Otopsinin ardından toprağa verilen Taş'ın ölümünde intihar ihtimali üzerinde duruldu. Bir süre sonra bazı okul arkadaşlarının Kemal Utku Taş'ın gezi sırasında psikolojik ve fiziksel akran zorbalığına uğradığını iddia ettiği öğrenildi.
Bu iddiaları daha sonra öğrenen aile, konuyu avukatları aracılığıyla yargıya taşıdı.
"BAŞKA EVLATLAR ÖLMESİN"
Oğlunun ölümünden sonra yaşadıkları süreci anlatan Tuğba Aras, "Akran zorbalığı ilk kez benim oğluma yapılmadı ama son olsun diye uğraşıyorum. İstiyorum ki sesimi duysunlar. Başka evlatlar sebepsiz yere ölmesin. Oğlum böyle bir sonu hak etmedi. Buna sebep olanlar serbestçe dolaşıyorlar. Biz hala nefes alamıyoruz. Hepimiz psikolojik destek alıyoruz. Ciğerimin yangını sönmüyor. Belki oğlumu rüyamda görürüm diye uyumak istiyorum ama yapamıyorum. Herkes sesime ses versin ki ciğerime düşen yangın başkasının ciğerine düşmesin. Kimse evladıyla sınanmasın. Çok kez kanser anlattım ve bu kanserleri onun gözlerinin içine bakarak yendim. Beni hastalıklar veya kemoterapi yıkmadı ama oğlumun ölümü benim hayatla bağımı kopardı" ifadelerini kullandı.
"BABALAR AYAKTA DA ÖLÜYORMUŞ"
Utku'nun babası Haluk Taş ise "Zamanında omzumda gezdirdiğim oğlumun tabutunu omzumda taşıdım ve onu toprağa verdim. Babalar ayakta da ölebiliyormuş. Vefatın ardından okuldan arkadaşları eve gelince akran zorbalığını öğrendik. Öğretmenleri bize hiçbir şey olmadığını söyledi. Gelen öğrenciler Utku'nun çok üzerine gidildiğini söyledi. " diye konuştu.