Afganistan ile Pakistan sınırında hafta sonu başlayan çatışma, Asya ve küresel denkleme dönük endişeleri artırdı. Uzmanlar, bu gerilimin en fazla İsrail'in işine yaradığı görüşünde. Özbek kökenli Afganistan vatandaşı akademisyen Doç. Dr. İzzetullah Dihkanoğlu "Tüm dikkatlerin Gazze ve Filistin'e çevrildiği bir vasatta ortaya çıkan çatışma, her şeyden önce İsrail'e nefes aldırdı" dedi.
Yaşanan gerginliğin yalnızca iki ülkeyi değil, tüm bölgeyi etkilediğini belirten Dihkanoğlu "İran, Suudi Arabistan ve Katar gibi ülkelerin ara buluculuk girişimleri, bölgesel istikrarın tehlikede olduğunu göstermektedir. Ayrıca bu çatışmaların tırmanması, Çin'in Kuşak ve Yol projesi ve Orta Asya ticaret koridorları üzerinde de olumsuz etkiye yol açar.
Olayın özünde ise bu tuzağı İngilizlerin kurduğu gerçeği yatar. Çünkü yaşanan tüm sıkıntılar, Afganistan-Pakistan ilişkilerinin temeli, 1893 yılında çizilen Durand Hattına dayanmaktadır. Şimdi ise çok daha farklı bir boyut kazandı. Pakistan-Türkiye denklemi ve İsrail-Filistin-Gazze merkezli gelişmeler ve küresel etkileri baz alındığında, bu hattın ısınması en azından dünyayı Filistin gündeminden uzaklaştırıyor. Diğer yandan, belki de ilk kez böylesine güçlü mobilize olan İslam dünyasında kırılmalara yol açabilir.
Filistin'in uluslararası arenada devlet olma fikrine yönelik desteklerin artması ve ateşkes arayışlarının hız kazanması, bu meseleyi bölgesel diplomasinin merkezine taşımıştır. Ancak tam da bu süreçte, dikkatlerin eş zamanlı olarak Afganistan-Pakistan hattına çevrilmesi dikkat çeken bir durum. Bu durumu, Gazze meselesine gölge düşürme ya da uluslararası ilgiyi dağıtarak Filistin davasının ivmesini zayıflatma çabası olarak yorumlayabiliriz.
Çünkü bölgesel jeopolitik satrançta yeni bir kriz odağının ortaya çıkması -örneğin Afganistan-Pakistan sınır hattında artan çatışmalar veya karşılıklı suçlamalar- gündemin önceliklerini hızla değiştirebilir ve İsrail üzerindeki baskıyı azaltabilir. Bu tür dikkat kaymaları, özellikle büyük güçlerin stratejik çıkarlarını yeniden konumlandırmasına zemin hazırlar" dedi.
TRUMP, BAGRAM ÜSSÜNÜ İSTEMİŞTİ
İsrail-Gazze krizinin gölgesinde gelişen bu Afganistan-Pakistan geriliminin, bölgesel gündemi çok katmanlı hale getirdiğini belirten Dihkanoğlu "Diğer yandan ABD, Çin ve Rusya gibi küresel aktörlerin denkleme aktif şekilde dahil olması, meselenin yalnızca 'iki ülke' düzeyinde çözülebilme asgarisini düşürmektedir. Bir diğer önemli unsur ise Bagram Hava Üssünün ABD Başkanı Donald Trump tarafından talep edilmesi ve Pakistan'ın ABD-Taliban ilişkileri konusundaki tedirginliğini artırmasıdır. Taliban'ın Çin ve Rusya ile ilişkilerini güçlendirmesi, ABD'nin bölgedeki etkisini zayıflatma potansiyeli taşımaktadır. Özellikle Çin, Kuşak-Yol Projesi kapsamında Afganistan'ı stratejik bir koridor olarak görmekte; bu durum, Washington açısından 'Taliban-Pekin hattının güçlenmesi' anlamına gelmektedir."
DONDURULMUŞ KRİZ HATTI
Afganistan-Pakistan sınırını "İngiliz oyunu ile oluşan dondurulmuş kriz hattı" olarak nitelendiren Güney Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (GASAM) Başkanı Cemal Demir "Hindistan ve İsrail başta ticaret, güvenlik, siyaset, istihbarat ve diplomasi alanında iki yakın müttefik. Diğer yanda nükleer güç olan Pakistan var. İslam dünyası ile iyi ilişkileri olan ve İsrail'in tehdit gördüğü Pakistan'ın enerjisini Afganistan'la harcaması önce iki ülkeye, sonra tüm Müslümanlara kaybettirir. Pakistan bu meselede Afganistan'a tepeden bakan tavrını değiştirmek zorunda. Taliban artık bir devlet ve bunu kabullenmek durumundalar. Diğer yandan Keşmir konusu var ve bu bütün Müslümanların meselesi. Mutlaka iki ülke arasında güçlü ve etkin iletişim kanalları kurulmalı. Doğrudan konuşarak sıkıntıları çözmeliler" diye konuştu.