Danıştaya intikal eden bir uyuşmazlıkta, (Danıştay Kararı - 12. D., E. 2024/1045 K. 2025/1614 T. 20.3.2025); Hatay İli, ... PTT Merkezinde sözleşmeli personel olarak görev yapan davacının, kişilerin istek ve bilgisi dışında kimlik bilgilerini kullanıp e-devlet şifrelerini alarak bunları üçüncü kişiye verdiğinden bahisle, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 44., 45/d ve Hizmet Sözleşmesi'nin 15/b maddeleri uyarınca sözleşmesinin feshedilmesine ilişkin Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi Yüksek Disiplin Kurulunun ... tarih ve ... sayılı işleminin tesis edilmesi üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.
399 sayılı KHK'nın "Disiplin Cezaları" başlıklı 44. maddesinde, "Teşebbüs veya bağlı ortaklıklardaki hizmetlerin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacıyla sözleşmeli personelin görevleri ile ilgili kusurlu hareketleri, iş yerinde veya dışında teşebbüs ve bağlı ortaklıkla ilgili mevzuata aykırı davranışları nedeniyle kademe ilerlemesinin durdurulması hariç verilmesi gereken disiplin cezaları ile disiplin cezası vermeye yetkili merciler ve disiplin kurulları hakkında bu Kanun Hükmünde Kararnamede hüküm bulunmayan hallerde teşebbüs veya bağlı ortaklık memurlarının tabi olduğu hükümler uygulanır. Ancak, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiiller için sözleşme ücretinden kesme cezası, aylıktan kesme cezası esaslarına göre uygulanır." hükmü öngörülmüş 45. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde, "Bu Kanun Hükmünde Kararname ile sözleşme hükümlerine aykırı davranışlarda bulunmak" eylemi, sözleşmenin feshedilmesini gerektiren haller arasında sayılmış; 49. maddesinde, "Sözleşmeli personel hakkında, aynı olaydan dolayı ceza kovuşturmasının başlamış olması disiplin kovuşturmasının yapılmasını engellemez ve ceza kovuşturması sonunda sözleşmeli personelin hüküm giymesi veya hakkında beraat yahut takipsizlik kararı verilmesi, ayrıca disiplin cezasının uygulanmasına engel olmaz" hükmüne, 58. maddesinin ikinci fıkrasında, "Sözleşmeli personele ilişkin olarak bu Kanun Hükmünde Kararnamede hüküm bulunmayan hallerde, Devlet Personel Başkanlığının görüşü alınmak kaydıyla 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun ilgili hükümleri uygulanır" kuralına yer verilmiştir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendinde; "Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak" fiili, Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında gösterilmiştir.
Yukarıda açık metnine yer verilen mevzuat hükümleri kapsamında Ceza Mahkemesi kararlarının, disiplin cezalarına etkisinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Disiplin cezasının sebebini oluşturan eylem ve davranışlar, aynı zamanda Ceza Kanununda da suç sayılabilir. Bu durumda, disiplin cezası yaptırımı ile birlikte ceza yaptırımı da uygulanabilir. Bu iki yaptırım türünün hukuki dayanağı, amaç ve sonuçları birbirlerinden farklıdır.
Ceza yargılamasında suçun niteliği ve delillerin takdirinde uygulanan ilke ve kurallar ile disiplin hukuku açısından uygulanan ilke ve kurallar birbirinden farklı olduğundan, idarenin, kamu görevlisi hakkında disiplin cezası vermemesi, ceza mahkemelerince ceza verilmesine hukuki engel oluşturmayacağı gibi, aynı şekilde, ceza yargılaması sonucu beraat kararı verilmiş olmasının da, kuramsal olarak, disiplin cezası verilmesine engel teşkil etmeyeceği, ceza yargılaması neticesinde suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle ya da delil yetersizliğinden hakkında beraat kararı verilen memurun eylem, tutum ve davranışlarının başka bir disiplin suçu kapsamına girmesi halinde, disiplin hukuku yönünden değerlendirilerek disiplin cezası uygulanmasına, hukuki bir engel bulunmadığı açıktır.
Ancak; ceza yargılaması neticesinde suçun o kişi tarafından işlenmediği gerekçesiyle verilen beraat kararının, disiplin cezası bakımından da sadece aynı suç nev'i kapsamında bağlayıcı olacağı kuşkusuzdur.
Uyuşmazlıkta, davacıya isnat edilen ve disiplin soruşturmasına konu fiillerin aynı zamanda Türk Ceza Kanunu kapsamında suç teşkil etmesi nedeniyle, davacının yargılandığı, ... Asliye Ceza Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla görevi kötüye kullanmak suçundan 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek ve vermek suçundan 6 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, karara karşı istinaf yoluna başvurulduğu ve henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.
Dava konusu "Devlet memurluğundan çıkarma" cezasına esas alınan eylemlerin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda açıkça tanımlanması ve ceza yargılamasına da konu edilmesi nedeniyle, davacının bu fiilleri işleyip işlemediği ancak, ceza mahkemesince verilecek kararın kesinleşmesi sonucunda belirlenebilecektir.
Bu durumda; söz konusu ceza davasının sonucunun araştırılması ve davacı hakkındaki ceza yargılaması sonuçlandıktan ve verilecek karar kesinleştikten sonra, disiplin cezasına konu fiillerin işlenip işlenmediği konusunda bir değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin verilen Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; davacının temyiz isteminin kabulüne ve Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA, karar verilmiştir.
Sonuç olarak; Danıştay kararından, kamu görevlilerin konusu ayrıca suç teşkil eden disiplin cezasına konu eylemlerinin, ceza muhakemesi sonucuna göre şekillenen karar çerçevesinde değerlendirmeye tabi tutulmaları, olaya özgü olarak değerlendirilmelidir. Zira aksi yönde Yargıtay kararlarının da olduğu dikkate alındığında idarenin yürütme gücünün ve kamu hizmeti açısından gerekli disiplini sağlama ve yerine getirme inisiyatifinin sağlanmasında ciddi aksaklıklar ve sorunlar ortaya çıkabilecektir.