Anasayfa

Bank Asya hesabını vaktinden önce kapatıp gelirini bankaya bırakmak iltisak kriteri sayıldı

Danıştay 8. Dairesi, : Özel Samanyolu İbrahim Avcı Ortaokulu'nda Matematik öğretmeni olarak görev yapmakta iken anılan kurumun KHK ile kapatılması nedeniyle çalışma izni iptal edilen davacının çalışma izninin geri verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemi hukuka uygun buldu.

Haber Giriş : 2025-06-23T00:10, Son Güncelleme 2025-06-23T11:38

İlk derece mahkemesi işlemi hukuka uygun bulmakla birlikte İstinaf kararı bozmuştur.

Pak İş eğitim sendikasına üyelik durumu ile Bank Asya'da hesabının bulunması hususlarının ise, kapatılan okullarda görev yapmanın doğal sonuçları olması (kapatılan okulun maaşlarını Bank Asya aracılığıyla ödemesi, okul yönetiminin adı geçen sendikaya üyeliği zorunlu tutması gibi), FETÖ/PDY terör örgütüyle irtibatı ve iltisakı ortaya koyacak ayırt edici deliller olarak kabulünün mümkün olmadığı, davacının FETÖ/PDY terör örgütü üyeliğinden yargılandığı... Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın hüküm gerekçesinde, Bank Asya hesap hareketlerinin örgüt liderinin çağrısıyla uyumlu olmadığı yönünde bir açıklama da bulunulduğu dikkate alınarak Bank Asya'da hesabının bulunması halinin bu yönüyle de davacı aleyhine değerlendirilmesinin mümkün olmadığı.

Yargıtay'ın BankAsya kararı

Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 27/06/2019 tarihli E:2018/16-418, K:2019/513 sayılı kararında; "FETÖ/PDY silahlı terör örgütüyle ilgili olarak yürütülen soruşturmalar kapsamında, örgüt lideri Fethullah Gülen'in talimatıyla, para toplama ve mali kaynak oluşturma amacıyla, yasal görünüm altında kurulan Bank Asya'nın örgütün finans kaynaklarından biri olduğu, 2013 yılı Aralık ayı sonrasında mali olarak zor duruma düşen bu bankanın parasal kaynak yönünden iyi durumda olduğunu göstermek, bankacılık sektöründeki faaliyetlerinin ve böylelikle örgüte para aktarımının devamlılığını sağlamak amacıyla, bizzat örgüt liderinin bankaya para yatırılmasına yönelik 25/12/2013 tarihli çağrısı doğrultusunda, bu çağrıya uyan kişilerce özellikle 2014 yılının başından itibaren gerek bir kısım mal varlıkları elden çıkarılarak, gerekse başka finans kuruluşlarından kredi çekilerek tasarruf ve kar amacı gözetilmeksizin örgüt yararına para yatırılması, katılım hesapları açılması, döviz ve altın alım satımı gibi işlemler yapıldığının tespit edildiği" belirtilmiştir.

Danıştay: Hesabını vaktinden önce bozmuş, kar payını Bankaya bırakmıştır.

Davacının 2008 ile 2016 yılları arasında örgüte müzahir kurumlarda belirli aralıklarla atama ve tayin sistemi olarak ifade edilen rotasyona tabi olarak görev yaptığı, bu durumun dosyada yer alan özel öğretim kurumları hizmet cetvelinde de sabit olduğu anlaşılmaktadır.

Bu itibarla; örgüt liderinin talimatından sonraki tarihlerde davacının Bank Asya'da katılım hesapları açtığı ve katılım hesaplarını vadesinden önce bozmak suretiyle kar payını bankada bıraktığı, dolayısıyla davacının bu eyleminin bireysel anlamda maddi kaynaklarını arttırma veya tasarruf etme amacının dışında örgütün finans kaynaklarından biri olan Bank Asya'ya finansal destek sağlama amacına hizmet ettiği, ayrıca 2008-2016 yılları arasında örgüte müzahir kurumlarda rotasyon sistemine tabi öğretmen olarak görev yaptığı dikkate alındığında bu hususların davacının FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü ile olan iltisak ve irtibat düzeyindeki ilişkisini ortaya koymak için yeterli olduğu sonucuna varılmıştır.

