Partisinin TBMM'deki grup toplantısındaki konuşmasına 6 Mayıs 1972'de idam
edilen Deniz Gezmiş, Yusuf Arslan ve Hüseyin İnan'ı anarak başlayan Kılıçdaroğlu
"Deniz Gezmiş'i, Yusuf Aslan'ı, Hüseyin İnan'ı asla unutmayacağız. Onlar
bu ülkenin bağımsızlığı için mücadele verdiler" dedi.
Fransa'da aralarında eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, üç eski başbakan, Yahudi
ve Hristiyan cemaati temsilcileriyle yazarların da bulunduğu 300 kişinin imzasıyla
yayınlanan Kuran-ı Kerim'den "şiddet ve Yahudi karşıtı fikirleri yaydığı
gerekçesiyle bazı ayetlerin çıkarılması" yönündeki bildiriye tepki gösteren
Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
'İSLAM'IN BARIŞ DİNİ OLDUĞUNU BÜTÜN DÜNYA BİLİYOR'
Fransa'da aralarında geçmişte devlet yöneticisi olan bazı sanatçılar Kuran'dan
bazı ayetlerin çıkarılmasını istiyor. Neymiş, çağdışı kalmış. Çağdışı kalan
Kuran değil, çağdışı kalan sizlersiniz. Sizin bu tavrınız El Kaide, El Nusra,
IŞİD düşüncesidir. Onlara destek veriyorsunuz siz. Bütün kitaplara saygımız
var.
Eğer siz inançları kullanarak terör estiren IŞİD'e, El Kaide'ye destek vermek
istiyorsanız, bu söylemlerinize devam ediniz. İslam'ın barış dini olduğunu bütün
dünya biliyor. İslamiyet'te liyakat, barış, huzur vardır. Siz İslamiyet'i nasıl
böyle tanımlarsınız?
'KİMSE KUSURA BAKMASIN SEN CUMHURBAŞKANI DEĞİLSİN'
Geçen hafta yine ezberleri bozduk. Muharrem İnce'yi açıkladık. Beklemiyorlardı, orada bir yarış oldu, birbirlerini mahvedecekler sanıyorlardı. Neden mahvedelim? Muharrem İnce. sorunları ve sorunların kaynağını çok iyi bilen bir kişidir. Sen-ben ayrımı yapmaz. 80 milyonu kucaklar. Rozetini bana emanet etti, ben de Türkiye rozetini onun göğsüne taktım. Akılları yine ermedi.
Biz en başından beri cumhurbaşkanı tarafsız olmalıdır dedik. CHP'nin önerdiği isim 80 milyonun cumhurbaşkanı adayı olmak için yola çıkmalıdır. İnce, bölge, vatandaş, sen, bizdensin, değilsin diye ayrım yapmadı. Böyle bir kişi cumhurbaşkanı olmayı hak ediyor. Muharrem Bey, milleti bölmek istemiyor. Bunu yapan adam cumhurbaşkanlığı koltuğunu işgal etmiş durumda. Eğer 80 milyonun cumhurbaşkanı değilsen, kimse kusura bakmasın, sen cumhurbaşkanı değilsin kardeşim.
Muharrem İnce memleketinde huzur istiyor. Kavgadan uzak durmak istiyor. Cumhurbaşkanı adaylarının tamamını ziyaret edeceğim diyor. Ben kimseyi ötekileştirmiyorum onun işaretidir. Demirtaş'tan randevu isteme şansım yok, Adalet Bakanlığı'ndan izin isteyeceğim diyor. Bu memlekette işsizlik olmasın istiyor Muharrem İnce. Adaleti sağlayacağım diyor. Adalet neyi gerektiriyorsa tamamını yapacağım diyor. Muharrem İnce bir öğretmen. Bu ülkenin binlerce çocuğunu okuttu.
'3 BİN KİŞİ İLE GEZEN CUMHURBAŞKANI MI OLUR?
Muharrem İnce milletvekili olduktan sonra köyüne sahip çıktı. Asla ve asla bir
aristokrat değildir. Bir halk adamıdır. Birilerinin yaptığı gibi yırtık ayakkabı
ile siyasete girdim, şimdi sarayda oturuyorum, 3 bin kişi beni koruyor. 3 bin
kişi ile gezen cumhurbaşkanı mı olur. Kendi milletinden korkan cumhurbaşkanı.
Kahveye gidemiyor. Meclis'e geliyor, milletvekillerinden korkuyor. Milletinden
korkan cumhurbaşkanı olur mu? Muharrem İnce, 3 bin kişilik polis kadrosunu kaldıracağım
diyor. Muharrem İnce sarayların değil bu milletin evladıdır.
