Anasayfa

Davutoğlu: Dünyanın Suriye için A planı bile yok

BM'nin Suriye için açık bir stratejisi olmadığını belirten Davutoğlu: Uluslararası camianın B planını bırakın, A planı bile yok

Haber Giriş : 2015-03-06T06:57, Son Güncelleme 2018-03-27T00:42

ZÜBEYDE YALÇIN

Türkiye'de 2 milyon sığınmacı olduğunu söyleyen Davutoğlu, "New York'ta oturarak Suriye sınırı ile ilgili yorum yapmak kolay" dedi

Başbakan Ahmet Davutoğlu, uluslararası camianın Suriye konusunda bırakın B planını, bir A planı bile bulunmadığını belirterek, "BM'nin Suriye ile ilgili açık bir stratejisi yok" dedi. Davutoğlu, Suriye'deki gelişmeler nedeniyle Türkiye sınırına yeni bir mülteci akını yaşanmasından duydukları kaygıyı da dile getirdi. Davutoğlu, BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon ile yaptığı görüşmenin ardından düzenlediği basın toplantısında şu mesajları verdi:

STRATEJİ YOK: (BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura'nın planıyla ilgili) Suriye ve Halep'teki durumla ilgili çok açık ve net strateji yok... Nitekim Halep'te de Mistura'nın iyi niyetli çabaları karşısında, rejim saldırılarına devam etti. Suriye muhalefeti de haklı olarak Halep'te geçici dondurma olması, çatışmaların durması, diğer şehirlerde; Şam'da, Hama'da, Humus'daki insanların geleceği anlamında bir şey ifade etmiyor. Dolayısıyla çok daha kapsamlı çabalara ihtiyaç var.

MUHALİFLERLE GÖRÜŞTÜM: Amerika'daki Suriye Ulusal Konseyi temsilcileriyle bir araya geldik. Türkiye olarak biz her zaman Suriye Ulusal Konseyi ve Suriye muhalefetinin temsilcileriyle bu konularda gayret göstermeye hazırız. Yeter ki kalıcı barışın önünü açacak ateşkesler sağlansın, yoksa rejimin taktik manevralarına esir düşmemek lazım.

DEAŞ'A KARŞIYIZ: Türkiye olarak, Suriye ve Irak'taki veya başka ülkedeki terör gruplarına karşıyız. Rejimi destekleyen savaşçılara da karşıyız. Suriye halkı iki gücün arasında ezilmemeli. Kimse bir taraftan rejim bir taraftan terör örgütü arasında kalmamalı.

NEW YORK'TAN YORUM YAPILMAZ: Türkiye'nin DEAŞ ve Suriye ile alakalı yeteri kadar şey yapmadığını söyleyenler yanıltma ile alakalıdır. Türkiye'de iki milyon sığınmacı var. Kilis gibi şehirlerde Suriyeliler bölgedeki Türklerden daha fazla. Bütün istatistikler Türkiye'nin nasıl bir katkı yaptığını anlatmaktadır. Uluslararası terörle mücadele pozisyonumuz çok açık. Türkiye DEAŞ'ı bir terör örgütü olarak Ekim 2013'te kabul eden ve ilan eden ilk ülkedir. New York'ta oturarak ya da başka yerlerde oturarak, Türkiye'nin Suriye ya da Irak sınırı ile ilgili yorum yapmak kolaydır. Ama durumu yansıtmamaktadır.

BIRAKIN B PLANINI: Uluslararası camianın Suriye konusunda B planını bırakın, A planı bile yok. BM Güvenlik Konseyi'nin de Suriye ile ilgili açık bir stratejisi yok. Rejim tarafından işlenen kimyasal silah suçları ile ilgili de açık bir stratejisi yok... Suriye rejimi öylesine bir yaklaşıma sahip ki DEAŞ'la mücadele ettikleri için her şeyi yapabiliyorlar. Hiçbir şekilde sığınmacıların hareketlerini göz önünde bulundurmuyorlar. Bütün ülkeler DEAŞ'a karşı mücadele etmekte, ama bu baskıcı rejimin Halep'te yaptıklarını meşru kılmaz. Bu saldırılar devam ederse belki yüzbinlerce mülteci daha Türkiye'ye sığınacak.