T.C.

DANIŞTAY

SEKİZİNCİ DAİRE

Esas No : 2024/4765

Karar No: 2024/7313

İSTEMİN KONUSU:

... Bölge İdare Mahkemesi... İdari Dava Dairesinin ... gün ve E:..., K:... sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: Özel Samanyolu İbrahim Avcı Ortaokulu'nda Matematik öğretmeni olarak görev yapmakta iken anılan kurumun KHK ile kapatılması nedeniyle çalışma izni iptal edilen davacının çalışma izninin geri verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin ... tarih ve E:... sayılı Ankara Valiliği işleminin iptali istenilmektedir

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:

... İdare Mahkemesince verilen... tarih ve E:..., K:... sayılı kararda; davacı hakkında "Silahlı Terör Örgütü'ne Üye Olma" suçundan yapılan yargılamada verilen gerekçeli ceza mahkemesi kararının incelenmesinden, davacının terör örgütüne müzahir bir bankada aktif bir hesabının olduğu, yine terör örgütüne müzahir sendikaya üye olduğu aynı zamanda çalıştığı okulların milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen yapı, oluşum veya gruplara ya da terör örgütüne üyeliği veya iltisakı ya da bunlarla irtibatı bulunduğundan bahisle Kanun Hükmünde Kararname ile kapatıldığı hususları birlikte değerlendirildiğinde davacının çalışma izninin iade istemiyle yapmış olduğu başvurunun reddine ilişkin Ankara Valiliği işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:

... Bölge İdare Mahkemesi... İdari Dava Dairesince verilen "istinaf başvurusunun reddine" ilişkin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararın, Dairemizin 12/12/2023 tarih ve E:2021/1333, K:2023/7099 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak davacı hakkında terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara iltisakı yahut irtibatı olduğu yönünde değerlendirme yapılmasına esas teşkil etmek üzere verilen Ara Kararı sonrası davacının milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen yapı, oluşum veya gruplara ya da terör örgütlerine üyeliği veya iltisaki, bunlarla irtibatı olduğunu ortaya koyan bilgi ve belge sunulmadığı, Anayasa Mahkemesi'nin Ayşe Ortak kararının gerekçesi dikkate alınarak kapatılan okulda görev yapmanın özel hayata saygı ilkesinin ihlali niteliğinde olması, Pak İş eğitim sendikasına üyelik durumu ile Bank Asya'da hesabının bulunması hususlarının ise, kapatılan okullarda görev yapmanın doğal sonuçları olması (kapatılan okulun maaşlarını Bank Asya aracılığıyla ödemesi, okul yönetiminin adı geçen sendikaya üyeliği zorunlu tutması gibi), FETÖ/PDY terör örgütüyle irtibatı ve iltisakı ortaya koyacak ayırt edici deliller olarak kabulünün mümkün olmadığı, davacının FETÖ/PDY terör örgütü üyeliğinden yargılandığı ... Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın hüküm gerekçesinde, Bank Asya hesap hareketlerinin örgüt liderinin çağrısıyla uyumlu olmadığı yönünde bir açıklama da bulunulduğu dikkate alınarak Bank Asya'da hesabının bulunması halinin bu yönüyle de davacı aleyhine değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, yapılan ara karar üzerine de, davacının milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen yapı, oluşum veya gruplara ya da terör örgütlerine üyeliği veya iltisaki, bunlarla irtibatı olduğunu ortaya koyan başkaca bilgi ve belgelerin de bulunmaması nedeniyle çalışma izninin iadesi istemiyle yaptığı başvurusunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk, aksi yönde değerlendirmeyle davanın reddi yönünde verilen idare mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmediğinden davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun kabulüne, başvuruya konu mahkeme kararının kaldırılmasına; dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Davalı idare tarafından, temyize konu Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:

Davacı tarafından; ceza yargılamasında verilen beraat kararına rağmen mağduriyetinin giderilmediği, davacının Fetö/Pdy ile irtibat veya iltisakının olmadığının dosyada yer alan deliller ile de sabit olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ..'IN DÜŞÜNCESİ:

Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :

667 sayılı KHK ile kapatılan Özel Samanyolu İbrahim Avcı Ortaokulu'nda Matematik öğretmeni olarak görev yapmakta iken anılan kurumun KHK ile kapatılması nedeniyle Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü'nün 21/07/2016 gün ve 7783529 sayılı ve "FETÖ/PDY Terör Örgütü ile Bağlantılı Olduğu Tespit Edilen Kurumlar" konulu Genelgesi uyarınca davacının çalışma izni iptal edilmiştir.

Davacı hakkında silahlı terör örgütüne üye olmak suçuna istinaden yürütülen ceza yargılamasında verilen ... Ağır Ceza Mahkemesinin... tarihli ve E:..., K:... sayılı beraat kararına (istinaf edilemeden kesinleştiği anlaşılmıştır.) istinaden davacı tarafından çalışma izninin geri verilmesi istemiyle davalı idareye başvuru yapılmış; davacının durumu Valilik bünyesinde yer alan Komisyonca değerlendirilmiş ve anılan başvurunun... tarihli ve E... sayılı işlemle reddedilmesi üzerine bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nun 4. maddesinde "Özel öğretim kurumlarının gerçek kişi kurucularında, tüzel kişi kurucularının yönetim organlarında, kurucu temsilcilerinde ve personelinde; 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezası ya da affa uğramış olsa bile Devletin egemenlik alametlerine ve organlarının saygınlığına karşı suçlar, Devletin güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, kaçakçılık suçları, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ve 11/10/2006 tarihli ve 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun kapsamında işlenen suçlardan ceza almamış olması veya haklarında bu suçlardan dolayı kovuşturma bulunmaması, terör örgütlerine ya da Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti ya da iltisakı yahut bunlarla irtibatı olmaması şartı aranır." hükmü yer almaktadır.

Milli Eğitim Bakanlığı'nın... tarih ve E... sayılı Bakan Olur'u ile uygun görülen ve Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü'nün 21/07/2016 tarih ve 7783529 sayılı "FETÖ/PDY Terör Örgütü ile Bağlantılı Olduğu Tespit Edilen Kurumlar" konulu, bütün Valilikler bünyesindeki İl Milli Eğitim Müdürlüklerine gönderilen Genelge'nin 3. maddesinde (Davacının çalışma iznin iptal edildiği tarihteki halinde) "..Cumhuriyet Savcılıklarınca haklarında işlem başlatılan özel öğretim kurumları ile özel öğrenci yurtlarından yönetimine kayyum atanmayan kurumlar ile kayyum atanan kurumlarda kayyum ataması yapılmadan önce görev yapan, yönetici, eğitimci, öğretmen, uzman öğretici, usta öğretici ve diğer personelin MEBBİS üzerinden tespitleri yapılarak çalışma izinleri valiliklerce iptal edilecek ve bu personele başka bir özel öğretim kurumunda çalışma izin onayı düzenlenmeyecek ve MEBBİS üzerinde gerekli bilgiler işlenecektir." düzenlemesine yer verilmiştir.

Milli Eğitim Bakanlığı'nın ... tarih ve E... sayılı Bakan Olur'u ile uygun görülen ve ... tarih ve E... sayılı işlem ile bütün Valilikler bünyesindeki İl Milli Eğitim Müdürlüklerine gönderilen yazıda ise; "..Bu yöndeki uygulamalar sonucunda bazı personellerin mağdur duruma düştüğü yönündeki başvuruların Bakanlığımıza ve valiliklere iletildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle; 667 sayılı KHK kapsamında kapatılan kurumlarla ilgili yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılan personeller hakkında valilikler tarafından komisyon oluşturulacaktır. Milli Eğitim Müdürlüklerine müracaat edenlerden 667 sayılı KHK kapsamında milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen yapı, oluşum veya gruplara ya da terör örgütlerine üyeliği veya iltisaki, bunlarla irtibatı olmadığı; oluşturulan bu komisyon marifetiyle belirlenen personellerin ekteki tabloya işlenerek Bakanlığımızca değerlendirmek üzere Valilikler tarafından Genel Müdürlüğümüze bildirilmesi gerekmektedir." açıklamalarına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

