Dava konusu olayda, Kara Harp Okulu Komutanlığında öğrenci adayı olarak eğitime 
  başlayan davacı tarafından hakkında yürütülen güvenlik soruşturması ve arşiv 
  araştırması sonucunun olumsuz olduğundan bahisle okuldan ilişiği kesilmiştir.
  İşleme ilişkin ilk derece mahkemesi tarafından yapılan değerlendirmede; davacının 
  erkek kardeşinin silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklu olmasından 
  dolayı, hakkında yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının olumsuz 
  olarak değerlendirildiği gerekçesiyle ilgilinin ilişiğinin kesilmesini hukuka 
  uygun bulmuştur. Bölge idare mahkemesi istinaf başvurusunu reddetmiştir.
Danıştay İkinci Dairesi ise, dava konusu işlem tarihinde güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması işlemlerinin 4045 sayılı Kanun kapsamında yapıldığı, anılan düzenlemenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi üzerine, 7315 sayılı Kanun kapsamında yeniden değerlendirilmesi sonucunda ilgili yeni düzenlemede kişi temelli inceleme yapılması gerektiği, kişiye yönelik elde edilen verilerin değerlendirmeye tabi tutulacağı ve araştırma yapılan kişi dışındaki şahıslara (anne, baba, eş, kardeş, akraba gibi) ait verilerin değerlendirilmede esas alınamayacağı gerekçesiyle işlemin iptaline karar vererek mahkeme kararını bozmuştur.
T.C. D A N I Ş T A Y 
  İKİNCİ DAİRE 
  Esas No : 2023/4488 
  Karar No : 2024/5208 
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : . VEKİLİ : Av. . 
  KARŞI TARAF (DAVALI) : Milli Savunma Bakanlığı VEKİLİ : Av. . 
  İSTEMİN KONUSU : Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesince verilen 
  31/05/2019 günlü, E:2019/1235, K:2019/1481 sayılı kararın, dilekçede yazılı 
  nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca 
  temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir. 
YARGILAMA SÜRECİ: Dava Konusu İstem : Dava; Kara Harp Okulu Komutanlığında 
  öğrenci adayı olarak eğitime başlayan davacı tarafından, hakkında yürütülen 
  güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunun olumsuz olduğundan bahisle 
  okuldan ilişiğinin kesilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır. 
  
  İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : Ankara 11. İdare Mahkemesinin 17/01/2019 
  günlü, E:2018/1278, K:2019/98 sayılı kararıyla; Mahkemece yapılan 22/11/2018, 
  19/12/2018 ve 24/12/2018 günlü ara kararlarına verilen cevaplarda, davacının 
  erkek kardeşinin "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma" suçundan Ağrı 2. 
  Ağır Ceza Mahkemesinin E:2018/616 esasına kayden açılan davada yargılanmasının 
  devam ettiği ve tutuklu bulunduğu, bu hususun da davacının güvenlik soruşturması 
  ve arşiv araştırmasının olumsuz olarak değerlendirilmesine neden olduğu, bu 
  durumda; ilgili mevzuat hükümleri gereği kendisi ve ailesi hakkında yapılan 
  güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması olumsuz sonuçlanan davacının, öğrenci 
  adaylığından ilişiğinin kesilmesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı 
  gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 
  Bölge İdare Mahkemesi Kararının Özeti : Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari 
  Dava Dairesinin temyize konu kararıyla; istinaf başvurusuna konu mahkeme kararının 
  usul ve hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle, davacı tarafından yapılan istinaf 
  başvurusunun reddine karar verilmiştir. 
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; FETÖ/PDY terör örgütü yapılanmasıyla 
  hiçbir şekilde irtibatının olmadığı, somut olarak ne ile suçlandığının tarafına 
  bildirilmediği, savunmasının alınmadığı, uluslararası sözleşmeler ve Anayasa'da 
  yer alan emredici hükümler dikkate alınmaksızın karar verildiği, erkek kardeşi 
  hakkında yürütülen davanın henüz sonuçlanmadığı, erkek kardeşinin yaşadığı durumun 
  kendisi aleyhine yorumlanmasının AİHM kararlarına aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
  KARŞI TARAFIN CEVABI : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır. 
