Üstün zekalı çocukların eğitim gördüğü Beyazıt İlköğretim Okulu'na öğrenci seçimi bu yıl sıkıntılı başladı. İstanbul Üniversitesi kendi kampusünde bulunan okula hangi öğrencinin alınacağı konusunda tek yetkili. Öğrencilerin zeka seviyelerine göre kayıt izni veren üniversite yönetimi bu yıl, bir de aile fotoğrafı uygulaması başlattı. Kayıt yaptırmak isteyen her öğrenciden anne baba ve varsa diğer çocuklarının bulunduğu bir fotoğrafı evrakların içinde görmek isteyen üniversitenin bu tavrı velilerin tepkisini çekti. Uygulamanın anne veya babanın düşünce yapısını öğrenmek ya da anne başörtülüyse bunu tespit etmek için yapıldığı öne sürülürken, bazı veliler başörtülü oldukları gerekçesiyle çocuklarının kabul edilmediğini iddia etti. Başörtüsü taktığı halde, açık fotoğraf vermek zorunda kaldığını belirten veliler de, uygulamadan yakındı. Beyazıt İlköğretim Okulu Müdürü Eşref Karagözoğlu, benzer şikayetlerin kendilerine de ulaştığını, ancak öğrenci seçme tasarrufunun tamamen üniversiteye ait olduğunu söyledi. Projeyi yürüten Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ümit Davaslıgil ise iddiaları reddederken, "Çocuğa baktığımız zaman aileyi hatırlayalım, aile tek geldiği zaman da öğrencisini bilelim diye böyle bir şey yaptık.'' dedi.
İstanbul Üniversitesi, 2002 yılında Milli Eğitim Bakanlığı ile yaptığı bir protokol gereği kampus yakınındaki Beyazıt İlköğretim Okulu'nda üstün zekalı öğrencilerin eğitimine yönelik pilot bir proje başlattı. Bu proje kapsamında üstün zekalı öğrencileri seçen üniversite, kendilerine milli eğitim müdürlüklerine bağlı rehberlik ve araştırma merkezlerinden (RAM) gelen üstün zekalı öğrenciler arasından IQ'su (Intelligence Quotient: Zekâ Bölümü) 130 ve üzerindeki 24 öğrenciyi seçiyor. 2 senedir Beyazıt İlköğretim Okulu'na üstün zekalı öğrenci seçen üniversite, bu seneye kadar aile fotoğrafı istememişti. Üniversitenin uygulaması, öğrenci seçiminde hassas davranan ve aileleri güvenlik kontrolüne tabi tutan askeri okullarda bile yapılmıyor.
İstanbul Üniversitesi'nin üstün zekalı öğrenciler için yaptığı bu uygulama, başvuru yapan aileleri tedirgin ettiği gibi ailelerin farklı davranmasına da sebep oldu. İsminin açıklanmasını istemeyen ve çocuğunu okula kayıt yaptırmayı başaran bir veli, üniversitenin davranışının öğrenci seçiminde bir art niyet göstergesi olduğunu belirterek, İstanbul Üniversitesi'nin başörtülü insanlara karşı olumsuz yaklaşımından dolayı eşinin başı açık fotoğraf verdiğini söyledi. Çocuklarının geleceği için böyle bir şeye katlanmak zorunda kaldığını anlatan öğrenci velisi şöyle konuştu: “İstanbul Üniversitesi'ndeki yetkililerin aile fotoğrafı istediğini duyunca çok şaşırdık. Zaten eşim üniversite yıllarından itibaren başörtüsü mağduru, mezun olduktan sonra da başörtüsü sebebiyle istediği kurumlarda çalışamadı. Bir de eşimin başörtüsünün çocuğumuzun geleceğini ilgilendiren bir konuda olumsuzluk meydana getirmesini istemedik. Bu yüzden üniversiteye kayıt sırasında eşimi götürmedim. Aile fotoğrafını verirken de eşimin aile ortamında çekilmiş başı açık bir fotoğrafını verdik.”
Başörtüsü konularından dolayı iyice bunaldıklarını anlatan veli, “Artık her şeyden şüphelenmeye başladık. İmkanım olsa Türkiye dışında bir ülkeye gider kafam rahat yaşarım. Bu tür mevzulardan dolayı bunaldık, bıktık. Benim eşim başörtülü olduğu için çalışamıyor. Başörtüsünden dolayı her yerde mağdur. Çocuğumun da aynı sıkıntıyı bu yüzden çekmesini istemem.” dedi. Beyazıt İlköğretim Okulu'na bu yıl zeka seviyesi çok yüksek olmasına rağmen kayıt yaptıramayan öğrenciler de oldu. Zeka seviyesi 163 olan Berfun Selvi'nin babası Ali Selvi, kendilerinden aile fotoğrafı istendiğini; ancak fotoğraf vermediklerini söyledi.
Projeyi yürüten Prof. Dr. Ümit Davaslıgil ise uygulamanın ‘aileyi tanımak amacıyla ‘olduğunu ifade etti. Okul Müdürü Eşref Karagözoğlu ise “Öğrenci seçiminde tasarruf tamamen İstanbul Üniversitesi'nindir. Bakanlığımız ve üniversite ile yapılan protokol gereği seçime biz karışmıyoruz. Onlar bize listeyi gönderiyor, biz de kayıt yapıyoruz.” diye konuştu.
zaman