Anasayfa

TCMB Başkanı: Dezenflasyonda durma yok, yavaşlama var

TCMB Başkanı Fatih Karahan, 4. Enflasyon Raporu sunumu sonrası soruları yanıtladı. Karahan, döviz piyasasına yönelik alım satımların kurun yönünü etkilemek amaçlı olmadığını, aşırı oynaklıkları yönetmek ve sağlıklı fiyat oluşumunu desteklemek için yapıldığını belirtti. Enflasyon sürecine değinen Karahan, ekim verilerinin teyit ettiğini söyleyerek, "Dezenflasyonda durmadan ziyade aslında bir yavaşlama söz konusu" dedi.

Haber Giriş : 2025-11-07T16:50, Son Güncelleme 2025-11-07T16:55
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, yılın 4. Enflasyon Raporu'nun tanıtımı amacıyla İstanbul Finans Merkezi'ndeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Yerleşkesi'nde düzenlenen bilgilendirme toplantısında, Başkan Yardımcıları Hatice Karahan ve Osman Cevdet Akçay ile soruları yanıtladı.

Karahan, "Dolar tarafında sepet kalibrasyonu planlıyor musunuz? Yoksa ihracatçının rekabet koşullarının kur nedeniyle kötüleşmesi ihtimalini enflasyonu önceleyerek göz ardı etmeyi mi planlıyorsunuz?" şeklindeki soru üzerine, kurun yönünü etkilemeye yönelik bir alım ya da satışlarının söz konusu olmadığını bildirdi.

Genelde döviz piyasasındaki aşırı oynaklıkları yönetmek amacıyla alım ve satım yaptıklarını dile getiren Karahan, "Ülkemizde döviz piyasası çoğu zaman tek yönlü olabiliyor. Çoğu zaman alış yönünde, bazı günler satış yönünde... Bu da sağlıklı fiyat oluşumunu engellediği için genelde piyasanın karşı tarafına geçerek sağlıklı fiyat oluşumunu destekliyoruz. Aşırı oynaklıklara bu doğrultuda engel oluyoruz." diye konuştu.

Karahan, son 2 yılda nette alım yaptıklarını belirterek şöyle devam etti:

"Rekabetçilik tarafında belki şunu söylemek lazım, bir önceki toplantının da aslında tekrarı olacak ama görülüm çok değişmedi. İhracatın temel belirleyicisi, en önemli belirleyicisi dış talep. Ürettiğiniz ürüne talep olmadığında rekabetçiliğin tek başına bir anlamı olmuyor. Akademik çalışmalar da zaten bunu gösteriyor. Reel kurun etkisi çok daha sınırlı. Yurt dışı talep de bildiğiniz gibi çeşitli sebeplerden dolayı biraz zayıf seyrediyor. Önümüzdeki sene için bir miktar toparlanmayı görüyoruz ama yine de tarihsel ortalamaların oldukça altında, özellikle ihracat ağırlıklı büyümemize baktığımızda. İhracatımızın yarıya yakını, yüzde 49-50'lik kısmı avro cinsinden yapılıyor. Son dönemde avroda yaşanan artış da rekabetçilik açısından ihracat görünümümüzü destekleyen unsur. Üretici fiyatları son bir yılda yüzde 27, avro kuru yüzde 30 arttı. Dolar bunun biraz altında kalsa da ciddi bir rekabetçilik kaybına işaret etmiyor. 2025 yılında avro cinsinden rekabetçiliğin arttığını söyleyebiliriz."

- "Kur kaynaklı risklerin daha sınırlı olduğunu düşünüyorum"

TCMB Başkanı Karahan, 2 yıllık periyoda bakmaları halinde biraz daha nötr bir görünümün söz konusu olduğunu belirterek, bunun neticesinde ihracat performansında ve turizm gelirlerinde bir bozulma görmediklerini söyledi.

