Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, NTV'nin canlı yayın konuğu oldu.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
  
  Telafiler tamamlanacak
"Diyarbakır'da sokağa çıkma yasağı nedeniyle eğitim - öğretim yapılamayan okul yok. Sur'da 6 mahallede sokağa çıkma yasağı devam ediyor fakat daha önce buralardaki okullardaki öğrenciler zaten eğitim - öğretim yapılabilen semtlerdeki okullara yerleştirildikleri için orada böyle bir sorun kalmadı. Mardin'de de eğitim - öğretimin devam etmediği okul yok. Nusaybin'de eğitim - öğretim devam ediyor. Biliyorsunuz Nusaybin'deki çocuklarımız TEOG sınavına, birinci TEOG ve sınavına ve telafisine girememişlerdi. Şimdi onların telafi eğitimleri devam ediyor. Bu defa telafi eğitimleri tamamlandıktan sonra inşallah Ocak ayı içerisinde oralarda bu telafi eğitimini de yapacağız. Şırnak'ta, Silopi ve Cizre'de merkezde sokağa çıkma yasağı uygulanıyor.
olayısıyla orada sorun devam ediyor. İnşallah en kısa zamanda oralarda da Silopi, 
  Cizre'de ve Dargeçit'te hayat normale avdet edince, can güvenliği sağlandıktan 
  sonra düzenli eğitime geçilecek. Bu arada kaybolan eğitim günleri de hızlandırılmış 
  eğitimle, sömestr tatilinden alınacak günlerle telafi edilecek. Gerekirse ikinci 
  yarıda da öğrencilerin yaz tatilinden birkaç gün alarak telafiyi tamamlamış 
  olacağız. Milli Eğitim Kanununa göre her çocuğumuzun 180 iş günü eğitim - öğretim 
  alma hakkı var. Bizim 180 iş günü eğitim - öğretim verme sorumluluğumuz var. 
  Bu sorumluğumuzu inşallah telafi ederek yerine getireceğiz.
  
  Okulda grev olmaz, olamaz
  Bazı sendikalar bu iş yerinde grev vardır gibi yazılar asıyorlar okullara. Okulda 
  grev olmaz. Okul grev yapılacak iş yeri tanımına girmez. Dolayısı ile bu sendikal 
  bir hak değil, sendikal bir eylem değil. Bunlarla ilgili soruşturmalarımız var. 
  Bundan sonra olacakları için de tedbirlerimiz var. Bu hareketlerin başka amaçlarla 
  yapıldığını yapanlar da, biz de biliyoruz. Biz orada gerekeni yapıyoruz, yapacağız.
  
  Bölgedeki sınav tarihleri değişmeyecek
  "Bölgedeki sınav tarihlerini, Türkiye genelindeki sınav tarihlerinden ayrıştırmak 
  gibi bir çalışma yok. İlk sınav YGS sınavı. Sınava girecek olan 12. sınıf öğrencileri 
  için konuşursak, sınavda sadece, bu sene süreci aksayan 12. Sınıf derslerinden 
  soru çıkmıyor. Daha önceki yıllardan gördükleri derslerden de çıkıyor. Bundan 
  dolayı çok büyük bir sorun olmayacak. 12. sınıf konularıyla ilgili de telafi 
  eğitimimizle bunu kapatacağımızı düşünüyoruz."
  
  Okullara yönelik güvenlik önlemleri arttırıldı
  "Eğitime ara verilmemesini sağlayan güvenlik güçlerimize, askerimize, jandarmamıza, 
  polisimize, koruyucularımıza çok teşekkür ediyorum. Olağanüstü bir gayretle 
  eğitimin aksamaması için büyük çaba gösteriyorlar. Diyarbakır'da da, Mardin'de 
  de, Silopi ve Cizre dışında Şırnak kırsalda da eğitimlerimiz devam ediyor. Bu 
  durum da güvenlik güçlerimizin olağanüstü çabalarıyla sağlandı. Ayrıca eğitim 
  - öğretime devam eden öğretmenlerimize çok teşekkür ediyorum."
  
