Danıştay 10. Dairesi, polise "hâkim ya da savcının izni olmadan kişinin rızasıyla arama yapma yetkisi veren" düzenlemeyi iptal etti.
Anayasa'ya aykırı olduğu, temel hak ve hürriyetlerin ihlaline
yol açacağı gerekçesiyle iptal etti. Polis artık hiçbir koşulda, kimliğini
gösterip arama nedenini açıklasa da, elinde hâkim ya da savcılık kararı olmadan
arama yapamayacak.
İzmir Barosu'ndan dava
AB uyum yasaları kapsamında, Mayıs 2003'te polisin 'şüpheli' durumlarda yaptığı
aramaları düzenleyen 'Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği' çıkarılmıştı. Polis
tarafından kişilerin üstü, eşyası, aracı, özel kâğıtları, konut ve işyerinin
aranmasında uyulacak esas ve usulleri kapsayan yönetmelik, bazı hükümleri 'özel
hayatın gizliliği, konut ve işyeri dokunulmazlığı'nı ihlal ettiği için
eleştirilmişti. İzmir Barosu da, yönetmeliğin Anayasa'da güvence altına alınan
hakları ihlal eden maddeleriyle ilgili olarak 'yürütmenin durdurulması ve söz
konusu maddelerin iptali' istemiyle Danıştay'a dava açtı. Dava konusu
maddelerden biri de, polisin hâkim ya savcı kararı olmadan 'kişinin rızası ile
arama yapmasını' öngören 9. ve 20. maddeleriydi.
Dava, Danıştay 10. Dairesi'nde görüldü. Danıştay savcısı Zümrüt Oden,
mütalaasında, 'konut dokunulmazlığı ve özel hayatın gizliliği' ilkelerinin
Anayasa'yla korunduğuna dikkat çekerek, şu görüşleri savundu: "Anayasa'ya göre
kimsenin üstünün, özel eşyalarının, konutunun aranmaması temel kuraldır.
Anayasa'nın 12. maddesine göre, herkesin kişiliğine bağlı, dokunulmaz,
devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklerden olan özel hayatın gizliliği
ve konut dokunulmazlığı hakkı, ancak hâkim kararı ya da gecikmesinde sakınca
bulunan hallerde kanunla yetkili kılınmış mercinin yazılı emri ile
sınırlandırılabilir. Bunun dışında, bu hakların 'kişinin rızası' ile bile olsa
sınırlanması, Anayasa'da öngörülmemiştir. Ayrıca 'rıza ile arama' maddesi,
'Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'nda yapılan değişiklerin uygulanması amacıyla
düzenlenen bu yönetmeliği de işlevsiz kılacak, amacını saptıracaktır."
Davayı 11 Kasım 2003'te karara bağlayan ancak geçtiğimiz günlerde İzmir
Barosu'na tebliğ eden Danıştay 10. Dairesi de, savcının görüşleri doğrultusunda
söz konusu iki maddeyi Anayasa'ya aykırı buldu ve yürütmeyi durdurma kararı
verdi. Kararda şöyle denildi: "Anayasa'nın sıkı bir şekilde korumakla
yetinmeyip, sınırlama ölçütlerini de sıkı kurallara bağladığı temel haklardan
olan 'özel hayatın gizliliği' ve 'konut dokunulmazlığı' hakkından tümüyle
vazgeçilmesi anlamına gelen 'rıza ile arama' müessesesinin, bu hakların ihlalini
kolaylaştıracağı ve Anayasa ile getirilen korumayı işlevsiz hale getireceği
açıktır."
İptal edilen maddeler
Madde 9: Rıza ile arama, hâkim kararı veya kanunla yetkili kılınmış mercinin
yazılı emri bulunmaksızın, kişinin rızasına dayanılarak yapılan aramadır.
Rızasını almak için kolluk memuru, ilgili kişiye, bağlı bulunduğu birimi
bildirir ve kimliğini gösterir; yapılan aramanın konusunu ve aramanın
yapılmasına temel oluşturan sebebi açıklar; aramayı kabul etmeme hakkı olduğunu
hatırlatır; kişinin rızası alındıktan sonra imzası alınır ve arama işlemine
başlanır. Kişinin aramaya rızası bulunmadığını bildirdiği hallerde kolluk gücü,
takdirine göre aranacak yerin etrafında gerekli tedbirleri alır ve arama kararı
olmak üzere gerekli başvuruyu yapar.
Arama işlemi tutanağa bağlıdır.
Madde 20/2: 9. madde gereğince rıza ile yapılacak aramada, memur önce aramanın
amacını bildirir, izin verme yetkisine sahip kişiye rıza göstermeye mecbur
olmadığını söyler ve izin verme yetkisine sahip olan kişinin rızasını saptar.
Ancak bu kişiyi, el konulan eşyanın delil olarak kullanılabileceği hususunda
bilgilendirir. Aramanın ne sıfatla yapıldığı, arama yapılan kişiye bildirilir.
radikal