Karahan, "Dolayısıyla kur kaynaklı risklerin burada daha sınırlı olduğunu, sektörel bazda olduğunu düşünüyorum. 'Çünkü üretici fiyatları yüzde 27 arttı' derken sektörler arasında ciddi farklılık olduğunu not etmek gerekir. Bazı sektörlerde, emek yoğun sektörlerde özellikle ÜFE artışı biraz daha yüksek olabiliyor. Ama belli sektörlere has problemler üzerinden kur politikasını değiştirmeyi doğru bulmuyorum." ifadesini kullandı.

- "Tahmin ve hedeflerimizde yaşanan sapmaların kaynaklarını açıklayacağız"

Fatih Karahan, enflasyon beklentilerine ilişkin revizyonun 2026 sonu tahminini ne kadar yukarı yönlü etkilediğine ilişkin soruya karşılık, bir önceki enflasyon raporundan iletişim stratejilerinde değişikliğe gittiklerini anımsattı.

Ara hedef tahmin ayrımını getirirken ara hedefleri sabit tutacaklarını ve bunlara sadık kalacaklarını söylediklerini dile getiren Karahan, şöyle konuştu:

"Gelişmelere göre eğer içsel para politikası tepkisiyle düzeltilemeyecek durumdaysa tahminlerimizi revize edebileceğimizi söylemiştik. Ama bu iletişim stratejisinin bir parçası olarak da bahsettiğiniz sapmanın nedenlerini takip eden yılın ilk enflasyon raporunda açıklayacağımızı söylemiştik. Dolayısıyla sene sonu bittiğinde, 2025 sonu nihai enflasyonunu gördüğümüzde, önümüzdeki sene ilk enflasyon raporunda tahminimize ve hedefimize göre yaşanan sapmaların kaynaklarını şeffaf bir şekilde açıklayacağız."

- Enflasyonun tahminlerin üzerinde seyretmesinin nedenleri

TCMB Başkanı Karahan, dış şokların tahminlerini nasıl etkileyeceğine ilişkin soruya yanıt verirken, burada zirai don ve kuraklık kaynaklı gıda yönlü unsurların öne çıktığını, mayıs-haziran aylarında manşetin altında gelen gıda enflasyonunun takip eden aylarda hızlı arttığını söyledi.

Küresel ticarete dair belirsizliklerin, sermaye akımları, kur ve avro/dolar paritesi üzerinden ve çeşitli kaynaklardan enflasyon görünümünü etkileyebildiğini belirten Karahan, şunları ifade etti:

"Jeopolitik gerilimler, enerji fiyatları, genel olarak emtia fiyatları hem enerji hem de enerji dışı emtia fiyatlarını etkileyebiliyor. Yukarı yönlü burada da bir etki gördük. Onun dışında belki içsel olarak iki unsur, bunlardan bir tanesi beklentilerdeki iyileşmenin tahminimizden sınırlı kalması, bir diğeri de hizmet fiyatlarındaki katılığın devam etmesi. Hizmet fiyatları aslında yıllık bazda baktığımızda ciddi iyileşme gösteren bir kalem enflasyon anlamında. Fakat seviye hala çok yüksek. Çünkü geçmişe yönelik, geçmişe endeksli fiyatlama davranışı hala devam ediyor. O tam olarak kırılamadı. Bu iki unsurun da etkisiyle enflasyon, tahminlerimizin üzerinde seyrediyor. Yurt dışı faktörler nasıl etkiliyor dediğimizde genel olarak enerji fiyatlarını söylemek gerekir."

- "Dezenflasyonda durma yok"

Fatih Karahan, enflasyonda hedef ile tahminler arasında bir ayrışma olduğuna yönelik yorum ve "Burada bir öz eleştiri yapacak olsanız veya geriye dönüp sürece bakacak olsanız, indirim döngüsünde veya verdiğiniz diğer kararlarda bir hata yaptığınızı düşünüyor musunuz?" sorusuna karşılık, eylülde enflasyonun piyasa beklentilerinin oldukça üstünde geldiğini, bunun da çok karamsar bir hava oluşmasına sebep olduğunu söyledi.

