21 Aralık 1963 tarihi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) için en karanlık günlerden biriydi. EOKA örgütü olarak bilinen Rum çetesi, Kıbrıslı Türkleri adadan silmek ve Enosis ülküsünü gerçekleştirmek için kanlı saldırılarını düzenledi. O dönemde Kıbrıs'ta bulunan askeri hastanenin yöneticiliğini yapan ve o zaman binbaşı rütbesinde olan, emekli Tabip Tuğgeneral Nihat İlhan'ın küvette kurşuna dizilen üç çocuğu ve eşi, yüzlerce masum sivilin katledildiği bu saldırıların en akılda kalanıydı. Bu olay tarihe "Kanlı Noel" olarak geçti. Bu olayın mağdurlarından olan Nihat İlhan'ın oğlu Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı ve Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, Türk Mukavemet Teşkilatı hakkında yapılan mesnetsiz açıklamaları İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine yorumladı.
"Kıbrıs ile ilgili yorum yaparken, Kıbrıs tarihinin ve Kıbrıs'ta Türklerin
varlık mücadelesinin iyi bilinmesi kanısındayım"
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kırmızı çizgi olduğunu ve Kıbrıs hakkında yorum yapılacağı zaman tarihinin iyi bilinmesi gerektiğini vurgulayan Mustafa Necmi İlhan, "Kıbrıs'ta eli kanlı EOKA terör örgütü tarafından şehit edilen Murat, Kutsi ve Hakan'ın kardeşi, Tabip Binbaşı Nihat İlhan'ın oğluyum. Kıbrıs ile ilgili yorum yaparken, Kıbrıs tarihinin ve Kıbrıs'ta Türklerin varlık mücadelesinin iyi bilinmesi kanısındayım. Bu nedenle de 10 Şubat 2022 tarihli bu bilgilendirmeyi sizlerle paylaşmayı uygun buldum" dedi.
"Eğer bugün Türk Mukavemet Teşkilatı olmasaydı, Kıbrıs bir Rum adası oldurdu"
Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) hakkında kullanılan asılsız ve mesnetsiz ifadeleri
de sert bir dille eleştiren Mustafa Necmi İlhan, üç ağabeyinin Kıbrıs'ta EOKA
kanlı terör örgütü tarafından şehit edildiğini hatırlatarak şunları kaydetti:
"1 Ağustos 1571'de tam 80 bin şehit ve 1 yıl süren savaşla Osmanlı tarafından
Kıbrıs adası fethedildi ve 450 yıldır adada Türk varlığı söz konusudur ve hala
devam etmektedir. 1950'lerin başında ise adayı bir Rum adası yapma fikri ile
EOKA kuruldu. EOKA terör örgütü Kıbrıs'ı tamamen bir Rum adası yapma amacıyla
eylem planları düzenledi. Bununla birlikte de Kıbrıs'ta 1950'lerin sonu ve özellikle
de 60'ların başında soykırım hazırlığı yapıyorlar. Önce küçük şekilde Türklerin
taciz edilmesi ile başlayan olaylar daha sonra Türklerin farklı mezalimlere
maruz kalması ve her gün şehit haberlerinin gelmesi ile beraber ilerliyordu.
Türkler de direniş gösteriyor ama maalesef bu yeterli gelmiyordu. Türkiye Cumhuriyeti
Genel Kurmay Başkanlığı tarafından 1958'de Tümgeneral Karabelen'in görevlendirilmesi
sonrasında 1 Ağustos 1958'de Türk Mukavemet Teşkilatı yani TMT kuruldu. Rahmetli
Dr. Fazıl Küçük ve rahmetli Rauf Denktaş bu teşkilatın kurucu önderleridir.
Nice hayatını kaybetmiş rahmetli Kıbrıs mücahiti de bu teşkilatta görev almış,
kurulmasında emek sarf etmiştir. Türk Mukavemet Teşkilatı, Kıbrıs Türklerinin
can güvenliğini, namus ve şerefini korumayı amaç edinmişti. Ayrıca Megali İdea
denen, adayı Rum adası yapmak için yapılacak saldırı ve soykırıma karşı çıkmak
ve anavatan ile bağları sağlamak konusunda da Türk Mukavemet Teşkilatı görev
yapıyordu. Hedef olarak ilk başlangıçta Ankara'da, Antalya'da farklı eğitim
kamplarının kurulması ve burada 5 bin kadar mücahitin eğitilmesi ve silahlandırılması
amacı belirlenmişti. Bu mücadele kapsamında eğitilen mücahitler Kıbrıs'ta farklı
yerlerde direnç gösteriyor, Kıbrıs'taki EOKA'cı katillere örgütlü bir direniş
ile karşı duruyorlardı. Bu direniş sırasında da hepimizin iyi bildiği, özellikle
23 Aralık 1963'te başlayan Rumların daha ağır saldırıları sonucunda 500'e yakın
Kıbrıs Türkü şehit edildi. Bunun yanında da pek çok kişi yaralandı ve gazi oldu.
20 Temmuz 1974'e kadar katil sürüsü EOKA'nın soykırım saldırılarına kahramanca
göğüs geren Türk Mukavemet Teşkilatı 1 Ağustos 1976'da da Kıbrıs Türk Güvenlik
Kuvvetleri Komutanlığı'na dönüştürüldü ve çalışmalarına devam ediyor. Bu arada
Kıbrıs'ta binlerce şehidimizi, gazilerimizi, Türklere yapılan soykırımı yok
sayarak, tarihi bilmeden Kıbrıs hakkında konuşmanın doğru olmadığını düşünüyorum.
Bizatihi 3 ağabeyini şehit vermiş bir insan olarak bunu söylemek istiyorum.
Türk Mukavemet Teşkilatı, Kıbrıs Türkünün izzet ve şerefi için mücadele eden
bir milli mücadele ruhudur. Türk Mukavemet Teşkilatı, Kıbrıs'ta Türklerin destansı
direnişinin bir simgesidir. Eğer bugün Türk Mukavemet Teşkilatı olmasaydı, Kıbrıs
bir Rum adası olurdu. Rahmetli babam Tabip Binbaşı Nihat İlhan'ın söylediklerinden
sizlerle paylaşmam gerekirse eğer Türk Mukavemet Teşkilatı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin
desteği olmasaydı Kıbrıs'ta bugün Türk varlığından bahsetmek mümkün olmazdı.
Bu nedenle bilinmelidir ki Kıbrıs'ta Türklerin Kuvay-ı Milliye'si Türk Mukavemet
Teşkilatıdır."