Anasayfa

Erdoğan'dan babalara çağrı: Eşlerinize destek olun!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü'ne özel düzenlenen etkinlikte, "Dijital dünyadan doğan tehditler artarken çocuklara kol kanat germek sadece annelerin değil babaların da birincil görevidir. Hayatı paylaştığımız eşlerimize daha fazla destek olmamız gerekiyor. Babalardan eşlerine daha fazla yardımcı olmalarını, daha fazla yük almalarını istirham ediyorum." ifadelerini kullandı.

Haber Giriş : 2025-11-25T20:05, Son Güncelleme 2025-11-25T20:06
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü" programına katıldı.

"Bugün burada şiddet sebebiyle hayat yolculukları kesintiye uğramış, zorluklarla karşılaşmış, çoğu zaman gözyaşını içine akıtmış, derdini içine atmak zorunda kalmış tüm kadınlarla güçlü dayanışmamızı göstermek amacıyla bir aradayız." ifadesini kullanan Erdoğan, öncelikle kadına yönelik şiddet eylemlerinde hayatlarını kaybedenlere rahmet diledi.

Erdoğan, aynı şekilde şiddete uğramış, yaşadığı travmalar sebebiyle sıkıntı çekmiş, kadınlık onuru incinmiş tüm kadınlara "geçmiş olsun" dileklerini iletti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

"Gerek Türkiye Cumhurbaşkanı, gerekse iki kız evladı babası olarak, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kadına ve çocuğa yönelik şiddetle mücadelede en ön safta yer alacağımın bilinmesini isterim. Eşref-i mahlukat olan insana, hele hele kadına ve çocuğa karşı şiddet, bir insanlık suçudur, insanlığa ihanettir. Kadına el kaldıranın eli de vicdanı da kararmıştır. Akıl, vicdan, ahlak ve izan sahibi hiçbir erkeğin de anne, eş, kardeş, evlat olarak hayatı paylaştığı kadınlara karşı menfi bir tutum içinde olması düşünülemez.

Önce insan diyen, devlet felsefesinin temeline insanı yerleştiren, özellikle de cenneti annelerin ayakları altına seren bir inancın mensupları olarak böylesi bir tavır zaten bize yakışmaz. Bu konuda siyasi hayatım boyunca büyük bir hassasiyet ve kararlılık içinde oldum. İnşallah bundan geri adım atmayacağız."

Kadınların da kendi meselelerine daha fazla sahip çıktığını memnuniyetle müşahede ettiklerini belirten Erdoğan, her türlü şiddetin mağduru olan kadınların itirazlarını yükselttikçe değişimin çok daha hızlı gerçekleşeceğini kaydetti.

Erdoğan, "Sizler bu şekilde sağlam ve dirayetli durdukça biz de sizden aldığımız güç, cesaret ve ilhamla çok daha ileri adımlar atmayı sürdüreceğiz." dedi.

"Avrupa ülkelerine göre biz çok çok ilerideyiz"

Kadına ve çocuğa şiddet sorununu rakamlar veya istatistikler üzerinden konuşmayı doğru bulmadığını ifade eden Erdoğan, "Bunun sebebi Türkiye'nin bu meselede başkalarına kıyasla daha kötü bir durumda olması değildir. Tam tersine Avrupa ülkelerine göre biz çok çok ilerideyiz. Bize örnek gösterilen Avrupa ülkelerinin yapmadığı, yapamadığı önleyici ve koruyucu düzenlemeleri hayata geçirmiş bir ülkeyiz." diye konuştu.

Son 23 yılda kadınlarla birlikte verdikleri mücadele sayesinde bu alanda büyük paradigma değişimine imza attıklarını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Burada mesele asla istatistikler veya istatistiki oranlar değildir, burada esas mesele candır, yaratılmışların en şereflisi olan insandır. Merhum Neşet Ertaş'ın 'Kadınlar insandır, biz insanoğlu.' dediği o yüce ruhtur. Tek bir hanım kardeşimiz bile şiddete uğruyor, şiddet kurbanı oluyorsa, bu bizim için küçük kıyametin koptuğunun habercisidir. Gazetelerde okuduğumuz, haberlerde seyrettiğimiz her bir şiddet olayının aslında yarım kalmış bir insan hikayesine, öksüz kalmış bir çocuğa, evlat acısı hiç dinmeyen anne babaya, sönüp giden hayallere tekabül ettiğini aklımızdan bir an olsun çıkaramayız.

