Anasayfa

Canikli: 27 bin 715 öğretmen meslekten ihraç edildi

Haber Giriş : 2016-09-19T18:42, Son Güncelleme 2018-03-27T00:42

- Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, açığa alınan öğretmenlerden bir bölümünün görevlerine iade edildiğini belirterek, "Bu, soruşturmanın bittiği anlamına gelmiyor. Bu öğretmenlerle ilgili soruşturmalar devam ediyor. Soruşturmanın sonuçlarına göre gereği yapılacak." dedi.

Bakanlar Kurulu devam ederken gazetecilere açıklama yapan Canikli, toplantıda yeni eğitim-öğretim yılıyla ilgili değerlendirme yapıldığını, eğitim öğretimde gelinen nokta, sorunlar ve çözüm önerilerinin değerlendirildiğini söyledi.

Yeni eğitim-öğretim yılında öğrencilere başarı dileklerinde bulunan Canikli, "Zorlu bir sürece başladılar. İnşallah en iyi şekilde bu dönemi de bu süreci de sürdürürler, tamamlarlar." diye konuştu.

Canikli, örgün eğitimde 18 milyonun üzerinde öğrenci bulunduğunu, bunlar arasında liseler açısından yaklaşık 1 milyon 399 bin öğrencinin anadolu liselerinde, 102 bin öğrencinin fen liselerinde, 32 bin öğrencinin sosyal bilimler liselerinde, 13 bin 849 öğrencinin güzel sanatlar liselerinde, 12 bin 605 öğrencinin spor liselerinde eğitim gördüğünü, ayrıca imam hatip ortaokulları ve imam hatip liselerinde eğitim gören öğrenci sayısının yaklaşık 1 milyon 100 bin dolayında olduğunu bildirdi.

Başbakan Yardımcısı Canikli, bu rakamlara 8 milyon 700 bin dolayındaki kursiyer ve diğer öğrencilerin de ilave edilmesi halinde toplam öğrenci sayısının 26 milyon 700 bine çıktığını ifade etti.

- 27 bin 715 öğretmen ihraç edildi

Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ve genel olarak terör örgütleriyle mücadele çerçevesinde, terör örgütleriyle iltisaklı ve bağlantılı olduğu değerlendirilen ve tespit edilen diğer kamu görevlileriyle öğretmenlerde de memuriyetten çıkarma ve açığa alma işlemlerinin gerçekleştirildiğini anımsatan Canikli, şunları kaydetti:

"Bugüne kadar toplam olarak 27 bin 715 öğretmen ihraç edildi. Bugün itibarıyla 9 bin 464 öğretmen açığa alınmıştır, soruşturmanın selameti açısından açığa alınmışlardır. 9 bin 464 öğretmen, bunların soruşturmaları devam etmektedir. Açığa alınan bu öğretmenlerden bir bölümü geçtiğimiz günlerde görevlerine iade edilmişlerdir. Bir başka ifadeyle açığa alma işlemi iptal edilmiştir. Bu, soruşturmanın bittiği anlamına gelmiyor. Bu öğretmenlerle ilgili soruşturmalar devam edecek, devam ediyor. Soruşturmanın sonuçlarına göre gereği yapılacak."

Canikli, açığa alınma işleminin gerekçesi ortadan kalktığı için bazı öğretmenlerin görevlerine iade edildiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yoksa soruşturma tamamlandı ve bu öğretmenlerin terör örgütleriyle bağlantısı, iltisakı ya da irtibatının olmadığı kesinleştiği için iade gerçekleştirilmemiştir. Dolayısıyla soruşturma işlemleri devam ediyor ve bu soruşturmanın sonucunda da gereken işlemler tesis edilecektir. Eğer bu soruşturma neticesinde bu kişilerin terör örgütleri ile bağlantıları tespit edilirse daha öncekilerde olduğu gibi memuriyetle ilişkileri kesilecek ve kamudan çıkarılacaklardır. Eğer böyle bir tespit söz konusu olmaz ise görevlerine devam edeceklerdir.

