TYT'nin 135 dakika olan sınav süresi de 30 dakika artırılarak 165 dakikaya çıkarıldı. Yapılan bu değişikliklerin olası etkilerini Eğitim Uzmanı Salim Ünsal değerlendirdi.
İşte o tespitler:
TYT'de Türkçe veya matematikten yarım net yapan aday 2 yıllık okullara
tercih yapabilecek.
AYT testlerinde puanın hesaplanmasına kaynaklık eden 2 testin en az birinden
yarım net çıkaran aday o puan türündeki sıralama barajı olmayan 4 yıllık programları
seçebilecek.
Tercih bildiriminde bulunacak aday sayısı artar ama artan sayı başarı düzeyi
daha düşük olan adaylardan oluşur.
Kontenjan doluluk sıkıntısı yaşayan vakıf üniversitelerinin ücretli ve
kısmi burslu programları daha fazla dolacağı için finansal döngüsünü sağlayacak
gelirleri artabilir.
Daha çok öğrenci yeni düzenlemede yerleşir, boş kontenjan sayısı azalır.
Devlet ve vakıf üniversiteleri doluluk oranı daha yüksek bir ortalama ile eğitime
başlarlar.
Bu sistemle yerleşen düşük başarı düzeyindeki adayların akademideki devamlılığı
düşebilir ve başarısızlık nedeniyle kayıt sildirmeler artabilir.
Aday sayısı artacağı için aynı oranda olmasa bile aynı programlardan mezun
sayısında da bir artış yaşanır, bu durum iş ve istihdam rekabetini artırırken
çıktılar koordine edilemediği ve denetlenemediği takdirde mezun niteliği de
kısmen düşebilir.
Baraj sorunu yaşadığı için sınav sürecini uzun yıllara yayan adaylar yeniden
sınava hazırlık için harcaması gereken zaman ve paradan tek seferde kurtulabilir,
bu döngüyü erken noktalayabilir.
Sönük bazı programlarda bir canlılık ve hareketlilik yaşanabilir. Yerleşen
sayısı daha çok olacağı için yurt ve barınma sorunları kısmen de olsa artabilir.
Her yerleştirme sonrasında görmeye alıştığımız boş kontenjan sayıları minimize
bir düzeye inebilir.
Sürenin uzamasıyla adayların sınavda görmediği soru sayısı azalır. Testlerin Türkiye ortalamaları artabilir ve standart sapmayı genişletebilir. Sorulara daha çok zaman ayrılır. Sınavı yetiştirememe sıkıntısı olmaz. Puanı hesaplanan aday sayısı artar. Bu da daha çok adayın tercih bildiriminde bulunmasını sağlar.
Dr. Vahdet Özkoçak: 1974 modeliyle sistem yürümüyordu
Gazetemize konuşan Öğretim Elemanları Sendikası Başkanı (ÖGESEN) Dr. Vahdet Özkoçak "1974'ten beri uygulanan sisteme son verildi. Bu model getirildiğinde 30 üniversite vardı. Her ilde bir üniversite ve açılan yeni programlarla bu yöntemin sürdürülmesi imkansızdı. Salgınla beraber ve sonradan kurulan üniversitelerle boş kontenjanlar ayyuka çıktı. Yeni düzenlemenin olumsuz yansıması olmayacak. Boş kontenjanlar dolacak. Başarılı öğrencilerin önlerinin kesilmesi söz konusu değil. Zaten bu programlar belli puanlarla alınıyor. Çağımız dünyasında kendi öğrencisini bölümüne seçemeyen ama milyonlarca öğrencisi olan nadir ülkelerden biriyiz. Bu hazineyi değerlendirmek için sürekli yarıştırarak değil bütün eğitim kademelerinde temel eğitimi iyi vermek gerekir. ÖSYM, MEB, YÖK ve bütün paydaşların buluşup geleceğimizin inşası için artık bir taslak çizmesi gerekir" dedi.
MAHMUT ÖZAY