Savaşlar artık sadece cephede değil, sanal dünyada da yaşanıyor. Özellikle İsrail'in WhatsApp ve sosyal medya üzerinden İran'da suikastlar düzenlemesi, dijital güvenliğin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. ABD ve bazı ülkeler, güvenlik gerekçesiyle WhatsApp'a kısıtlama getirdi.
Akıllı cihazlar, saatler, evlerdeki akıllı ev aletleri ve internete bağlı tüm cihazlar, kullanıcıların konumunu ve verilerini sürekli olarak paylaşabiliyor. Bu durum, kişisel güvenliği tehdit ederken, veri merkezleri de stratejik hedeflere dönüşüyor.
Siber Savaşın Yeni Boyutu
Rusya-Ukrayna savaşı sonrası İran-İsrail savaşı da siber savaşa evrildi. İsrail, daha önce Hizbullah'ın elindeki çağrı cihazlarını patlatarak büyük bir saldırı gerçekleştirmişti. Ayrıca, Gazze'deki saldırılarda yapay zeka kullanarak sosyal medya paylaşımlarını analiz ediyor ve hedef belirliyor.
İsrail-İran Savaşında Dijital Taktikler
- İsrail füzeleri, 13 Haziran'da İranlı üst düzey komutanları evlerinde hedef aldı.
- Dokuz nükleer bilim adamı nokta atışı suikastlarla öldürüldü.
- İran, İsrail'in saldırılarına Microsoft'un veri merkezini vurarak karşılık verdi.
- İran, vatandaşlarına WhatsApp'ı silme çağrısı yaptı.
- ABD Temsilciler Meclisi, WhatsApp'ı tüm kurum cihazlarında yasakladı.
Dijital Güvenlikte Yeni Dönem
Meta, WhatsApp ile ilgili iddiaları reddetse de, kullanıcı verilerinin korunmasında şeffaflık eksikliği ve potansiyel güvenlik açıkları nedeniyle eleştiriliyor. Temsilciler Meclisi Siber Güvenlik Ofisi, uygulamanın yüksek riskli olduğunu belirtti. Geldiğimiz noktada, teknolojinin silah şirketlerinden bile tehlikeli olabileceği açıkça görülüyor. Artık hiç kimse ve hiçbir yer tamamen güvenli değil. Yerli İHA ve SİHA'lar kadar, yerli yazılım, yapay zeka ve işletim sistemleri geliştirmek de büyük önem taşıyor.
ÖMER TEMÜR