  Öğretmenlerimizi biz çağırdık
  "Silopi ve Cizre'den sokağa çıkma yasağı sürecince hizmet içi eğitim almak üzere 
  çağırdığımız öğretmenlerimizle ilgili zaman zaman bazı spekülasyonlar yapılıyor. 
  Öğretmenlerimiz öğrencilerini bırakıp gitmediler. Biz onları çağırdık. Kendilerine 
  kalsa muhtemelen onların hiç biri oradan ayrılmayacaklardı. Ama hem çocuklarımızın 
  hem öğretmenlerimizin güvenliği bizim için her şeyden önce geliyor. Kantincisinden, 
  orada çalışan hizmetlisine bütün eğitim çalışanlarımızın güvenliği bakımından 
  bu tedbiri almak zorundaydık."
  
  California'da da okullar tatil edildi
  "Bizim Silopi ve Cizre'de eğitim - öğretime ara verdiğimiz tarihte Amerika'da 
  California'da, Los Angeles'ta okullar tatildi. Los Angeles'ta 640 bin öğrenci 
  bir hafta boyunca okula gidemedi. Sebebi, Almanya'dan Los Angeles'taki bir okula 
  bombalı eylem yapılacağına dair bir ihbar maili gelmesi. Göndereni bile belli 
  değil. Sadece bu mail yüzünden Los Angeles eğitim otoritesi okulları kapattı. 
  640 bin öğrenci bir hafta okula gitmedi. Bizim çocuklarımızın ve öğretmenlerimizin 
  can güvenliği, Los Angeles'taki çocuklar ve öğretmenler kadar değerli. Kaldı 
  ki bizim karşımızdaki tehdit öyle ne idüğü belirsiz bir mail tehdidi değil. 
  Okul yollarına kazılmış olan hendekler, okul yollarına, okula ulaşımı engelleyen 
  bombalı tuzaklar.
  Anaokulundan, lisesine kadar bütün okullarımızın fiilen tehdit altında olduğu 
  bir ortamdan bahsediyoruz. Velilerimizin, öğrencilerimizin, öğretmenlerimizin 
  eğitime erişimini engellemeye yönelik somut tehditlerin olduğu bir ortamda biz 
  bu tedbiri almak zorundaydık. O yüzden biz zaten bir yayınladığımız bir genelgeyle 
  okul okul, semt semt, mahalle mahalle nerede eğitime devam edileceği, nerede 
  eğitime bir süre daha ara verileceği konusunu valiliklerin yetkisine devrettik. 
  Biz buradan tek tek okullarımızın durumunu onlar kadar iyi değerlendiremeyebiliriz."
  
  Okul binaları sadece bina değil
  "Örgüt adam devşirmek konusunda ne kadar cehalet, o kadar imkan gibi bakıyor 
  meseleye. Bir de yıldırılması ve kamuoyunda aksülamel tepki görmesi dolayısıyla, 
  bir yılgınlık duygusunu da uyandırması en kolay olan yerler çocuklara, öğrencilere, 
  hastalara yönelik yerlerdir. Terörün zaten kelime anlamı gözdağı, yıldırma. 
  Bu ortamı yaratmak için de özellikle bu tür yerler seçiliyor. Bu yeni bir şey 
  değil. Daha önceden de 6-7 Ekim olayları sırasında da hatırlarsanız pek çok 
  okulumuzu tahrip ettiler. Biz onları onardık, tekrar hizmete açtık. Geçen evvelki 
  yıl sırf onun için o bölgeye 60 milyon liralık ilave bir ödenek gönderdik. Sadece 
  okullarımız ve kurslarımız değil, aynı zamanda doğrudan halka yönelik, halkın 
  geçim kaynağı olan kurslara yönelik saldırılarda yaşadık, yaşıyoruz. Yani bunun 
  çok açık birkaç örneği, Batman'da evlerine ek gelir temin etsinler diye ev kadınlarımıza 
  dağıtılmış olan halı dokuma tezgahlarını, kilim dokuma tezgahlarını dokuma tezgahlarını 
  teker teker yaktı örgüt. Benzer bir olay Mardin'de, Kızıltepe'de Aile ve Sosyal 
  Politikalar Bakanlığına bağlı olan, yine ev hanımlarının bir beceri edinip evlerine 
  ek gelir temin etmeleri için açılmış olan beceri kursları binasını yaktılar. 
  Ben o yakılan binaya gittiğimde gezerken o binanın çevresinde oturan hanımlar 
  geldiler ve dediler ki burayı yakanlar buranın çocukları değil, buranın gençleri 
  değil bunlar taşımalı geldiler biz onlarla da mücadele ettik. O yüzden tamamını 
  zaten tahrip edememişler, yani yöre halkının o konudaki tavrı çok belirleyici 
  oluyor. Son operasyonlar sırasında da hem güvenlik güçlerimiz yöre halkına bütün 
  bu operasyonlar sırasında da, hem güvenlik güçlerimiz yöre halkına bütün bu 
  operasyonlara zarar vermemesi için olağanüstü dikkatli hareket ediyorlar o yüzden 
  zaten sonuç almak biraz vakit alıyor. Ama onun dışında halkımızda, bölge halkı 
  da bu yapılanların niçin yapıldığını, devletin burada ne yapmak istediğini, 
  kendilerini korumak için ne tür fedakarlıklara katlandığını güvenlik güçlerimizin 
  halkımızda görüyor."
  
  30 bin öğretmen ataması
"Şubat ayında 30 bin öğretmen ataması yapacağız. 12 bin 500 kadroya ihtiyacımız 
  var. Çünkü geçen yıl Temmuz ayında emekli olanların elimizde kalan kadrolarına 
  bunları ilave ederek 30 bini tamamlamış olacağız.
  Mart ayından itibaren bu öğretmenlerimiz atanmış olarak, maaşlarını almaya başlayacaklar, 
  ama ya atandıkları ya da kendi tercihlerine bağlı olarak ya atandıkları ilde 
  veya bulundukları ilde bir oryantasyon programına tabi tutulacaklar. Nedir bu 
  oryantasyon programı? Bu öğretmenlerimiz branşları her ne olursa olsun bir defa 
  bir danışman öğretmenle ilişkilendirilecekler. Danışman öğretmen kim? Danışman 
  öğretmenimiz meslekte en az 10 yılını tamamlamış duayen öğretmenlerimiz, yani 
  eski tabirle muallimler. Bu öğretmenlerimiz danışman olarak yeni atanan arkadaşlarımıza 
  rehberlik edecekler ve danışman öğretmenlerimizle birlikte il Milli Eğitim müdürlükleri 
  tarafından yapılan programlar çerçevesinde yeni atanan arkadaşlarımız farklı 
  okullarda farklı branştan derslere gözlemci olarak girecekler. Farklı okullarda, 
  farklı branşlarda yine meslekte belli bir düzeye gelmiş öğretmenlerimizin derslerine 
  girecekler, onları sınıf içinde dersi nasıl yönettiklerini, öğrencilerle, velilerle 
  nasıl ilişki kurduklarını görecekler, veli toplantılarına katılacaklar, okul 
  aile birliği toplantılarına katılacaklar ayrıca il müdürlerinin, ilçe müdürlerinin, 
  marif müfettişlerinin şube müdürlerinin yanında da belli bir program dahilinde 
  iki gün, üç gün, beş gün gözlemci olarak sürecin nasıl işlediğini il Milli Eğitim 
  müdüründen sınıf içi organizasyona kadar bütün bu eğitim süreçlerinin nasıl 
  işlediğini bizzat iş üzerinde gözleyecekler. Bununla ilgili notlarını tutacaklar, 
  aynı zamanda danışman öğretmenlerimiz de bu süreçlerle ilgili, bu yapılan işlerle 
  ilgili raporlarını hazırlayacaklar. Biz bunları daha sonra hem stajyer öğretmenimizin, 
  hem danışmanlık yapan öğretmenlerimizin performans değerlendirmelerinde de, 
  daha sonraki planlamalarda değerlendireceğiz. Doğu ve Güneydoğu illerimizde 
  doluluk oranı bazı Batı ve Orta Anadolu illerimizden daha fazla olabilir. Oradaki 
  sorun; doluluk oranını biz her sene eşitliyoruz da, daha sonra bir sene sonra, 
  2 sene sonra eş durumu, sağlık durumu, güvenlik vesaire gibi gerekçelerle sirkülasyon 
  hızlı cereyan ediyor. Ama onun da bir çözümünü bulmamız gerekiyor. Önümüzdeki 
  dönemde bu sirkülasyonu bir rasyonele oturtmak için de çalışmalarımız var, onu 
  daha sonra açıklayacağız. Maddi-manevi özendirici birtakım tedbirlerle bu bölgelerimizde, 
  bu okullarımızda, bu yörelerimizde hizmet veren öğretmen arkadaşlarımızı en 
  azından 4 yıl kesintisiz olarak aynı yerde görevlerine devam etmeleri önemli."
  
