İsrail kuşatması altındaki Gazze'de, tam anlamıyla vahşet yaşanıyor. Cephedeki olayları aktarmak için dünyanın değişik ülkelerinden sıcak bölgeye gelen yüzlerce gazeteci, Kudüs, Tel Aviv ya da Gazze sınırına yakın bölgelerde bekliyor. Çünkü Gazze'ye girmek de çıkmak da imkansız. Gazze'ye girebildiğinizde başınıza ne geleceğini kestirmek mümkün değil. İsrail bombaları hedef gözetmiyor. Şimdiye kadar bombaların hedefi olan 15 gazeteci hayatını kaybetti.
Elektriğin ve suyun olmadığı, İsrail tarafından ateşlenen bir bombanın başınıza düşüp düşmeyeceğini bilemeyeceğiniz bir yerde gazetecilik yapmak büyük özveri ve cesaret istiyor.
Aralarında İhlas Haber Ajansının da bulunduğu dünyanın köklü basın kuruluşları, haberleri Gazze'de yerleşik muhabirlerinden alıyor. İnternetin kısıtlı olmasından dolayı çoğu zaman bölge ile sağlıklı iletişim kurulamıyor. İmkansızlıklar sebebiyle her bilgiye anında ulaşamayan tecrübeli muhabirler "Gazetecilik yapmak hiç bu kadar zor olmamıştı" diyor.
"HAYATTAN KOPTUK"
  Gazze Şeridi'ndeki görev yapan Filistinli gazeteci Ahmed Abu Artema onlardan 
  biri. Yaşadıklarını The Middle East Eye haber portaline anlatan Abu Artema "Bu 
  yazıyı Gazze dışından okuyorsanız, haberler hakkında benden daha fazlasını biliyorsunuz 
  demektir. Çünkü biz Gazze'de dünyadan kopmuş durumdayız" şeklinde tirajik bir 
  ifade kullandı.
"HER AN TEHLİKEDEYİZ"
  Serbest gazeteci Rakan Abdurrahman da bölgede güç şartlarda mesleğini icra etmeye 
  çalışanlardan. Bir kafede, bombalama durumunda hemen göreve koşabilmek için 
  üzerinde "Press" yazılı çelik yeleğiyle çalışan Abdurrahman, Al Jazeera'ya karşılaştıkları 
  zorlukları şu sözlerle anlattı:
"Kötü internet bağlantısı ve elektrik kesintileri sebebiyle haberleri anında bildiremiyoruz. Çalışabileceğimiz uygun bir yer de bulunmuyor. İsrail ordusu üzerinde basın mensubu olduğumuzu gösteren çelik yelekler ve kasklar olmasına rağmen gazetecileri de hedef alıyor. Her an tehlikedeyiz."
"HABERE KONU OLDUK"
  CNN'in Gazze muhabiri İbrahim Dahman da İsrail hava bombardımanı üzerine karısı 
  ve iki çocuğuyla birlikte Gazze şehrindeki evinden ayrılarak bölgenin güneyine 
  yerleşti. Tahliye sırasında "korkmayın" diyerek iki oğlunu teskin etmeye çalıştığını 
  ama aslında kendisinin de korktuğunu ifade eden Dahman, kaçış hikayesini kanalına 
  şöyle anlattı:
"Yıllardır Gazze Şeridi'nden haberler verdim. Bir gün habere konu olacağımı hiç düşünemezdim. Geçen hafta İsrail ordusundan gelen "evlerinizi boşaltın" tehdidi üzerine eşim ve iki oğlumla birlikte arabaya atlayarak Gazze şehrindeki evimizden ayrıldık. Güneye, Han Yunus'a gittik. Şimdi burayı da vuruyorlar. Bütün kalbimle şuna inanıyorum: Gazze Şeridi'nde güvenli hiçbir yer yok."