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : Muhammet Yılmaz DÜŞÜNCESİ : Anayasa'ya aykırılığı 
  nedeniyle iptal edilmiş olan Kanun hükmüne göre elde edilen kişisel verilere 
  dayanılarak güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması olumsuz sonuçlandığından 
  bahisle davacı hakkında tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından, 
  temyizen incelenen kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir. 
TÜRK MİLLETİ ADINA 
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay Sekizinci Dairesi tarafından, 
  Danıştay Başkanlık Kurulunun 19/07/2023 günlü, K:2023/33 sayılı kararının "Ortak 
  Hükümler" kısmının 2. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin 
  Dairemize iletilen dosyada Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki 
  belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE : MADDİ OLAY: Davacının Harp Okullarına öğrenci temini 
  kapsamında yapılan seçim aşaması sınavlarında başarılı olduğu ve öğrenci adayı 
  olarak Kara Harp Okulu Komutanlığında eğitime başladığı, bilahare hakkında yapılan 
  güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunda elde edilen ''kardeşinin 
  FETÖ/PDY'nin 15/07/2016 günlü darbe girişimi akabinde tutuklandığı" şeklindeki 
  istihbari nitelikteki bilginin Milli Savunma Bakanlığı Aday Değerlendirme Kurulu 
  üyelerince değerlendirilerek, davacının güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlanmasına 
  karar verilmesi üzerine incelenmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT: 26/10/1994 günlü, 4045 sayılı Güvenlik Soruşturması, Bazı Nedenlerle 
  Görevlerine Son Verilen Kamu Personeli ile Kamu Görevine Alınmayanların Haklarının 
  Geri Verilmesine ve 1402 Numaralı Sıkıyönetim Kanununda Değişiklik Yapılmasına 
  İlişkin Kanun'un 1. maddesinde; "Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması; 
  kamu kurum ve kuruluşlarında, yetkili olmayan kişilerin bilgi sahibi olmaları 
  halinde devlet güvenliğinin, ulusal varlığın ve bütünlüğün, iç ve dış menfaatlerin 
  zarar görebileceği veya tehlikeye düşebileceği bilgi ve belgelerin bulunduğu 
  gizlilik dereceli birimler ile askeri, emniyet ve istihbarat teşkilatlarında 
  çalıştırılacak kamu personeli ve ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde çalışacak 
  personel hakkında yapılır. Devletin güvenliğini, ulusun varlığını ve bütünlüğünü 
  iç ve dış menfaatlerinin zarar görebileceği veya tehlikeye düşebileceği bilgi 
  ve belgeler ile gizlilik dereceli kamu personeli ile meslek gruplarının tespiti, 
  birim ve kısımların tanımlarının yapılması, güvenlik soruşturmasının ve arşiv 
  araştırmasının usul ve esasları ile bunu yapacak merciler ve üst kademe yöneticilerinin 
  kimler olduğu Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulacak yönetmelik ile 
  düzenlenir." hükmü yer almakta iken, 18/10/2018 tarihli ve 7148 sayılı 
  Karayolları Trafik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında 
  Kanun'un 29. maddesiyle söz konusu maddeye 2. fıkra olarak; "Güvenlik soruşturması 
  ve arşiv araştırması yapmakla görevli birimler, güvenlik soruşturması ve arşiv 
  araştırması kapsamında bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşları arşivlerinden 
  ve elektronik bilgi işlem merkezlerinden bilgi ve belge almaya, 4/12/2004 tarihli 
  ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 171'inci maddesinin beşinci ve 231 
  inci maddesinin onüçüncü fıkraları kapsamında tutulan kayıtlara ulaşmaya, Cumhuriyet 
  başsavcılıkları tarafından yürütülen soruşturma sonuçlarını, kovuşturmaya yer 
  olmadığına dair kararlar ile kesinleşmiş mahkeme kararlarını almaya yetkilidir." 
  hükmü eklenmiş, anılan hüküm Anayasa Mahkemesinin 19/2/2020 günlü, E:2018/163, 
  K:2020/13 sayılı kararı ile iptal edilmiştir. 07/04/2021 günlü, 7315 sayılı 
  Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu'nun "Amaç ve kapsam" 
  başlıklı 1. maddesinde, "Bu Kanun, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının 
  yapılmasına ve elde edilecek verilerin kullanılmasına ilişkin temel ilkeleri, 
  kimler hakkında yapılacağını, araştırma konusu edilecek bilgi ve belgelerin 
  neler olduğunu, bu bilgilerin ne şekilde kullanılacağını, hangi mercilerin soruşturma 
  ve araştırma yapacağını, Değerlendirme Komisyonunun oluşumu ve çalışma usul, 
  esaslarını, veri güvenliği ile verilerin saklanma ve silinme sürelerini düzenlemektedir." 