İptal davaları idari işlemlerin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalardır. İdari işlem ise idarenin kamu gücü kullanarak tek taraflı olarak tesis ettiği hukuki sonuç doğuran işlemdir. İdareyi işlem yapmaya sevk eden maddi ve hukuki etkenler ise idari işlemin sebep unsurunu oluşturmaktadır.

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesi neticesinde; Cumhuriyet Savcılıklarınca haklarında işlem başlatılan özel öğretim kurumları ile özel öğrenci yurtlarından yönetimine kayyum atanmayan kurumlar ile kayyum atanan kurumlarda kayyum ataması yapılmadan önce görev yapan, yönetici, eğitimci, öğretmen, uzman öğretici, usta öğretici ve diğer personelin MEBBİS üzerinden tespitleri yapılarak çalışma izinlerinin valiliklerce iptal edileceği, bu personele başka bir özel öğretim kurumunda çalışma izin onayı düzenlenmeyeceği, bireysel değerlendirme yapılmaksızın tesis edilen bu işlemlerden kaynaklanan mağduriyetlerin giderilmesine yönelik valilikler bünyesinde komisyonlar oluşturulacağı ve bu komisyonlarca yapılacak bireysel inceleme neticesinde anılan kişilerin milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen yapı, oluşum veya gruplara ya da terör örgütlerine üyeliği veya iltisaki, bunlarla irtibatı olup olmadığının tespit edilmesinin amaçlandığı anlaşılmaktadır.

Diğer yandan; 15/07/2016 tarihinde yaşanan darbe girişimi sonrasında 2018 yılında 5580 sayılı Kanunun 4. maddesinde yapılan değişiklik ile özel öğretim kurumu personelinde aranacak şartlar terör örgütlerine üyelikle sınırlı tutulmamış olup; esasen ceza yargılamasının ilgi alanında bulunmayan iltisak ve irtibatın varlığı hali de personelin çalışma izninin iptalinin hukuki gerekçeleri arasında sayılmıştır.

Bakılan dava bir ceza davası değildir. Bu nedenle işlem tesis edilirken ceza hukuku ilkelerinin ve kurallarının uygulanıp uygulanmadığını iş bu davada denetlenme imkanı yoktur. Diğer bir ifadeyle bu davada 'suç ve suçlu bulunma halleri' değil, 5580 sayılı Kanun'a tabi kurumda görev alan kişinin çalışma izninin iptalini haklı kılan nedenlerin var olup olmadığı denetlenmektedir. Bununla birlikte, kimi durumlarda çalışma izni iptal edilenler hakkında başlatılmış ceza kovuşturmaları bulunabilmektedir. İlgililerin ceza yargılamasında terör örgütlerine üyelik veya yardım nedeniyle ceza almaları ve bu cezanın kesinleşmesi halinde, idari yargı mercilerince, başka bir delile ve araştırmaya ihtiyaç duyulmaksızın; çalışma izni onayının iptaline ilişkin işlemin hukuka uygun olduğuna karar verilmesi gerekmektedir.

Zira; 5580 sayılı Kanun'a göre "Devletin güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlardan ceza almamış olmak" şartı açısından "terör örgütüne üyelik" unsuru, bir mahkeme kararı ile tespit edilmiş olmaktadır.

İlgililer hakkında terör örgütü üyeliği kapsamında açılmış olan ceza davalarının derdest yani kesinleşmemiş olması durumunda ise; -velev ki ilk derece ceza mahkemeleri ve istinaf mahkemeleri terör örgütü üyeliği suçunun unsurlarının sabit olduğu gerekçesiyle hüküm kurmuş olsun- masumiyet karinesi nedeniyle idari yargı mercilerinin söz konusu cezayı dayanak alarak karar vermesi mümkün görülmemektedir.

