Anasayfa

Ayasofya'daki o vinçlerin sırrı açıklandı: '25 metreden sonra mecbur kaldık'

Ayasofya-i Kebir Camisi'nin ana kubbesindeki tarihi güçlendirme çalışmaları sırasında cami içinde görüntülenen iş makineleri ve vinçlere ilişkin Ayasofya Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ahmet Güleç'ten açıklama geldi. Güleç, 25 metreden sonra küçük vinçlerle çalışılamaz hale gelindiğini belirterek, "Vinçleri içeri almak durumunda kaldık" dedi.

Haber Giriş : 2025-11-24T15:55, Son Güncelleme 2025-11-24T15:57

Ayasofya Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ahmet Güleç, Ayasofya-i Kebir Camisi'nde gerçekleştirilen güçlendirme ve restorasyon çalışmaları esnasında görüntülenen vinçlere ilişkin açıklamalarda bulundu.

Yapılan analiz ve incelemeler neticesinde Ayasofya'nın ana kubbesinde güçlendirme ihtiyacı olduğunun belirlenmesinin ardından Bilim Kurulu'nun denetimi ile uygulama süreçlerine başlandı.

Tarihinin en geniş ve kapsamlı restorasyon sürecine alınan kubbe, depreme karşı daha dayanıklı hale getirilecek ve yapının özgün hali titizlikle korunacak.

"İskelelerin kurulması için içeriye birtakım cihazların da girmesi lazım"

Çalışmalar esnasında cami içerisinde görüntülenen araçlara ilişkin basın mensuplarına açıklamada bulunan Ayasofya Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ahmet Güleç, açığa çıkan bir yanlış anlaşılmayı düzeltmek üzere basın toplantısını gerçekleştirdiklerini belirterek, "Ayasofya'nın içinde yaptığımız platformu görüyorsunuz. İskelelerin kurulması için içeriye birtakım cihazların da girmesi lazım. Bunlar ağır iskeleler. Burada yapılsaydı eğer kaynak ve benzeri işlemlerden dolayı daha tehlikeli bir durum olacaktı. Onun için dışarıda hazırlanıp bloklar halinde buraya geliyor ve yerlerine yerleştiriliyor." dedi.

Şimdiye kadar 20-25 metreye kadar küçük vinçle çalıştıklarını aktaran Güleç, "Bunlarda herhangi bir sorun olmadı. Ama 25 metreden sonra artık onlarla çalışamaz hale gelince vinçleri içeri almak durumunda kaldık. Şu anda 27 metredeyiz. Üstünde bulunduğumuz platform bu vinçleri taşıyacak durumda. Bunu hazırlamak üzere bilim kurulunda çok tartıştık. Vinçlerin içeri girmesi nasıl olur, girmesini nasıl yapabiliriz diye. Son çözüm olarak bu platformun oluşturulmasını sağladık." ifadelerini kullandı.

"Bu uygulamaları yapmak zorunda kaldık"

Ahmet Güleç, platformun en altında mermer döşemelerin yer aldığını aktararak, şu bilgileri verdi:

"Onun üstünde geotekstil dediğimiz nefes alabilir bir kumaşımız var. Genellikle bunlar jeolojide, yol gibi yerlerde kullanılıyor. Biz bunları kazılarda çok kullanıyoruz. Onun üstüne keçe konuldu ve keçenin üstüne de Yaklaşık 10 santimetre yüksekliğinde kum serildi. Onun üstüne de tekrar kontraplaklar yerleştirildi. Bu kontrplakların üstüne de ahşaptan gördüğünüz platform oluşturuldu. En üstte de metal baklava levhalar konarak burada metrekarede yaklaşık 30 ton yükü taşıyabilecek bir platform oluşturuldu. Şu anda bizim buradaki vincimizin maksimum bastığı yani herhangi bir parçayı alıp, yukarı ilettiği zamanki maksimum yük 6 ton civarında. Dolayısıyla normal taşıma gücünün beşte, altıda biri."

Çalışmaların, ayakların ve yukarıya gelecek diğer taşıyıcı sistemlerin kurulması için mecburen yapılan bir uygulama olduğunu ifade eden Güleç, "Çok uzun sürmeyecek. Arkadaşlarımız bu yılbaşına kadar buranın platformunu kurmuş olacak. Belki üst örtüyü de kuracak. Yani bu ayaklar aslında bakanımızın nisan ayında açıkladığı üst örtüyü geçici korumak üzere kurulacak örtünün ayakları aynı zamanda. Böylece yaza doğru, yani nisan ayında çalışmaya başlayacağımızı düşünüyoruz. Kubbenin kurşun örtüsü açıldığında onun dış iklimlerden korunmasını sağlayacak örtü için bu elzem bir durum haline geldiğinden bu uygulamaları yapmak zorunda kaldık." diye konuştu.

"Vinçlerin girmesi bilgimiz dahilinde"

Prof. Dr. Ahmet Güleç, güçlendirme çalışması sırasında herhangi bir şekilde yapının zarar görmemesi için bu uygulamayı yaptıklarını söyleyerek, şunları kaydetti:

"Yaz yağışları çok şiddetli oluyor. Bugün de gördüğünüz gibi şiddetli bir yağış oldu. Böyle bir durumda eğer bizim kubbemiz dışarıdan ıslanırsa onu telafi etmek çok zor olacak. Ona engel olmak için geçici bir örtü oluşturuluyor. Böylece kurşunlar söküldüğünde ve daha önce de bahsetmiştik röportajlarda, kubbenin üst kısmında birçok moloz, döküntü gibi şeyler, oradan indirilmek yerine oralarda kullanılmış. Böylece kubbenin dış kısmı ağır bir yük halinde bulunuyor. Onların temizlenmesi ve oranın daha sağlıklı hale getirilmesi, daha sonra da beklenen depreme karşı güçlendirilmesi için yapılacak uygulamalarda bu kubbemizi koruyacak bir iskele ve üst örtü sistemi.