  hükmü; "Arşiv araştırması" başlıklı 4. maddesinde, "(1) Arşiv 
  araştırması; a) Kişinin adli sicil kaydının, b) Kişinin kolluk kuvvetleri tarafından 
  halen aranıp aranmadığının, c) Kişi hakkında herhangi bir tahdit olup olmadığının, 
  ç) Kişi hakkında kesinleşmiş mahkeme kararları ve 4/12/2004 tarihli ve 5271 
  sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 171'inci maddesinin beşinci ve 231'inci maddesinin 
  onüçüncü fıkraları kapsamında alınan kararlar ile kişi hakkında devam eden veya 
  sonuçlanmış olan soruşturma ya da kovuşturmalar kapsamındaki olguların, d) Hakkında 
  kamu görevinden çıkarılma ya da kesinleşmiş memurluktan çıkarma cezası olup 
  olmadığının, mevcut kayıtlardan tespit edilmesidir." hükmü; "Güvenlik 
  soruşturması" başlıklı 5. maddesinde, "(1) Güvenlik soruşturması, 
  arşiv araştırmasındaki hususlara ilave olarak kişinin; a) Görevin gerektirdiği 
  niteliklerle ilgili kolluk kuvvetleri ve istihbarat ünitelerindeki olgusal verilerinin, 
  b) Yabancı devlet kurumları ve yabancılarla ilişiğinin, c) Terör örgütleri veya 
  suç işlemek amacıyla kurulan örgütlerle eylem birliği, irtibat ve iltisak içinde 
  olup olmadığının, mevcut kayıtlardan ve kişinin görevine yansıyacak hususların 
  denetime elverişli olacak yöntemlerle yerinden araştırılmak suretiyle tespit 
  edilmesidir." hükmü; "Değiştirilen ve yürürlükten kaldırılan hükümler" 
  başlıklı 13. maddesinde, "(8) 26/10/1994 tarihli ve 4045 sayılı Güvenlik 
  Soruşturması, Bazı Nedenlerle Görevlerine Son Verilen Kamu Personeli ile Kamu 
  Görevine Alınmayanların Haklarının Geri Verilmesine ve 1402 Numaralı Sıkıyönetim 
  Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun yürürlükten kaldırılmıştır." 
  hükmü, "Atıflar" başlıklı 14. maddesinde, "(1) Mevzuatta 4045 
  sayılı Kanuna yapılan atıflar bu Kanuna yapılmış sayılır." hükmü düzenlenmiştir. 
  
HUKUKİ DEĞERLENDİRME: 
Dava konusu işlem tarihinde güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması, 4045 
  sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılmaktadır. Anılan Kanun'un 1. maddesinin 
  Anayasa Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı ile iptal edilmesi ve 4045 sayılı 
  Kanun uyarınca yapılan işlemlere yönelik bireysel başvurularda verilen ihlal 
  kararları dikkate alınarak kanun koyucu tarafından 7315 sayılı Kanun yürürlüğe 
  konulmuş ve 4045 sayılı Kanun da yürürlükten kaldırılmıştır. 7315 sayılı Kanun'la, 
  Anayasa Mahkemesi kararları doğrultusunda, güvenlik soruşturması ve/veya arşiv 
  araştırmasının yapılmasına ve elde edilecek verilerin kullanılmasına ilişkin 
  temel ilkeler belirlenmiş; kimler hakkında yapılacağı, araştırma konusu edilecek 
  bilgi ve belgelerin neler olduğu, bu bilgilerin ne şekilde kullanılacağı, hangi 
  mercilerce soruşturma ve araştırma yapılacağı, bu kapsamda Değerlendirme Komisyonunun 
  oluşumu ve çalışma usul, esasları, kişisel veri güvenliği ile kişisel verilerin 
  saklanma ve silinme süreleri düzenlenmiştir. 