Bununla birlikte, ceza kovuşturmasının devam ediyor olması ya da davacı hakkında verilen mahkumiyet kararının kesinleşmemiş olması, 5580 sayılı Kanun'un 4. maddesi uyarınca çalışma izni onayının iptaline ilişkin işlemin iptali istemiyle idari yargı mercileri nezdinde açılan davanın görülmesini engellemeyecektir.

Bu bağlamda; ilgililer hakkında ceza yargılaması kapsamında yapılan soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi veya üyelik/yardım etme suçlamalarıyla açılan ceza davalarında beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, hükmün açıklanmasının geri bırakılması gibi kararlar verilmiş olsa dahi, idari yargı yeri irtibat ve iltisak unsurları yönünden de işlemi incelemek zorunda olduğundan, davacının FETÖ/PDY ile irtibat ve iltisakının bulunup bulunmadığının tespiti gerekmektedir.

Anayasa Mahkemesi 14/11/2019 tarihli ve E:2018/89, K:2019/84 sayılı kararında iltisaklı kavramını ''kavuşan, bitişen, birleşen'', irtibatlı kavramını ise ''bağlantılı'' olarak tanımlamıştır. Bu kavramlar ile kişilerin cezai sorumluluğunu gerektiren örgüte üyelik ve mensubiyet kavramlarına nazaran terör örgütleri ile daha az yoğun ve atipik bir bağlantının vurgulandığı açıktır. Bu kapsamda kişilerin terör örgütleri ile irtibat ve iltisaklarının ortaya konulabilmesi için, örgütün amaçlarının gerçekleştirilmesi ya da örgütten yarar sağlamak maksadıyla gerek örgütten gelen talimatlar doğrultusunda gerekse inisiyatif alarak bulundukları hal ve hareketler neticesinde örgüte veya kendilerine yarar sağladıkları ya da örgüt ile amaç birliği veya sosyal birliktelik görünümü içinde oldukları yönünde kanaat oluşması yeterli olacaktır.

Uyuşmazlığın esası; görev yaptığı okulun KHK ile kapatılması nedeniyle çalışma izni iptal edilen davacının terör örgütüyle irtibat ve iltisak düzeyinde bir ilişkisinin bulunup bulunmadığı hususundan kaynaklanmakta olup; uyuşmazlığın çözümü için; Dairemizin 12/12/2023 tarihli bozma kararı üzerine Bölge İdare Mahkemesince verilen Ara Kararı sonrası dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile beraat kararında yer alan tespitlerin birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.

Müflis Asya Katılım Bankası A.Ş.'den (Bank Asya) gönderilen bilgi ve belgelerin incelenmesi:

Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 27/06/2019 tarihli E:2018/16-418, K:2019/513 sayılı kararında; "FETÖ/PDY silahlı terör örgütüyle ilgili olarak yürütülen soruşturmalar kapsamında, örgüt lideri Fethullah Gülen'in talimatıyla, para toplama ve mali kaynak oluşturma amacıyla, yasal görünüm altında kurulan Bank Asya'nın örgütün finans kaynaklarından biri olduğu, 2013 yılı Aralık ayı sonrasında mali olarak zor duruma düşen bu bankanın parasal kaynak yönünden iyi durumda olduğunu göstermek, bankacılık sektöründeki faaliyetlerinin ve böylelikle örgüte para aktarımının devamlılığını sağlamak amacıyla, bizzat örgüt liderinin bankaya para yatırılmasına yönelik 25/12/2013 tarihli çağrısı doğrultusunda, bu çağrıya uyan kişilerce özellikle 2014 yılının başından itibaren gerek bir kısım mal varlıkları elden çıkarılarak, gerekse başka finans kuruluşlarından kredi çekilerek tasarruf ve kar amacı gözetilmeksizin örgüt yararına para yatırılması, katılım hesapları açılması, döviz ve altın alım satımı gibi işlemler yapıldığının tespit edildiği" belirtilmiştir.

