Mehmet Kuyar, 21 Şubat'ta şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma aşamasında
olduğu 12 yıllık eşi Gülsüm Kuyar'ın çalıştığı Sincan ilçesindeki Şehit Gökhan
Uysal Ortaokulu'na gitti.
Hakkında uzaklaştırma kararı bulunan Mehmet Kuyar, okulda tartıştığı 2 çocuk
annesi eşi Kuyar'ı 9 bıçak darbesiyle öldürdü. Kaçan Kuyar, 7 gün sonra polis
ekiplerince yakalanıp, mahkemece tutuklandı.
Mehmet Kuyar hakkında 'eşi kasten öldürme', öldürdükten sonra eşinin cep telefonu
ve banka kartını alarak harcama yaptığı için 'hırsızlık' ve 'banka ve kredi
kartlarının kötüye kullanılması' suçlarından dava açıldı. Sanığın ağırlaştırılmış
müebbet ve 21 yıla kadar hapis ile cezalandırılması talep edildi.
'YAŞAMA HEVESİMİZİ YİTİRDİK'
Ankara Batı Adliyesi 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 4'üncü duruşmaya;
tutuklu sanık Mehmet Kuyar, Gülsüm Kuyar'ın annesi Fatma ve babası Hüseyin Acar
ile taraf avukatları katıldı.
Duruşmada dinlenen anne Acar, küçük torununun henüz 5 yaşında olduğunu belirterek,
"Küçük torunum, 'Annemi özledim' diyor. 'Annen artık yok' diyorum, ağlıyor.
'Annemin mezarını kazalım, onu çıkarıp bir kere de olsa sarılayım' diyor. Çocuğumun
çocukluğunu çaldı, şimdi de kendi çocuklarının çocukluğunu, annesini, hayallerini
çaldı. Yaşama hevesimizi yitirdik" dedi.
OĞLUNDAN MAHKEME HEYETİNE MEKTUP
Daha sonra Gülsüm Kuyar'ın ailesinin avukatı Onur Tatar, çiftin 11 yaşındaki
oğlu H.A.K.'nin yazdığı iddia edilen bir mektubu mahkemeye sundu.
H.A.K.'nın mektubunda, "Sayın hakim bey; bu adam bizi döverdi, bize küfürler
ederdi. Saymadığı küfür yoktu. Benim kendi yatağım yoktu, salonda koltukta yatardım.
Bilgisayarda videoya gülünce bile kızardı, küfür ederdi. Anneme bir kere 'Aşkım'
demedi. O evde oturup oyun oynarken annem canını dişine takıp çalışıyordu. Eve
ekmeği annem alırdı. O, işe gideceğim deyip bir bahane uydurup işe gitmezdi.
Duygu sömürüsü yaparak bizi etkilemeye çalışıyordu. Bana, 'Annen nerede', 'Baban
nerede' denildiğinde cevap veremiyorum. Bunu yapan insanın en ağır cezayı almasını
istiyorum" ifadeleri yer aldı.
Duruşma tanıkların dinlenmesinin ardından 27 Aralık'a ertelendi.