  Bu itibarla, Anayasa Mahkemesi kararlarındaki kanuni düzeyde eksik düzenleme 
  bulunduğu yolundaki gerekçeler göz önüne alınmak suretiyle kanun koyucu tarafından 
  7315 sayılı Kanun'la yeni yasal düzenleme yapılmak suretiyle bu konudaki eksiklikler 
  giderildiğinden; somut olayda, kişisel verilerin güvenliğinin sağlanması ve 
  özel hayatın gizliliğinin korunması amacına yönelik olarak 7315 sayılı Kanun 
  ile getirilen çerçevede değerlendirme yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır. 
  Nitekim 7315 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten sonra Danıştay İdari 
  Dava Daireleri Kurulunun pek çok kararında (19/06/2023 günlü, E:2022/884, K:2023/1488; 
  09/02/2023 günlü, E:2022/667, K:2023/211; 23/01/2023 günlü, E:2022/882, K:2023/53 
  sayılı kararları) güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması kaynaklı uyuşmazlıklarda 
  7315 sayılı Kanun çerçevesinde değerlendirme yapılması gerektiği belirtilmiştir. 
  
  Diğer taraftan 7315 sayılı Kanun'un 4. ve 5. maddelerinde güvenlik soruşturması 
  ve arşiv araştırması yapılırken hangi hususlara bakılacağı düzenlenmiş olup, 
  anılan düzenlemelerde kişi temelli inceleme yapılması gerektiği, kişiye yönelik 
  elde edilen verilerin değerlendirmeye tabi tutulacağı ve araştırma yapılan kişi 
  dışındaki şahıslara (anne, baba, eş, kardeş, akraba gibi) ait verilerin değerlendirilmede 
  esas alınamayacağı anlaşılmaktadır. 
  Somut olayda; davacının kendisi hakkında herhangi bir bilgi bulunmadığı halde 
  kardeşi hakkında elde edilen bilgi dikkate alınarak güvenlik soruşturması ve 
  arşiv araştırmasının olumsuz olduğuna karar verildiği görülmekte olup, 7315 
  sayılı Kanun'a göre değerlendirmeye alınmaması gereken bir istihbari veri dikkate 
  alınmak suretiyle davacı hakkında güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması 
  sonucunun olumsuz olduğu değerlendirilerek okuldan ilişiğinin kesilmesine ilişkin 
  işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından, davanın reddi yönünde karar veren İdare 
  Mahkemesi kararına yönelik istinaf isteminin reddine ilişkin Bölge İdare Mahkemesi 
  kararında hukuki isabet görülmemiştir. Öte yandan, davacının diğer şartları 
  taşıyıp taşımadığı hususunun davalı idarece ayrıca incelenebileceği açıktır. 
  
KARAR SONUCU: Açıklanan nedenlerle; 
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE, 
  2. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesince verilen 31/05/2019 
  günlü, E:2019/1235, K:2019/1481 sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama 
  Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 2/b fıkrası uyarınca BOZULMASINA, 
  3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 6545 sayılı Kanun'la değişik 
  50. maddesinin 2. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek 
  yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın, kararı veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 
  4. İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 
  4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'na 6545 sayılı Kanun'un 27. maddesi 
  ile eklenen geçici 8. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 
  30/10/2024 tarihinde esasta oybirliği, gerekçede oyçokluğuyla karar verildi. 
  
KARŞI OY
26/10/1994 günlü, 4045 sayılı Kanun ile; bazı kamu personeli için güvenlik 
  soruşturması ve arşiv araştırılması yapılmasının öngörüldüğü, kamu personeli 
  olmayan öğrenci statüsündekilere ilişkin düzenlemeye yer verilmediği; 18/10/2018 
  günlü, 7148 sayılı Kanun'un 29. maddesiyle, anılan 4045 sayılı Kanun'un 1. maddesine 
  2. fıkra olarak eklenen; güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapmakla 
  görevli birimlerin; arşivlerden ve elektronik bilgi işlem merkezlerinden bilgi 
  ve belge alma kayıtlara ulaşma, mahkeme kararlarını alma yetkisini düzenleyen 
  kuralın, Anayasa Mahkemesinin 19/2/2020 günlü, E:2018/163, K:2020/13 sayılı 
  kararı ile "Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunda kişisel 
  veri niteliğindeki bilgilerin alınmasına, kullanılmasına, işlenmesine yönelik 
  güvenceler ve temel ilkeler kanunla belirlenmeksizin bunların alınmasına ve 
  kullanılmasına izin verilmesi Anayasa'nın 13. ve 20. maddeleriyle bağdaşmamaktadır." 
