Müzeden camiye çevrilmesinin ikinci yılına sayılı günler kala Ayasofya-i Kebir
Cami-i Şerifi'nin yeterli korunmadığına dair iddialar gündeme gelmişti. SABAH'tan
Fatma Damla Kayayerli'nin edindiği bilgiler ve izlenimlerle Ayasofya gerçekleri
şöyle:
Güvenlik koridorundan XR cihazları ve dedektör kapısı var. Burada titizlikle
arama yapılıyor. Etraf güvenlik görevlisi kaynıyor. Turizm polisleri, özel güvenlik
görevlileri, Emniyet'in çeşitli birimlerinde görev yapan görevliler itinalı
halleri gözden kaçmıyor.
Güvenlik görevlilerin şefi ise elinde telsizi anbean takipte! Her şeyi kontrol
eden şef, görevlilere gerekli talimatları da veriyor.
Ayasofya'dan Sorumlu İstanbul Vali Yardımcısı Mehmet Fatih Çiçekli, Ayasofya'nın
nasıl korunduğuna dair bilgileri aktarmak için güvenlik merkezine götürüyor
bizi. Çiçekli, "Ayasofya'nın korunması için 159 güvenlik kameramız var.
7 gün 24 saat arkadaşlarımız burada görev başındalar. Kameralar sürekli kayıt
halinde; hareketli ve sabit olanları da mevcut. Herhangi bir olumsuzluk tespit
edildiğinde derhal müdahale ediliyor" diyor.
Mehmet Fatih Çiçekli'nin verdiği bilgilere göre müzeyken ziyaretçi sayısı günde 10 bindi. Cami olduktan sonra pandemiye rağmen ziyaretçi sayısı 10 bin küsurdu, sonra 20 bin, ardından 30 bin bandına ulaştı. Bu ay itibariyle Ayasofya Camisi'ne günde ziyaret eden sayısı 50 bin civarında bulunuyor.
"ASIRLARIN YIPRANMIŞLIĞI"
Dış avludan geçtikten sonra camiye girmeden önceki iç kısımda yani Bizans İmparator
koridorunda 9 kapı bulunuyor. Ortada İmparator kapısı, her iki yanında dörder
kapı var.
Çiçekli, buraya Bizans terminolojisi ile "iç narteks" denildiğini
bugünün termonojisine göre ise "son cemaat yeri" olarak adlandırıldığını
ve Ayasofya'nın içine girişin ana kapısı olduğunu belirtiyor.
Caminin korunmadığına ilişkin sosyal medya paylaşımlarına karşı Çiçekli şu
açıklamayı yapıyor: "Ayasofya itinayla korunuyor. Üzerinde asırların yorgunluğu
olan 1500 yıllık bir yapıdan bahsediyoruz.
Buraya olağanüstü bir teveccüh var ve buna karşın gerçekten artırılmış bir
tedbir de var. Yapıcı tenkitlere açığız ama eskiden var olan, asırların yıpranmışlıklarından
kaynaklanan ya da gerçekten öyle olduğu şüpheli olan hususlar üzerinden eleştiriler
bizi çok üzüyor.
Ben dahil benim mahiyetimde görev yapan bütün arkadaşlar dünyevi bir görev yapmanın ötesinde ibadet şuuruyla bu görevi yapmaya çalışıyoruz. Ayasofya'da herhangi bir güvenlik sıkıntısı ya da güvenlik zafiyetinden bahsetmek asla ve asla söz konusu değil."
"DUVARA MÜDAHALE YOK"
Çıkışta İmparator koridorundan sol tarafa doğru meydana ulaşılıyor. Son dönemde
duvarlarının kazındığı yönünde iddiaların yer aldığı bölüm de bu çıkışta yer
alıyor.
Bu bölümün duvarlarında olduğu gibi hemen yukarısında da aynı yıpranmışlık
mevcut. Vali Yardımcısı Çiçekli de buna dikkat çekerek duvarın kazındığı iddialarını
yalanlıyor.
İstanbul Kültür ve Turizm Müdürü, Ayasofya Cami İdare Kurulu Üyesi Dr. Coşkun
Yılmaz, ise duvarın kazındığı iddialarıyla ilgili şunları söylüyor: " Ayasofya
dünyanın en eski tarihi yapılarından biri.
Fatih Sultan Mehmet'ten başlayarak bütün Osmanlı sultanları Ayasofya'ya katkıda
bulunmayı özel bir vecibe olarak görmüşler. Bu mabedin yaşamasında Mimar Sinan'ın
ve sonrakilerin katkıları var. Cumhuriyet döneminde de bu böyle devam etmiştir.
Bugün de Vali Yardımcımız görevli, en üst düzeyde Cumhurbaşkanımızın nezaretinde buranın bakımı yapılıyor. Ayasofya herhangi bir görüş, yaklaşım veya farklılıktan dolayı bir tartışma mevzusu olmaktan çıkarılmalı."