DARBEYİ KABUL ETMEYİZ: Mısır esasında bölgedeki istikrarın omurgasıdır. Büyük bir medeniyet geçmişi vardır. Halkı da tarihsel olarak Türkiye'nin kardeşi, dostudur. Mısır olmadan kapsamlı bir istikrar olmaz bölgede. Hükümetimiz döneminde Mısırla yakın ilişkiler kurmaya çalıştık. Biz hiçbir zaman seçilmiş bir cumhurbaşkanına karşı bir askeri darbeyi kabul etmiyoruz. Seçilmiş bir devlet başkanı bugün Mısır'da hapiste. Bu insanların tutuklanma sebebi, muhalefet etmektir askeri darbeye karşı. Bizim eleştirdiğimiz konu bu. Bunun dışında bizim Mısır'la ilişkilerimiz yakındır. Biz hiçbir niyetimizi empoze etmiyoruz, Mısır'ın içişlerine karışmıyoruz. Umuyoruz ki yeni bir yaklaşım yeni bir dönem olur. Mısır'da siyasi hükümlüler serbest bırakılır. Bizim güçlü ve istikrarlı bir Mısır'a ihtiyacımız var.

BM'Yİ BİLGİLENDİRDİK: Şah Fırat operasyonu hakkında operasyonun yapıldığı gece BM'yi bilgilendirmiştik. Bugün sayın Genel Sekretere de izah ettim. Bu operasyon başarılı şekilde gerçekleşti. Bu BM'de de kayda geçti. Genel Sekreterin Türkiye doğal haklarını kullandığı için bu konuda olumsuz bir ifadesi olmadı.

IRAK'A LOJİSTİK YARDIM: (Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'ın Irak ziyareti) Bakanımızın ziyaretinin kararını, Sayın Haydar Abadi'nin Ankara ziyaretinde vermiştik. Zamanlaması da ona göre yapılmıştı. O zaman Irak Savunma Bakanı Ubeydi'nin talep ettiği bazı ekipmanlar çerçevesindeki ki bunların çoğu lojistik niteliktedir. Silah boyutundan daha çok donanım özellikleri taşıyan katkılardır. Sayın Milli Savunma Bakanımızın ziyareti bağlamaında bu yardımlar Irak yetkililerine iletildi.

F-4'LERLE EĞİTİM UÇUŞUNA SON VERİLEBİLİR

Başbakan Davutoğlu, art arda düşen F-4 savaş uçaklarıyla ilgili şunları söyledi: "Olayın oluş seyri ile ilgili Genelkurmay Başkanımız detaylı bir bilgi sundu. Artık Türkiye'nin bu anlamda çok daha sofistike uçaklarla bu eğitimi yapma imkanı var. Eğer F-4'lerden kaynaklanan ki bana verilen ilk bilgide, doğrudan uçaktan kaynaklanan bir problemden daha çok eğitimin kendisinin doğasında olan zorluktan kaynaklanan bazı faktörlerin etkili olabileceği gündeme getirilmişti, ama konu nihayet bütün tetkikler yapıldıktan sonra açıklığa kavuşacak. Çünkü bu eğitimler doğrudan savaş tatbikatları olduğu için, zor bazı manevraları da içerebiliyor. Sebeplerini inceleyeceğiz, gerektiğinde F-4'ler tümüyle bu eğitim faaliyetlerinin dışında tutulabilir. Genelkurmay Başkanımızdan tekrar detaylı bir brifing alıp, gerekli adımları atarız."

ABD'DE TÜRK RÜZGARI ESTİRİN

BaşbakanDavutoğlu, New York'ta önceki gün Türk-Amerikan Dernekleri yöneticileri ile bir araya geldi. ABD'deki Türkler'e, İslamofobi'ye karşı diğer Müslümanlarla birlikte hareket etme çağrısında bulunan Davutoğlu, 3 Müslüman gencin öldürülmesiyle ilgili de "Irkçılık bulaşıcıdır. AIDS virüsü gibi bütün toplumu kuşatır" dedi. "ABD'de Türk rüzgarı estirmek hiç de zor değil" ifadesini kullanan Davutoğlu, şöyle konuştu: "Sizden bu çerçevede gelişen Türk- ABD ilişkileri bağlamında çok büyük bek lentilerimiz var. Pasif vatandaş topluluğu istemiyoruz. Ne Amerika'da, ne Avrupa'da. Aktif vatandaş topluluğu istiyoruz. Bu anlayışla mutlaka birlik beraberlik içinde olunuz." Milli davalarda görüş farklılıklarını bir kenara atarak, ortak çalışılması gerektiğini de vurgulayan Davutoğlu, "1915 olaylarının yıldönümü bunun için fırsat olarak görülebilir. Hepinizin görevi, omuz omuza verip bu tahrike karşı, bu hakarete karşı veya haksız suçlamalara karşı gerekli gayreti göstermenizdir" dedi.

Sabah