  gerekçesiyle; İtiraz yolu ile yapılan başvurular üzerine, Anayasa Mahkemesinin 
  03/06/2021 günlü, E:2020/24, K:2021/39 sayılı kararı ile yukarıda aktarılan 
  gerekçeyle, 4045 sayılı Kanun'un 1. maddesinin birinci fıkrasında yer alan kamu 
  personelinden, "Milli Savunma Bakanlığı, jandarma,." ve ".ve 
  ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde çalışacak personel." ibarelerinin 
  Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği; 4045 sayılı Kanun kapsamında 
  bulunanların, bireysel başvuruları üzerine ise Anayasa Mahkemesince verilen 
  kararlarda da; "... 4045 sayılı Kanun ile öngörülen güvenlik soruşturması 
  ve arşiv araştırması yönteminin kanunilik koşulunu sağlamadığı, 4045 sayılı 
  Kanun'un sadece hangi kamu görevleri bakımından güvenlik soruşturması yaptırılacağını 
  düzenlediğini ancak konuyla ilgili temel esasları, ilkeleri ve çerçeveyi belirlemediği, 
  Kanun'un ve ilgili Yönetmelik'in; kişisel verilerin kayıt, muhafaza ve kullanımını 
  içeren tedbirlerin kapsamını, uygulanmasını düzenleyen ve özellikle, süre, stoklama, 
  kullanım, üçüncü kişilerin erişimi, verilerin gizliliği, bütünlüğü ve imhası 
  konusundaki usullere ilişkin, muhataplarının yetki aşımı ve keyfiliğe karşı 
  yeteri kadar güvenceye sahip olmalarını sağlayacak açık ve detaylı kuralları 
  içermemesi nedeniyle kanunilik şartını sağlamadığı sonucuna varılmıştır. (Ramazan 
  Erdoğan, 2019/26356, 12/1/2023, §Fatih Saraman, [GK], B. No: 2014/7256, 27/2/2019, 
  §§ 88-90; Süleyman Akif Nazlıgül, B. No: 2018/31982, 15/6/2021, § 33)." 
  gerekçesine yer verilerek, ihlal kararları verildiği anlaşılmaktadır. 
  Anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunma yükümlülükleri olacak 
  şekilde kamu görevlisi olarak atanmak üzere mesleki eğitime tabi tutulan kişilerin 
  güvenlik soruşturmasının ve arşiv araştırmasının yapılmasını öngören kuralların 
  kanun koyucunun takdir yetkisinde bulunduğu ve güvenlik soruşturması ve arşiv 
  araştırmasının yapılmasına ve elde edilecek verilerin kullanılmasına ilişkin 
  temel ilkelerin kanunda düzenlenmesi gerektiğinde tartışma bulunmamaktadır. 
  24/3/2016 günlü, 6698 sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanunu ile kişisel verilerin 
  işlenmesinde başta özel hayatın gizliliği olmak üzere kişilerin temel hak ve 
  özgürlüklerini korumak amacıyla kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilerin 
  yükümlülükleri ile uyacakları usul ve esasların düzenlendiği; bu Kanun'un 6. 
  maddesinde; kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, 
  dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika 
  üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkümiyeti ve güvenlik tedbirleriyle 
  ilgili verileri ile biyometrik ve genetik verilerinin özel nitelikli kişisel 
  veri olduğu, özel nitelikli kişisel verilerin; ilgilinin açık rızası olmaksızın 
  işlenmeyeceği, sağlık ve cinsel hayat dışındaki kişisel verilerin, kanunlarda 
  öngörülen hallerde ilgili kişinin açık rızası aranmaksızın işlenebileceği kuralının 
  getirildiği görülmektedir. 17/04/2021 tarihinde yürürlüğe giren 7315 sayılı 
  Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu'nu "hakkında güvenlik 
  soruşturması ve arşiv araştırması yapılacaklar" başlıklı 3. maddesinde, 
  "Arşiv araştırması, statüsü veya çalıştırma şekline bağlı olmaksızın ilk 
  defa veya yeniden memuriyete yahut kamu görevine atanacaklar hakkında yapılır... 