Tek bir kayıp bile çoktur. Hepimiz adına hüzün vericidir. İstatistikler arasında kaybolmasına müsaade edilmeyecek kadar değerlidir. Biz meseleye bu zaviyeden, yani tamamen insan merkezli bakıyoruz. Kadına yönelik şiddetle mücadelede elde ettiğimiz tüm başarılara rağmen şiddeti sıfırlayamamanın üzüntüsünü her müessif olayda hissediyoruz."

Dünyada her gün binlerce insanın bilhassa kadın ve çocukların farklı sebeplerle fiziki ya da psikolojik şiddete uğradığına dikkati çeken Erdoğan, Avrupa'da her yıl 2 bin 300 kadının, eşleri veya eski eşleri tarafından acımasızca öldürüldüğünü, çatışma ve savaşların yükünü de en fazla kadın ve çocukların çektiğini kaydetti.

"Üzüntü ve utanç verici bir çifte standartla karşı karşıyayız"

İsrail'in son iki yılda Gazze'de katlettiği çocukların sayısının 20 binin üzerinde olduğunu hatırlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Gazze soykırımında şehit olan 70 bin Filistinlinin üçte ikisini maalesef kadın ve çocuklar oluşturuyor. Bunlar vicdan sahipleri için ürkütücü rakamlardır. İnsanlıktan nasibini almış bir kimse bu trajedilere kayıtsız kalamaz. Hal böyleyken uzun, üzüntü ve utanç verici bir çifte standartla karşı karşıyayız. Gazzeli kadınlara yönelik barbarlık, son iki yılda şahit olduğumuz üzere hak ettiği tepkiyi görmedi. Failin ve mağdurun kimliği, verilecek tepkinin dozunu burada da belirledi. İsrail'in üzerinde ne yazık ki işlediği cinayetlerin vahametiyle orantılı bir baskı kurulmadı.

Bunun vicdanlarda açtığı yarayı en iyi, şu an bu salonda bulunan Gazzeli kardeşlerimiz biliyor. Burada çok açık ve net söylüyorum. Tepkilerinin ölçüsünü mağdurlar ve faillerin kimliklerine göre ayarlayanlar, o suçu işleyenler kadar zulme ve adaletsizliğe ortak olmuşlardır."

Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, kadına ve çocuğa şiddeti belli bir bölgeye, ülkeye, topluma mal eden yaklaşımların sorunun çözümüne değil, kronikleşmesine sebep olduğunu belirtti.

Aynı çevrelerin Gazzeli kadınları görmedikleri gibi bugün popüler kültürün mağdur ettiği kadınları, kapitalist sistemin vahşi dişlileri arasında ezilen kadınları, moda sektörünün metalaştırdığı kadınları da görmezden geldiğine dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Oysa kadınların can, mal ve onuruna yönelik her saldırı, amasız, fakatsız karşı durulması gereken insanlık dışı bir eylemdir. Bunlarla mücadele etmek de insan olarak birbirimize karşı görevimizdir. Kadına şiddet gibi özünde insani bir meselenin ideolojik kavgalara meze yapılmasını, mevzi savaşlarına alet edilmesini bizler tasvip etmiyoruz. Gazze soykırımının bu konuda küresel düzeyde bir öz eleştiriye vesile olmasını diliyorum. Biz, Türkiye olarak ülkemizde olduğu gibi dünyada da kalıpları zorlamaya, ezberleri değiştirmeye, konformistlerin rahatını bozmaya devam edeceğiz. Kardeşlerim unutmayın; zalimin de mazlumun da kimliğine bakmadan hakkı savunacak, hakikatleri her platformda gür bir sedayla haykıracağız. Bir kardeşiniz olarak sizlere sesleniyorum. Türkiye bugüne kadar hep yanınızda oldu, inşallah hep yanınızda olacağız. Buradaki kardeşlerimin şahsında, Gazze'nin cefakar, fedakar ve her biri direniş abidesi olan cesur kadınlarını bir kez daha saygıyla selamlıyor, şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum."

"Eğer kadın huzurluysa o ailede huzur vardır"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplumun temeli olan ailenin de sosyal hayatın da kilit taşının kadın olduğunu vurguladı.

