'Makamınızın gereğini yapın'

Hakimin, Turan'a birkaç sanığı göstererek, polis aracının camını kıran kişiyi teşhis ettirmeye çalışması üzerine sanık avukatları itiraz etti. Avukatın, bu şekilde teşhisin usule aykırı olduğunu söylemesi üzerine Hakim, "Usulün doğru olmadığını düşünüyorsanız söz hakkı alırsınız, burası mahkeme salonu. Makamınızın gereğini yapın." demesi üzerine avukat da "El kol yapıyorsunuz, çocuk azarlar gibi azarlıyorsunuz. Teşhis etmeye yönlendiriyorsunuz." diye cevap verdi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 25 Ocak 2018 20:12, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Makamınızın gereğini yapın'

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi öncesinde 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'nda yapılan toplantı ile kalkışma günü tugayda yaşananlar ve burada darbecilerle çatışan Piyade Kurmay Albay Sait Ertürk'ün de aralarında bulunduğu 4 kişinin şehit edilmesine ilişkin davaya, sanık savunmalarının alınmasıyla devam edildi.

Bakırköy Adliyesi'nde oluşturulan salonda İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nce yapılan duruşmada, 38 tutuklu ve 32 tutuksuz sanık ile taraf avukatları hazır bulundu.

Duruşmada tutuksuz sanık astsubay İsmail Turan, stajyer astsubaylara atış eğitimi verilmesi için Topkule kışlasına gittiklerini, kendisinin öğrencilere boş şarjör dağıttığını anlattı.

Terör saldırısı ihbarı aldıklarını, tanklara mühimmat yüklendiği söylentilerini duyduğunu anlatan Turan, "Zırhlı araçların Topkule nizamiyeye geldiğini gördüm. Çeşitli bölgelere polise destek vermek için çıkış yapılacaktı. Ben 10-11 askerle Topkule'den çıkış yaptım. 10-15 dakika sonra yolun iki polis aracıyla kapatıldığını gördüm. Araçlardan indik, vatandaşlar 'en büyük asker bizim asker' diye alkışlıyordu. Bir rütbeli yolu açmamızı istedi, polis aracının camını kırdı. Biz bir süre sonra Topkule kışlasına döndük. Dönerken vatandaşın biri 'siz kime hizmet ediyorsunuz.' dedi. Haberlere baktık. Köprünün kapatıldığını gördük. Askerlerime olaylardan uzak durmalarını söyledim. Kışlaya geldikten sonra televizyondan Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın açıklamalarını takip ettik." dedi.

Turan, birkaç rütbelinin "A Haber'i basmaya gidiyoruz." şeklinde konuşmalarını duyduğunu, yüzünü görmediği bu kişilerin kışladan çıktığını söyledi.

Stajyer astsubaylarla ağaçlık bölgelerde saklandıklarını ve telefonlardan olayları takip ettiklerini ifade eden Turan, şöyle devam etti:

"Birkaç stajyer istirahat için koğuşlar bölgesine gitmişti. Yanıma birkaç öğrenci alarak gidenleri kontrol etmek için çıkmıştık. Davut ve Sait albay bizi durdurdu. Silahlarımızı aldı, yere yatırdı. Davut albay, kim olduğumuzu, nereye gittiğimizi sordu, durumu anlattım. 'Darbeden mi devletten mi yanasınız.' dedi. Her zaman devletten yana olduğumuzu söyledik. Daha sonra silahlarımızı verdi. 'Karargahta darbeci hainler var. Polis gelecek, onlara operasyon yapacağız. Postanenin orada bekle. Helikopterin yanına bizim dışımızda gelenleri vurun, helikopterin kalkmasına engel olun.' dedi. Askeri bir ambulans geldi. Davut albay onlarla tartıştı. Sait albay, Davut albaya 'polis nerede kaldı' dedi. Sait albay sürekli telefon görüşmesi yapıyordu. Biz top sahasındaki helikopter için görevlendirilmiştik. Bir tank geldi. Sait albayın sesini duydum, 'teslim olun.' dedi. Sonra çatışma çıktı. Stajyerlere tam siper yaptırdım. Sait albayın yanında iki polis vardı. Biri yaralı şekilde postanenin oraya geldi. Sait albay ve diğer polisin vurulduğunu söyledi. Havaya ateş açtık. Bir süre sonra ağaçlık alandan bir helikopter kalktı."

