Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye'de de reklam gelirleri dijitale kayarken,
reklam pastasının büyük kısmını içerik üretmeyen ancak habercilerin ürettikleri
içerikleri izinsiz ve bedelsiz şekilde sayfalarında paylaşan platformlar kazanıyor.
Bu sebeple TBMM'de hazırlıkları süren Dijital Telif Yasası basın sektörü ve
içerik üreticileri için büyük önem taşıyor.
"EMEK HIRSIZLIĞININ ÖNÜNE GEÇİLECEK"
Ulaştırma Bakan Yardımcısı Sayan, INBUSINESS'ın II. Sürdürülebilir Yüzyıl Zirvesi'nde Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu moderatörlüğünde gerçekleşen oturumda hem Dijital Telif Yasası hem de son olarak Milli Güvelik Kurulu (MGK) bildirisine de giren yapay zeka çalışmaları hakkında bilgi verdi. Sayan, Dijital Telif Yasası çalışmaları hakkında şunları kaydetti:
"Türkiye Büyük Millet Meclisi Dijital Mecralar Komisyonu basın-yayın kurumlarının
ürettiği haberin farklı mecralarda kullanılmasının önüne geçilmesi amacıyla
Dijital Telif Yasası çalışmalarını başlattı. Dijital Telif Yasası genel itibarıyla
içerik üreten kişi ile kurum ve kuruluşların ürettikleri içeriğe ilişkin telif
haklarını koruma altına almayı amaçlıyor.
Yani bir şekilde emek hırsızlığının önüne geçmek istiyor. Diğer bir ifadeyle,
dijital içeriklerin hak sahiplerinin izni alınmaksızın telifsiz şekilde kullanılmasının
önüne geçmek ve içerik sahiplerinin emeğinin hakkını vermek amacıyla bu yasa
çalışmasına ihtiyaç duyuldu. Geçtiğimiz haftalarda gerek Bakanlığımız gerekse
Rekabet Kurumu ve Kültür ve Turizm Bakanlığı konu ile ilgili Meclis'te sunumlar
yaptılar.
Her şeyden önce emekle üretilen içerikler korunmuş olacak. Meclis'teki çalışmalar
devam ediyor ve birkaç kurumla birlikte bu çalışmalar yürütülüyor. Çalışmalar
tamamlandığında ilgili olduğu ölçüde kamuoyu ile de paylaşılacaktır."
YAPAY ZEKA İLE SAVUNMA MEKANİZMASI OLUŞTURULUYOR
Sayan, yapay zeka çalışmaları hakkında ise yapay zeka algoritmalarının, sürekli
güncellenerek ve yeni tehditlerle beslenerek zararlı aktiviteleri saptamada
ve bunlara karşı etkili bir savunma mekanizması oluşturmada önemli bir rol oynadığını
anlattı.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) bünyesinde faaliyet gösteren Ulusal
Siber Olaylara Müdahale Merkezi'nde (USOM) Ar-Ge çalışmalarıyla yapay zeka teknolojilerini
optimize ederek zararlı aktiviteleri tespit etme, tehditleri önceden belirleme
ve mücadele etme yetenekleri geliştirildiğini belirten Sayan, "Özellikle
AZAD projesi kapsamında, doğal dil işleme ve yapay öğrenme teknikleriyle Türkiye'deki
kullanıcıları hedef alan oltalama adresleri, faaliyete geçmeden önce veya geçtiği
anda tespit edilip engellenerek önemli bir başarı elde edilmiştir" dedi.
GÖRÜNTÜLÜ KİMLİK DOĞRULAMADA KULLANILIYOR
Yapay zekanın kullanıldığı bir diğer önemli alanın ise görüntülü kimlik doğrulama olduğunu kaydeden Sayan, "Elektronik haberleşme sektöründe abonelik sözleşmeleri, numara taşınabilirliği ve işletmeci değişikliği, nitelikli elektronik sertifika başvurusu, kayıtlı elektronik posta başvurusu ve SIM değişikliği gibi işlemler için elektronik ortamda yapay zeka teknolojileri de kullanarak kimlik doğrulama işlemleri yapılıyor.
Görüntülü kimlik doğrulamada yapay zeka kullanımı, teknolojik ve operasyonel
risklere karşı gerekli güvenlik tedbirlerinin alınarak gerçekleşiyor. Kimlik
doğrulama işlemi, gerçek zamanlı ve kesintisiz olarak gerçekleştiriliyor.
Bu süreçte başvuru sahibinin canlılığını tespit etmek için çeşitli teknikler
kullanılıyor. Alınan canlı görüntü ile kimlik belgesindeki fotoğraf karşılaştırılıyor.
Yapay zeka, bu doğrulama sürecinde başvuru sahibinin canlı görüntüsü ile kimlik belgesindeki fotoğrafı karşılaştırarak doğrulama yapıyor. Bu yöntem, kimlik sahtekarlıklarının önlenmesi ve güvenli bir doğrulama süreci sağlanması açısından büyük önem taşıyor" diye konuştu.
BARIŞ ŞİMŞEK