Karahan, "Enflasyondaki iyileşmenin, dezenflasyon sürecinin durduğu yönünde oldukça karamsar bir hava oluştu piyasada. Aslında eylül ayı fiyat gelişmelerinin detaylarına baktığımızda bu daha çok gıda ve eğitim kaynaklıydı. Ana eğilim de tabii ki bir miktar bozulmuştu ama 'dezenflasyon durdu' dedirtecek seviyede değildi. Ekime geldiğimizde aylık bazda yüzde 2,55'lik bir enflasyon, mevsimsellikten arındırdığımızda yüzde 2,1 civarında bir aylık enflasyon verisi söz konusu." dedi.

Gıdanın ve giyim enflasyonunun veriyi yukarı çektiğini dile getiren Karahan, kira enflasyonundaki gidişatın olumlu olduğunu, hizmet enflasyonunun düşmeye devam edeceğini bildirdi.

Bununla birlikte yüzde 2 civarında bir katılığın olduğunu söyleyen Karahan, "Çünkü birçok ana eğilim göstergesine baktığınızda 2, 2,1 yani 2'nin sınırlı da olsa üstünde, o civarda bir yataya yakın seyir söz konusu. Bugün gösterdiğimiz trend enflasyon biraz daha olumlu ama genel olarak 2 civarında bir katılık olduğunu söyleyebiliriz. Dezenflasyonda durmadan ziyade aslında bir yavaşlama söz konusu. Ekim ayı olumlu olsa da bunu teyit ediyor."

- "(Sıkılaşma) Daha fazlası gerekirse bunu da yapmaya her zaman hazırız"

TCMB Başkanı Karahan, enflasyon görünümü bozulduğunda para politikasının tekrar kalibre edilmesi gerektiğini belirterek şu değerlendirmede bulundu:

"Bu da aslında faiz patikasının yukarı kayması demek. Bunu iki şekilde yapabilirsiniz. Bir tanesi faiz indirimlerine ara vermek ve bir süre durmak. Bu beklenen patikayı yukarı kaydırır. Bir diğer yolu da indirimlerin büyüklüğünü yani adım büyüklüğünü azaltmak. Bunlardan hangisinin doğru olduğu biraz daha o bozulmanın detaylarına ve şiddetine bağlı. Eylül ayı verisine baktığımızda ve ekim ayı için yaptığımız ön fiyat toplamaya baktığımızda, bu detaylarda durmayı gerektirecek bir bozulma görmedik. Ama yine de ikincil etkiler de olabileceği için önümüzdeki aylarda bunları da göz önünde bulundurarak, riskleri göz önünde bulundurarak adım büyüklüğünü küçülttük. Bu da daha önceki iletişimimizle tutarlı. Metnimizde adım büyüklüğüne yönelik bir ifade koymuştuk. Bu da enflasyon görüntüleri bozulma olursa bunu ilk olarak adım büyüklüğünü değiştirerek adresleyeceğimizi ifade eden bir cümleydi.

Nitekim baktığınızda da aslında piyasa fiyatlaması, mesela OAS eğrisinin ima ettiği 2026 yılı sonu faizi bir önceki enflasyon raporuna göre 2,5 puan yukarı kaydı. Piyasa katılımcılarının 2026 sonu faiz beklentisi 2 puan yukarı kaydı. Özetle, aslında para politikasında bir sıkılaşma yapmış olduk ya da bir yeniden kalibrasyon yapmış olduk. Tabii daha fazlası gerekirse bunu da yapmaya her zaman hazırız. Buna hazır olduğumuzu her zaman söylüyoruz. Bu içsel tepkiyi verdiğimizi ve vereceğimizi de göz önünde bulundurarak, 2026 hedeflerini de tahminlerini de güncellemedik."

- "Enflasyonda iki yönde de riskler her zaman mevcut"

Fatih Karahan, ABD'nin yaptırım kararı sonrası Türkiye'nin Rusya'dan indirimli petrol tedarik imkanını kaybeden ülkeler arasında olduğuna ve enflasyon açısından akaryakıt konusunda bir risk görüp görmediklerine dair soruya karşılık, enflasyonda iki yönde de risklerin her zaman mevcut olduğunu söyledi.