Kadın mutluysa ailenin de mutlu olacağına dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi:

"Eğer kadın huzurluysa o ailede huzur vardır. Kadına yönelik şiddet en başta aileye, ailenin huzuruna, mutluluğuna, geleceğine vurulmuş menfur bir darbedir. Şurası bir gerçek ki bizim kültürümüzde aile mahremiyeti olan bir yapıdır. İşte bu yılı, Aile Yılı olarak ilan ettik. Bir evin giriş veya bahçe kapısından ötesi kişinin mahremi olarak görülür. Ama zulüm varsa, haksızlık varsa, şayet kadına ve çocuğa yönelik şiddet söz konusuysa burada artık aile mahremiyetinden söz edilemez. Çünkü şiddet kişiyle sınırlı bir hadise değildir. Şiddet, tüm toplumu ilgilendiren, tüm toplumu enfekte eden bir meseledir. Müdahale edilmeyen her şiddet olayı toplumda mayalanıyor, zamanla büyüyor, maalesef başka insanlara da sirayet ediyor. Şiddetin olumsuz etkilerine özellikle çocuklarda daha fazla şahit oluyoruz. Erken yaşlardan itibaren şiddetle karşılaşan, şiddete maruz kalan çocuklar daha sonradan meselelerini şiddetle çözmeye meyyal oluyor. Bu tür sorunları engellemenin yolu, sevginin, saygının, hoşgörünün ve dayanışmanın sembolü olan aile kurumuna sahip çıkmaktan geçiyor. Aileye sahip çıkmak ise tüm bireylerin içinde huzur bulduğu güvenli bir çatı inşa etmek demektir. Aileyi başta çocuklar olmak üzere herkesin yuvası haline getirebildiğimiz ölçüde koruyabilir, yaşatabilir, istikbale güvenle taşıyabiliriz. Değilse zaten ağır saldırı altındaki ailenin zemin kaybetmesine mani olamayız."

Kadın ile erkek arasındaki rol dağılımı

Erdoğan, şehir hayatının sıkıntıları ve zorluklarıyla birlikte ailenin omuzlarına binen yükün de arttığını dile getirdi.

Bu yükün sağlıklı bir şekilde taşınabilmesi için kadın ile erkek arasındaki rol dağılımının adaletli yapılmasının şart olduğunu vurgulayan Erdoğan, kadınların çalışma hayatında daha fazla yer aldığı bir tabloda eski alışkanlıkların, eski davranış kalıplarının aynen devam etmesinin beklenemeyeceğini belirtti.

Babalardan, eşlerine yardımcı olmalarını istedi

Erdoğan, bilhassa çocukların eğitimi ve yetiştirilmesinde annenin yanı sıra babalara da önemli sorumluluklar düştüğüne inandığını dile getirerek, şunları kaydetti:

"Herhalde babalar alınmıyor değil mi? Dijital dünyadan doğan tehditler giderek artarken çocuklara kol kanat germek sadece annelerin değil babaların da birincil görevidir. Bu konuda geçen hafta yaptığım çağrıyı bugün tekrarlıyorum. Hayatı paylaştığımız eşlerimize daha fazla destek olmamız gerekiyor. Evlat sahibi tüm babalarımızdan eşlerine daha fazla yardımcı olmalarını, özellikle çocuklarının eğitimi ve yetiştirilmesi noktasında daha fazla yük almalarını, ellerini taşın altına daha fazla koymalarını istirham ediyorum."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin son 23 yılda şiddet meselesi başta olmak üzere kadınların hak ve hukukunun teslimi konusunda gösterdiği başarının ortada olduğunu söyledi.

"Sıfır tolerans" yaklaşımıyla kadına ve çocuğa yönelik şiddetle etkin bir şekilde mücadele ettiklerini anlatan Erdoğan, iş hayatından siyasete, akademiden bürokrasiye her alanda kadınları güçlendirmenin gayretinde olduklarını belirtti.

Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, 2002'de kadınların iş gücüne katılım oranının yüzde 27,9 olduğunu anımsattı.

Bu yılın Eylül ayı itibarıyla bu rakamın yüzde 35,7'ye yükseldiğinin bilgisini veren Erdoğan, şöyle konuştu:

"Aynı dönemde kadın istihdam oranı ise yüzde 25,3'ten yüzde 31,8'e çıktı. 2002 Genel Seçimlerinde kadın milletvekillerinin sayısı 24, kadın temsil oranı ise sadece yüzde 4,4'tü. 2023 Mayıs Seçimleriyle kadın milletvekillerinin sayısı 119'a, temsil oranı ise 5 kat artarak yüzde 19,83'e yükseldi. Kadın kamu çalışanlarının oranı ise ciddi artış gösterdi, 2024 yılı itibarıyla yüzde 43,46'ya ulaştı. Bu başarıların altına imzalarını atan tüm hanım kardeşlerimizi, şahsım ve milletim adına yürekten tebrik ediyorum. Elbette sadece bunlarla sınırlı kalmadık. 2005'te Türk Ceza Kanunu'nda yaptığımız değişiklikle kadına yönelik şiddetin engellenmesinde kritik bir eşiği aştık."

