Anasayfa

Erdoğan: Ey Amerika, PYD bal gibi terör örgütüdür

Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhtarlarla buluşmasında konuştu: Ey Amerika, PYD bal gibi terör örgütüdür

Haber Giriş : 2016-02-10T14:03, Son Güncelleme 2018-03-27T00:42
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, muhtarlarla buluşmasında konuştu. Konuşmasında PKK'nın Suriye kolu PYD ve YPG'yi terör örgütü olarak görmediğini bildiren ABD'ye sert tepki gösteren Erdoğan, "Ey Amerika, siz kaç kere söyledik, siz bizimle beraber misiniz, yoksa bu terör örgütü YPG-PYD ile mi berabersiniz? Ne bize PKK'yı, YPG'yi, PYD'yi tanımazsınız, bunları biz iyi biliriz, ama siz bunları tanıyamadığınız için bölge kan gölü içinde. Bu nasıl ortaklık?" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, muhtarlarla buluşmasında yaptığı konuşmasında Suriye krizi ve terörle mücadele konularına değindi. Konuşmadan öne çıkan ifadeler şu şekilde:

Suriye'de 400 bin masum insanın canı pahasına kurulan tezgahın amacını çok iyi biliyoruz. Silah bırakma aşamasına gelen bölücü terör örgütünün yeniden bölgeyi kana ve yıkıma sürüklemesinin gerisindeki saiklerin de gayet iyi farkındayız. Ama işte burada siz muhtarlarımızın huzurunda bir kez daha söylüyorum, başaramayacaklar.

Ey Amerika... PYD, YPG bal gibi terör örgütüdür

Ey Amerika, siz kaç kere söyledik, siz bizimle beraber misiniz, yoksa bu terör örgütü YPG-PYD ile mi berabersiniz? Ne bize PKK'yı, YPG'yi, PYD'yi tanımazsınız, bunları biz iyi biliriz, ama siz bunları tanıyamadığınız için bölge kan gölü içinde. Bu nasıl ortaklık? Karşımızda susuyorlar. Bu nasıl anlayıştır? Siyasetin dilini, diplomasinin gücünü ihmal etmedik. Ama aslolan, "la ilahe illalah". Bunu aklımızdan çıkarmadan devam edeceğiz

Birileri yurt dışına gidiyor, bunlar ana muhalefetin temsilcileri. Ne diyorlar? 'PYD, YPG terör örgütü değil'. Bal gibi de terör örgütü. PKK nasıl terör örgütüyse, onlar da aynı şekilde terör örgütü. Ama bu ifadeyi kullananlar ne yazık ki bu terör örgütlerinin avukatları durumundalar

Ankara'da patlayan bombayı Paris'te patlayan bombadan değersiz görmek ikiyülülüktür.

Suriye meselesi iç güvenliğimizin bir parçasıdır

Artık kendi iç güvenliğimizin de bir parçası haline dönüşen Suriye meselesinde bizim, herkesin gayet haklı ve rasyonel bulduğu çözüm tekliflerimizin hayata geçirilme zamanı gelmiştir. Terörün artık mesafesi, sınırı ve sınırları aşan gücünü görmezden gelerek kendi evinde, huzur içinde yaşayabileceğini sananlar, asla temenni etmiyoruz ama, yanıldıklarını göreceklerdir. Türkiye'yi terörle, terör örgütleriyle özellikle bu mücadelede yalnız bırakanlar işte o zaman bizi daha iyi anlayacaklardır ama iş işten geçmiş olacaktır

Suriye'de bir tehcir, bir soykırım uygulanıyor

Suriye'de yaşanan hadise artık bir tehcir, bir soykırım halini almıştır. Mültecileri öcü gibi görenlerin, bu sorunun sebebi olan Esed rejimine kör ve sağır kalmaları ibret vericidir. Ne diyor Birleşmiş Milletler, 'Kapınıza dayananları içeri alın.' Sen ne işe yarıyorsun? Bu kadar rahat bir şeyse, kolay bir şeyse, şu ana kadar Irak ve Suriye olmak üzere 3 milyon insanı evimize biz aldık, siz ne aldınız, hangi ülke ne aldı? 300 kişinin, 500 kişinin, bin kişinin hesabını yapıyorsunuz. Biz 3 milyon kişi aldık.

Ana muhalefet, PKK'nın bölgeyi uluslararası müdahaleye açma planına destek veriyor
Ana muhalefet partisinin milletvekilleri, terör örgütünün en büyük hayali olan bölgeyi uluslararası müdahaleye açma projesine de destek vererek, daha büyük bir ihanete ortak oluyorlar. Kendi devletinin karşısında terör örgütünün yanında yer alarak siyaset yapılmaz, siyasetçi olunmaz. Dünyanın hiçbir yerinde bunun örneğini görmezsiniz. Kongre kazanabilirsin, delegeleri kazanabilirsin ama milleti kazanamazsın

Avrupa terör örgütlerine el uzattı

Bugün devam eden mücadele Habil ile Kabil'den devam eden mücadeledir. Şimdi de aynı şeyleri yaşamıyor muyuz? Müslüman Müslümanı öldürmüyor mu? Bu ne menem iş. Bu işi bizim düzeltmemiz lazım. Siz her köyün, her mahallenin cumhurbaşkanısız. Siz seçilmişsiniz, atanmış değil. Sizi seçenlerin temsilcisi sizsiniz. Demokrasinin en uç ayağısınız.

Cizre'de, Sur'da mahalleleri işgal eden teröristlerin camileri, Kuranları nasıl tahrip ettiklerini sizler de görüyorsunuz. Mukaddes kitabımızın için bombalar yerleştirerek, tuzak kuruyorlar. Bölgeyi terk eden vatandaşlarımız Kuran-ı Kerim'ini de boyununa asıp öyle götürüyor. Örgüt camilerimizi silah ve malzeme deposuna çeviriyor.

Avrupa ülkeleri ne zaman ki bu örgütlere el uzatmaya kalktılar o zaman terör örgütünün yüzüyle karşılaştılar. Avrupa ülkelerinin bir kısmı çeşitli gerekçelerle aynı hatayı aynı şiekilde sürdürüyorlar. Bu iş akreple kurbağanın hikayesi gibidir. Bu akrep bir gün onları da sokacaktır. Onun karakteri öyle. Düşmanımın düşmanı dostumdur, müttefikliğe yakışmaz. Bir terör örgütünü, çıkar çatışması için desteklemek doğru ise, diğer terör örgütleri niye dışlanıyor? Onlar da DAİŞ'le çatışma halindeler, niye dışlıyorsunuz? İlkeli olmak gerek. Biz teröriste terörist demeyi, o şekilde muamele etmeyi sürdüreceğiz. Suriye halkını çoluk çocuk demeden katledenlerin gerçek yüzlerini ifşa etmeye devam edeceğiz.

Memurlar.Net