Karahan, "Dönem dönem yukarı yönlü riskler, aşağı yönlü risklere göre daha belirgin olabiliyor. Bu da bizim politika tasarımımızda dikkate aldığımız unsurlardan, politika kararlarını verirken dikkate aldığımız unsurlardan bir tanesi. Jeopolitik riskler genel olarak son dönemde öne çıkıyor risk olarak, bazen de gerçekleşiyor. Petrol ve enerji fiyatlarında genel olarak yukarı yönlü hareketler görüyoruz." dedi.

Tahminleri yaparken gelecek dönem piyasanın ima ettiği fiyatları göz önünde bulundurduklarını dile getiren Karahan, şunları kaydetti:

"Tabii bunlar üzerinde riskler olduğunu da oradaki ima edilen oynaklıklardan hesaba katıyoruz ve tahmin aralığını belirlerken bu tarz farklı gelişmeler olabileceğini de mümkün olduğunca hesaba katıyoruz. Son dönem, belirsizliklerin çok arttığı ve tahmin edilmesi zor olan bir dönemden geçtiğimizi not etmek gerekiyor. Dolayısıyla hiç beklenmeyen gelişmeler olması durumunda, bunu önümüzdeki dönemde tahmin ya da hedeflerimize, çok büyük olacak olursa, yansıtmamız gerekebilir. Ama şu anda piyasanın ima ettiği oynaklıklar içindeki gerçekleşebilecek fiyat patikalarını göz önünde bulundurarak bir tahmin aralığı oluşturmaya çalışıyoruz."

Çıktı açığının negatif seviyede ve genel olarak dezenflasyonist seviyede olduğunu destekleyen çok sayıda verinin mevcudiyetine dikkati çeken Karahan, burada bir belirsizliğin söz konusu olduğunu söyledi.

Karahan, "Benim temel baz aldığım görünüm talebin dezenflasyonist olduğu yönünde ve bunun önümüzdeki dönemde de ana eğilimi aşağı çekeceği yönünde ama bunun dışında eş güdümden bahsettiniz. Bu da tabii dönem dönem çok konuşuluyor ama bu doğrultuda son dönemde sayın bakanın yapmış olduğu açıklamalar oldukça kıymetli. Özellikle vergi güncellemelerinin ocak ayında yapılan güncellemelerin enflasyon hedefiyle uyumlu olacağı yönündeki açıklamalar oldukça kıymetli. Biz burada önümüzdeki sene için planımızı, projeksiyonlarımızı yaparken bu açıklamaları da göz önünde bulundurduk, bu da önemli." diye konuştu.

Beklenti tarafında sınırlı bir bozulmanın mevcut olduğuna işaret eden Karahan, üç kesimin de beklentilerine önem verdiklerini dile getirdi.

Karahan, en çok reel sektörün beklentilerine ağırlık verdiklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Hepsi önemli ama bir miktar reel sektör fiyat yapıcı olması anlamıyla daha önemli. Burada baktığımızda epey bir iyileşme gördük. Son bir senede reel sektör beklentileri 13 puan azaldı, bu önemli gelişme. Hanehalkı tarafında da 17-18 puan civarında yıllık bazda enflasyon beklentilerinde iyileşme var. Piyasa katılımcıları biraz daha önden düşmüştü. Şimdi orada biraz yataylaşma özellikle eylül verisi sonrasında mevcut. Orada da aslında sunumda bir kutudan bahsettik ama bu 'karamsar yanlılıkla' ilgili çalışma yaptık. Karamsar yanlılık şu demek, enflasyon verisi beklentilerinin üzerinde geldiğinde piyasa katılımcıları beklentilerini yukarı yönlü revize ediyorlar ama veriler beklentilerin altında geldiğinde yani aşağı yönlü sürpriz olduğunda aynı yönde güncelleme, aynı ölçüde en azından güncellemeyebiliyorlar, hatta hiç güncellemeyebiliyorlar. Bunu biz ölçtüğümüzde bu davranışın geçmişte çok yaygın olduğunu gördük bir-iki sene önce ama son dönemde çalışmalarımız bunun kaybolduğunu çok daha simetrik bir tepki olduğunu gösteriyor. Bu doğrultuda tabii ki eylül ve ağustos ayı da biraz beklentinin üstüne gelmişti. Bu iki ay neticesinde beklentilerin güncellenmesi yukarı yönlü mümkün."

