Ülkemizde bugün itibarıyla, 127'si devlet, 78'i vakıf yükseköğretim kurumu
olmak üzere toplam 205 üniversitesi bulunmaktadır.
Bu üniversitelerimizde, halihazırda 184 bin 385 öğretim elemanı görev
yapmaktadır.
(Kaynak)
Her geçen yıl gerek üniversite sayısı gerekse öğretim elemanı sayısı olarak
büyüyen ve gelişen yükseköğretim sisteminin, 1981 yılında yürürlüğe giren 2547
sayılı Yükseköğretim Kanunu ve ikincil mevzuatıyla işletilmeye devam edildiği
hepimizin malumudur.
Mevzuatın getirdiği sorunları görmezden gelmeye devam etmek; hatta bunları
yükseköğretimin taraflarıyla bir araya gelmeden işletmeye gayret etmek tahmin
edilemeyecek yeni aksaklıkların da yaşanmasına sebebiyet vermektedir.
Yakın zamanda yaşanan bir örnek üzerinden yükseköğretim mevzuatının daha fazla
gecikmeden tüm yönleriyle ele alınması gerektiğini sizlere bir kez daha izah
edelim.
İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörlüğüne, 16 Ağustos 2024 tarihli ve 32624
sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2024/293 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Prof.
Dr. Hasan MANDAL'ın atanması uygun bulunmuştur.
Prof. Dr. Hasan MANDAL, Rektörlüğe atanmadan önce TÜBİTAK Başkanlığı görevinde
olduğu için herhangi bir devlet üniversitesi kadrosundan değil doğrudan Başkanlık
görevinden ayrılmak suretiyle İTÜ Rektörlüğü görevine başlamıştır.
Haliyle, Rektörlük bir "kadro" olmadığı için Prof. Dr. Hasan MANDAL'ın
her devlet memurunun olduğu gibi maaş alabilmesi için kendisinin bir Profesör
kadrosuna atanması gerekmektedir.
Durum böyle olunca, İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörlüğü tarafından 29 Ağustos
2024 tarihli Resmi Gazete'de Kimya-Metalürji Fakültesi Metalürji ve Malzeme
Mühendisliği Bölümünde Profesör kadrosu ilanı yayımlatılmıştır.
Öncelikle şunu da belirtelim. Söz konusu Profesör kadrosu oldukça genel şekilde
ilan edilmiştir. Doğrudan bir adayı kesinlikle tarif etmemektedir. Nitekim,
Prof. Dr. Hasan MANDAL'ın oldukça başarılı bir akademisyen olduğunu özgeçmişini
objektif şekilde inceleyenler görecektir.
Ancak, yukarıda izah edilen bu ilanla ilgili olarak çeşitli basın kuruluşları,
Prof. Dr. Hasan MANDAL'ın kendisine özel kadro ilanı açtığı şeklinde servis
etmiştir.
İlan ne kişiye özeldir ne de mevzuata aykırıdır.
Aksine, başarılı bir bilim insanının binlerce akademisyen gibi her ay düzenli
maaş alabilmesi için kendisine bulabildiği yegane yöntemdir.
Fakat, bu durum bizlere yükseköğretim mevzuatının daha fazla gecikmeden
değiştirilmesini gözler önüne sermiştir.
Bildiğini üzere, rektörlük seçim süreçlerinin olduğu dönemde Rektörler ilgili
üniversitenin kadrosundan belirlenmekteydi. Fakat kaldırılan Rektörlük seçim
süreci sonrası "Profesör" ünvanını almış kişiler doğrudan Cumhurbaşkanı
tarafından Rektör olarak atanabilmektedir.
Bu durumdan dolayı, herhangi bir Profesör kadrosunda bulunmayan veya başka
bir kamu görevinden ayrılan kişilerin özlük haklarının devamı için tabiri caizse
kendilerine bir kadro bulmaları gerekmektedir.
Atanmış Rektörlerin, Rektör oldukları üniversitelerden kendileri için Profesör
kadro ilanı vermelerinin yerine, yasal bir düzenleme ile bu durumda olan kişilerin
ilgili üniversitelerin atanma ölçütlerini taşımaları halinde doğrudan
Profesör kadrolarına atanmış sayılmalarına yönelik basit bir düzenleme kamuoyunun
gereksiz yere meşgul edilmesi engellenecektir.