Turan, bir süre sonra nizamiye bölgesine geçtiklerini, oradaki polislerin çatışma bölgesine girmek için araçlarının yetersiz olduğunu söylemesi üzerine, kendisinin zırhlı personel taşıyıcıyı kullanarak çatışma bölgesine gittiğini anlattı.

Çatışma bölgesine ilk gittiğinde Davut albayın yaralı olarak araca alındığını söyleyen Turan, şöyle devam etti:

"Sağ elinin işaret parmağı kopan ve çeşitli yerlerinden yaralanan Davut albayı nizamiyeye götürdük. İkinci sefer çatışma bölgesine geldik. bu sefer yaralı bir polisi alıp nizamiyeye getirdik. Özel harekat polisleriyle üçüncü kere çatışma bölgesine geldik. Sait albay ve bir polis yerde yatıyordu. Özel harekat polisleri zırhlı personel aracından indi, polis ile Sait albayı araca aldık. Şehit olmuşlardı."

Turan, nizamiyede tümen komutanı Yavuz Türkgenci'nin emriyle polisin gelmesini beklediklerini, diğer askerlerin de nizamiyeye geldiğini, üstlerini çıkarıp, polise teslim olduklarını söyledi.

Türkgenci'nin emriyle kışla boşaltıldıktan sonra, kışlanın aranması için 2 gün polise refakat ettiğini dile getiren Turan, Çukurca'da görev yaptığını belirtti.

- "Makamınızın gereğini yapın"

Hakimin, Turan'a birkaç sanığı göstererek, polis aracının camını kıran kişiyi teşhis ettirmeye çalışması üzerine sanık avukatları itiraz etti. Avukatın, bu şekilde teşhisin usule aykırı olduğunu söylemesi üzerine Hakim, "Usulün doğru olmadığını düşünüyorsanız söz hakkı alırsınız, burası mahkeme salonu. Makamınızın gereğini yapın." demesi üzerine avukat da "El kol yapıyorsunuz, çocuk azarlar gibi azarlıyorsunuz. Teşhis etmeye yönlendiriyorsunuz." diye cevap verdi.

Savunmaların alınmasına devam eden mahkeme, duruşmayı yarına erteledi.

- İddianameden

Soruşturma sonucunda hazırlanan 600 sayfalık iddianamede, aralarında subayların da bulunduğu tamamı rütbeli 55'i tutuklu, 4'ü firari 132 sanık yer alırken, haklarında "darbeye teşebbüs" suçundan daha önce dava açılan 14 şüpheli hakkında "kasten öldürme" ve "kasten öldürmeye teşebbüs" suçlarından bu dosya üzerinden soruşturma yapıldığı belirtiliyor.

İddianamede, görev yapan ve kalkışmaya destek için bölgeye giden 55'i tutuklu, 4'ü firari 118 rütbeli sanığın, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", ''Turkiye Cumhuriyeti hukumetini ortadan kaldırmaya veya gorevini yapmasını engellemeye tesebbus'', ''TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya gorevini yapmasını engellemeye tesebbus'' ve ''silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ve on beşer yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.

Darbe girisiminin karsısında durmak ve kısla guvenligini saglamak amacıyla hareket eden Albay Sait Ertürk ve musteki Albay Davut Ala'nın, emniyet gucleri ile koordine saglanarak, kısladaki darbeci askerleri teslim almak icin zırhlı aracların korumasında Topkule Kıslası'na girdikleri anlatılan iddianamede, kısladaki darbeci askerlerin, "teslim olun" cagrıları ve emniyet guclerinin uzerine yogun sekilde ates etmeye baslaması üzerine cıkan catısmada polis memuru Serdar Gökbayrak ve Albay Sait Ertürk'ün vurularak şehit olduğu, polis memurları Ferdi Akyün, Veysel Akdağ, Muslahattin Murat Birlik, Kemal Cavit Alpdemir ve Yasar Demiral'ın ise yaralandığı anlatılıyor.

Topkule Kışlası'ndan darbecilere destek olmak için hareket eden ve Istanbul Emniyet Mudurlugu Vatan Yerleskesi'nin icerisine inmeye çalışan helikoptere, emniyet güçlerince ateş açıldığı belirtilen iddianamede, inmek icin uygun bir alan arayan helikopterden, alcalma esnasında kalabalıgın uzerine ates edildiği ve acılan ates sonucu darbe girisimini engellemeye calısan Mehmet Güder'in şehit olduğu kaydediliyor.

