Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığının 2026 yılı bütçeleri görüşülürken, DEM Parti milletvekilleri bütçelere yönelik kapsamlı eleştirilerde bulundu.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçesi üzerine konuşan DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Halide Türkoğlu, Türkiye'de engelli bireylerin sistematik biçimde yok sayıldığını, engelli kadınların ise çoklu ayrımcılıkla karşı karşıya kaldığını ileri sürdü. Türkoğlu, 2025 yılında evde bakım yardımından faydalanan engelli sayısının 573 bin 500, aylık bağlanan engelli yakını sayısının ise 90 bin olduğunu belirtti.
Bu kişilerin en az üçte ikisinin kadınlardan oluştuğunu vurgulayan Türkoğlu, bakım hizmetinin kamusal bir sorumluluk olmaktan çıkarılıp kadınların omuzlarına yüklendiğini savundu. Türkoğlu, "Bakım hizmeti kadınların omuzlarına yüklenmiştir. Israrcıyız, bakım hizmeti kamusal bir hizmet olmalıdır ve kadınların omuzlarından kaldırılmalıdır. Aksi durumda üretilen her politika sağlamcılığı, cinsiyetçiliği ve kadın yoksulluğunu beslemekten öteye geçmez" ifadelerini kullandı.
TBMM'de stajyer öğrencilere yönelik istismar iddialarını gündeme getiren DEM Parti İstanbul Milletvekili Özgül Saki, 2018'den bu yana yaşandığı öne sürülen bu durumun neden engellenemediğini sordu. Saki, "Bu tablo, kadınlar ve çocuklar için bu ülkede her yerin bir suç mahalli haline geldiğinin açık göstergesidir" dedi.
İstanbul Sözleşmesi'nin devlete cinsel şiddet kriz merkezleri kurma yükümlülüğü getirdiğini hatırlatan Saki, sözleşmenin feshedilmesini eleştirerek, Meclis'e defalarca bu yönde önerge sunduklarını ancak reddedildiğini ifade etti. Saki, "Eğer bu merkezler kurulmuş olsaydı, o kız çocuklarının sesi çok daha erken duyulurdu" değerlendirmesinde bulundu.
Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi görüşmelerinde söz alan DEM Parti Iğdır Milletvekili Yılmaz Hun, Türkiye'de 100 binin üzerinde öğretmen açığı bulunmasına rağmen ataması yapılmayan öğretmen sayısının 1 milyona yaklaştığını iddia etti. Hun, mülakat sisteminin kaldırılacağı yönündeki vaatlerin yerine getirilmediğini belirterek, "KPSS'den yüksek puan alan gençler mülakatta elenirken, düşük puanlı bazı adaylar iktidara yakınlıklarıyla atanıyor" dedi.
DEM Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca Doğan ise Mesleki Eğitim Merkezlerini (MESEM) eleştirerek, bu uygulamayla çocuk işçiliğinin ortaokul yaşına kadar indirildiğini savundu. Koca, çocukların staj adı altında ağır koşullarda çalıştırıldığını öne sürerek, "Bu çocuklar patronlara adeta köle gibi teslim ediliyor" ifadelerini kullandı.
DEM Parti Bitlis Milletvekili Semra Çağlar Gökalp, Türkiye genelinde engelli çocukların yarısının eğitime erişemediğini iddia etti. Özel eğitim okullarının fiziki koşullarını "utanç verici" olarak nitelendiren Gökalp, bodrum katların engelli öğrencilere ayrıldığını, asansör bulunmadığını ve eğitim materyallerinin yetersiz olduğunu söyledi.
On binlerce işitme engelli çocuğun hiçbir eğitim alamadığını öne süren Gökalp, en büyük sorunlardan birinin dil bariyeri olduğunu vurguladı. "Engelli çocuklara yönelik tüm hizmetler kamusal, ücretsiz, nitelikli, erişilebilir ve ana dil temelli olmak zorundadır. İşaret dili de bir anadildir" diyen Gökalp, konuşmasının bir bölümünü işaret diliyle tamamladı.
Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi üzerine konuşan DEM Parti Şırnak Milletvekili Mehmet Zeki İrmez ise üniversite öğrencilerinin barınma, beslenme ve geçim sorunlarına dikkat çekti. İrmez, ekonomik kriz nedeniyle yüz binlerce öğrencinin eğitimini yarıda bırakmak zorunda kaldığını savundu.
DEM Parti milletvekilleri, 2026 bütçelerinin toplumsal eşitsizlikleri gidermek yerine derinleştirdiğini belirterek, engelli bireyler, kadınlar, çocuklar ve gençler için kamusal ve hak temelli politikaların hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.