Gelecek dönem enflasyondaki, ana eğilimdeki iyileşme tekrar ortaya çıkacak olursa biraz daha simetrik bir tepki olacağı için beklentilerin tekrar iyileşme eğilimine girmesinin mümkün olduğunu aktaran Karahan, "Burada tabii veri odaklı gidiyoruz. Bunu göz önünde bulunduruyoruz ama veriler geldikçe eğer attığımız adım yani para politikasında bahsettiğim kalibrasyon yeterli olmayacak olursa her türlü ileride başka adımları da atmaya hazırız." dedi.

- "Piyasa şartlarını bozmayacak şekilde bilançodaki tahvil oranının biraz daha yukarı seviyelere çekilmesi gerekiyor"

TCMB Başkanı Karahan, en son nisan ayında tahvil alımı yapıldığını, tahvil alımı yapılıp yapılmayacağı yönündeki bir soruya, nisan ayındaki tahvil alımının o dönemki piyasa koşulları nedeniyle sebebinin farklı olduğunu söyledi.

Karahan, genel olarak likidite yönetimi çerçevesinde açık piyasa işlemleri için portföyde yeteri kadar tahvil bulundurulması gerektiğini ifade etti.

Şu anda tahvil portföyünün 260 milyar TL civarında olduğunu ifade eden Karahan, "2028'e kadar 200 milyar TL'ye yakın bir tahvil portföyü, bizim portföydeki tahvilimiz itfa olacak. Dolayısıyla hiç alım yapmazsak burada açık piyasa işlemleri portföyümüzün oldukça yüksek bir oranını kaybetme durumu söz konusu. Bu nedenle bir kere önümüzdeki üç yıllık dönem içerisinde itfa olacak kıymetlerin yenilenmesi gerekiyor. Bir de kademeli olarak piyasa şartlarını bozmayacak şekilde bilançodaki tahvil oranının biraz daha yukarı seviyelere çekilmesi gerekiyor. Tabii burada planlamalarımızı yaparken piyasa koşullarını bozmayacak şekilde hareket edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Karahan, ekonomistler ve farklı sektör temsilcileriyle daha sık bir araya gelme isteklerinin olduğunu söyledi.

- "Kira enflasyonunda ciddi iyileşme var"

Fatih Karahan, ücret zamları konusunda belirleyici ve tavsiye veren bir konumda olmadıklarını kaydetti.

Kendileri için önemli olanın yüksek enflasyonun ücretleri reel olarak eritmesi olduğunu anlatan Karahan, "Bu nedenle de enflasyonla mücadele aslında düşük gelir gruplarının yaşam standartlarını iyileştirmesi ve genel refah seviyesinin artırılması açısından kritik öneme sahip. Bu çalışmaları, yaptığımız işi esas bu nedenle önemsiyoruz." dedi.

Kira konusunda birçok unsurun etkili olduğunu anlatan Karahan, şu ifadeleri kullandı:

"Tabii para politikasının kira enflasyonu üzerine etkisi var ama biraz daha sınırlı ve oldukça gecikmeli geliyor. Orada bir geriye endeksleme davranışı olduğu için enflasyon düştükçe bir sonraki yıl kiralar yenilenirken daha düşük bir orandan yenileniyor. Bu da oradaki iyileşmenin çok sınırlı kalmasına sebep oluyor. Sınır derken şöyle, geçen sene ekim ayında yüzde 113'lük bir kira enflasyonu vardı. Şu anda bu yüzde 66'ya inmiş durumda. Ne taraftan yaklaştığınıza bağlı. Yüzde 66 çok yüksek, manşet enflasyonun iki katından bile yüksek ama bir önceki seneye göre de ciddi bir iyileşme var. Burada yapısal unsurlar öne çıkıyor. Fiyatlama davranışları bozuk. Bir de özellikle büyük şehirler bazında arz-talep dengesinde dengesizlik var. Tabii deprem gibi unsurlar burada öne çıkıyor. Bunların giderilmesi gerekiyor. Bunlara yönelik adımlar atılırsa burada daha hızlı iyileşme olabilir. Kira fiyatlarını belirlerken bir unsur da tabii ki enflasyon beklentileri özellikle hanehalkı enflasyon beklentilerinin yüksek olması da burada rol oynuyor. Biz mümkün olduğu kadar tüm iletişim kanallarını aktif kullanarak burada dezenflasyon konusunda kararlılık mesajımızı etkili şekilde vermeye çalışıyoruz."

- "Yastık altı altın stoku tahminlere göre 400-500 milyar dolar"

Karahan, "faiz gelirinin servet etkisi olduğuna inanıyor musunuz?" sorusuna yönelik, geçmiş enflasyonist dönemde, mevcut dönemde de hanehalkının servet kompozisyonunda ciddi bir değişim olduğunu belirtti.

Burada hanehalkının finansal varlıklarının milli gelire oranının düştüğünü, konut ve altının payı arttığını aktaran Karahan, bu konuyla ilgili daha önce bir kutu yayımladıklarını anımsattı.

Karahan, şöyle konuştu:

"Dolayısıyla burada servet etkisi varsa, temel olarak, bu konut fiyatlarından ya da altından geliyor. Konut fiyatları bir süredir buradaki fiyat artışları enflasyonun altında. Dolayısıyla reel olarak değer kaybettiği için burada bir servet etkisinden söz etmek mümkün değil. Hatta sınırlı da olsa bir miktar talep yönetimine katkıda bulunuyor diyebiliriz ama altın konusunda özellikle yastık altı altın stoku tahminlere göre 400-500 milyar dolar aralığında. Burada bizim tahminlerimizde böyle çeşitli yurt dışı farklı kurumlarında tahminleri benzer boyutlarda. Tabii bu yaşanan fiyat artışının illaki bir servet etkisi oluyor. Yani çok basit bir hesaba göre 100 milyar dolar ya da daha fazla bir servet etkisi olması söz konusu. Bu da talep yönetimi zorlaştıran unsurlardan bir tanesi."

Faiz tarafına da dikkat çeken Karahan, "Faizi alan olduğu gibi veren de var. Dolayısıyla burada aslında bunu ölçmek için belki de bankacılık kesiminin ödediği net faize bakmak gerekiyor. Son bir yılda bankacılık kesiminin ödediği mevduat faiziyle aldığı kredi faizi arasındaki o gelirle ödediği faiz arasındaki fark çok sınırlı, sıfıra yakın. Dolayısıyla bunun tüketim harcamalarını ciddi olarak artıran bir unsur olarak öne çıkmasını ben çok makul bulmuyorum." diye konuştu.

2026 yılında Para Politikası Kurulu (PPK) metinlerinin değişip değişmeyeceğine yönelik soru üzerine TCMB Başkanı Karahan, metindeki değişikliği verilere göre yaptıklarını söyledi.

Karahan, "Enflasyon görünümü, bunun gerektirdiği kararlar ve önümüzdeki dönemde gerektirebileceği kararları önceden sinyallemek adına ya da kararımızın gerekçelerini anlatmak adına metinde değişiklik yapabiliyoruz. Görüş ayrılıkları ve çekince belirtme hususlarında, bu tarz bir çalışmamız yok ama bugüne kadar aldığımız bütün kararları oy birliğiyle aldığımızı ifade etmek isterim." diye konuştu.

TCMB Başkan Yardımcısı Akçay'ın emekliliği konusundaki soru üzerine Karahan, "Kurul üyelerinin atanma şartları ve görev süreleri yasalarla belirleniyor. Bizim böyle bir atama yetkimiz söz konusu değil. Görevlendirme süreçlerimiz kanun ve yönetmeliklerle belirleniyor. Burada Cevdet Bey'in süresi nisan ayında yaş haddinden dolayı dolacak. Bu konudaki tasarruf bizim dışımızda." cevabını verdi.