  Küçük bilgiler bile, bazen öğretmenimizin işini çok kolaylaştırabilir
"Velilerimizin okullarımızla, öğretmenlerimizle ve dolayısıyla çocuklarımızla 
  daha yakından ilgilenmelerini, daha yakından bilgilenmelerini sağlamak için 
  onları okullarımıza çekmek istiyoruz. Yani okul aile birliği toplantılarına 
  katılsınlar, öğretmenlerimizin öğrenciler hakkında bilgi verdikleri görüşme 
  günlerine katılsınlar. Kendi çocuklarının durumunu birinci elden, bizzat öğretmenlerimizin 
  kendisinden duysunlar, öğrensinler. Bazen yazıya dökülemeyecek bazı konuları 
  yüz yüze konuşmak gerekebilir öğrencinin durumuyla ilgili. Bu tek taraflı bir 
  şey değil, aynı zamanda velilerimizin okullara gelmesi, öğretmenlerimizle görüşmesi 
  ne demektir? Onların da bizim neyi yaptığımızı yakından görmeleri, dolayısıyla 
  eksiğimizi-fazlamızı görmeleri, bizi uyarmaları, yani onların da bize karne 
  vermesi. Biz istiyoruz ki öğretmenlerimizle velilerimiz arasında böyle özel 
  bir ilişki olsun. Bu durum çocuklarımızın yararınadır, okullarımızın yararınadır. 
  Sadece öğretmen-veli ilişkisi de değil. Yani velilerimiz okullarımızın fiziki 
  durumunu, altyapı sorunlarını görebilsinler. İdarecilerle konuşulması gereken 
  taraflarını da bizzat görsünler, uyarsınlar. Onların da katkısı olabilir. Okullarımızın 
  özellikle fiziki altyapıya ilişkin bazı sorunlarının giderilmesinde, ufak tefek 
  sorunlarının giderilmesinde velilerimiz de katkıda bulunabilirler. Ama bunun 
  için o ortamları görmeleri lazım. Benim zamanımda olsaydı mesela ben şimdi mandolin 
  çalmayı biliyor olurdum. Nereden çıktı diyeceksiniz, şuradan çıkıyor: Müzik 
  dersinde mandolin zorunluluğu vardı bizde. Mandolin çaldırıyorlardı ve ben çalamıyordum. 
  Halbuki annem-babam müzik öğretmenimle daha yakın bir ilişki içinde olsaydı 
  ona benim solak olduğumu, dolayısıyla mandolini bu yüzden çalamadığımı söylerdi. 
  Bu kadar basit bir bilgi pekala benim müzikle olan ilişkimi değiştirebilirdi. 
  Ama öğretmen de fark etmemiş, bizimkiler de söylememiş demek ki, ben de söylememişim 
  ki solakların mandolinin farklı olacağını, tellerinin yerini değiştirerek pekala. 
  Çok küçük bilgiler bile, bazen öğretmenimizin işini çok kolaylaştırabilir, aynı 
  şekilde öğretmenimizin paylaşacağı bilgiler de."
  
  Tatilde ödev yok
  Sömestr tatilinde çocuklarımıza ödev verilmemesi için öğretmenlerimizi uyaracağız. 
  Aslında sadece sömestr tatilinde değil, ders yılı içinde de öğrencilerimize 
  çok fazla ödev yüklediğimizi biliyoruz. Bu konu ile ilgili Talim Terbiye ve 
  diğer komisyonlarımızda da çalışmalarımızı yapıyoruz. Verilen ödevleri hafifletiyoruz, 
  daha da hafifleteceğiz.