Ali Çelik
İstanbul'un dünyadaki birçok gelişmiş büyük şehirlerdeki gibi alanlara ihtiyacı olduğunu anlatan ve inşaat şirketleri çoktan iştahının kabardığını belirten Yücel, "Boşaltılan alanlar, kentin nefes aldığı, yeşil alan dokusunu koruyan ve doğallığını muhafaza etmiş yerler. Kentimizin oksijen almasını sağlayan alanlara bina yapmak gibi bir düşünceye karşı hazırlanacak bir yönetmelikle, özel mülkiyet hakkı verilmemelidir. Halkın yararına kentin yararına olacak çalışmaları dikkate almamız lazım. Kent ölçeğimize baktığımızda son yıllarda artan rezidanslaşma, yapılaşma, binalar, trafik sıkışlığı ile şehir nefes alamaz hale geldi. Bu alanları büyük kent bahçeleri olarak değerlendirebiliriz. İçinde bilim barındıran, kütüphane hatta uzay gözlem merkezi olan parklar yapılabilir. Gelecek nesilleri için yetişen çocuklarımızın bilgi ve becerilerini arttırdığı, sosyal donanımda yeterli yapılar üzerine çalışmak belki de boynumuzun borcu. Şehrin simgesi haline gelecek çok farklı projeler değerlendirilebilir" dedi. Ayrıca 17 Ağustos depremi hatırlatan Leyla Yücel "Kent bahçeleri ve dinlenme alanlarının yanı sıra herhangi bir afet olduğu zamanda da insanların toplanması, barınması ve o anki ihtiyaçlarını gidermesi için işlevsel projeler yapılabilir. Allah göstermesin fakat afet zamanlarında kentimizin böyle boşluklara ihtiyaçları var" şeklinde konuştu.