- "Önümüzdeki sene eğitim enflasyonunda daha hızlı bir ilerleme kaydedebiliriz"

TCMB Başkanı Karahan, eğitimdeki fiyat artışlarının gelecek yıldaki olası seyrine yönelik soruyu şöyle yanıtladı:

"Özel okul ücreti artışlarında 12 aylık ortalama, tüketici ve üretici yurt içi fiyat artışlarına bakılarak yapılıyordu. Bu da son 24 ayın enflasyon verilerini göz önünde bulundurmak demek çünkü son 12 ayın ortalama enflasyonu dediğinizde, 24 ay aslında geri gitmiş oluyorsunuz. Enflasyonun çok yüksek olduğu dönemler vardı. Bunu da dikkate almış oluyorsunuz bugünkü fiyatları belirlerken. Bu da ataleti yüksek kılan unsurlardan bir tanesiydi. Son yapılan değişiklikle burada ortalama enflasyon yerine cari yıl sonu fiyat artışına bakılacak. Son 12 ayın etkisini içeren verilere bakılacak. Bu, ataleti kırması açısında oldukça önemli. Bir de bu gerçekleşen enflasyon oranının üzerine eklenebilecek maktu bir artış vardı 5 puanlık, maktu yerine oransal bir mekanizmaya geçildi. Bu iki gelişme de oldukça olumlu. Önümüzdeki sene eğitim enflasyonunda daha hızlı bir ilerleme kaydedebiliriz."

- "(Bütçe açığının azalması) Bunun gerçekleşmesi halinde bu da dezenflasyon sürecine destek verecektir"

TCMB Başkanı Karahan, kamu harcamaları ve vergi politikalarının enflasyona etkilerine dair soruyu yanıtlarken enflasyonun düşürülmesinde para ve maliye politikalarındaki eş güdümün önemini vurguladı.

Bu eş güdümün birkaç boyutunun bulunduğuna dikkati çeken Karahan, "Bunlardan biri, yönetilen ve yönlendirilen fiyatların belirlenmesi. Ocak ayında yapılacak vergi düzenlemelerinin beklenen enflasyona göre yapılacağına dair çalışmalar yapıldığı açıklamaları, bizim için oldukça önemli. Bütçe açığının yüksek olması da enflasyonist olabiliyor. Burada da OVP'deki makroekonomik görünümü esas alıyoruz. Buraya baktığımızda da 2026 ve 2027 yıllarında azalan bir bütçe açığı söz konusu. Bunun gerçekleşmesi halinde bu da dezenflasyon sürecine destek verecektir." diye konuştu.

Nakit paranın dolaşımı ve geleceğine ilişkin soru üzerine Karahan, şunları kaydetti:

"Nakit kullanımıyla ilgili daha önce de açıklamalarımız olmuştu. Bu kararları verirken bir taraftan teknik ihtiyaca bakıyoruz ama bir taraftan da mevcut durumun sebep olduğu kayıt dışılıktan kayıt içiliğe geçişten de aslında mutluluk duyuyoruz. Mevcut durumda kayıt dışılık azaldıkça bu, verilere de yansıyor. En basiti, kartla yapılan harcamalar verisinde görüyoruz. Nakitten çok kartla ödemeler yapıldığı için kartla yapılan harcamalar, talep görünümünü olduğundan yüksek gösterebiliyor.

Bir diğer unsur, kredi büyümesiyle ilgili. Kredi büyümesinin önemli bir kısmı kredi kartları kaynaklı. Buradaki kullanımın hepsini bireysel kredi olarak değerlendirmek sağlıklı değil çünkü bunların çok büyük bir kısmı aslında faize maruz kalmıyor ödeme döneminde ödendiği için. Sadece ödeme alışkanlığındaki bir değişime işaret ediyor."

Anadolu Ajansı