Yine Yargıtay ... Ceza Dairesinin ... tarihli ve E:..., K:... sayılı kararı ile örgüt liderinin talimatı doğrultusunda Bank Asya'ya para yatırma fiili terör örgütünün amacına hizmet eden yardım suçu kapsamında değerlendirilmiş; Anayasa Mahkemesince de, örgütün mali kaynağını oluşturan ve bu yolla gelir elde ettiği anlaşılan Banka'ya, örgüt liderinin ve yöneticilerinin çağrıları üzerine para yatırmanın somut olayın koşullarına göre silahlı terör örgütüne üye olma suçunun işlendiğine dair kuvvetli belirti olarak değerlendirilebileceği kabul edilmiştir (AYM, Metin Evecen, B. No: 2017/744, 04/04/2018, § 59).

FETÖ/PDY lideri tarafından çağrının yapıldığı 25/12/2013 tarihinden, bankanın TMSF'ye devir edildiği 29/05/2015 tarihine kadar, yeni hesaplar açma, para yatırma ve açılmış olan hesaplardaki mevduat tutarlarını artırma işlemlerine devam edildiği, 29/05/2015 tarihinden sonra hesap açma ve para yatırma işlemlerinin büyük ölçüde azaldığı dikkate alındığında; belirtilen tarih aralığında bankacılık açısından tamamen riskli konuma geldiği bilinebilen bankada yeni hesaplar açtırmanın ve para yatırmanın, "eylemlerini bir grubun, örgütün ya da yapının bireysel iletişim, yazılı ve görsel basın, sosyal medya paylaşımları üzerinden gelen mesajları, işaretleri, talimatları veya yönlendirmeleri çerçevesinde belirleme hali" şeklinde tanımlanan iltisak ve irtibat düzeyinde FETÖ/PDY ile ilişkinin varlığını ortaya koyduğu, parası bulunmasa bile başka bankalardan faizli kredi kullanmak suretiyle elde ettikleri kaynakları örgüt liderinin talimatlandırdığı bankaya yatıranların durumunun ise ancak örgüt liderine samimi bir bağ ve örgütle kurulmuş olan kuvvetli irtibat ile izah edilebileceği, FETÖ/PDY liderinin talimatını yerine getirme uğruna maddi varlıklarını ve manevi değerlerini aşındıran bu kişiler bakımından, iltisak ve irtibat düzeyinin ötesine geçildiği açıktır.

Görüldüğü üzere Bankasya'ya para yatırmanın iltisak veya irtibat hali olarak kabul edilmesinin gerekçesi, FETÖ/PDY sözde liderinin çağrısı üzerine bu bankanın bozulan finansman yapısının düzeltilmesine katkı amacıyla hareket edilmiş olmasıdır ki bu nedenle; ancak 25/12/2013 tarihinden sonra ve anılan bankanın TMSF'ye devredildiği 29/05/2015 tarihinden önce para yatırma işlemleri değerlendirmeye alınmakta, bu tarih aralığı dışındaki para yatırma işlemleri gerek idari yargı gerekse ceza yargısı tarafından hiç bir şekilde değerlendirmeye dahi alınmamaktadır.

Davacının Bank Asya hesap hareketlerinin tetkiki;

Bölge İdare Mahkemesince verilen ara kararı üzerine Müflis Asya Katılım Bankası A.Ş. İflas İdaresi tarafından dava dosyasına sunulan elektronik belgenin incelenmesinden; davacının Bank Asya ilk hesap açılış tarihinin 17/12/2004 olduğu, 2013 yılına ilişkin hesap özetinde 2013/Şubat ayında 8,81 TL, 2013/Mart ayında 1,44 TL, 2013/Nisan 2,42 TL, 2013/Mayıs 8,39 TL, 2013/Haziran 9,62 TL, 2013/Temmuz ve 2013/Ağustos 0 TL, 2013/Eylül 3,53 TL, 2013/Ekim 0 TL, 2013/Kasım 8,65 TL, 2013/Aralık 0 TL, 2014/Ocak 20.000 TL olduğu görülmektedir.

