Öğretmen Adayları ve Açlık Grevi

Öğretmen olarak yetişen ancak istihdam alanı bulamayanların çığlığı her gün farklı bir şekilde duyuluyor. Son olarak, ataması yapılmayan öğretmenler, Ankara'da, Abdi İpekçi parkında, açlık grevine başladılar. Bu grev Cuma günü sona erecek... Bu grev eylemi vesilesiyle, Milli Eğitim Bakanlığına, bir kez daha, kamuoyunu tatmin edici şekilde bilgilendirmesi gerektiğini hatırlatıyoruz. Yoksa kimse olmayan kadrolara bizi atayın, fazladan öğretmen çalıştırın dememektedir. Açlık grevi vesilesiyle yapmış olduğuuz değerlendirme için başlığa tıklayınız.

Açlık grevine ilişkin forumdaki paylaşımlar
Öğretmen adaylarının açlık grevi sona erdi

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 06 Ağustos 2009 23:27, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Son günlerde yazılı ve görsel basında da sıkça yer aldığı gibi öğretmen adayları atanmamalarından açlık grevi yapmaktadırlar. Konuya duyarlı sendikaların da en azından bireysel ya da yönetimsel katılımlarla destek verdikleri açlık grevi aslında eğitim adına yapılan çok önemli bir konudur.

Dışarıdan bakıldığında atanamayan yani tabiri caizse KPSS den yeterli puan alamayan insanların yaptığı bir direniş olarak görülen ya da gösterilmeye çalışılan bu konu eğitimin yıllardır kanayan yarasıdır.

Öğretmenlerin kendilerinden çok ülke geleceğine karşı sorumlulukları olan bireyler olduğunu unutan siyasilerin; bu çıkışları, haykırışları ya da eylemleri bireysel olarak algılamalarını üzülerek doğal karşılıyoruz.

Bu öğretmen adaylarını büyük masraflarla yetiştiren devlet bunları istihdam etme zorunluluğunu da üzerinde taşımalıdır.

Tabii ki bunu yaparken ülke gerçeklerini göz önüne almalıdır. Fakat eğitimin en önemli husus olduğunu her defasında ifade edenlerin eğitimin en önemli unsuru olan öğretmen ihtiyacını karşılamakta geri durmaları düşünülemez.

Bunun da bilincinde olunarak 2002 yılında İzmit'teki mitingde sayın başbakanın o dönemin koalisyon hükümetine karşı ifade ettiği;

"- Şu sisteme bakın hele ülkede 72 bin öğretmen açığı var sen sınavla öğretmen seçiyorsun(KPSS) hangi akla hizmet ediyorsunuz? Bırak da öğretmenlerimiz okul seçsin göreve başlasın önüne niye engel koyuyorsun. Ama inşallah biz hükümetimizi kurduğumuzda bütün öğretmenlerimizi göreve başlatacağız ve öncelikli olarak eğitim sorununu çözeceğiz....?

Cümlelerinin gereği yerine getirilmelidir.

Memurlar.Net olarak o dönemde alevlenen "10 bin-15bin öğretmen açığı var" açıklamalarına istinaden ele aldığımız 14.11.2008 tarihli yazımızda ?Sayın Genel Müdür Necmettin Yalçın Gerçek Öğretmen İhtiyacını Açıklamalıdır? başlığıyla Sayın Personel Genel Müdürüne;

Sayın Genel Müdür;

1- Yürürlükte olan Norm Kadro Yönetmeliği ve İLSİS veri tabanında bulunan rakamlara göre her bir branşın Norm Kadro Sayısı Kaçtır?

2- Yine aynı verilere göre her branştan istihdam edilen (şu anda kadroları dolduran) öğretmen sayıları kaçtır?

a- Lütfen usta öğreticiler dahil ek ders ücreti karşılığı çalışan personeli bu sayıya eklemeyiniz.

b- Lütfen bu sayıya şu anda yönetici olarak görev yapan öğretmenleri eklemeyiniz.

Bu iki sorunun cevabını vermek tüm kamuoyunu çok rahatlıkla tatmin edebilecek niteliktedir.

İfadelerini dile getirmiş ve konu hakkında açıklama beklemiştik.

Bu konuda açıklama yapmanın kendilerine vereceği zararı gözetenler maalesef bir açıklama yap(a)mamışlardır.

Bunun yanı sıra İl Milli Eğitim Müdürlüklerinin kendi sitelerinde açıkladıkları boş kadro ilanlarını dahi yasaklama yoluna gitmişlerdir.

