Bir önceki haberimizde de ifade edildiği üzere, bu haberleri ele alışımızdaki amaç kesinlikle karalamak değildir. Özgür Dinçer, Okutman kadrosuna hakkıyla yerleşmiş olabilir. Ama, kamuoyuna malolmuş kişilerin aile fertlerinin bir kadroya alımı sırasında bu tür iddiaların ortaya çıkması her zaman için mümkündür. Bunun önüne geçilmesi mümkün olup, bugüne kadar, bu yönde yapılan tüm girişimler akamete uğramıştır. Ne yazıkki, Anayasa'da yer alan ve YÖK'ün görevlerini düzenleyen maddeler, akademik hayata dair düzenlemelerde, YÖK'ten bağımsız bir düzenlemeye imkan tanımamaktadır.
Sitemize bugün iletilen yeni bilgiler ise yine Özgür Dinçer'e ilişkindir. Bize iletilen iddialarda 2005-2006 Eğitim yılında Kocaeli Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü tarafından 3 kişilik Yüksek Lisans 2 kişilik ise Doktora kadrosu açıldığı, sınav normal şartlarında tamamladığı, ancak sınav sonuçlarının açıklanacağı gün, sınav sonuçları iptal edildiği ve bu konu ile ilgili olarak Kocaeli Üniversitesinden hiçbir açıklama yapılmadığı belirtilmektedir. İsminin açıklanmasında bir sakınca görmeyen Talha Dülgerbaki adlı ziyaretçimiz, sınav sonuçlarının açıklanmamasının nedenini, Eğitim Sen Başkanı Alaadin Dinçerin oğlu Özgür Dinçer'in sınavı kazanmaması olarak belirtmektedir.
Sınavın iptali üzerine, sınav komisyonunda üye olan, okulun en başarılı iki öğretim görevlisinin sürgün edildiği, yine iddialardan bir diğeridir.
Diğer yandan, aynı sınav yaklaşık olarak 3 ay sonra yine bilinmeyen bazı nedenlerden dolayı tekrar açıldı. Sınav sonuçları açıklandığında kazanan adaylar şu şekilde:
Ayla Demirdizen: Kocaeli Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu
Müdürünün eşi
Gökalp Gürel: Adnan Menderes Üniversitesi Rektörünün oğlu.
Özgür Dinçer: Eğitim Sen genel başkanının oğlu
Mine Gül: Kocaeli Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Antrenörlük
Bölüm başkanının eşi.
Rıza Erdal: Kocaeli Üniversitesinde görevli bir öğretim görevlisi
Özgür Dinçer daha önce Ankara Üniversitesinde Yüksek Lisans yapmaktaydı. Dinçer, bu eğitimi yarıda bırakıp Kocaeli Üniversitesinin sınavlarına girip kazanmış görünmektedir.
Ortaya çıkan bu sonuca göre Türkiye'deki bilimin yani YOK'ün akademik personel alımında uygulamış olduğu yöntem Hindistandaki KANT sistemine benzeyen bir yapıdır.
Bir önceki haberimizde vurgulandığı üzere, YÖK'ün hem kamunun vicdanını rahatlatmak hem de objektif bir alım sistemini yerleştirmek amacıyla bir an önce gerekli düzenlemeleri yapması uygun olacaktır.