Silahlı Kuvvetler, yolsuzlukla mücadeledeki kesin tavrını bir kez daha ortaya
koydu.
Askeri savcılık, albay Ali Ergülmez hakkında Kemer Grubu ile ilgili bir
soruşturmayı örtbas etme karşılığı bir daire aldığı iddiasıyla dava açtı.
Hürriyet'in dünkü sürmanşetini yapan Toygun Atilla'yı haberi nedeniyle tebrik
ediyorum.
Bu dava, astları ve üstlerinin "kahraman" dedikleri bir komutanın bile
soruşturmadan muaf olamayacağını gösterdi.
Çünkü kahramanlık lekesiz olmayı, temiz olmayı gerektirir.
Askeri savcı da bu bakış açısına sahip olduğu, Silahlı Kuvvetler bünyesindeki bu
tür ilişkilere göz yummadığı için 3 ay önce PKK saldırısında yaralanan bir
komutan bile yolsuzluk soruşturmasına hedef oldu.
Edin ailesine ait Kemer Grubu, 209 hektarlık orman arazisini halka açık spor ve
turizm tesisi yapma koşuluyla Orman Bakanlığı'ndan kiralamış.
Kemer Country'nin dibindeki bu yeşil alanı daha sonra halka açmak bir yana
bariyerlerle kapatıp lüks villalar kondurmuş.
Suç duyuruları üzerine soruşturma başlatılmış.
Dönemin İl Jandarma Alay Komutanı Ali Ergülmez soruşturmayı yürütmekle
görevlendirilmiş.
İddianameye göre albay Ali Ergülmez, Beyaz Konaklar'da, bugünkü değeri 400 bin
doları bulan bir lüks daire karşılığı soruşturmayı hasır altı etmiş.
Bu işin Silahlı Kuvvetleri ilgilendiren yönü.
Peki, siviller ne yapıyor?
Her rüşvet olayının bir alanı, bir vereni olur. Yasaya göre ikisi de suçtur.
Burada Silahlı Kuvvetler aldığı iddia edilen albay hakkında 12 ayrı suçtan dava
açmış.
Peki daireyi verenlere ne olmuş, onu bilmiyoruz.
Edin ailesi geçen sene de SSK'yı fahiş fiyatlarla sağlık malzemesi satarak
dolandırdıkları iddiasıyla manşetlere çıkmıştı.
Haklarında böylesi ağır iddialar olan grup hâlâ sağlık sektöründe faaliyet
gösteriyor, kamuya sağlık malzemeleri satmaya devam ediyor.
Yerel yönetici, Ankaralı bürokrat ağıyla kurulan ilişkiler çerçevesinde Kemer
bölgesini babasının malı gibi kullanıyor.
Sadece onlar mı?
Bu bölgede yapılacak geniş çaplı bir araştırma kimlerin bu sayede ne tahsisler
aldığını, nasıl lüks siteler dikebildiğini ortaya çıkaracaktır.
Yeter ki, sivil otoriteler yolsuzlukla mücadele konusunda Silahlı Kuvvetler'in
kararlılığını gösterebilsin, sivil yargı da yolsuzluğun üzerine asker
meslektaşları gibi cesaretle gidebilsin.
Ama yargının öne çıkmasından önce sivil otoritenin bu konuda kararlılığını
göstermesi şart.
Bekleyelim bakalım, yolsuzlukla mücadeleyi şiar edinenler bu dosyayla ilgili ne yapacak...
ergun babahan/sabah