Türkiye'nin ceviz üreticileri, ithal ürün baskısı ve iklim felaketleriyle boğuşuyor.
Dünya Gazetesi Yazarı Mine Ataman'ın köşesine taşıdığı ceviz üreticilerinin zorlu mücadelesi, Türkiye tarımının kırılganlığını gözler önüne seriyor.
Global ceviz pazarı 2030'da 11,1 milyar dolara ulaşma hedefiyle büyürken, Türkiye'de üreticiler artan maliyetler, iklim sorunları ve özellikle Çin'den gelen düşük kaliteli ithal ceviz baskısı altında eziliyor. Uzmanlar ve üreticiler, "Birlik olmazsak, bahçeler boş kalacak," uyarısında bulunuyor.
Geceleri Uyutmayan Sorunlar: Maliyet ve İthalat
Atalarımızın "Ceviz ağacının altında uyunmaz" sözü, bugün ceviz üreticilerinin artan maliyetler, iklim sorunları ve ithal ceviz baskısı nedeniyle geceleri uyuyamadığı bir gerçeğe dönüştü. Dünya ceviz üretiminin yüzde 56'sını Çin, yüzde 23'ünü ise ABD karşılarken, Türkiye yüzde 2,1'lik ihracat payıyla güçlü bir oyuncu olmasına rağmen, içerideki sorunlar sektörü can çekişmeye itiyor. Özellikle 2024'te ABD'nin 1,1 milyar, Çin'in 767 milyon dolarlık iç ceviz ihracatı gerçekleştirdiği bir dönemde, Türkiye'de "don, kuraklık, ithalat, kaçak ceviz ve artan girdi maliyetleri" üreticinin kar marjını eritiyor.
Verim Kaybı Yüzde 60'a Ulaştı, Bahçeler Satışta
Türkiye'nin Marmara, İç Ege ve Trakya bölgelerindeki ceviz bahçelerinde hasat dönemi bu yıl büyük bir telaş ve endişeyle geçti.
Nisan ayında yaşanan ani don olayları, bazı ceviz bahçelerinde verimi yüzde 60'a kadar düşürdü. Üreticiler, "her yıl bahçeyi değil, zararı biçiyoruz artık" diyerek, kuraklık ve susuzlukla tek başlarına mücadele etmek zorunda kaldıklarını belirtiyor.
Sigorta yaptırmaya dahi gücü yetmeyen yalnız üretici, verim düşüklüğü, toprak yorgunluğu ve modern bahçe yönetimindeki eksikliklerin de etkisiyle çözümü bahçelerini satışa çıkarmakta buluyor.
Çin Cevizi Yerli Emeği Değersizleştiriyor
Üreticilerin en büyük şikayetlerinden biri, dondan arta kalan mahsulü de ithalatın vurması. Son yıllarda iç pazara adeta bir sel gibi yayılan Çin menşeli cevizler, düşük fiyatlarıyla piyasayı domine ediyor.
Yerli üreticiler, karbon izi yüksek, şeffaflıktan yoksun ve kalite standardı olmayan bu ithal ürünlerin, fiyatı düşük olduğu için rafta yerli cevizi ezdiğini dile getiriyor.
Kalite ve rayiha açısından yerli cevizin yanına bile yaklaşamayan ithal ürünlerin bu baskısı, bir de baskılanmış döviz kuruyla birleşince, ceviz üreticisine son darbeyi indiriyor. Geçmiş yıllarda Ticaret Bakanlığı ile kalite standardı görüşmeleri yapılmasına rağmen, sorun çözülebilmiş değil.
Gelecek Fonksiyonel Gıdalarda: Ceviz Sütü ve Yağı Pazarı Büyüyor
Dünya ceviz pazarı, sadece çerez olarak değil, bitkisel protein kaynağı olarak da yeniden konumlanıyor.
Ceviz sütü, ceviz yağı ve ceviz unundan yapılan gıdalar hızla büyüyen bir pazar segmentine dönüştü. Research and Markets verilerine göre, 2025 yılında 497 milyon dolar olması beklenen ceviz sütü pazarının, 2035'te 2 milyar dolara ulaşması öngörülüyor. Laktoz intoleransı, vegan beslenme gibi eğilimler sayesinde bu pazarlar, Türkiye için de yeni fırsatlar sunsa da, ülkedeki üreticilerin mevcut sorunları aşması gerekiyor.
Çözüm: Cevizciler Birleşmeli
Tüm bu olumsuzluklara rağmen, üreticilerin kurduğu Ceviz Üreticileri Derneği (CevizÜD) ortak satın alma, yerli ceviz pazarlaması ve eğitim faaliyetleri gibi alanlarda başarılı çalışmalara imza atıyor. Dernek Başkanı Ömer Ergüder, ceviz sektörünün bireysel çabalarla ayakta kalamayacağını vurguluyor: "Don sigortası, enerji maliyeti, ithalat baskısı, ihracat teşviki, su yönetimi gibi sorunlar bir çiftçinin tek başına çözebileceği şeyler değil. Üreticinin 'birlik' haline gelmesi bir tercih değil, artık bir zorunluluktur."