Bu çerçevede 455 öğretmen görevine iade edildi. Bunların 419'u Tunceli'de, 36 tanesi de farklı illerde görev yapan öğretmenler. Bu 36 kişi, yani açığa alınıp iade edilen toplam 455 kişi içerisindeki 36 kişi, farklı illerde görev yapan bu öğretmenler esasında FETÖ/PDY bağlantıları nedeniyle ya da o iddialar nedeniyle açığa alınmışlardı ama yapılan çalışmalarda ve soruşturmada bunların bu örgütle herhangi bir bağlantılarının olmadığı anlaşılmış ve o nedenle görevlerine iade edilmişlerdir. Daha doğrusu açığa alınma işlemi sonlandırılmıştır. Diğerleri için biraz önceki yaptığımız değerlendirmeler ve açıklamalar geçerlidir. Onlarla ilgili çalışmalar yapılıyor, soruşturmaları devam ediyor. Soruşturma sonucuna göre gereken yasal hukuki işlem tesis edilecektir."

- Çıraklık eğitimi zorunlu eğitim kapsamına alınıyor

Önümüzdeki dönemde mesleki eğitimde çıraklık eğitiminin zorunlu eğitim kapsamına alınacağını ve stajın zorunlu hale getirileceğini bildiren Canikli, staj sonrası sınav yapılacağını, staja giden öğrencilerin staj ücretlerinin üçte ikisinin devlet tarafından karşılanacağını söyledi.

Canikli, okul atölyelerinde ve işletmelerde staj yapan öğrencilerin iş kazası ve meslek hastalıklarına karşı sigortalanacaklarını, farklı meslek lisesi türlerinden mezun olan öğrencilere teknisyenlik unvanı verileceğini belirtti.

Bunun, özellikle sanayinin her zaman ihtiyaç duyduğu ara kademe, kalifiye eleman ihtiyacının giderilmesi noktasında son derece somut önemli bir adım olduğuna işaret eden Canikli, "Yine çıraklarımızın zaman zaman gündeme gelen bu eğitimi alırken ya da bu faaliyeti sürdürürken ortaya çıkan mağduriyet iddialarının da giderilmesi noktasında alınmış önemli bir karardır ve sosyal boyutu da ön planda olan bir karardır." değerlendirmesini yaptı.

- 9 günde 3 bin 129 kaza

Bakanlar Kurulu toplantısında değerlendirilen konulardan birinin de trafik güvenliği olduğunu aktaran Canikli, Kurban Bayramı'nda farklı yöntemler kullanılarak son derece geniş kapsamlı trafik tedbirleri alındığını fakat buna rağmen ülke genelinde 9 günde 3 bin 129 kaza meydana geldiğini ifade etti.

Nurettin Canikli, bu kazalarda 103 vatandaşın hayatını kaybettiğini, 7 bin 175 kişinin de yaralandığını bildirerek, bayram boyunca polis sorumluluk bölgesinde 326 bin 317 sürücünün durdurularak kontrol edildiğini, 13 bin 646'sı sürücüye, 41 bin 471'i plakaya olmak üzere toplam 55 bin 117 araca 16 milyon 153 bin 956 lira ceza kesildiğini kaydetti.

Bu bayramda trafiğe çıkan araç sayısının geçen yıla göre yüzde 6 oranında arttığını belirten Canikli, buna karşılık kaza sayısında bir önceki yıla göre yüzde 6'lık azalma olduğunu dile getirdi.

Canikli, "Yani 2015 yılında bayram süresinde meydana gelen kaza sayısıyla, geçtiğimiz Kurban Bayramı'nın 9 günlük süresi içinde meydana gelen kaza sayısında yüzde 6'lık bir azalma söz konusudur. Yine aynı dönemde bir önceki yıla göre kazalarda hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısında yüzde 27'lik bir azalma söz konusudur. Yoğunlukta ve trafiğe çıkan araç sayısında ciddi artışa rağmen bu dönemde alınan tedbirler ve önlemlerle bu rakamlar ortaya çıkmıştır. Elbette temennimiz, temel amacımız, hedefimiz kuşkusuz en aza indirmek, sıfıra indirmektir. Bununla ilgili çalışmalar bundan sonra da devam edecektir." dedi.

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, kamuda çok ciddi bir reforma ihtiyaç olduğunu belirterek, "Bu çalışmalar uzun yıllardan beri devam ediyor ama yeniden biraz daha farklı bir bakışla bu reform çalışmalarının yürütülmesi gerektiği kararı ortaya çıktı. Buna yönelik olarak da çalışmalar başlatıldı ve burada hem kamunun gerçek anlamda etkin hale getirilmesi ve aşırı harcama eğiliminin ortadan kaldırılması, törpülenmesi, telafi edilmesi, diğer taraftan da genel olarak kamunun ekonomideki payının küçültülmesi hedefleniyor." dedi.

Canikli, Çankaya Köşkü'nde, Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında yapılan Bakanlar Kurulu toplantısına ilişkin yaptığı açıklamada, ele alınan konular arasında "kamuda tasarruf"un da yer aldığını belirtti.

Başbakan Yıldırım'ın, daha önce bütün kamu kuruluşlarında çok kapsamlı, etkili tasarruf tedbirlerinin uygulanması talimatı verdiğini anımsatan Canikli, kamu kurumlarından kendilerine tahsis edilen 2016 yılı bütçe ödeneklerinden ne kadar tasarruf edecekleri hususuyla ilgili çalışma yapıldığını, bunun bir noktaya geldiğini ancak çalışmanın devam ettiğini söyledi.

Canikli, bunun bir kerelik, sadece konjonktürel olarak gündeme getirilen bir çalışma olmadığına işaret ederek, şöyle konuştu:

"Sistematik ve kalıcı olacak şekilde düşünülen, dizayn edilmesi planlanan bir çalışma. Maalesef kamuda genel olarak bu anlamda söylediğimiz çerçevede bir tasarruf alışkanlığının olduğunu söylemek mümkün değil. Tam tersi, hem bütçenin hazırlanış biçimi hem de bugüne kadarki kamu harcamalarının alışkanlık biçimi, tasarrufu değil, tam tersine daha çok harcamayı teşvik eder özellikler içermektedir. Özellikle kurumlara ödenek tahsis edilirken baz olarak kullanılan bir önceki yıl harcama rakamları, bu konuda tasarrufları sınırlandırıcı bir sonuç ortaya koymaktadır. Dolayısıyla kurumlar, bu özellik nedeniyle, bu bütçe yapma tekniği nedeniyle bürokrasi ve kamu, genelde olabildiğince bir sonraki yıl ödeneğinin daha çok olabilmesi için içinde bulunan cari yıldaki harcama rakamlarını yukarıya çekme eğilimindedir otomatik olarak. Dolayısıyla bir sonraki yılda daha fazla ödenek talep edebilmek için. Dolayısıyla böyle bir tasarruf hedefinde ya da amacında mutlaka bu yöntemin değiştirilmesi gerekiyor."

- "Kamunun ekonomideki payı azalıyor"