Muharrem İnce tek adamlığa oynamıyor. Ben demokrasiye güçler ayrılığına inanıyorum
diyor. O halkına, milletine inanıyor. Muharrem İnce'yi cumhurbaşkanı adayı seçtik,
beyefendide şafak attı. Vay efendim olur mu, olur. Senden çok daha iyi olur.
'KABİLE REİSLERİ BİLE TÜRKİYE'YE KAFA TUTMAYA BAŞLADI'
15 yıl önce kimse Türkiye'de beka sorunu var demezdi. Çünkü kimseyle sorunumuz
yoktu. Ekonomi iyiydi. Kararları Ecevit hükümeti almıştı, bunlar geldiler hazıra
kondular. Şimdi neden beka sorunundan bahsedilmeye başlandı? Devlette liyakat
sistemi yok edildi. Devlet yönetimi keyfileşti ve kişiselleşti. Sarayın tek
belirleyici olması bürokrasinin çalışma düzenini altüst etti. Bugün beka sorunu
varsa bir kişiye verilen yetki fazlalığından kaynaklanmaktadır.
Bizim dış politikada yurtta sul cihanda sulh politikamız vardı. Bütün devletlerle
barış içindeydik. Ortadoğu'da bir sorun çıktığında Türkiye'nin kapısını çalarlardı.
Şimdi kabile reisleri bile Türkiye'ye kafa tutmaya başladılar. 30 milyar dolar
Suriyelilere harcadılar. İtibar sahibi mi olduk? Suriyeliler neden geldi? Senin
yanlış politikaların yüzünden.
'MEDYANIN YÜZDE 90'INI İKTİDAR KONTROL EDİYOR'
Devleti temelden ağır ağır çürüten yolsuzluklardır. Yolsuzluklar AK Parti iktidarıyla gündeme geldi. AK Parti'ye oy verenleri suçlamıyorum. Yolsuzluk yapan devleti yönetenler. Bunlardan sözde bir adamı yolsuzluklardan devleti yönetenin de bir payı vardır diye fetva verdi. Medyanın kontrol altına alınması... Halk doğru bilgilendirilmiyor. Medya görevini yapmazsa vay halimize. Medyanın yüzde 90'ını iktidar kontrol ediyor. Satılık kalemler ve satılık patronlar var. Bu patronların tamamı devlet ihaleleriyle besleniyor.
'ANLADIM Kİ ERDOĞAN BENİ DİNLİYOR'
Erdoğan beni aslında dinliyor. Şunu çok iyi biliyor. Ona yalan söylemeyen tek
kişi benim. O nedenle ahdim olsun diye başlayan cümlelerle bir konuşma yaptı.
Anladım ki beni dinliyor. Ahdim olsun yeni dönemde, enerjide dışa bağımlılığı
azaltacağız diyor. Benim söylediklerimi not etsinler, seni kandıran ben değilim.
Enerjide dışa bağımlılık artacak. Doğalgazı Rusya'dan alıyoruz, nükleer santarli
Ruslara yaptırıyoruz. Bağımlılık artacak mı azalacak mı? Enerji konusunda Türkiye
kadar bir devlete bağlı olan var mı yok mu?
Teşviklerle istihdam artışı sağlanacak. Ben demiyor muydum üretim diye? Ben
üretim diyordum, sen bina diyordun. Bitlis'in sigara fabrikasını neden sattın?
İşsizlik azalacakmış. Herkesin mal güvenliği ve ticaret yapma özgürlüğü hukukun
güvenliğinde olacakmış. Ben demiyor muydum can ve mal güvenliği yok diye. Şimdi
beni tasdik ediyor. 'Faizler düşecek' demiş. Nasıl düşürecek o belli değil.
Faizleri düşüremediler. 'Cari açık düşecek' demiş, düne kadar 'ürkütmüyor' demişti.
Birden kafana taş mı düştü? 'Dar gelirli vatandaşların hayat standartları artacak'
demiş. Çok şükür saraydan fark etmiş bunu. Kılıçdaroğlu'nu dinlemiş demek ki.
'Fakir fukaraların vergilerini azaltacağız' diyor, azaltamazsın. Beni dinlersin
ama yapamazsın. 'Adaleti getireceğim' diyor. Ben demiyor muydum? Demek ki beni
dinlemiş. 'Hakkındaki suçlama ne olursa olsun kişi adil yargılanacak' diyor.
Onun için büyük laf. Bizim için sıradan bir laf.