Anasayfa

Türkiye'de denizlerde sıcaklık, dünya ortalamasının üzerinde artıyor

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu, Türkiye çevresindeki denizlerde su sıcaklığının dünya ortalamasından daha fazla arttığını, bu artışın deniz çayırları, pinalar ve soğuk su mercanları başta olmak üzere deniz ekosistemini oluşturan unsurları olumsuz etkilediğini söyledi.

Haber Giriş : 2025-08-25T14:24, Son Güncelleme 2025-08-25T14:21

Avrupa Birliği'nin (AB) Copernicus uydu izleme sistemi 2024 Yıllık İklim Özeti'nde, kutup dışı okyanuslarda yıllık ortalama deniz yüzeyi sıcaklığının 2024'te 20,87 dereceye çıkarak tarihin en yüksek seviyesine ulaştığı belirtildi.

Türkiye denizlerinde 1984'ten bu yana yaptığı ölçümlerle sıcaklıkları analiz eden ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü'nün verilerine göre bu yılın yaz döneminde Akdeniz'de deniz yüzey suyu sıcaklığı, uzun yıllar ortalamasının 1 derece üzerine çıkarak 28 derece oldu.

Ege Denizi'nde iki farklı noktada yapılan çalışmalarda Bodrum'da deniz yüzey suyu sıcaklığı 26 derece, İzmir'de 25 derece ölçüldü. Her iki bölgede de sıcaklıklar, uzun yıllar ortalamasının 2 derece üzerinde seyretti.

Uzun yıllar ortalamasının 24 derece olduğu Marmara Denizi'nde bu yaz deniz yüzey suyu sıcaklığı 26-27 derece, ortalamanın 25 derece olduğu Karadeniz'de ise 27 derece ölçüldü.

Salihoğlu, 2024'te kırılan sıcaklık rekorlarının ardından 2025'te de deniz suyu sıcaklıklarının benzer şekilde yüksek seviyelerde seyrettiğini söyledi.

Salihoğlu, "Son 40 yılda dünya ortalamasında 1,2-1,5 derece artış görülürken Türkiye'nin çevresindeki denizlerde sıcaklık artışı 2 derecenin üzerinde seyrediyor. Marmara, Karadeniz ve Doğu Akdeniz'in bazı bölgelerinde artış 2-2,5 dereceye ulaştı" dedi.

Denizlerde El Nino etkisi

Geçen yılki yüksek sıcaklıkların önemli ölçüde El Nino'dan kaynaklandığını ve bu etkinin denizlerde halen hissedildiğini kaydeden Salihoğlu, bu yıl rekor görülmese de sıcaklıkların ortalamaların çok üzerinde olduğuna dikkati çekti.

İklim değişikliği etkisiyle sıcak hava dalgalarının görülme sıklığında yüzde 65'e varan artışlar olduğunu vurgulayan Salihoğlu, bu dalgaların hava sıcaklıklarını 5 ila 10 derece, deniz yüzey suyu sıcaklıklarını da 3 ila 4 derece artırdığını anlattı.

Artan deniz suyu sıcaklıklarının ekosisteme doğrudan yansıdığının altını çizen Salihoğlu, "Deniz çayırları, pinalar ve soğuk su mercanları ölüme varan seviyede doğrudan zarar görüyor, bazı balık türleri sıcaklıklara uyum sağlayamayarak bölgeden uzaklaşıyor. Göç hareketleri değişiyor, Kızıldeniz'den gelen türler Akdeniz'de giderek yaygınlaşıyor." diye konuştu.

Salihoğlu, biyoçeşitlilik kaybının turizm sektörünü de olumsuz etkilediğini, bu durumun mavi ekonomi üzerinde ciddi bir baskı oluşturduğunu dile getirdi.

"Marmara Denizi için felaket"

Isınmanın denizlerin fiziksel ve kimyasal yapısında da değişimlere yol açtığına değinen Salihoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sıcaklıklardaki artış sadece buzulların erimesi diye düşünülmemeli. Sıcaklık artışına bağlı olarak suyun genleşmesi de deniz seviyelerinde artışa neden oluyor. Su kütlelerinin yapısı değişiyor. Akdeniz'de 'Levant Ara Suyu' oluşumu azalıyor, bu bizim bölgemizde oluşan ekolojiyi destekleyen bir su kütlesi. Karadeniz'de soğuk orta tabakanın kaybolduğunu gözlemledik. Bu, derindeki hidrojen sülfürlü yapının yüzeye yaklaşmasına neden olarak buradaki oksijenli yapıyı bozması sonucunu doğuracak. Bu Marmara Denizi için bir felaket çünkü Marmara'nın yüzey suyunu yenileyen oksijenli su girişi tehlikeye giriyor."

Küresel ısınmayla birlikte artan kuraklığın iç su kaynaklarında kurumaya neden olduğuna işaret eden Salihoğlu, nehirlerden denizlere tatlı su girmemesini, denizlerin can damarlarının kesilmesi şeklinde nitelendirdi.

Salihoğlu, "Nehirler hem denizleri mineraller yönünden destekler hem de nehirlerin denizlere ulaştığı bölgeler biyoçeşitlilik açısından çok önemli alanlardır. Türkiye'nin, su politikasını, bu gerçeği göz önüne alarak şekillendirmesi gerekir" değerlendirmesinde bulundu.

Müsilaj riskini artırıyor

Aşırı hava olaylarında 2050'ye kadar 5-6 kat artış öngörüldüğünü aktaran Salihoğlu, artan deniz suyu sıcaklıklarının da kıyılarda beklenmedik hava olaylarını tetiklediğini belirtti.

Salihoğlu, "Sıcak hava dalgalarının sıklaşmasıyla özellikle yaz aylarında ani fırtına ve hortum türü olaylar artıyor. Denizin aşırı ısınması atmosferde enerji kaynağı olarak rol oynuyor. Bu durum, özellikle denize yakın bölgelerde fırtına ve siklon oluşumlarını besleyerek önümüzdeki yıllarda daha sık ve şiddetli hava olaylarına yol açabilir. Akdeniz'de tropik fırtınalara benzeri olaylar, Karadeniz'de hortum oluşumları görebiliriz" uyarısında bulundu.

Sıcaklık artışının, deniz ekosisteminde aşırı yosun patlamalarını hızlandırdığından bahseden Salihoğlu, Marmara ve Akdeniz sahillerinde gözlenen zararlı alg türlerinin, oksijen tüketimini artırarak deniz altındaki yaşamı tehdit ettiğinin altını çizdi.

Bu durumun kirlilik ve balıkçılık baskısıyla birleşerek ekosistemlere zarar verme noktasında çarpan etkisi oluşturduğunu dile getiren Salihoğlu, bunun da müsilaj riskini artıracağını söyledi.

Salihoğlu, "Denizlerin korunması için sürdürülebilir balıkçılığa geçilmesi, özellikle trol balıkçılığının terk edilmesi ve koruma alanlarının artırılması gerekiyor. Denizlerimiz iklim değişikliğinin baskısı altındayken, onları daha dayanıklı hale getirmek için koruma alanlarını tüm denizlerde en az yüzde 30'a çıkarmamız şart" diye konuştu.

Anadolu Ajansı