Bu konuların tüm boyutuyla ele alındığını dile getiren Canikli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Esasında genel olarak bakıldığında çok ciddi kamuda bir reforma ihtiyaç olduğu, bu çalışmalar uzun yıllardan beri devam ediyor ama yeniden biraz daha farklı bir bakışla bu reform çalışmalarının yürütülmesi gerektiği kararı ortaya çıktı. Buna yönelik olarak da çalışmalar başlatıldı ve burada hem kamunun gerçek anlamda etkin hale getirilmesi ve aşırı harcama eğiliminin ortadan kaldırılması, törpülenmesi, telafi edilmesi, diğer taraftan da genel olarak kamunun ekonomideki payının küçültülmesi hedefleniyor. Devlet ne kadar küçülürse, büyüme o kadar yüksek olur. Bu birçok ülkede test edilmiş, ortaya konulmuş bir gerçektir. Bir başka ifadeyle, büyümeyle devletin, kamunun ekonomiye müdahale oranı arasında doğrusal bir ilişki vardır. Yani bu oran yükseldikçe büyüme düşüyor, küçüldükçe de büyüyor. Aslında son 15 yılda Türkiye açısından da belli ölçülerde test edilmiş bir teoridir bu. Kamunun ekonomideki payı, ağırlığı son 15 yılda yaklaşık 8 puan azalmıştır ve yüksek büyüme hızları yakalanmıştır. Bir başka ifadeyle, son 15 yılda yüksek büyüme hızlarının ortaya çıkartılmasında, elde edilmesinde kamunun genel olarak ekonomideki ağırlığının azaltılmasının büyük payı vardır. Bu eğilim devam etmelidir. Devletin zenginliği değil, vatandaşın zenginliği. Devletin elindeki tüm zenginlik unsuru olan faktörlerin mutlaka vatandaşa aktarılması, devredilmesi gerekiyor. Bu, piyasa tarafından, vatandaş tarafından en iyi şekilde yatırıma dönüştürülerek büyümenin ivmesine çok ciddi anlamda bir katkı sağlamaktadır. Buna yönelik olarak da şu ana kadar ki yapılan çalışmalar daha da hız kazandırılarak devam ettirecektir."

Başbakan Yardımcısı Canikli, vergi matrahı nedeniyle asgari ücretin bin 300 liranın altına düşmesinin söz konusu olduğunu aktararak, bununla ilgili çalışmaların son aşamaya geldiğini ve bu konudaki açıklamanın Başbakan Yıldırım tarafından yapılacağını ifade etti.

Toplantıda terörle mücadele konusunun da ele alındığı bilgisini paylaşan Canikli, bu konuyla ilgili de genel değerlendirmenin yapıldığını, terörle mücadele konusundaki kararlılığın en yüksek perdeden bir kez daha ifade edildiğini belirtti.

- "Ayrıntılı şekilde tek tek inceliyoruz"

Fetullahçı Terör Örgütü ile mücadele kapsamında kamu kurum ve kuruluşlarında görevden almalar olduğunun hatırlatılması ve bu konuda mağduriyet yaşayanların sayısının sorulması üzerine Canikli, bununla ilgili valilikler bünyesinde illerde, Başbakanlık bünyesinde de merkezde bir organizasyon oluşturulduğunu, çalışmaların esas itibarıyla başladığını söyledi.

Mağduriyetlerle ilgili başvuruların yapılabildiğine işaret eden Canikli, şunları kaydetti:

"Talepler, sonuç itibarıyla illerden Başbakanlık'a aktarılacak ve değerlendirmeleri en hassasiyetle, titiz bir şekilde ilgili kurumlar tarafından Başbakanlığımızın gözetiminde gerçekleştirilecek. Dolayısıyla buradaki temel hedefimiz de sıfır adaletsizlik ve haksızlık noktasını yakalamak. Gelen tüm talepleri bütün ayrıntılarıyla en hassas şekilde yeniden, en detayına inerek değerlendiriyoruz ve şu ana kadar henüz daha illere yapılan müracaatların tümü gelmediği için bize, bir sayı veremiyoruz ama öyle kamuoyuna yansıdığı gibi çok büyük talepler, itirazlar yok. Şu ana kadar diyelim yaklaşık olarak 60 bin kişinin işine son verilmişse, şu ana kadar bize gelen talepler binin altında. Bundan sonraki süreçte belki bir hız kazanabilir. Özellikle bu yapılan açıklamadan sonra da oluşturulan bu yapıdan sonra talepler hızlanabilir. Kendi durumunun yeniden gözden geçirilmesi talebiyle ilgili başvurular artabilir. Önemli değil, sayı ne olursa olsun, bütün hepsini en ayrıntılı şekilde tek tek inceliyoruz, yeniden değerlendiriyoruz. O şekilde herhangi bir mağduriyetin, haksızlığın, adaletsizliğin ortaya çıkmaması için de elimizden gelen bütün gayreti gösteriyoruz. Var ise giderilmesi açısından aynı zamanda."