Davacının örgüt tarafından verilen birinci talimat dönemine denk gelen 30/01/2014 tarihinde açılan 20.000 TL katılım hesabının temdit edilerek 22/09/2014 tarihinde vadesi dolduğu halde 29/08/2014 tarihinde kapatıldığı, aynı gün açılan (29/08/2014) 1227 TL katılım hesabının 02/10/2014 tarihinde vadesi dolduğu halde 25/09/2014 tarihinde kapatıldığı, 10/09/2014 tarihinde açılan 37,850 Dolar katılım hesabının 16/12/2014 tarihinde vadesi dolmasına rağmen 08/12/2014 tarihinde kapatıldığı, 25/09/2014 tarihinde açılan 877.68 TL katılım hesabının 28/10/2014 tarihinde vadesi dolduğu halde 27/10/2014 tarihinde kapatıldığı, 21/10/2014 tarihinde açılan 50.000 TL katılım hesabının ise vadesi 19/10/2015 tarihinde dolduğu halde 27/10/2014 tarihinde kapatıldığı, 22/10/2014 tarihinde açılan 17.100 TL katılım hesabının vadesi 19/10/2015 tarihinde dolduğu halde 27/10/2014 tarihinde kapatıldığı anlaşılmaktadır.

Yukarıda yer verilen açıklamalar ışığında; davacının örgüt liderinin talimatından sonraki süreçte Bank Asyada katılım hesabı açarak ve bu dönemde açtığı katılım hesaplarını vadesinden önce bozarak yeniden hesap açmak suretiyle kar payını bankada bıraktığı ve bu yöntemle anılan bankaya finansal destek/yardım sağlama amacını güttüğü anlaşılmaktadır.

Nitekim Yargıtay ... Ceza Dairesi'nin ... tarihli ve E:..., K:... sayılı kararıyla; silahlı terör örgütüne üye olmak suçu kapsamında yargılanan sanık hakkında "...ekonomik gerçeklik ile bağdaşmayacak ve hayatın olağan akışına aykırı olacak şekilde başka bankalardan kredi çekmek suretiyle Bank Asyada katılım hesabı açması, bazı katılım hesaplarını vadesinden önce bozarak yeniden hesap açmak suretiyle kar payını banka bünyesinde bırakması" hususu deliller arasında değerlendirilerek verilen mahkumiyet kararının istinaf isteminin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğünce gönderilen bilgi ve belgelerin incelenmesi;

Yargıtay (Kapatılan)... Ceza Dava Dairesi, ... Ceza Dairesi ve ... Ceza Dairesi'nin istikrar bulan kararlarında ifade edildiği üzere; FETÖ/PDY'nin hiyerarşik yapılanmasının katmanlar halinde olduğu, okul dershane, yurt,(...) görevlilerinden oluşan katmanın; "İkinci Kat, Sadık Tabaka" olarak nitelendirildiği, zira; anılan kurumların, örgüte insan kaynağı temininde önemli bir yerinin olduğu, dolayısıyla bu katmanda görev yapan kişilerin, sistemli ve amaçlı bir şekilde örgüte müzahir kurumlar arasında atama ve tayin usulüne göre görev yaptıkları, örgüt içi tayin sistemi ile yapılan görevlendirmenin amacı, niteliği, örgüt içerisindeki ehemmiyeti nazara alındığında; ceza yargılamalarında "terör örgütüne üye olma suçunun" maddi unsurları arasında ifade edildiği, hatta başkaca delil olarak değerlendirilebilecek verilerin beklenilmeden örgüt içi tayine tabi olarak görev yapmanın hüküm kurulmasına helal getirmeyeceğinin değerlendirildiği, (bkz: Yargıtay ... Ceza Dairesi, ... tarih E:...; K:...), örgüt içi tayin olarak ifade edilen atama ve rotasyon sisteminin sorunsuz ve etkili bir şekilde işletilmesini sağlamaya yönelik olan ve örgüt içinde "üst kurul" olarak ifade edilen "tayin heyetinin" oluşturulduğu hususları bir bütün olarak irdelendiğinde; örgüte müzahir okul, yurt, dershanelerde görev yapan personelin belirli aralıklarla yine örgüte müzahir kurumlar arasında atamasının yapılarak rotasyona tabi tutulması durumunun; Milli Güvenlik Kurulu tarafından karar verilen ve silahlı terör örgütü olduğu Yargıtayın yerleşik içtihadıyla da kabul edilen FETÖ/PDY ile davacının iltisak veya irtibatının varlığına karine teşkil edeceğinin kabulü gerekmektedir.

Öte yandan; burada ifade edilen atama ve tayin sisteminin; örgütün amaçlarının gerçekleştirilebilmesine yönelik şahsına münhasır bir yapı olarak oluşturulduğu, bir başka ifadeyle; örgütün gizli amaçlarının gerçekleştirilmesi yolunda, dönemsel olarak verilen örgüte matuf görevlerin ifasını gerçekleştirme amacını perdeleyen, görünürde "görev yeri değişikliği" olarak ifade edilse de sistemsel bir döngü olduğu anlaşılan "rotasyon sisteminin" Anayasa'nın 48. maddesinde ifade edildiği üzere Anayasal bir hak olan "çalışma ve sözleşme hürriyeti" uyarınca hukuken korunabilmesi de mümkün görünmemektedir.

Bölge İdare Mahkemesince verilen ara kararı üzerine Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğünce gönderilen "Özel Öğretim Kurumları Hizmet Cetveli"ne göre davacının 01/09/2008 ile 02/08/2010 tarihleri arasında Özel İpek Yeni Renk Dershanesinde Matematik öğretmeni olarak görev yaptığı, Özel Etlik Fem Dershanesinde 13/09/2010- 01/10/2014 tarihleri arasında uzman öğretici olarak göreve başladığı, 01/10/2014 tarihinden itibaren bu kurumda Matematik öğretmeni olarak görevine devam ettiği, anılan kurumdan 19/06/2015 tarihinde istifa ederek ayrıldığı, 30/09/2015-23/07/2016 tarihleri arasında Özel Samanyolu İbrahim Avcı Ortaokulunda görev yaptığı, son görev yaptığı Özel Samanyolu İbrahim Avcı Ortaokulu'nun 667 sayılı KHK ile kapatıldığı, diğer kurumların da FETÖ/PDY terör örgütüne müzahir kurumlar arasında yer aldığı anlaşılmaktadır.

Yukarıda yer verilen açıklamalar ışığında; davacının 2008 ile 2016 yılları arasında örgüte müzahir kurumlarda belirli aralıklarla atama ve tayin sistemi olarak ifade edilen rotasyona tabi olarak görev yaptığı, bu durumun dosyada yer alan özel öğretim kurumları hizmet cetvelinde de sabit olduğu anlaşılmaktadır.

Bu itibarla; örgüt liderinin talimatından sonraki tarihlerde davacının Bank Asya'da katılım hesapları açtığı ve katılım hesaplarını vadesinden önce bozmak suretiyle kar payını bankada bıraktığı, dolayısıyla davacının bu eyleminin bireysel anlamda maddi kaynaklarını arttırma veya tasarruf etme amacının dışında örgütün finans kaynaklarından biri olan Bank Asya'ya finansal destek sağlama amacına hizmet ettiği, ayrıca 2008-2016 yılları arasında örgüte müzahir kurumlarda rotasyon sistemine tabi öğretmen olarak görev yaptığı dikkate alındığında bu hususların davacının FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü ile olan iltisak ve irtibat düzeyindeki ilişkisini ortaya koymak için yeterli olduğu sonucuna varılmıştır.

Bu durumda, davanın reddi yönündeki ... İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf isteminin kabulüyle dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu Bölge Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,

2. ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... gün ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,

3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın yukarıda belirtilen Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine,

4. Kesin olarak 20/12/2024 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY :

(X)- ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... gün ve E:..., K:... sayılı kararı hukuka uygun olup onanması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.

Memurlar.Net