Konu Memurlar.Net'te ?Sayın Yalçın, Gizlemekle Sorunu Çözemezsiniz" başlığıyla yer almıştır.

Bugün açlık grevi yapanlar açıkça ifade etmektedirler ki; ?Bizi boş olan kadrolara atayın ve bizim yıllardır eğitimini sürdürdüğümüz alanda ülkemizin geleceğine yararlı olmamıza engel olmayın.?

Yoksa kimse olmayan kadrolara bizi atayın fazladan öğretmen çalıştırın dememektedir. Mücadele bunun mücadelesidir.

Dönem içerisinde yapılan tüm söyleşi ya da açıklamalarda ?100 bin öğretmenin kadroya alınması durumunda mevcut öğretmenlerin hiç ek ders ücreti alamayacakları bu nedenle çok sorunlar yaşanacağı? ifade edilmiştir. Bunun gerçek olmadığı yine memurlar.net'te, ?Sözleşmelilerin Kadroya Geçirilmesi ve 100 Bin Öğretmen Alımı!...? başlıklı yazıda, işin teknik boyutları da derlenerek ele alınmıştır.

Yani bu söylemlerle kamuoyu sadece meşgul edilmektedir.

Yukarıda sorduğumuz sorular birçok kez milletvekilleri tarafından da sayın bakana sorulduğu halde net cevap alınamamıştır.

Yeni bakanımız sayın Nimet ÇUBUKÇU'nun hukukçu kimliğine de güvenerek ve inanarak yukarıda o dönemde sorduğumuz ve geçmiş dönemde mecliste bizleri temsil eden sayın milletvekillerine dahi verilmeyen soruların cevaplarını kamuoyu adına talep ediyoruz. Bu cevaplar kamuoyunu rahatlatacak belki de (!) bugün açlık grevi yapanları utandıracaktır.

Sorular açık ve nettir:

Tekrarla;

1- Yürürlükte olan Norm Kadro Yönetmeliği ve İLSİS veri tabanında bulunan rakamlara göre her bir branşın Norm Kadro Sayısı Kaçtır?

2- Yine aynı verilere göre her branştan istihdam edilen (şu anda kadroları dolduran) öğretmen sayıları kaçtır?

a- Lütfen usta öğreticiler dahil ek ders ücreti karşılığı çalışan personeli bu sayıya eklemeyiniz.

b- Lütfen bu sayıya şu anda yönetici olarak görev yapan öğretmenleri eklemeyiniz.

Bu sorulara verilecek cevap bugün açlık grevi yapan eğitim neferlerinin davalarının haklılık ya da haksızlığını ortaya çıkaracaktır.

Dürüst ve ilkeli siyaset ile etik kurallarının gereği kamuoyunun doğru bilgilendirilmesidir. Geçmiş dönemde olduğu gibi öğretmen açığının 10 binlerde olduğunu söyleyerek (işin içine ücretli öğretmen, kadrosuz usta öğretici ve ders ücreti karşılığı doldurulan dersleri belirtmeden) kamuoyunu yanıltarak yapılan açıklamalar temsil edilen makama ve onun asıl sahibi halka saygısızlıktır.

Doğruyu söyleyip bunun gereklerini yerine getirememenin gerek ve gerekçelerini ortaya koymak ise erdemdir.

Kamuoyu bu konuda ivedilikle aydınlanmak istemekte konu ile ilgili açıklamalar beklemektedir.

İster memur olsun ister genel müdür, ister milletvekili olsun ister bakan, tamamının üzerinde öğretmenlerin hakkı vardır. Bu hak öğretmenliğin erdemi gereği her zaman helal edilse bile onlara karşı yapılacak yanlışlık ya da saygısızlık onların hayal kırıklıkları ile sonuçlanır.

Eğitime önem vermek lafla değil gerçek anlamda icraatla mümkündür. Bu icraatın gereğini yerine getirmek ise hükümetlerin asli görevidir.

Aksi halde Türkiye Cumhuriyeti yıllarca tartıştığı SBS ya da ÖSS'lerde sıfır çeken öğrencileri tartışmaya devam edecektir. Ağzımızdan düşmeyen Mustafa Kemal Atatürk'ün ?Muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmak? sözlerinin gereğini yerine getirmek ise asla mümkün olmayacaktır.

Maksut BALMUK
Eğitim Yöneticisi

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber