Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu avukatı Ömer Faruk Karagüzel
aracılığıyla CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu aleyhine tazminat davası açtı.
Nöbetçi İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi'ne 7 Ocak'ta sunulan dava dilekçesinde,
"Davalı Kemal Kılıçdaroğlu 4 Ocak 2022 tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi'nin
Meclis Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmasındaki beyanlarıyla müvekkilimin
kişilik haklarına yönelik asılsız iddia ve ithamlarda bulunmak ve yalan söylemek
suretiyle kişilik haklarını alenen ağır bir şekilde ihlal etmiştir" denildi.
CHP grup toplantısındaki konuşmasına yer verilen Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarının
"hakaret ve iftira niteliğinde olduğu, masumiyet karinesi hiçe sayılarak
hiçbir belge veya materyalle desteklenmediği" kaydedildi.
'Yalan ve iftira siyasetiyle yıpratılmak istenmiştir'
Dilekçede, şu ifadeler yer aldı:
"Müvekkilim T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı olarak görevini hakkıyla yerine
getirmektedir. İş ve işlemlerinde Anayasa ve yasalara tam olarak bağlı hareket
etmektedir. Bu durum bakan olduğu süre boyunca olduğu gibi geçmişte yer aldığı
görevlerde de benzer şekilde gerçekleşmiştir. Müvekkilim hiçbir iş ve işleminde
hele hele konu millet adına yapılan harcamalar olduğunda, hiçbir şart ve koşulda
haksız kazanç temin etmediği gibi, hiçbir yapıya, kuruma, kişi ya da kişilere
de haksız kazanç temin etmemiştir. Bu iddia baştan sona bir yalan olup, kamuoyunun
önünde ulusal kanallarda ve sosyal medya üzerinden yapılan söylemler marifetiyle
müvekkilim acı ve elem duymaktadır."
Bakan Adil Karaismailoğlu'nun kamuoyunda 'atanmış' olarak yaftalanarak aşağılanmak istendiği de belirtilen dilekçede, "Davalı Kemal Kılıçdaroğlu ne yazık ki geçmişte olduğu gibi bugün de tıpkı bu ülkenin değerli insanlarına attığı başkaca insanlar gibi müvekkilime de yalan ve iftira siyasetiyle kamuoyunda yıpratmak istemiştir. Sadece Cumhurbaşkanımızı ve onun yakın çevresini eleştirerek, iftira atarak, yalan söyleyerek siyasi hayatını başından bugüne muhalefet olarak sürdüren davalı, bundan sonraki muhalefet hayatında da benzer şekilde tutum takınacağından emin olarak, müvekkilimiz adına Anayasal hakkımızı kullanarak işbu davayı açma zaruretimizin hasıl olduğunu belirtmek isteriz" denildi.
'Ellerinde belge olsaydı kamuoyuna servis edilebilirdi'
Dilekçede, Bakan Karaismailoğlu'nun "Geçmişte yerine getirdiği görevlerine
dair herhangi bir yolsuzluk, rüşvet veya kanuna aykırı bir işlem dolayısıyla
bir soruşturmaya maruz kalmadığı" vurgulanarak "Ellerinde bir belge
olmuş olsa idi zaten bu kamuoyuna kolay yoldan servis edilebilirdi. Bu iddialar
tamamen yalandır. Durum bu şekildeyken söz konusu asılsız uydurma beyanlar ile
müvekkilimin kamuoyuna husumetine maruz bırakılmasının tarafımızca kabulü mümkün
olmamak ile beraber, muhalefet partisi lideri olan davalının bu tarz beyanlarda
bulunurken adeta 'çamur at izi kalsın' tarzındaki tutumu kendisinin siyaset
hayatı boyunca kullanmış olduğu bir yöntemdir. Bu tehdit dili muhalefetin klasik
yöntemlerinden biridir" denildi.
Dilekçede, gerçekleştirilen haksız fiilin doğurduğu sonuçlar nedeniyle 250 bin
TL manevi tazminatın, işleyecek yasal faizleriyle birlikte davalı Kemal Kılıçdaroğlu
tarafından tahsiline karar verilmesi talep edildi.