  özel kanunları uyarınca güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasına tabi tutulan 
  kişiler ile milli güvenlik açısından stratejik önemi haiz birim, proje, tesis, 
  hizmetlerde statüsü veya çalıştırma şekline bağlı olmaksızın istihdam edilenler 
  hakkında güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması birlikte yapılır." 
  hükmü amir kılınmış, anılan Kanun'un 13. maddesinde, kamu personeli olmayan 
  öğrenci statüsündeki kişiler yönünden, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının 
  birlikte yapılmasını sağlayan kurallar getirilmiş, maddenin devamında 4045 sayılı 
  Kanun yürürlükten kaldırılmıştır. Öğrenci statüsündeki kişiler hakkındaki, güvenlik 
  soruşturması ve arşiv araştırması, tesis edildikleri tarihteki mevzuat uyarınca 
  sürdürülmüş, bu nedenle açılan bir kısım davalar devam ederken, 7315 sayılı 
  Kanun ile konuya ilişkin yasal düzenleme yürürlüğe girmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 
  19/2/2020 günlü, E:2018/163, K:2020/13 sayılı kararında, "İtiraz konusu 
  kuralların da yer aldığı 4045 sayılı Kanun 7/4/2021 tarihli ve 7315 sayılı Güvenlik 
  Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu'nun 13. maddesinin (8) numaralı fıkrasıyla 
  yürürlükten kaldırılmıştır. Başvuran Mahkemede bakılmakta olan davalara konu 
  işlemler itiraz konusu kuralların yürürlükte olduğu dönemde bu kurallar uyarınca 
  tesis edilmiştir. 7315 sayılı Kanun, kuralların dayanak teşkil ettiği işlemlerin 
  hukuki etkilerine dair geçmişe yönelik herhangi bir özel hüküm içermemektedir. 
  Hukuka uygunluk karinesinden yararlanan ve iptal edilmediği ya da yürürlükten 
  kaldırılmadığı sürece hukuk aleminde varlığını ve etkilerini devam ettiren idari 
  işlemlerin hukuki denetimi, tesis edildiği dönemde yürürlükte bulunan mevzuat 
  hükümleri çerçevesinde gerçekleştirilmektedir. 
  Bu bağlamda başvuran Mahkeme de yürürlükten kalkmış olan kuralları, dava konusu 
  idari işlemlerin hukuki denetimini gerçekleştirirken denetleyici norm olarak 
  gözetmek durumundadır. Başka bir ifadeyle kurallar bakılmakta olan davalarda 
  uyuşmazlığın çözümü için uygulanacak kural olma niteliğini sürdürmektedir. Bu 
  itibarla kuralların yürürlükten kaldırılmış olmalarının esaslarının incelenmesinde 
  herhangi bir etkisi bulunmamaktadır." şeklinde ifade edildiği üzere, 7315 
  sayılı Kanun'un devam eden davalarda uygulanmasına imkan bulunmamaktadır. Başka 
  bir anlatımla, idarece dava konusu işlem 7315 sayılı Kanun uyarınca tesis edilmediğinden, 
  hukuki denetimi de 7315 sayılı Kanun çerçevesinde yapılamayacaktır. Bu durumda; 
  yasal dayanağı olmayan mevzuat uyarınca, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının 
  olumsuz sonuçlanması nedeniyle öğrencilik ile ilişik kesmeye ilişkin dava konusu 
  işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Dava konusu işlemin belirtilen gerekçe 
  ile hukuka uygun olmaması, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılamayacağı 
  ya da hiçbir işleme gerek olmadan güvenlik soruşturması sonucunun olumlu olduğu 
  ve buna dayanılarak ilgili statüye geçilmesi gibi sonuçlar doğurmayacaktır. 
  Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmalarına ilişkin olarak kişisel veri niteliğindeki 
  bilgilerin alınmasına, kullanılmasına, işlenmesine yönelik güvenceler ve temel 
  ilkeleri içeren 7315 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden sonra; öğrenci statüsüne 
  alınacak kişilere ilişkin olarak, arşiv araştırması ve güvenlik soruşturması 
  yapılması ve neticesine göre işlem tesis edilmesi görev ve yetkisinin idareye 
  ait bulunduğu ise izahtan varestedir. Bu doğrultuda temyize konu kararın yukarıda 
  belirtilen gerekçe ile bozulması gerektiği oyu ile çoğunluk kararına katılmıyorum.