Erdoğan, 2012'de 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'u yürürlüğe koyduklarını hatırlatarak, yine aynı yıl nüfusu 100 bini geçen belediyelere konukevi açma zorunluluğunu getirdiklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"2014'te Ceza Kanunu'muzda yapılan düzenlemeyle cinsel suçlara yönelik cezaları artırdık. 2020'de 6284 Sayılı Kanun kapsamında ihtisas mahkemelerini kurduk. 2021 ve 2022'de kadına karşı işlenen suçların cezalarını artırmak suretiyle caydırıcılığı güçlendirdik. 2023'te yayımladığımız Cumhurbaşkanlığı Genelgesiyle bu konudaki kararlılık ve hassasiyetimizi yeniden vurguladık. Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerimizin sayısını 86'ya çıkardık. Bakanlığımıza bağlı 112 kadın konukevimiz 81 ilimizde hizmet veriyor. Sayısını 432'ye çıkardığımız Sosyal Hizmet Merkezi Şiddetle Mücadele İrtibat Noktaları ile koruyucu ve önleyici hizmetlerimizi ulaşılabilir kıldık."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Alo 183" hattıyla herhangi bir şiddet riskiyle karşılaşan kadınların 7 gün 24 saat esasıyla yanlarında olmayı sürdürdüklerini dile getirdi.

Kadın Destek Uygulamasının da (KADES) kadınların hizmetinde olduğunu belirten Erdoğan, "Birincil önleme faaliyetleri kapsamında şiddetin henüz ortaya çıkmadan bertaraf edilebilmesi amacıyla 6,8 milyon kişiye eğitim verdik. Bütün bunların kıymetli kazanımlar olarak kadınların güvenli geleceklerine eşsiz katkılar sağlayacağını düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

Kadına yönelik şiddetle mücadele ulusal eylem planları

Erdoğan, 2007'den bu yana kararlılıkla uyguladıkları kadına yönelik şiddetle mücadele ulusal eylem planlarının 4'üncüsünü geride bıraktıklarını belirterek, şunları söyledi:

"5. Ulusal Eylem Planı'nı ise bugün yayımladığımız genelge ile yürürlüğe koyduk. 5 hedef, 15 strateji ve 130 faaliyet başlığından oluşan yeni planımızın, kadınlar başta olmak üzere tüm milletimiz için hayırlı olmasını diliyorum. 2026-2030 dönemini kapsayan bu planla ilk hedefimiz, toplumun tüm kesimlerinde saygı kültürünü bir davranış biçimi haline getirmektir. Bu çerçevede şiddetsiz bir toplumun inşası için delile dayalı ve çok sektörlü politikalar geliştirecek, farkındalığı artırıcı toplum temelli müdahaleler yürüteceğiz. Güvenli kamusal, sosyal ve dijital alanların yaygınlaştırılması için geniş bir yelpazede çalışmalar gerçekleştireceğiz."

İkinci hedef olan etkin hukuki koruma ve adalete erişim kapsamında, koruyucu ve önleyici tedbirlerin etkinliğini artıracak, ceza adaleti sisteminin güçlendirilmesini temin edeceklerini ifade eden Erdoğan, risk odaklı ve uzmanlaşmış hizmetlerin etkili sunulması başlıklı 3'üncü hedef bağlamında ise erken uyarı ve müdahale sistemlerini geliştireceklerini söyledi.

Erdoğan, şunları kaydetti:

"4'üncü hedefimizi, şiddete maruz kalan kadınlar ve çocukları için sağlanacak psikolojik, sosyal ve ekonomik desteklerle çok boyutlu ve sürdürülebilir bir güçlenme ekosistemi olarak belirledik. Eylem planının 5'inci ve son hedefi ise şiddet uygulayanlara yönelik davranışsal dönüşüm ve toplumsal katılımın sağlanmasıdır. Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 5. Ulusal Eylem Planı'mızın bir kez daha hayırlı olmasını diliyor, Aile Bakanlığımız başta olmak üzere bu önemli belgenin hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Planın tüm boyutlarıyla etkin bir şekilde tatbik edilmesini canıgönülden temenni ediyorum. Bir kez daha, 'kadına şiddet insanlığa ihanettir' diyorum."

Anadolu Ajansı