İbrahim Farhadli Ocak 2016'da geldiği İstanbul'da fenalaşınca hastaneye kaldırıldı ve kendisine lösemi teşhisi kondu. Eksik bilgilendirmeden dolayı SGK'sı yapılmayan İbrahim'in Türkiye'de hiçbir sosyal güvencesi yok. Yabancı uyruklu olduğu için hastane masrafları özel veya devlet hastanesi farketmeksizin normal ücretlerin 4 katına kadar çıkıyor. Bir an önce tedavisine başlanması gerektiği halde, yüksek miktarlarda ön ödeme yapılamadığı için yatırıldığı Medipol Mega Üniversite Hastanesi'nden çıkmak zorunda bırakılan İbrahim şu anda Acıbadem Atakent Hastanesi'nde kemoterapi görüyor. Uzun süren tedavisinin devam etmesi için desteğe ihtiyacı var çünkü bu şartlarda tedavisi trilyonla ifade edebilecek miktarlara çıkıyor.
Sıkı bir Beşiktaş taraftarı olan İbrahim, iyileşip çok sevdiği takımını desteklemek ve çok istediği İstanbul Teknik Üniversitesi'ndeki eğitimine başlamak istiyor. 21 yaşındaki bu gencin ilk kür tedavi için 40 bin dolar gerekiyor ve sekiz küre kadar kemoterapi gerekebilir. İbrahim'e ilik nakli de gerekebilir, onun ücreti de 150 bin dolara kadar çıkabiliyor. İbrahim için Türkiye ve Azerbaycan'da yardım kampanyaları ve reklamları yapılıyor ama henüz ihtiyaç duyulan miktarlara ulaşılamadı. İşin kötüsü İbrahim tedavisi için memleketine dönmek konusunda da çekimser çünkü tüm hekimler İstanbul'da tedavinin daha olumlu gelişeceği konusunda hemfikir. İran'da da tedavi olasılığı var ancak İranlı hekimler bile tedavi için bu alanda dünya 3.sü olarak gösterilen Türkiye'yi tavsiye ediyor. Yani İbrahim ve ailesi güçlerinin yetmeyeceği oranda bir parayı ödemek üzere köşeye sıkışmış durumda.
Radikal ekibi de konuyu SGK'daki yetkililere danışarak İbrahim için bir çözüm arayışına girdi. Öncelikle SGK Basın Müşavirliği'ndeki yetkililer konuyla son derece yakından ilgilendi ve hızlı geri dönüşler yaparak hem İbrahim'in ailesiyle hem de bizimle iletişim kurdu. Ancak ortaya çıkan gerçek şu ki bu konuda SGK yetkililerinin de eli kolu bağlı durumda. Durumu şöyle özetlemek gerekirse;
Yabancı uyruklu öğrenci kapsamında Türkiye'ye okumaya gelen bütün öğrencilere ilk üç ay içerisinde SGK'ya kayıt olma hakkı tanınıyor. Bu noktada özellikle okullardaki yetkililerin bu öğrencileri uyarması, yönlendirmesi şart. İbrahim'in yaşadığı olaydaki gibi bir bilgilendirme eksikliği olduğunda geri dönüşü olmayan bir yola giriliyor. 3 ay sonrasında bu konudaki tüm haklarını kaybeden öğrenciler, aylık 298 TL gibi bir ödeme karşılığında özel bir sigorta sağlayabiliyorlar ancak bu sigorta Lösemi gibi tedavisi masraflı hastalıkları karşılayamıyor. Yine ne yazık ki, söz konusu bu 3 aylık dönemin bir telafisi yok. Yani herhangi bir ceza ödemesi karşılığında yeniden hak edilmesi veya bir af çıkması ilgili kanun maddesiyle engellenmiş durumda. Bu sebeple SGK yetkilileri de bu noktada kanuna karşı olabilecek bir işlem yapamıyorlar. Yani İbrahim'i hayata bağlayacak şey, söz konusu kanunda düzenleme yapılması.
Şu an Türkiye'de benzer sorunlarla sıkıntı yaşayan kaç tane yabancı uyruklu öğrencimiz var bilemiyoruz ancak bu çocukların hepsi ülkemizde misafir ve bize annelerinin babalarının emaneti. Devlet büyüklerimiz, geniş kapsamlı Anayasa değişikliklerini rahatça tartışabildikleri bir dönemde, belki de pek çok insana umut ışığı yakabilecek bir kanun düzenlemesiyle İbrahim'in durumundaki kardeşlerimize af getirebilir. Devlet düzenini bozmayacağı açık olan bir kanunda yapılacak ufak bir düzenlemenin, bir insanın canından daha kıymetli olmadığını düşünüyorsak eğer bu konuda devlet büyüklerinin dikkatine konuyu sunuyoruz. İbrahim yaşasın ki umudumuz olsun. Türkiye devleti büyüklüğünü zor durumdaki insanlara kol kanat gererek göstermelidir. Bize emanet insanları ilik nakliyle birlikte trilyona varabilecek bir tedavi sürecine mahkum etmeyelim...