Sözleşmesi yenilenmeyen mimar adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürdü
Başvurucu Halil İbrahim Er, 2014 yılında Şişli Belediyesi'nde sözleşmeli mimar olarak göreve başladı. 2016 yılında belediye başkan yardımcısının öldürülmesi olayıyla ilgili soruşturma kapsamında kısa süreli gözaltına alındıktan sonra serbest bırakıldı. Bu olaydan birkaç ay sonra belediye, "güvenilirlik ve liyakat yoksunluğu" gerekçesiyle sözleşmesini yenilemedi.
İstanbul 10. İdare Mahkemesi, 2017 yılında işlemin iptali ve mali hakların ödenmesi yönünde karar verdi. Ancak bu karar, Danıştay tarafından bozuldu. Yeniden görülen davada İstanbul Bölge İdare Mahkemesi, davacının hakkında devam eden ceza yargılamaları bulunduğu gerekçesiyle idarenin sözleşme yenilememe kararını hukuka uygun buldu.
AYM: Ceza dosyaları incelenmeden karar verilemez
Anayasa Mahkemesi, başvuruyu incelerken gerekçeli karar hakkına ilişkin önemli tespitlerde bulundu. Kararda, idare mahkemesinin yalnızca ceza davalarının "derdest" olduğunu belirtmekle yetindiği, ancak bu davalardaki olguları incelemeden karar verdiği vurgulandı.
Yüksek Mahkeme, "Ceza yargılamasına atıf yapılması yeterli olmayıp, olayın meydana geliş şekli, fiilin niteliği ve ağırlığı gibi olguların da değerlendirilmesi gerekir. Bu yapılmadığı için gerekçeli karar hakkı ihlal edilmiştir." ifadelerine yer verdi.
Masumiyet karinesine ihlal yok
Mahkeme, başvurucunun "henüz kesinleşmemiş davalar nedeniyle suçlu muamelesi gördüğü" iddiasını ise reddetti. Kararda, Bölge İdare Mahkemesi'nin başvurucuyu suçlu ilan etmediği, sadece dava süreçlerine değindiği belirtildi.
Yeniden yargılama yapılacak, tazminat talebi reddedildi
AYM, ihlalin giderilmesi için dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere İstanbul
Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesine gönderilmesine hükmetti. Başvurucunun
150 bin TL manevi tazminat talebi ise reddedildi.
Kararda, 32 bin 220 TL tutarındaki yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verildi.
Karşı oy
Üye Yılmaz Akçıl, çoğunluk kararına katılmadı. Akçıl, Bölge İdare Mahkemesi'nin
yeterli inceleme yaptığını ve davanın esasına ilişkin değerlendirmelerinin
yerinde olduğunu belirterek başvurunun "dayanaktan yoksun" olduğu görüşünü
savundu.