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, kredi kartına taksit uygulamasına ilişkin, "Önümüzdeki hafta içerisinde eğer olağanüstü bir durum ortaya çıkmazsa bu karar Resmi Gazete'de yayımlanma aşamasına gelir diye tahmin ediyoruz." dedi.

Canikli, Başbakan Binali Yıldırım'ın başkanlığında Çankaya Köşkü'nde gerçekleşen Bakanlar Kurulu toplantısı devam ederken açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin İstanbul Çekmeköy'de, belediye otobüsünde bir hemşireyi darbettiği iddiasıyla savcılıkça serbest bırakılmasının ardından yeniden gözaltına alınan ve çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Abdullah Çakıroğlu'nu hatırlatarak, "Bu olayı ve yargı sürecini nasıl değerlendirirsiniz?" sorusu üzerine Canikli, "Elbette çok vahim bir hadise, bir vatandaşımızın böyle bir olayla böyle bir saldırıyla karşı karşıya kalmış olması. Gerekçesi ne olursa olsun, en kararlı şekilde üzerine de gidilmesi gerekiyor. Yasaların tabii sınırları içerisinde, hukuk çerçevesinde hiç kuşkusuz. Burada tabii bu tür fiillere yönelik olarak hukuk sistemimizde otomatik olarak bunların tutuklanması gibi bir durum söz konusu değil. Buna yönelik olarak, buna benzer hadiselerde tutuklamayı zorunlu hale getirecek bir çalışma Adalet Bakanlığımız tarafından yapılıyor. Yani özellikle bu tür fiziki saldırılar vuku bulduğunda, bunların sonucu olarak otomatik bir şekilde tutuklanması ve müeyyidenin ağırlaştırılmasına imkan sağlayacak bir düzenleme konusunda Adalet Bakanlığımız çalışıyor." ifadelerini kullandı.

Canikli, buna benzer hadiselerin tekrarlanmaması ve etkili bir şekilde caydırıcılık sağlanması için gerekli yasal düzenlemenin tamamlanacağını belirtti.

- "10 Ekim'de yeni 20 bin öğretmen işbaşı yapabilir hale gelecek"

İhraç edilen öğretmenlerin yerine yeni eğitim öğretim yılında yeni atama yapılıp yapılmayacağına ilişkin soru üzerine Canikli, "Biliyorsunuz yeni 20 bin öğretmenin alınmasına ilişkin sınav süreci devam ediyor, mülakatlar şu anda yapılıyor, 10 Ekim'de tamamlanmış olacak. 10 Ekim'de yeni 20 bin öğretmen işbaşı yapabilir hale gelecek. Bu da ihtiyaçlarımızı karşılayacak bir sayıdır. Dolayısıyla bu şekilde açığa almalar ve görevden ihraçlar nedeniyle ortaya çıkan bu problem de... Zaten geçici tedbirler alınmıştır ama 10 Ekim itibariyle 20 bin yeni öğretmenin alınması suretiyle bu problem, problem olmaktan çıkmış olacaktır." açıklamasında bulundu.

- Alman vekillerin İncirlik Üssü'nü ziyareti

"Alman vekillerin İncirlik Üssü'nü ziyareti için bir planlama yapıldı mı? Alman vekiller bu ziyareti ne zaman gerçekleştirecek?" sorusuna Canikli, şöyle yanıt verdi:

"Biliyorsunuz İncirlik Üssü'ne ziyaretlerini, 1915 olaylarıyla ilgili olarak, Almanya Parlamentosu'nun aldığı karar nedeniyle bugüne kadar vermemiştik. Yani onların ziyaretleriyle ilgili taleplerini olumsuz karşılamıştık. Alman Parlamentosu'nun verdiği bu saçma, anlamsız, gerçek dışı karar nedeniyle böyle bir politika uygulamıştık. Fakat daha sonra Sayın Merkel'in bir açıklaması oldu biliyorsunuz. Yani alınan bu kararın 'hukuki değil, siyasi bir karar olduğu' anlamına gelen bir açıklama yaptı. Bu da bu noktada bizim şu andaki beklentilerimizi karşılayan bir açıklama. Yani Sayın Merkel bu açıklamasında, bu ifadesinde, 'esasında yapılan araştırmalar, çalışmalar, tarihi gerçekler ışığında alınmış bir karar değil Avrupa Parlamentosu'nun bu kararı, tamamen siyasi saiklerle siyasi gerekçelerle alınmış bir karar olduğunu' örtülü bir şekilde ifade etmiştir. Dolayısıyla bu da bu anlamda bizim beklentilerimizi karşılamıştır."

"Bundan sonra talepleri olması halinde Alman parlamenterlere İncirlik Üssü konusunda, milletvekillerine izin vereceğiz. Bu çerçevede bir talepleri de olmuştur." diyen Canikli, ekim ayında ziyaret etmeleri hususunda da Dışişleri Bakanlığı tarafından gerekli izinler verildiğini hatırlattı.

Alman vekillerin söz konusu izni kullanıp kullanmayacaklarını bilmediğini ancak şu an itibarıyla Alman vekillerin İncirlik Üssü'nü ziyaretinin önünde herhangi bir engel kalmadığının altını çizen Canikli, bu noktada somut olarak da izin verildiğini bildirdi.

- "İttihaz edilmiş bir karar söz konusu değil"

"OHAL kararı üç aylığına alınmıştı. Bakanlar Kurulu'nda buna ilişkin nasıl bir eğilim var? Yenilenebilir mi yoksa o üç aylık süreyle birlikte sona ermesine ilişkin bir eğilim var mı?" sorusu üzerine Canikli, "Bu konuyla ilgili aldığımız bir karar yok şu anda. Yani uzatılması ya da uzatılmaması noktasında aldığımız herhangi bir karar yok. Önümüzdeki günlerde oturup konuşacağız ve bu kararı vereceğiz. Yani olağanüstü hal uzatılacak mı uzatılmayacak mı kararını vereceğiz. Ama şu an itibarıyla böyle bir ittihaz edilmiş bir karar söz konusu değil." ifadelerini kullandı.

- Kredi kartına taksit uygulaması

Canikli, "Kredi kartına taksit uygulaması netleşti mi?" sorusunu şöyle yanıtladı:

"Bu konuyla ilgili son viraj, son aşamadayız. İlgili kurumların görüşüne gönderdik taslak çalışmayı. Daha önce biliyorsunuz taraflarla Bankalar Birliği başta olmak üzere ilgililerle gerekli görüşmeler, toplantılar yapıldı ve orada bazı öneri mahiyetinde görüşler ortaya çıkmıştı. Bu görüşleri bir metin haline getirdik ve ilgili kurumlara görüşe gönderdik. Şu an itibarıyla o görüş bekleniyor. Ama bugün, şu anda size kredi kartında şu kadar ya da işte şu alışverişte şu kadar taksit çıkartılacak gibi bir açıklama yapma imkanına sahip değiliz. Çünkü bu söyleyebileceğimiz kadar netleşmemiştir, olgunlaşmamıştır. Öyle söyleyelim. Yani süreci tamamlanmamıştır."

