BİR grup subayın 27 Mayıs 1960'da Türk Silahlı Kuvvetleri
adına darbe yapıp yönetimi ele almasından sonra, çoğu yüzbaşı ve binbaşılardan
oluşan Milli Birlik Komitesi, genç subayların önünü açmak amacıyla, 275 general
ve amiralle 7 bin subayı bir çırpıda emekliye ayırmıştı. Silahlı Kuvvetler'de
sadece 30 general kalmıştı. O da, Devlet ve Hükümet Başkanı Orgeneral Cemal
Gürsel'in ısrarıyla... O tarihte NATO Başkomutanı olan Amerikalı General Norstad,
şöyle diyordu:
- Ruslar bir atom bombası atsaydı, bir hamlede bu kadar Türk generalini saf dışı
bırakamazdı.
EMİNSU adıyla örgütlenen bu subayların ikramiye ve emekli maaşlarının
ödenebilmesi için ABD'den 15 milyon dolar yardım alınmıştı. Muhakkak ki büyük
haksızlığa uğrayan bu subaylar, hem içinden çıktıkları Türk Silahlı
Kuvvetleri'nin, hem de ülkenin selameti için, başlarına getirilen bu felakete
ses çıkarmamışlardı. Onca emekli subayın adı, sonraki yıllarda da hiçbir olaya
karışmadı. Birer yurtsever olarak, hayatlarını onurlu bir şekilde sürdürdüler.
Üstün sorumluluk bilinci
TÜRK Silahlı Kuvvetleri'ndeki ikinci büyük tasfiye, Talat
Aydemir'in 21 Mayıs 1963'teki darbe girişiminden sonra yaşandı.
22 Şubat 1962'deki başarısız darbe girişiminden sonra emekliye sevk edilen
Harp Okulu eski Komutanı Talat Aydemir, ihtilalci bir ruha sahip olduğu için
rahat durmamış, 20 Mayıs 1963 geceyarısı ikinci darbe serüvenini başlatmıştı.
Fakat bu ikinci serüven, birincisine benzemeyecekti. 21 Mayıs sabahı çözülmeye
başlayan Aydemir'e bağlı birlikler, sokaklardan toplanmaya başlamıştı.
Büyük çoğunluğu Harp Okulu öğrencisi olan Aydemir Davası, Mamak'taki Sıkıyönetim
Mahkemesi'nde aylarca sürecek, kararlar 5 Eylül 1963'te açıklanacaktı.
Sanıklardan 9'u idam, 29'u müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. Harp Okulu
öğrencilerinden 75'ine 4 yıl, 91'ine 3 ay hapis cezası verilmiş, 1293'ü beraat
etmişti. Beraat edenler dahil subay adayı bütün öğrencilerin Harp Okulu ile
ilişkileri kesilmişti. Ayrıca, darbe girişine katılan subaylar da Ordu'dan
uzaklaştırılmıştı.
O subay ve öğrenciler de, kendilerine yeni bir hayat çizerek, sorumluluk
bilinciyle hareket ettiler. İsmet Solak, Erbil Tuşalp, Ayhan Fırıldak ve Müştak
Konulu başarılı birer gazeteci,
Erdem Kral sinema yönetmeni, Süleyman Genç, Ertöz Vahit Suiçmez, Selahattin Öcal
politikacı, Ahmet Çakır, Fikret Türkmen, Oktay Yazgan, Ömer Aksu, Mete Nakipoğlu,
Bülent Aksoy üniversite öğretim üyesi, Özcan Keskeç sendikacı, Refah Ceren,
Doğan Çetin ve Günay Sürmeli hukukçu ve bürokrat olarak hizmet verdiler, vermeye
devam ediyorlar.
Meşru zeminler varken
SON yıllarda kimi emekli subayın amacı belirsiz birtakım
sivil yapılanmalara katılmaları, hatta çete ve örgüt elemanı görünmeleri, hem
içinden çıktıkları Türk Silahlı Kuvvetleri'nde, hem de toplumda ciddi endişe
yaratıyor.
İnsanların zihninde, Emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin suçlu değilse neden intihar
etmek istedi gibi sorular niçin doğsun?
Türk Silahlı Kuvvetleri'nde yıllarca hizmet vermiş emekli subaylar,
heyecanlarını ve dinamizmlerini yasal ve meşru zeminlerde, en çok da siyasi
partilerde değerlendirirlerse, hem kendilerine, hem de ülkeye daha yararlı
olurlar.
Sırrı Yüksel Cebeci / 02.06.2006 / Tercüman