ANKARA Gazi Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Arhan, şu an yoğun bakım doluluk kapasitesinin yüzde 100'e ulaştığını ifade etti. Önceki aylara göre virüsün daha ağır karşılarına çıktığını belirten Arhan, akciğer tutulumu ve klinik açıya dikkat çekerek virüsün ilk döneme göre daha bulaşıcı olduğunu aktardı.
Gazi Üniversitesi Başhekimi, Gastroenteroloji Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Arhan, pandemi sürecinde mart, nisan ve mayıs aylarında Ankara özelinde çok ciddi vaka sayısıyla karşılaşmadıklarını belirtti. Prof. Dr. Arhan, "Özellikle de Kurban Bayramı ve sonraki süreçte Ankara'da vaka sayılarının tekrar hızla artışa geçmesinin ardından başlangıçtaki pandemi eylem planındaki gibi artan ihtiyaca göre yoğun bakım ve yataklı servis kapasiteleri kademeli olarak artırarak sağlık hizmetimizi sürdürmeye çalışıyoruz" diye konuştu.
Prof. Dr. Arhan, Kurban Bayramı sürecinde ve tatil döneminde kent dışına çıkanların Ankara'ya dönmesinin, vaka sayılarının artmasına yol açtığına dikkat çekti.
Doluluk oranı yüzde 100
Kurban Bayramı sonrası dönemde biz hastane olarak kademeli bir şekilde başvuran hasta talebine göre Covid-19 servisi ve yoğun bakım kapasitemizi Covid-19 olmayan hastaların sağlık hizmeti ihtiyacını da mümkün olduğunca durdurmadan imkanlarımız ölçüsünde artırdık. Şu anda 3 yataklı servisimiz ve 3 yoğun bakım ünitemizle Covid-19 sağlık hizmetini sürdürüyoruz, servis ve yoğun bakımlarımızda doluluk oranı yüzde 100. Bundan sonrasında Covid-19 için daha fazla kapasite artırımında Covid-19 olmayan hastalarımıza da sağlık hizmeti sunma zorunluluğumuz ve sağlık personeli kısıtlılığımız nedeniyle artırmakta çok zorlanıyoruz"
Prof. Dr. Arhan, "Mart, nisan, mayıs dönemine göre de bu dönemdeki vakaların özellikle akciğer tutulumu ve klinik açıdan daha ağır karşımıza çıktığını görüyoruz ve yatış oranları bu nedenle de oransal olarak daha yüksek. Bu dönemde fark ettiğimiz bazı farklılıklar var; hem klinik olarak vakalardaki akciğer bulgularının belirgin olduğunu hem de bulaştırıcılığın daha fazla olduğunu görüyoruz. Kısacası pandeminin ilk döneme göre daha fazla bulaş riski oluşturan bir durumla karşı karşıyayız" cümlelerini kullandı.
"En büyük zorluklardan birisi olacak"
Prof. Dr. Arhan, bundan sonraki süreçte bireysel tedbirlerin öne çıktığına işaret
ederek, "Sağlık sisteminin kapasitesi üstünde bir hasta yükü ile karşılaşmadan
bu sürecin daha kontrollü bir şekilde sürdürülmesini umut ediyoruz. Yaklaşan
gribal enfeksiyon mevsiminde Covid-19 hastalarıyla Covid dışı gribal enfeksiyonları
ayırt etmek, bunların bulaş riskini azaltacak şekilde yönlendirmesini yapmak
sonbahardaki gribal enfeksiyon döneminde bizim önümüzdeki en büyük zorluklardan
biri olacak. Burun altındaki maskeyi takmakla maske takmamak arasında çok bir
fark yok. Düzgün maske kullanımı çok önemli. Sürekli maskeye elle dokunmak o
da ayrı bir risk oluşturuyor" ifadelerini belirtti.
Vatandaşlarımızın kulak vermesini istiyoruz: Eğitimlerle personelimizi
duyarlı hale getirmeye çalışıyoruz fakat bu artışın devam etmesi ve sağlık çalışanlarındaki
bu psikolojik yorgunluk eğer bu şekilde devam ederse gerçekten bizi zorlayacak
kısıtlayıcı en önemli faktörlerden biri haline gelecek. Çünkü sağlık hizmetinin
yürütülmesi demek sadece hekimle yürütülen bir süreç değil bir ekip işi. Bu
ekip içindeki oran bozulursa o zaman bizim bu sağlık hizmetini sağlıklı bir
şekilde yürütebilmemiz çok mümkün olmaz. Vatandaşlarımızın bizim yaşadığımız
zorlukları da duymasını, görmesini ve bize kulak vermesini istiyoruz."
Arhan sözlerini şöyle noktaladı: Pandemi sürecini bir savaş, bir mücadele olarak
adlandırırsak şu anda bunun en ön safında yer alan sağlık çalışanlarının vermiş
olduğu zorlu mücadelede vatandaşımızın da yapabileceği en önemli destek mümkün
olduğunca bulaşı azaltacak tedbirlere uymak ve hastanelere gelecek hasta sayısını
azaltmaktır"