Bu vinçlerin girmesi bilgimiz dahilinde. Burada gördüğünüz gibi panolarımız var. Panolarda da buna benzer şeyler detaylı olmamak üzere belirtiliyor. Yani içerideki iskele ne amaçla, nasıl kuruluyor bununla ilgili bilgiler var. Belki arkadaşlarımız artık bu vinçlerle ilgili bir pano da hazırlar. Böylece daha bilgilendirici olur. Bizim de bu bilgileri basına, kamuoyuna eksik bildirmiş olmamızdan da kaynaklanıyor ama bu yine de arkadaşlarımız bu panoları okusaydı ve ondan sonra bu tür yayınlar yapılsaydı daha iyi olurdu."

İş makinelerinin platformlar kuruluncaya kadar içerde kalacağına işaret eden Güleç, "Yıl sonuna doğru biter işleri ve çıkarlar ama yerdeki platformumuz kalacak çünkü bir de bunun söküm zamanı var. Bunun bir önemi de dışarıda uygulama yaparken iç kısımdaki mozaiklerin korunması. Mozaiklerde olabilecek herhangi bir şeye anında müdahale etmek için içeride de bir yürüyüş platformu oluşturulacak. Burada gördüğünüz şu ayakta bir asansör oluşturulacak yukarı çıkıp inmeler için. Bunlar, kubbe dışında yapacağımız uygulamalar için muhakkak gerekli uygulamalar. O yüzden bunu yapıyoruz." diye konuştu.

Ayasofya'daki güçlendirme çalışmaları

Kültür ve Turizm Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, yaklaşık 15 asırdır ayakta olan, 3 kere yıkıma uğrayıp yeniden ayağa kalkan Ayasofya-i Kebir Camisi'nin gelecek nesillere en doğru ve sağlam şekilde aktarılması için başlatılan çalışmalar Vakıflar Genel Müdürlüğü yönetiminde sürdürülüyor.

Camide 2023'te başlayan ikinci etap restorasyon çalışmaları kapsamında, Ayasofya'nın deprem güvenliğinin sağlanması amacıyla ana kubbede dış yüzeyde kurşun kaplamalar yenilenirken, bu süreçte yapının mevsimsel koşullardan etkilenmemesi ve iç yüzeydeki mozaiklerin zarar görmemesi için kubbe yüzeyinin geçici çelik konstrüksiyon ile kapatılmasına Bilim Heyeti ve Koruma Kurulu tarafından karar verildi.

Bu doğrultuda geçici çelik konstrüksiyonu taşıyacak 43,5 metre yüksekliğinde 4 ana kolonun cami içinde ibadeti engellemeyecek şekilde inşasına bilim kurulunca karar verildi. 43,5 metre yükseklikteki sistemin kurulumu ve çelik malzemelerin taşınması için iş makinesi kullanımı gerekliliği tespit edilince, yapının batı yönünden itibaren bir giriş güzergahı oluşturulmasına karar verildi. Bu kapsamda oluşabilecek sabit ve hareketli yüklerin statik hesapları, zeminlerde yükleme testi, zemin sınıfı testi ve georadar taramaları yapıldı.

Tespitler sonrası, zemin taşıma kapasitesi metrekare başına 25 ton olarak hesaplandı ve koruma amaçlı olarak metrekare başına 30 ton taşıma kapasiteli sistem inşa edildi. Çalışmada kullanacak araçlar da buna göre belirlendi.

Çalışmalarda kullanılması planlanan 45 ton ağırlığındaki en büyük aracın metrekareye düşen ağırlığı 6 ton olarak tespit edildi. Hazırlanan özel zemin, en ağır aracın ağırlığını güvenle taşıyacak kapasitede.

Yaklaşık bir yıl süren hazırlık çalışmalarının ardından projeler oluşturuldu, Bilim Heyeti ve Koruma Kurulu kararları alınarak uygulamalara başlandı.

Caminin batı avlusu girişinden cami harim bölümü girişine kadar tüm zeminde statik hesaplara uygun, bahçe ve iç-dış narteks bölümlerinde prekastlar ve ahşap elemanlar ile desteklenen çelik platform yapıldı. Bu sayede hem mermer zeminlerin korunması sağlandı hem de alan araç girişi için uygun hale getirildi.

Caminin harim bölümünde öncelikli olarak mevcut mermer zeminin belgelemeleri yapıldı, mermer döşemelerin yatak harcının kontrolü sağlandı. Ardından iç mekanda georadar tarama ve zemin sınıfı testi yapıldı.

Yapılan ön çalışmaların ardından iş makinelerinin hareket edeceği tüm alanda hem yükün yayılmasını hem de mermer döşemelerin korunmasını sağlayacak çok katmanlı geçici döşeme sistemi yapıldı.

Ayasofya'nın özgün mermer zemininin zarar görmemesi için sırasıyla buhar geçişine izin veren örtü, keçe, kum, 18 milimetre kontra, 10x10 santimetre ahşap karkas, karkaslar arasına xps levha, karkaslar üzerine sesi önleyen şilte ve en üst katmana da baklava sac uygulanarak zeminin tamamen korunması sağlandı. Çalışmalar sırasında iş makinelerinin egzoz dumanının yayılmaması için de duman emici makineler kullanılıyor.

Anadolu Ajansı