Söz konusu düzenlemeye ilişkin sürecin Resmi Gazete'ye yayıma gönderildiğinde tamamlanacağını belirten Canikli, şunları ifade etti:

"Dolayısıyla şu ana kadar kamuoyunda konuşulanlar sadece bir tahmin ya da temenniden ibarettir. Yani taksit sayıları vesaire. Yoksa bu konuda şu an itibarıyla hukuken sonuçlanmış, karar aşamasına gelmiş bir durum söz konusu değildir. Ama inşallah önümüzdeki hafta içerisinde eğer olağanüstü bir durum ortaya çıkmazsa bu karar Resmi Gazete'de yayımlanma aşamasına gelir diye tahmin ediyoruz. Acele ediyoruz, önemli çünkü gerçekten özellikle iç talebe yönelik olarak tahrik edici mekanizmaların devreye sokulması gerekiyor."

- "İç talebi de daraltıcı bir etkisi söz konusu"

Kredi kullanımlarında reel azalmaların söz konusu olduğuna dikkati çeken Canikli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu, bireysel krediler için de geçerli, kredi kartı kullanımları için de. Miktar olarak bakıldığında, 2016 yılının ilk 6 ayında yaklaşık yüzde 2-,2,5 civarında nominal artışlar söz konusu. Bu reel olarak azalış anlamına geliyor ki yüzde 15'e kadar zaten buralardaki kredi genişlemesi beklenen, arzulanan aslında ve herhangi bir problem oluşturmayacak oranlardır. Ama yüzde 15'e kadar beklenen genişleme veya oradaki bu yüzde 15'lik marjı dikkate aldığımızda yüzde 2,5'lik bir genişleme söz konusudur. Bu da aslında reel bir kasılmadır. O nedenle bir açıdan bakıldığında iç talebi de daraltıcı bir etkisi söz konusudur. Bunu burada çok net bir şekilde, 2016'nın ikinci ilk yarısında somut olarak görmüş oluyoruz, bunu telafi etmemiz gerekiyor en kısa zamanda. En azından son çeyrek büyümesine bir katkı sağlaması için burada yeteri kadar bir genişleme yapmamız gerekiyor ve bu taksit sayısı olarak ortaya çıkacak. Önümüzdeki hafta sonuna kadar inşallah Resmi Gazete'de yayımlanma aşamasına gelir diye tahmin ediyoruz."

- "Bunu çok açık ve net bir şekilde söylüyoruz"

"Geçtiğimiz hafta içinde 28 belediyeye kayyum atandı. Bu konuda bir değerlendirme oldu mu. Diğer belediyelerde de yeni kayyum atamaları bekleniyor mu? sorusu üzerine Canikli, şunları kaydetti:

"Kayyum ataması, bunların terör örgütlerine yardım yataklık ve destek sağlamaları nedeniyle görevden alınmaları üzerine yapılmaktadır. Böyle bir tespit ne zaman yapılırsa yine oraya bu düzenleme çerçevesinde kayyum atanacaktır. Diğer belediyelerin terör örgütlerine yardım, yataklık ve finansal destek yapıp yapmayacaklarını söyleme imkanına sahip değiliz ama böyle bir tespit olursa, bazı belediyeler kayyum atanan belediyeler gibi terör örgütüne destek sağlarlarsa aynı işlemlere muhatap olurlar. Bunu çok açık ve net bir şekilde söylüyoruz. Bu bir defaya mahsus olmak üzere sadece bu belediyeler için alınmış bir karar değil. Buna benzer, hangi belediye böyle bir yaklaşım içine girer, böyle bir politika üretirse, terör örgütüne destek verirse belediyenin halka hizmet olarak dönmesi gereken kaynakları terör örgütlerini, terör faaliyetlerini finanse etmek amacıyla kullanılırsa hiç tereddütsüz orada da görevden alınma ve onların yerine de kayyum atama işlemi gerçekleşir."

Memurlar.Net