Banka, PTT ya da para transferi yapan diğer kuruluşlar aracılığıyla birisine
para göndermeyen, havale yapmayan vatandaş günümüzde neredeyse yok gibidir.
Prof. Dr. Erol Ulusoy'un yazısı: Bir çoğumuz, ödeme yaptığımız kişinin, havale alıcısının ne için bu havalenin yapıldığını, ödemenin ne için yapıldığını bildiğini düşünerek, havale açıklaması yazmayız, ödeme gerekçesini bildirmeyiz. Nasıl olsa karşı taraf da biliyor, biz de biliyoruz, birbirimize güvenmeyelim mi?
AÇIKLAMA YAZILMALI
Güvenelim tabii ama güvenimizin istismar edilebileceğini de unutmayalım. Hem,
ödeme veya havale gerekçesini, açıklamasını yazarsak, karşı tarafa bir güvensizlik
duymuş da olmayız. Ama olası olumsuz sonuçların doğmasını da daha baştan önlemiş
oluruz.
Yapacağımız banka havalesine eğer bir açıklama yazmazsak, Yargıtay bunu bir
borcun ödemesi için yapılmış kabul ediyor. Örneğin, siz havale alıcısına borç
vermek için para göndersiniz bile, havale dekontuna açıklama yazdırmamışsanız,
asıl borç veren siz olmanıza rağmen, karşı taraf itiraz edip, sizin kendisinden
aldığınız borcun havalesini yaptığınızı ileri sürebilir. Yargıtay da onu haklı
bulur.
Ya da boşanma davası açıldıktan sonra, mahkemenin verdiği tedbir nafakasını
öderken, bu ödemelerin tedbir nafakası olduğunu belirtmezseniz, mahkeme bu ödemeleri
ahlaki bir görevin yerine getirilmesi için yapılmış ödemeler olarak kabul eder
ve siz bir daha tedbir nafakası ödemek zorunda kalırsınız.
NAFAKA ÖDERKEN
Mahkeme tedbir nafakası ödenmesine karar verdikten sonra yapılan ödemelerde
bir açıklama yoksa, mahkeme bakıyor, ödemeler tedbir nafaka miktarı veya onun
katları kadarsa, tedbir nafakası ödenmiş kabul ediyor.
Örneğin tedbir nafakası aylık 1000 TL ise, ödemeler de aylık 1000 TL veya iki
ayda bir 2 bin TL gibi katları şeklinde ise ödemelerde açıklama yazılmamış olsa
bile, mahkeme tedbir nafakası için ödeme yapılmış sayıyor.
Ödemeler düzensiz ve örneğin ikinci ay 1700, beşinci ay 3 bin TL ödeme yapılmışsa, bunları ahlaki bir görevin yerine getirilmesi için yapılmış ödeme olarak sayıyor, tedbir nafakasını ödenmemiş kabul ediyor.
Bu sebeple siz siz olun, her yaptığınız ödemenin ne için yapıldığına dair açıklamayı
mutlaka yazın, yazdırın. Sadece, geri almamak üzere yaptığınız havalelere açıklama
yazmasanız da olur.
ALIŞVERİŞLERİNİZDE SENETLE BORÇLANIRSANIZ
Enflasyonun yüksek olduğu zamanlarda peşin ödeme yapacak olanlar satıcılardan
büyük bir rağbet ve iltifat görür, satış fiyatında neredeyse yararı yarıya indirim
yapılırdı.
Şimdi peşin ödemenin hiçbir avantajı kalmadı. Bir pazarlama politikası olarak,
'peşin fiyatına taksitli' satışlar çok yaygınlaştı. İstisnaları olsa da, satıcılar,
malın peşin fiyatı ile taksitli fiyatı arasında genellikle bir ayrım yapmıyor.
Kredi kartı yokken, taksitli satışlarda ödemeler senetle garanti altına alınırdı.
Kredi kartı yaygınlaşınca, bir Türk işletmeciliği dehası ürünü olan kredi kartı
ile taksitle satış modeli geldi. Ama birçok satıcı, taksitle sattığı bir malın
bedelinin tamamını tek çekimle tahsil etse dahi indirim yapmaktan imtina ediyor.
Kredi kartlarının kullanımının yaygın olmadığı yerlerde veya kara listede olduğu
için kredi kartı kullanamayan ya da kredi kartına alışamamış vatandaşlarımız,
taksitle alışveriş yapacaklarsa, senet veriyorlar.
KANUN NE DİYOR?
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'a göre, tüketicilerin vereceği senetlere
uygulamada 'tüketici senedi' diyoruz. Tüketici senetleri sadece nama yazılı
düzenlenebilir, emre yazılı düzenlenemez. Senette, alıcının, yani senet borçlusunun
adı yazılı olmalı ve senette 'emrine' ibaresi yazılı olmamalı. Aksi takdirde
senet geçersiz olur. Ayrıca her taksit ödemesi için ayrı bir senet düzenlenmelidir.
.
EMRE YAZILI İSE...
Böyle bir olayda tüketici Belma Hanım, 2010 tarihinde 10 bin TL bedelli devremülk
satış sözleşmesi imzalar. Satış bedelinin 2 bin 500 TL'sini öder, kalan 7 bin
500 TL için 500 TL bedelli 15 adet senet imzalayıp verir. Devremülk satıcısı
senetlerden 11 tanesini ciro ederek başkalarına verir.
Senetleri ciro ile devralanlar Belma Hanım'a başvurarak, senetleri ödemesini
isterler. Belma Hanım ödemez. Sözleşmede kararlaştırılan sürede tapuda teslim
gerçekleştirilmediği gerekçesiyle devremülk sözleşmesinin ve verdiği senetlerin
iptaline, peşin ödediği 2 bin 500 TL'nin iadesine karar verilmesi için dava
açar.
Sonuçta mahkeme devremülk sözleşmesini iptal eder, Belma Hanım'ın verdiği tüketici senetlerinin ise nama değil, emre yazılı oldukları için zaten geçersiz olduklarına hükmeder. Tüketici senedi düzenliyorsak, bilinçli olalım, haklarımızı bilelim, bu satıcı için de geçerli, alıcı için de geçerli.