66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlıgı'ndan A Haber televizyon kanalının isgali icin hareket eden şüphelilerin önünün, TEM Otoyolu'nda Fatih Sultan Mehmet Koprusu istikametinde Gaziosmanpasa tır garajı mevkisine geldiklerinde, polisler ve vatandaslar tarafından kesildiği belirtilen iddianamede, şüphelilerin polislerle ve vatandaslarla yolun acılması hususunda girdikleri tartışma sırasında suphelilerce ates edilmesi uzerine, olay yerinde bulunan ve darbe girisimini engellemek amacıyla sokaga cıkan Servet Asmaz'ın yaralandığı ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiği aktarılıyor.

İddianamede, 4 kişinin şehit edilmesi ile polis ve vatandaşların yaralanmasına ilişkin 36 şüpheli hakkında, "kasten öldürmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve "kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan da müebbet hapis cezası istenirken, 23 şüphelinin "kamu malına zarar vermek" suçundan hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.

- Avrupa Yakası'na ilişkin toplantı

Istanbul Avrupa Yakası'nda yer alan 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlıgı'nda darbe teşebbüsünü planlayan grup tarafından toplantı yapıldığı belirtilen iddianamede, darbecilerin tugayı, kalkışma sırasında Avrupa Yakası'ndaki hedeflerin isgal edilmesinde en kilit rolu oynayacak sekilde konumlandırdıkları bildiriliyor.

İddianamede, darbe tesebbusunden gunler once tugayda yapılacak faaliyetle alakalı calısmalara başlanıldığı, elde edilen verilere gore, en gec 14 Temmuz'da tugaydaki ust rutbeli subayların toplandığı kaydediliyor.

Darbe tesebbusu sırasında tugay icerisinde emir komuta zincirinin duzgun calısması icin bazı gorevlendirmelerde degisiklige gidildiginin tespit edildiği anlatılan iddianamede, buna gore 15 Temmuz 2016'da Tugay Nobetci Amirligi nöbetinin Ustegmen Alper Karacaoğlu'ndan alınarak, Harekat ve Egitim Sube Muduru Binbası Ahmet Baykal'a verildiği, bu gorevlendirmenin Tugay Kurmay Baskanı Yarbay Osman Akkaya tarafından yapıldığı ifade ediliyor.

- "Darbeciler, tankları 30 Ağustos için yürütmüş"

İddianamede, İstanbul'daki ana darbe davasının sanığı dönemin Tugay Komutanı Mehmet Nail Yiğit ve Tugay Komutan Yardımcısı Yusuf Sarı'nın koordinesinde verilen söz konusu emirlerin akabinde, normalde Kara Kuvvetleri Komutanlıgı'na tayini cıkan, bu nedenle 13 Temmuz 2016'da gorevini supheli Yarbay Fatih Sönmez'e devreden Tank Tabur Komutanı Serbulent Eken'in, Tugay Komutanı Yiğit ile Yusuf Sarı tarafından darbe girisimi kapsamında kendisine verilen gorevleri yerine getirmek icin kıslada eski gorevinde bırakıldığı anlatılıyor.

Sanık Kurmay Yarbay Fatih Sönmez'in Tank Tabur Komutanı olarak atandıgı halde Lojistik Destek Komutanlıgı'na görevlendirildiği, Serbulent Eken'in 14 Temmuz'da bu kapsamda Yusuf Sarı, Kadir Yıldız ve Ahmet Baykal ile koordineli olarak arac ve personel degisimi konusunda faaliyet yürüttükleri belirtilen iddianamede, bu kapsamda hangi tankların hangi personel ile darbe girisimine katılacagının isim isim belirlendiği, şüpheliler Eken, Yıldız ve Enver Muratoğlu'nun aracların bakımını yaptırdığı, yakıt ikmallerini tamamlattığı ve muhimmatları hazırlattırdığı ifade ediliyor.

Tank Tabur Komutanı Serbulent Eken'in tanklara üçer tank mermisi dağıttırdığı, ayrıca tank taburuna 12 bin MG-3 muhimmatı ve 19 bin 200 Hk-33 muhimmatı getirilmesini sağladığı, aynı sekilde Piyade Tabur Komutanı Kadir Yıldız'ın personelinin itirazlarına ragmen, Zırhlı Personel Tasıyıcı araclara kule silahlarını yüklettiği belirtilen iddianamede, verilen emirler dogrultusunda hazırlanan tankların 30 Agustos torenlerine yaklasık 1,5 ay olmasına ragmen kısla icerisinde hazırlık amacı ile yürütüldüğüne dikkat çekiliyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber