gün içinde, en geç cuma ya da cumartesiye kadar imzalamak suretiyle tarih de belirlenmiş olur." dedi.

Kalın, NTV'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, anayasa değişikliğini ne zaman imzalayacağına ilişkin soruya İbrahim Kalın, birkaç günde kesin netleşeceğini belirterek, "9 ya da 16 Nisan üzerinde duruluyor. Zannediyorum birkaç gün içerisinde son istişareleri de tamamladıktan sonra imzalayacak." yanıtını verdi.

Erdoğan'ın, "mevsim şartlarını da dikkate alarak bir çalışma yapılması isabetli olur" diye düşündüğünü aktaran Kalın, "Önümüzdeki birkaç gün içinde, en geç cuma ya da cumartesiye kadar imzalamak suretiyle tarih de belirlenmiş olur." ifadesini kullandı.

İbrahim Kalın, referandum sürecinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım arasında hangi illere kimin gideceğine yönelik bir çalışma olup olmadığıyla ilgiliyse, "Öyle bir detay, planlama henüz yapılmadı. Biz geçen cuma günü Mersin'deydik, bu cuma günü Aksaray'a gideceğiz. Bu hareketlilik sürekli devam edecek. Cumhurbaşkanımız sahada olacak, bu da gayet doğal bir şey." değerlendirmesinde bulundu.

Anayasa değişikliğini anlatma noktasında milletin Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan bir beklentisi bulunduğunu dile getiren Kalın, "Tayyip Erdoğan gibi bir liderin, Türkiye'nin siyaseti ve merkezindeki bir konuya ilgisiz kalması, onu teğet geçmesi düşünülemez. Bu onun motive ettiği, gündeme getirdiği bir konu. Dolayısıyla sahada olmaya, bu konuyu anlatmaya, vatandaşlarla temasını sürdürmeye devam edecek." diye konuştu.

- "Orayla bir gönül bağı vardır"

Sözcü Kalın, "Halk oylamasında anayasa değişikliği kabul edildirse, partili cumhurbaşkanlığının önü de açılmış oluyor. Sayın Cumhurbaşkanı'nın böyle bir karar için 2019'u beklemesine de gerek yok. Sayın Cumhurbaşkanı hemen parti üyesi olacak mı" sorusu üzerine şunları söyledi:

"Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın, kurucusu olduğu AK Parti ile ilişkisi bir imza meselesinin çok ötesindedir. Orayla bir gönül bağı vardır. Bu bağı kendisi zaten cumhurbaşkanı olduğu zaman da söylemişti. Partiyle formel manada ilişki kurması da bu vesileyle açılmış oluyor. O bağı formel manada kurmak cumhurbaşkanımızın tercihidir. Bunu hemen mi yapar, bir müddet sonra mı yapar, onu göreceğiz. Kendi tercihi, onunla ilgili değerlendirmesi de şu anda devam ediyor."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, bir taraftan da partiye genel başkan olmasının da yolunun açıldığının anımsatılması üzerine Kalın, "Şu anda benim bildiğim, bu madde geçer geçmez bunun için olağanüstü kongreye gidilmesi gerekiyor, böyle bir hazırlık yok. Cumhurbaşkanımız eğer önce üye olmayı tercih ederse, herhalde önce üye olarak başlar. Ama bu konudaki istişareleri ve değerlendirmeleri devam ediyor, henüz böyle bir karar yok." şeklinde konuştu.

- Kıbrıs müzakereleri

İbrahim Kalın, Kıbrıs müzakereleriyle ilgili bir soru üzerine ise "Kıbrıs müzakerelerinin bu referandumla herhangi bir endekslenme gibi ilişkisi söz konusu değil. Aslında Kıbrıs meselesinde atmamız gereken adımları zaten attık." yanıtını verdi.

Kalın, bu süreçte yapıcı bir tutum içerisinde olunduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:

"Türk askerinin oradaki varlığı hiçbir zaman Rum kesimine karşı değildir. Bu adanın ve dışarıdan gelebilecek muhtemel tehditlere karşı bir güvenlik sibobu ve gerekçesi olarak oraya kurulmuş bir yapıdır. Bunun muhafazası bundan sonra da özellikle Doğu Akdeniz'de güven ve istikrarın sağlanması için önem arz ediyor. Cenevre'de görüşmeler yapıldı, belli bir noktaya varıldı ama hala üzerinde çalışılması gereken konular var. Yarın da Sayın Akıncı ile Sayın Anastasiadis bir dizi görüşme yapacaklar. BM Kıbrıs Özel Temsilcisi Espen Barth Eıde bugün bana da geldi. O da buradan Kıbrıs'a gidiyor, prensiplerimizi açık bir şekilde ortaya koyduk."

- "Üniformalı teröristlerin Türkiye'ye iade edilmemesi kabul edilebilir bir şey değil"

Kalın, Yunanistan ile Türkiye arasında yaşanan sıkıntıların bu sürece olumsuz bir etkisinin olup olmayacağına ilişkin de "Maalesef 'darbeci asker' demek bile bence yanlış, bu üniformalı teröristlerin Türkiye'ye iade edilmemesi hakikaten kabul edilebilir bir şey değil. Bu baştan beri bir siyasi karar olarak şekillendi, bu noktaya geldi." ifadelerini kullandı.

Bunun sonuçlarının olacağını bildiren İbrahim Kalın, "Ama bunu Kıbrıs meselesine endekslemek yanlış olur. Böyle bir şey söz konusu değil. Müzakerelerin devamını destekliyoruz. Önümüzdeki haftalarda koyduğumuz ilkeler çerçevesinde bir gelişme olursa, o süreci de destekleriz." diye konuştu.

Kalın, "sonuçları olacak" cümlesine Geri Kabul Anlaşması dahil mi" şeklindeki soruya ise "Bir noktada elbette bu da gündeme gelir. Bu anlaşma, bundan bağımsız olarak mülteci meselesiyle ilgili yapılan anlaşmaydı. Maalesef Avrupalılar yine burada sınıfta kaldı. Schengen meselesi olduğu gibi duruyor. Türkiye'nin güvenliği Avrupa'nın da güvenliğidir, bunu anlamaları lazım." cevabını verdi.

Ankara açısından Geri Kabul Anlaşması'nın yeniden değerlendirilmesinin masada olup olmadığına yönelik soruya İbrahim Kalın, "Her zaman masada." diye yanıt verdi.

- "Çok önemsediğimiz bir konu değil"

Kalın, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in, Türkiye'ye yaptığı ziyareti sonrasında Almanya'nın tavırlarıyla ilgili değişikliğin sorulması üzerine, "Umarız bu yönde adımlar atarlar, iltica hakkı tanımak gibi bir hata işlemezler. Siz böyle 'düşmanımın düşmanı dostumdur' politikasıyla hareket ettiğinizde, bumerang gibi bugün 'dost' dediğiniz gruplar, aktörler gelir bir gün sizi vururlar." değerlendirmesinde bulundu.

Merkel'in ziyaretinde, "PYD ile ilgili özellikle istihbaratların yeterince paylaşılmadığı yönünde Türkiye'nin talebi de iletildi" şeklinde haberlerin olduğu hatırlatılarak, bunun doğruluğuna yönelik soruya da İbrahim Kalın, "Askeri makamlarımızla da istişare ederek biz o konuyu koordine ettik. Basında, özellikle Alman basınında o konu biraz fazla işlendi. Bizim çok önemsediğimiz bir konu değil." dedi.

Kalın, Diyanet İşleri Başkanlığı personelinin Almanya'daki faaliyetlerine ilişkin soruya ise "Bu da son derece haksız ve asla kabul edilemez bir suçlamadır. Bunu Sayın Merkel'in ifade ediyor olması, vakanın böyle olduğu anlamına gelmez. Özellikle 15 Temmuz'dan sonra darbeye karşı demokrasiden yana açık tavır alan vatandaşlarımızla ilgili yapıyorlar. O insanları töhmet altına bırakmak yerine, onları ciddiye alarak 15 Temmuz konusunda onların gösterdiği tavrı göstermeleri gerekirdi." şeklinde konuştu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber